11 Kasım 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

11 Kasım 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

po — 11-10.937 TAN Gündelik Gazete BAŞMUHARRIRI Ahmat Emin YALMAN 'TAN'ın hedefi: Haberde, fi- k.rde, her şeyde temiz, dü- rüst, samimi olmak, kariin gazetesi olmıya çalışmaktır. maa aaa İ İ GÜNÜN MESELELERİ , Japonya İyi Gitmiyor | Çan - dapon harbinin üçüncü ayın dayız. Bu üç aylık tecrübeden sonru alman ilk netice şudur: Japonya İyi gitmiyor. Evvelâ harp cephesinde umduğu seri muvaffakıyeti elde edemedi, Karştlarma Çinliler muntazam ve bil. | yük küvvetlerle çıktılar, Japonlar | daha ilk taarruz hatlarında tuttular, Şimdi Sovyetlerden, Amerikadan ve ingiltereden Çinlilere silâh, mühim- | mat, tayyare ve saire akıyor, Çinin altın çoktur. bütün ihtiyaçlarını) hariçten temin edebilir, Sonra Japonya daha şimdiden harp için bir milyar Türk lirası sarfetmiş tir. Bu paranın bir kısmı cephede sar. fedilmiş, bir kısmı hariçten harp mal zemesi satın almıya tahsis olunmuş. tur. Bu para, Japon bütçesinin yarı- sma, muadlldir, Nihayet Japonya harici ticaretile ya sıyan bir memlekettir, Çıkardğı ucuz mallarla, dünyanm dört köşesini ken. | disine pazar yapmıştır. Beş liraya bi- | siklet yapan Japonyaya rekabet giç bir hale gelmişti. Japonyanın en bü. yük pazarı da Amerika ve İngiltere idi. Ihracatının yüzde 25 ini Ameri- kaya, yüzde 28 imi İngiltereye yapı. Yor, muhtaç olduğu ham maddenin Yüzde 75 ini de bu iki memleketten temin ediyordu. İngiltere ve Amerika, Japonyanın bu) vaziyetinden istifade ederek oradan mal almamıya ve oraya mal verme- miye başladılar, Bu vesile ile rakip- lerini ortadan kaldırmak için Japon) mallarına boykotaj yapmıya karar verdiler, Ingiltere ve Amerikanın Ja pouyaya boy il pi erp mesi demektir. Iktesadi ye al see) ime — Pain aponyayı bi. &üç bir mevki, eğil. kis sokmak de- Amerika Cümhurreisi TAN B. Roosevelt, dünya Sulhünü bozmak istiyen tehlike- lere karşı, zinde ve cüretli sözler söy- ledi. Ve kuvvetli bir nutkun içinde or- taya atılan bu sözler bütün dünyada derin akisler uyandırdı. B. Roosevelt diyor ki : "Dünya halkının yüzde onu, geriye kalan yüzde deoksanın emniyetini tehdit ediyor. ,, D ünyanm siyasi va- ziyeti o şekildedir ki komşularile barış ve dostluk içinde yaşamak istiyen bütün milletlere ve bü- tün insanlara ciddi bir endişe telkin etmemesine ihtimal yok- tur, Briyan « Kellog misakında ifade edilen yüksek emeller ve bu misakın uyandırdığı barış ümitleri son zamanlarda orta- dan silinmiştir. Bunun yerine üzüntülü bir felâket korkusu geçmiştir, Birkaç senedenberi dünya yüzün- de dehşet şartları hüküm sürüyor. Milletlerarası bayat asayişsizlik i çindedir... Son zamanlarda İş, me- di temellerini ciddi surette ç — ersağ tır, Harp ilân edilmeden, hiç bir ikaz da bulunulmadan, herhangi bir tarada hak İddislarma £girişilme- den; aralarında kadın ve çocuklar da bulunan siviller, havadan atılan Gindeki Vahşet ka > zamanda bitirneyi ai Ne u müşküllerle karsı remake Yalamak eh yan © bir harbe başladı. Açık eri yakıp yıkmıya, masum Çin “ *m1 İaYyarelerden bomba ve zehir mi m atarak öldürmiye teşebbüs 3 suretle cephe gerisinde panik mek Çinlilerin mukavemetini kır. gile penye bu hareketi tn.) a “merikada, hatti bütün! az Sok Tena akisler yaptı, Mil! iel Cemiyeti de dahil olduğu halde, ” arafta protesto sesleri yükse İ » #aponya bu protestolara gayet s0- | guk bir sevap verdi; iz harp yapıyorum. Masum açık sehir tanımıyorum. Kendi m selâmetinden endişe e- denler onlar, R 1 harp sahasından çıkara. halk, . Roosevelt'in Sesi Japonyanm bu cevabı Amerika Güm hurrelsini harekete getirdi, Roose- velt, yalar: Amerikan hallanm değil, bütüün insanlığın tercümanı olarak Ja, ponyanm bu hareketine misamaha e. dilemiyeceğini ilân etti, Çinde menfaati olan dokuz devlet, bir çarpışmanın önüne geçmek için, müştereken Çinin tamamiyeti mülki. yesini bozmamayı taahhüt etmişlerdi, Bunlardan biri de Japonya idi. Japon | Ya vu defn fiilen Çini işgale kalkınca | yamız bu memleketin tamamiyeti müj kiyesine değil, diğer devletlerin men- İnatlerine de taarruz etmiş oldu. Bu devletlerin de başmda İngiltere ye Amerika vardır. Uzak Şarkta Japonya, Avrupada. Italya ve Almanyanm takip ettiği emrivâki siyasetini tatbik ediyordu. Italya ve Almanya karşısında, demok rasilerin zâf göstermesi Japonyaya da cesaret veriyordu. Fakat ba defa Rooseveli'in beyanatı, Amerikanın Ay rupa demokrasileri kadar zâf ve a- bombalarla katledilmektedir. Güya sulh zamanı adı verilen Zümanlar. da denizelt; gemileri sebep göster. meden ve iptidadan hiç haber ver. meden vapurlar batırıyorlar, endi hesâplarma hürriyet ve K istiklâl istiyen milletler, başka milletlerin de bu hâkları jğ. yik olduğunu inkâr ediyorar. Ny. İuz, kudret ve Üstünlük hirslarına masum milletler ve İnsanlar zaji. manç bir surette feda ediliyorlar. Bu haris hesaplara hiç bir adalet hissi ve insanca düşünce girmiyor, » adında bir muharririn ge. genlerde. (Kaybolan ufuk) adiyle çıkardığı bir kitapta söylediği gibi, insanların öldürme sanatlerinde el. de ettikleri tekemmülleri, komşu. lar üzerinde pervasızca tatbik ede. cekleri ve dünyadaki bütün mede. ni kıymetlerin tehlikeye düşeceği zamanlardan uzak değiliz. İki bin senelik çalışma neticesinde insan. ların bir araya getirdikleri her ki. tap, her resim, her Musiki esepi, her sanat hazinesi, her yüksek kıy. met körkörüne çiğnenmek ve tah. Zip edilmek tehlikesine maruzdur. Bütün bu fenalıklar dünyanın başka yerlerinde cereyan edip gi. derken, Amerikanm kendini kurta. Tacağını, merhamet yüsÜ görece. Zini, kürenin garp nısfının tecaytiz kalacağını ve ahlâk! kıy. “iz göstermiye tahammülü olmadığını Söstermektedir. Amerika şimdilik do, kuz devleti bir konferans akdine da. vet etmiştir. Avrupada konferansla, | rın âkıbetini bildiğimiz için, bu do. kuzlar konferansından da bir netice ummak mümkün değildir. Amerika ve Ingilterenin elele ver. mesi Uzuk Şark davasının hallini te. mine kâfidir. Bu iki büyük demokra. sinin bu istikamette İlerilediklerini Kösterecek deliller de vardır. Binaen- aleyh Japonya bu bakımdan da İyi vaziyette değildir. M. Zekeriya SULHU TEHDİT | HASTALIKLAR İCİN KARANTİNA LAZIM! yaranın SÖYLİYEN ven, : REİS ROOSEVELT / İran... metlere ve medeniyete ait sanatle- re sahip bulunacağını hayalinize g* tirmeyiniz. E* böyle fona iktimnallerin önüne geçmek istiyorsak, dün kurtarmak emelinde bulu- nuyorsak, budünyada serbesti ve korkusuzca nefes almak ve yö” şamak arzusunda isek, barışı seven milletlerin sulha destek olabilecek yeğüne prensip ve kanunları kur» tarmak için el birliğiyle gayret gös termeleri lâzımdır. Barışı seven milletler, enuahede- leri bozanlara, İnsanca hislere Yö bancı kalanlara, beynelmilel anar“ $i ve kararsızık uyandıranlara kar- şı müşterek bir cephe kurmalıdır lar. Hiç bir millet tecerrüt ve bite raflık yoliyle kendilerini bu fens- ıklardan koruyamaz. Insanların vücudüne musallat 0 lan bir hastalık salgın halini almak istidadını gösterince bütün halk. hastaları karantine altıma almak ih tiyacmı duyar. Hastalığın etrafa yayılmazmın ve herkesin sağlığı! tehdit etmesinin önüne bu say€ geçilir. İNGİLİZ KARIKATÜRÜ 2 Vİ di istiklâl ve hürriyetlerine kıymet veren, komştularz için de hür olmak ve bâriş içinde yaşamak ve çalış- mak hakkm: kabul eden milletler elele vermeli ve dünya yüzünde hak kin ve İnsani prensiplerin zaferi için çalışmalıdırlar. Dünya yüzün- de barış, hakkaniyet ve emniyet hü küm sürmesinin biricik yolu budur. B milletin bir taahhüdüne, imza edilmiş bir muahedeye İnanmak imkân: avdet etmelidir. Şurası anlaşılmalıdır ki bir cemi- yetin varlığı için ferdi ahlâk ne ka- dar lâzımsa insanlığın varlığı için de milli ahlâk o kadar lâzımdır. Bugün dünyanm ber kısmı tek» nik bakımdan da, ahlâki bakımdan de biribirine bağlıdır. Biribirile tes şarlit halinde olmıya mecburdur. Hiç bir millet dilnyanın başka ki- sımlarındaki iktısadi ve siyasi şart ların tesirinden tamamiyle tecer- it edemez. Bilhassa bu tesirler â- ri bir mahiyet arzederse... Beynelmilel anatşi sulhün her ne Vi temelini yıkar, Her milletin bu Bünkü veya yarınki emniyetini mutlaka tehlikeye düşürür. Bunun e) T EDEN için beynelmilel muahedelerin mu- kaddes bir hale avdet etmesi ve bey nelmilel münasebetlerde ahlâk esas Yarma avdet edilmesi, Amerika mil leti için hayati kıymeti olan bir me seledir, Tecavüz maksadile silâh üzerine silâh yığan milletlerle, tecavüzden korkarak buna karşı müdafaa im- hâ: ı hazırlamak ihtiyacını du- yap milletler, milli gelirlerinin bü. ik bir kısmını doğrudan doğruya silâhlanmıya sarfetmiye mecbur o- layorlar, Muhtelif bütçelerde silâh lanma masrafı yüzde 30 ile yüzde 50 arasındadır. Bizim Amerikada sârfettiğimiz nisbet bundan çok aşağıdır. Ancak yüzde 11 ile yüzde 12 arasındadır. Siz ve ben, hepimiz buna rağmen İleriye doğru bakmıya mecburuz. Dünya halkının yüzde doksanının barış, hürriyet ve emniyeti, geriye kalan yüzde on tarafından tehdit edilmektedir. 'evzuu bahsettiğimiz mesele M yalnız birtakım muahedele- rin bazı maddelerini ihlâl etmek- ten ibaret değildir. Dünya ekonomi si, dünya emniyeti, ve dünya insan lığı da mevsuu bahistir, Dünyanın ahlâki vicdani haksızlıkların. ve bir esasa duyanan ıstırapların kal- dırımasındaki ehemmiyeti takdir eder. Fakat bu vicdan muahedele- rin kudsiyetini tanımak ve başke- larınm hukuk ve hürriyetlerine say gı göstermek ve arsıulusal tecavüz hareketlerine son vermek için de kalkınmalıdır. Barış siyasetini takip ederek har be karışmamak, her ameli “tedbiri almak azmindeyim. Başkalarına karşı müsamaha gös termek İstemiyerek bunlara âit hakları ve hürriyetleri tanımıyan bir millet, uzun bir zâman için kuvvetli kalamaz. Gerçi biz harp- ten uzak kalmıya azmetmiş bulu. nuyoruz. Bununla beraber harbin #elâketli tesirinden ve harbe karış- manm tehlikelerinden kendimizi emin bir halde sayamayız, Bir har. be sürüklenmenin tehlikelerini kü. çültmek için herşeyi yapıyoruz. Fa kat itimat ve emniyeti yıkarak or- talığı teşevvüş İçinde yaşatan bir dünyada kendimizi tam emniyete kavuşmuş sayamayız. Medeniyet yaşıyacaksa sulh korunmalıdır. Da ha mühimmi, barışsever milletlerin sulh dileği kendini öyle göstermeli ki anlaşmaların hükümlerine ve başkalarının haklarına tecavüze yeltenenleri bu yoldan çevirmelidir, Sulhü korumak için müsbet te- şebbüslere ihtiyaç var. Amerika harpten nefret eder. Onun için A. merika sulhü temin için faal bir su rette meşgul olur. GÖPÜŞLEP KİRA DERDİNDEN NASIL KURTULALIM? Izmltte memurların en büyük derdi nedir? Sorarsanız, şu cevabı alırmış- sınız: — Ev derdi! Bunu yazan gazete bu derdi şöys le izah ediyor: “Izmitte iki üç odalı bir evin kirası 20, 25, 80, 40 liradır. Bütçesi 40 - 50, nihayet altmış lira olan bir memur her ay bunun yarısını kiraya verirse, nası) geçinir?. Burada İki sene zar- fında 2770 ev yapılmasına rağmen, ev kiraları inmemiş, bilâkis artmıştır. Bu müşkül vaziyet karşısında memur lar, hükümetten mesken bedeli İste- meyi veya büyük bir inşaat şirketinin memurlara mahsus ev yapmasını tek- Hifi düşünüyorlar.” e Ev kiralarınm yüksekliği yalnız Izmite mahsus değildir. Istanbul, An- kara, vesair büyük şehirlerde de ey kiraları aile bütçelerini sarsan en bi- yük derttir. Ev kiralarmın yükseklie ği mesken buhranından gelmiyor. Mu harririn dediği gibi İzmitte iki sene zarfında 2270 ev yapıldığı halde kira» ların yükselmesi de bunu gösterir, Bu, ev sahiplerinin her türlü kayıttan uzak oldukları için yaptıkları bir ih- tikârdır, Nice memurları, halkı, bu kira buhranından kurtarmak için bi? şirketin ev yaptırması da kâfi değil dir, Ev kirası bedellerinin, halkı ma Jişet seviyesine göre kanunla tayini gerektir. Ev sahibi kira yükseltmek» te serbest kaldıkça bunun önüne EMEL, amam min amam Amerikada, Roosevelt iktidar mev. küine geldiği zaman bir kanunla bu bedelleri tayin etti. Ev sahipleri bu kanunla mücadele için bir cemiyet teşkil ettiler, fiyatları düşürmemekte ssrar ettiler. Sanayi amelesini teşk, Hâtlandırma komitesi de kiracıları teş, kilâtlandırdı, bir “kiracılar ünyonu” yaplı. Bunlar da ev sahiplerile mij- cadeleye giriştiler. Bu ünyonun tertip ettiği bir müsa» merede bir piyes seyrettim. Bu pi- yes, Nevyorkun kenar mahallelerin- de, ev kirası yüzünden azap çeken- ler tarafımdan oynanıyordu. Eserin mev şu; Babasız bir aile, Uç gocüs fu ile şehirin en sefil bir mahallesin. de oturan ana hastalanıyor. Olilm hd Binde, Çocuklar, sefil, perişan. Ev Sa hibi üç aydanberi biriken kiraları is temiye geliyor, parayı vermedikleri takdirde hepsini kapı dışarı edeceği ni söylüyor. Büyük çocuk hasta ana sınm sokağa atılmasına mâni olmak için her tarafa başvuruyor, hiç bir İ yardım bulamıyor. Nihayet çalmıya | karar veriyor. Bir gece yarısı bir ban kerin kasasını soyarken yakulanıyof, İ bekçiyi öldürüyor. Bu defa hırsızlık ve cinayet cürmile mahkemeye dü- şüyor. Bu mevzuda belki harikulâde bis şey yok. Fakat harikulâde olam şey tiyatro bittikten sonra, ev sahiplerile kiracılar arasedaki münasebetleri tanzime memur hükümetin resmi bir memurunun sahneye gelmesi, ve şa sözleri söylemesidir: — “Biz kununa rağmen ev sahiple- rile başedemiyoruz. Elimizdeki salâ- hiyet çok mahduttur, Siz kiraları â- zaltmak, buna bir hudut çizmek isti. yorsanız mebuslarınızı tazyik ediniz, kongreye tesir yapınız. Sizin için baş» ka kurtuluş çaresi yoktur. Zannediyorum ki, bizim için de ew nebi bir şirketin memur evleri yap- masımı İstemekten o zıyade, kiraların böyle ev sahiplerinin keyfine göre yülk selmesini menedecek bir kanun İste- mek gerektir. | Sabiha Zekeriya ma a Türkkuşu Filosu Memleket turnesini muvaffakıyetle bitiren Türkkuşu filosu, yakında #ora şu memleketlerde bir seyahate çıka» caktır. Ilk olarak bu ay içinde Bük- reşe gidilecektir. — — Kartalda Belediye Retisliği Kartalda belediye reisliği vazifesi" nin Kartal kaymakamı tarafından gö rülmesi hakkında Vekiller Heyetince verilen karar, dün vilâyete bildiril. i miştir. f

Bu sayıdan diğer sayfalar: