1/1/1941 HAYAT ve SIHAT bi ) İnsan neden zayıflar ? Amerikalılar her şeyi istatistik - lere göre halletmek sevdasında ol- duklarından insanların ömrünü de istatistiklere bakarak tayin eder- ler. Onların hesaplarına - bakılırsa en kısa ömürlü insanlar şişmanlar, en uzun ömürlü olanlar da zayıf- lardır. Fakat tabiat insanları birer birer ve her birini bir türlü yıratn-keı-ı ömrünü vucııdunun akkun-ın gore değil, vücud in ışlemeııne göre tayin ettığınden bir insanın az ve ya çok yaşıyacağı boyunun ve ığırlıgınm olçulerıne bakılarak kestiril Zaten amerikalıların hesapları si - gorta kıımpıııyılırmn-ı ödedikleri sigorta bedellerine göre yapılmış olduğundan zayıflığın uzun ömre delâlet ettiğini ispat edemez. Çün- kü sigorta kumpanyalarının beğen- dikleri zayıflar, vücutlarında belli başlı bir hastalık olmadan, sağlık muvazenelerini zayıflıkta temin e- debilmiş olan kimselerdir. Öyle za- yiflik hekimlik bakımından da mak bul olabilir. Guzellık bakımından kbul olma ve bağlıdır. Bı:ı yerlerde, bazı za - manlarda şişmanlar, bazılarında da zayıflar makbul tutulur. Ancak zayıflığın öyle muvaze- neli olması pek nâdirdir. le za- yıf bulununca, sağlık bakımından . bir tehlikeyle karşıl dan moda- işe yarayıp vücuda gıda olamazlar. Onun için zayıf insan kendini zor- layıp çok yese de gene tayıf kalır. Hazım uzuvlarında bozukluğa sebep olan sinir hastalrkları da bun- dan dolayı insanı zayıflatırlar. Mi- de ile barsaklar, kendi hesaplarına olduğundan ziyade, sinirlerin iyi işlememesi sebebiyle bozuldukla- rından hazımsızlıktan ileri gelen zayıflıklardan birçoğu sinirler dü- zelince kaybolur. Hazımsızlığa ve zayıflığa sebep olan sinir bozuklu- ğunu düzeltecek en iyi vasıtalar- dan biri de ılık suda banyo yap- maktır. Gizlice morfin veya kokain kul- lananlar da zayıf olurlar. Öyleleri- nin fena âdetlerinden vaz geçme- dikçe semiremiyecekleri şüphesiz- dir. Bazılarını da tütün içmek za- yıflatır ve tütünü bırakınca zayıflık geçer, Bu türlü zıyıfhklır vücu- dun zehirl mesinden ileri gelir demektır. Böy- le, zehirlenmekten ileri gelen za - yıflıkların en acıklısı, adı maalesef uyıflnmı meraklılarınım diline düş müş olan ilâcın ıebep olduğu za - yıflıktır. Bu ilâç insanı gerçekten pek çabuk zayıflatır. fakat fena halde zehirliyerek... Fakat kanser hastalığına karşı henüz bir çade bulunamadığından onun sebep olduğu zayıflık da ge- ya uygun olmasından dolayı teb - rik edilir. Fakat öyle zayıflara ba- karak modaya uymak istiyen tom- bullar çok aldanırlar. Zayıf gördüğümüz insanların en çoğu, muvazeneli zayıflar değil, bir hastalık sebebinden zayıflamış olanlardır. Bunlar hayat sigortası- na yazılmak isteseler bile, hekim muayenesinde, zayıflığa sebep olan hastalık belli olıeagmdun kabul e- dilmezler. Onv- için sigorta kum- panyalarmın hesaplarma ve istatis- tiklere girmezler. Bundan dolayı zayıflığın iyi veya fena olduğunu anlamak için istatistiklere hiç ina- nılamaz... Mikroplu, ateşli, bilhassa uzun süren hastalıkların insanı zayıflat- tığmı herkes bilir. Tifo hastalığın- dan, hattâ grip hastalığından yeni bir insanm zayıflamış ol - duğuna kimse şaşmaz. O hastalık- - lar xoçtikleıı sonra — bereket ver- sin — insan tekrar semirdiği için çiril » Bir de ihtiyarlıkta gelen zayıflığa çare bulunamaz. Buraya kadar saydıklarımdan başka, daha, hormonlardan gelen zayıflık da vardır. G. A, İngiltere'nin ticaret gemisi zayiatı azalıyor Londra, 31 aa. — 23 kânunuevl gece ya- rısı biten hafta içinde düşman faaliyeti neticesinde vukua gelen deniz ticaret va - puru zayiatı hakkında bahriye nezareti ta- rafından neşredilen haftalık tebliğe göre: 32849 tonilâtoluk ceman 15 iİngiliz vapu - Tu, 10451 tonilâtoluk ceman 8 bitaraf va - pur, yani 43.300 tonilâtoluk ceman 18 va- pur batmıştır. Bu müddet içinde müttefik- lerin vapur zaylatı olmamıştır. Almanlar aynı hafta içinde 38910 toni- lâtoluk vapur batırdıklarını bildirmişler- onlarda zayıflık merak edilecek | dir. şey değildir. Şu kadar ki, ateşli hastalığın tabii olarak zayıflattığı- nı hatırlayıp ateş devam ederken bolca şekerli süt ıçınelm:. ateş geç- tikten sonra da iyi yeyip içmekte nazlanmamak lâzımdır. Ateşli has- talığın verdiği zayıflık tabii olsa bile çok devam edince büyük za- rar verir. İnsanı zayıflatan mikroplu has- talıkların en fenası şüphesiz verem hastalığıdır. Zayıflarır pek çoğu bu hastalıktan dolayı zayıflamış ol- duklarından her zayıfın bir kere akciğerlerini muayene ettirmesi, bir de, göğsünün filmini çıkarthrmaıı hiç de fazla saytlmaz. Müzmin hastalıklar arasında in- sanı en çok zayıflatan mide ile ka- raciğer ve pankreas hastalıkları - dır. Bıınun ıehebını ınlımık dı işleyip dı yemeklerı hazmetmek Bahriye nezareti namına beyanatta bu - lunmağa mezun şahsiyet bugün demiştir ki: “— Zayiatın azalmasından memnun ol- makla beraber düşman tarafından ticaret vapurlarımıza karşı yapılan muhtelif teh- ditlerin sarih ve muntazam blt şekilde ö- Kitabın adı Nutuk Nutuk (üç ciltlik) Tanzimat cilt:'1 Âdemağlu Denizaşırı Fransız Medeniyeti Felsefe tarihi Halk Edebiyatı Antolojlıl İstanbul Sebilleri Mikellânj Muhammedin Hayatı Muasır Fransız Psikoljisi Napolyon Osmanlı devrinde son sadrâzamlar, Cüz 1 Son asır Türk şalrleri ctiz 1-10 Şâheserler Antolojisi cilt 1-2 Tiyatro tarihi cilt. 1 Arımaya (Çocuk kitabı) Hakikat Hukuk Felsefesi Dersleri İslâm Ansiklopedisi Evin İçi (Piyes) 'Teklif (piyes) Ayrılmak zevki (piyes) Denize giden atlılar (piyes) İnsan Sesi (piyes) * Seyyah (piyes) Dünya gözüyle (Piyes) Dördüncü (piyes) Yalnız (piyes) Dirlik Düzenlik (piyes) Satıldığı ye Yılbaşı hediyesi olarak tanıdıklarınıza bir kitap hediye ediniz. iyi bir kitap seçebilmenizi kolaylaştıracak şu listeyi okuyunuz. En güzel yılbaşı hediyeleri Eğer böyle bir arzunuz varsa Müellifi Atatürk Atatürk Mit V. Emil Lüdvik F. Rıfkı Atay Ernst Robert Kurtius Alfred Veber Salâhattin Ergun İzzet Kumbaracılar Namık İsmail Emil Dermenghem Georges Dvelg Hauvers Emil Ludvik , Mütercimi Ruşen Eişref Salâhattin Eyüboğlu H. Vehbi Eralp . Reşat Nuri M. Şekip Ruşen Eşref M. Kemal İnal M. Kemal İnal Vasfi Mahir Bedrettin Tunçel Nihat Adil Erkman Emil Zola Giorgio Del Vecchio Maarif Vekilliği M. Maeterlinek A. Çehof J. Renarâ J. M. Synge J., Cocteau Denys Amliel Ch. Vildırac M. Pieçhaud H. Duvernois G. Courteline V Reşat Nurl 8. Kemal Yetkin 8. Eyüboğlu Gaffar Güney 8. Eyüboğlu Orhan Burian İ. Galip Arcan İ. Melih Devrim Nüurullâh Ataç Fikret Adil S. Eyüboğlu Nahit Sirri Örik Maarif Vekilliği yayın evi Sanayi caddesi No, 31 ve bütün Ankara kitapçıları >YO K ror.l (kyon Postaları) TÜRKİ) ANRARA Radyot Radyosu Uuzunluğu — Meg./120 Kw. Mics./ 50 Kw. Mes./ 20 Kw. &: n L igar Fiyatı »BO 600 3850 120 230 85 200 80 60 1648 831.7 19.47 DA E TA Pimemleket saat ayarı, 8.03 - Aleri, 8.18 Müf Program (PL.), 8.45/9:08 - Yemek Jistesi, 12.30 Ptmemleket saat ayarl, 12.33 Mühşık şarkılar, 12.50 Aleri, 13.05 Mkr ve türküler, 13.20/14.0 Radyo Salon orkest. râğst Necip Aşkın idare- sin I— : Melodi, a—ler : Romans, 3— : Trokadero (Marş), â—gg : Dans, 5—n : Şimal siliti - şafak, 6— ; Vaggsang, Promemleket saat ayarı, Mücdiler (Pl.), KotiDış Politika Hâdise « Teri) Çocı Çoc4 müzik, Mem$ ayarı ve Ajans Ha berle Müziterek ve tek şarkılar, Radyegi, Müzij Heyeti, Konu 8.00 Müzil şarkılar, | 1 KÜÇÜK DIŞ HABERLER Madrid; 3r. a.a: — (D. N. B.) : Nazırlar heyeti, dün general Franco'nun riyasetinde bir toplantı yapmıştır. Heyet, bugün de bir içtima yapacakır. Çunking; 31. a.a. — Mâreşal Çankayşek Amerika'yı ziyaret eden hava generalı Şen- ka'ya yaptığı bu ziyaret hakkında mareşala izahat vermiştir. Santiago; 3r. a.a. — Cenubi Amerika'da- ki ingiliz ticaret heyeti reisi Lord Villipg- ton, dün buraya gelmiş ve bugün atlı ku - lübü tarafından verilen söğle ziyafetinde hazır bulunmuştur. Tokyo; 31ı. aa. — İmparator, hariciye nazırı Matsuoka'yı kabul etmiştir. Hariciye nazırı, umumi siyasi vaziyet hakkında imparatora izahat vermiştir. Belgrad, 81 a.a. — (D.N.B.) başlarında başvekil muavini B. Matchek bulunan Hır - vat çiftçi partisi gençlik teşkilâtı, Hırvatis- tan'da faaliyette bulunan ve partinin ldeo- lojisine muhalif gayeler takip eden bütün lâtın feshini talep etmektedir. nüne Mamafih son iki hafta içinde batan vapur- ların adedinin azalması donanma tarafın - dan ittihaz edilen mukabil tedbirlerin e - saslı bir surette bu “açık yaraya,, tesir et- tiğini göstermektedir.,, -Mevlüd Zevcem merhume Sabahat Korman'ın ru- hunu tâziz için 8-1-941 ecuma namazını müte- akip Hacıbayram camilinde mevlüt okuna - caktır. Kendisini seven ve tanıyan dostla - riyle arzu edenlerin teşrifleri rica olunur. Atina; gı. a.a. — General Metaksas ve uızılıı elçisi B. Palairet, İngiltere ile Yu- da kültür betleri hak kında bir anlaşma imzalanmışlardır. Çunking; 31. a.a. — Kısa vâdeli ingiliz - amerikan kredilerine ait ticaret garanti an- laşması altı ay daha uzatılmıştır. Bundan maksat, Çin'in İngiltere'deki mübayaala- rını kolaylaştırmaktır, Bükreş, 81 a.a. — (D.N.B.) Moskova'da Sovyetler birliği İle rumen hükümeti ara - sında müzakereler bitmiştir. Sovyetler bir- Hği Romanya'dan mtihim mikdarda kereste alacak, Romanya'ya kuru balık satacaktır. şingyu'yu kabul etmiştir. General, Ameri- 1 B. Antonesco mihvere teşekkür ediyor Bükreş; 31. a.a., — (Havas) : Yeni sene münasebetiyle general Anto - nesco, romen milletine bir beyanname neş- retmiştir. Başvekil, son ayların hâdiselerini hatır- sonra, R! ya yi kları yar- dımdan dolayı mihver devletlerine teşek - kür etmekte ve şöyle demektedir 1 “ Memleketimizin vaziyetini takviye et- tim ve dünyanın üç büyük imparatorluğu- nun müzaheretini temin eyledim. ,, *“ Devleti, şeref ve çalışma esasları üze- rine bina ettik. Ne şerefimizden ne de mil- letin istikbalinden fedakârlıkta bulunduk. ,, Bi Teri Krtal $ birliğe dâvet ederek ıöxledni bitirmiştir. neşredilecektir. Presburg, 81 aa. — Para piyasatının müü- sait vaziyeti dolayısiyle banka mevduatına konulan moratoryomun önümüzdeki sene ba şında kaldırılması muhtemeldir. Bundan baş- ka faiz hadlerinin de indirilmesi bekleni- yor. Stokholm, 81 a.a. (Royter) Nazi organı romanı... İsveç gazetelerinden “Dagens Echo” nun 20 BUGÜN ea Ulus Sinemasında Türkçe sözlü ve şarkılı şarkın ve Mısır'ın en gü- zel sesli kadını en yüksek facia artisti Fatma Ruştü nün yurıltıgı Saadef Yuvası Faziletli bir genç kizın acıklı Şehvant heveslerle ko- Müzihagetlcümhur Bandosu (Şef Künçer). ı— E, ; Mısır Marşı, a— R:Rigodon de Dardanus, 8— Cünck : Senfoni re Mi- nör Nento), 4— Pâne : Yunan dansı ve Bakana Memlek, ayarı, Ajans Habef- leri; Zi.şham . Tahvilât, Kam biyo - Borsası (Fiyat), 22.45 Müzik tnt (PL), 23.25/a330 YabDrogram ve Kapanıfı — Kılllay AL Merkezi Relsli- ğinderl Kalraman | (çin evlerinde he diye lyaan Sayın Ankaraâ” lılara Dİr kola/ olnak üÜzere mer- kezimiZde tagaı eltân kamiteniü teşebpilsiyle Üatı| Mmerkezi tesil edilmitir. sazlı arapça -— Mehmeğe hediye Dit edilmiştir: * Pamukl! Yün çoi ve 28 künunuevel tarihli nüshaları hüküme- tin emriyle müisadere edilmiştir. Bu nüsha - larda ingilizler aleyhine makaleler neşredil- miştir. Tokyo, 81 a.a. — (D.N.B.) Japon do - nanmasına mensup tayyareler Çunking'in 800 kilometre kadar şimali garbisinde Ço - engtau tayyare meydanını bombardıman e - derek yerde bulunan 18 tayyareyi imha et - ,şan bir zenginin akibeti Ayrıca son harp jurnalı Seanslar : 14. - 16.15 - 18.30 ve 21 de 10. - 11.30 ucuz matinelerde SAHRA YILDIZI Gece için yerlerinizi kapatınız. Yün elden Kar batı Batış Merke 1.— Ahafı kumaş mMâğaza, 2 .— Yenişetrde Milit Pyango sa- tış merkezi, $—K Zânesi. gunlardıı cadgetiyle Haba nda Birkez ee vazifelerini göremeyince yemekler — Ne yapacaksın ? — Bunu henüz kati olarak bilmiyorum. Güzel resim yaptığımı sen de biliyorsun. Evelâ bunu tecrübe ede- ceğim. Muvaffak olamazsam başka bir iş arıyacağım. Ben herşeyi gözüme aldım. İcabederse, tuvalet salon- larından birine model olarak gireceğim, — Model mi ? — Niçin hayret ediyorsun ? Ayağa kalktı. Elini beline dayadı : Zevel : Seyfi Korman Müzakereler hakkında yakında bir tebliğ mişlerdir. — Vücudum güzeldir. Herhalde iyetle alır- lar. Maria bile endamımın kendisinden daha güzel ol- duğunu itiraf etti. Neye öyle bakıyorsun ? Vilmoş, zoraki bir tebessümle başını salladı : — Hakikaten öyle, dedi. Gözlerini yumdu. Hayâlinde Maria'nın gençliği can- landı. Bütün vücudunu tatlı bir gevşeklik sardı. Margeret, telâşle sordu : — Fenalık mı geldi ? Vilmoş, birden irkildi : — Hayır, Annenle, seni mukayese ettim , ,. Ben, Maria'yı daha senin dünyaya gelmekliğin bahis mev - zuu bile olmadığı bir zamanda tanıdım ... Fevkalâde güzeldi. Fakat, sen ... Sen ,.. Ondan bin kere daha güzel ve cazibsin... Genç kız elini kaldırdı. Çapkınca bir edâ ile Vil - moş'u tehdit etti : — Kur mu yapıyorsun? Hastalığının hafif olduğu- na şimdi ben de inandım. Yalnız, zavallı Gizella endişe ediyor. Karına söylerim diye korkmuyor musun ? Vilmoş, dişlerini sıktı. Yüzü gerildi, Kaşlarını çattı. Genç kizı, tepeden tırnağa kadar süzdü. Biraz sert ve kati bir sesle söyledi : » — Ben hiç kimseden ve hiçbir şeyden korkmam. Yi- ne tekfar ediyorum. Annen bir zamanlar bir eşine tesa- düf edilemiyecek derecede güzel bir kadındı. Fakat, o kadar. Onun güzelliği bir heykeli, bir tabloyu andırı- yordu. Onda ruhdan eser yoktu. Sana astl bir kan ka- rıştı. Köröşi'nin kanı,. .. Kızın, yüzü çatıldı 3 Yazan : MİHALY FÖLDİ — Keşke bunu söylemeseydin Vilmoş. Geçen akşam, annemin yine suvaresi vardı. Evde kalmak istemedim, Tiyatroya gittim. Ön sıralardan birine oturdum. Biri- sinin bana dikkatle baktığını hissettim. Başımı çevir - dim. Localardan birinde kalabalık bir grubun arasında Köreşi ailesinden iki kişinin, Yanoş Köröşi'nin ağa - beysiyle, kız kardeşinin de bulunduklarını gördüm. Kız kardeşi bana bakıyor ve ağebeysine hakkımda İza: * hat veriyordu. Yüzlerine gülümsedim. Kontes derhal başını çevirdi ve bir daha benimle alâkadar olmadı, Ne dersin bu İişe ?,. — Üzüldün mü ? — Gayet tabil olarak canım sıkılaı. iışte o zaman, bu memleketten uzaklaşmağa katf surette karar verdim. — Ne zaman hareket ediyorsun ? « — Yarın sabah. Parls ekspresiyle ... — Paris ekspresiyle mi ? Peki, Patis'e ne vakit va- racaksın ? — Pazar günü öğleden sonra,,. » — Nereye ineceksin ? * — Herhılde khçük bir otele TW Bır ıürü otel adresi g i beğenirsem, orıda y:ıl:;ece im, Sen, Paris'i seversin değil mi ? — Hem de çok severim Margeret ! Sayna sahille - rinde dolaşırsen selâmımı söyle. Eğer Montp 'a Türkçeye çeviren: F. ZAHİR TÖRÜMKÜNEY — 178 — lâm ederim. Hülâsa, Paris'de bulunan herkesi, herşeyi selâmlarım. Bu güzel diyarda yaşıyanlara gıpta ede - rim, Seni de içine alacağı, bağtına basacağı için bu gü- zel şehire haset duyarım. Senin de onu seveceğini dü- şündükçe kıskançlıktan çılgına dönerim. Fakat, artık, git buradan, derhal git !,. Genç kız gülümsiyerek yüzüne baktı ! —Benmi .. — Evet,sen ! Ayağa kalk ve hemen git ve bir daha buraya gelme... | Margeret, şaşkın bir halde ayağa kalktı : — Anlıyamıyorum ,,. — Elini ver, onu son bir defa sıkayım. Margeret, büyülenmiş gibi elini uzattı. Vilmoş, bu güzel, bu zarif eli hırı!ı yakaladı, dudıklınnı ıotül. dü. Kadife gibi y k deriye ge çirdi. Genç kız hafif bir çığlık kopırdx Vilmoş, süratle kızın elini bırakarak bqırdı 1 — Daha ne duruyorsun > Git, diyorum sana, işitmi- yT T verdin Vilmoş... ; Ş — Bir kelime bile istemiyorum! Delıll — Pek âlâ, Vilmoş.. Margeret, karyolanın üstünden ılPkmm. eîd?'n_ lerini aldı. Mütereddit adımlarla oday: terketti. ».. Vilmoş, arkasından koştu. Kapuya Yaslandı. y kırmağa başladı. İçini boşaltıncıyasraday ağladı ra bir deli gibi, odanın İçinde jağa dkbşm.'&% bir hâale gelince yatağına AZandı. *t ı;? kapıya dikti. | xx ç Akşam saat sekize doğru Pprofe ı odasına girdi. Vilmoş'un ıa;la:'on_' — Yavrum, maalesef buglme İk tedavi tarzı müsbet bir nguc&î Küçi meliyata kati zaruret hasıl 9Oin korkmlyet basit bir ameliyattır. | Vilmoş, başı u::undavdurıa.ya bıktlpnrl gözlerini babasının gözlerin | — Ameliyat ne zaman ya — Yarın öğle üzeri, * | — Kim yapacak? | Profesör Loşonsi, mell"!rltörnp ini söyledi. Sonra ilâve etti; | — Merakvetme, yirmi da, z k tir.. Zaten gayet 'hemıyqerııyouğ. İki hafta sonra hiç bir şeyinâk — Arglal gibi yor musun ? Gözlerinin bana acıyarak bal ta- hammül edemiyorum. Korkma henüz çıldırmadım. Ne yaptığımı biliyorum. Haydi, çabuk çık buradan ! Aksi takdirde.., Seni öldüreceğim. Hâlâ anlıyamadım ? .. — Bunları ciddi mi söylüyorsun Vilmoş? daki adamlara hepsini ayrı ayrı sevdiği- Yatak fırladı, Kızı göğsünden itti. — Çekil buradan! Margeret, dehşet içinde kekeledir — Kulaklarıma îwm_ Sen, beni dalma 8e- Katkadat Kendini tofn 'derhal siahata çıkarsın. b | Bu son cümleyi söyleri, mânalı Czella'- nın yüzüne baktı, — Fakat, ııııuıığımınunu katt —ur-tu hâlâ öğrenemedim. — Oğlum, bunu kaç 'llm. llld.ni çük bir Ülser var. Ç —i:.'.._.-—"— DE ee