19 Şubat 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

19 Şubat 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 —6—VAKII 19 ŞUBAT 1932 © beyanatım üzerinden henüz bir ay geş Alpullu fabrikası dün de veremedi Alpullu şeker fabrikası di tacirlerine 40,50 liradan bir geker vermiş, tüccarlar da 42 Tira ir rinden esnafa we ereilere satmış » Tardır. Şirket şekercilere vermek ü zere vadettiği 12 vagon şekeri dün de! vermemiş ve mürncnat elen şekercile- re, avukatımız burada değildir. Onu beklemek mecburiyetindeyiz o Bunun için bir kaç gün sonra müracaat eder| siniz. Cevabını vermiştir, Bunun üzerine şekerciler (tekrar ticaret mıntakası müdiriyetine gide - rek bulundukları müşkül vazıyeti an- Jo'muslar ve bir kaç gün evvelisine kas! bu idd'alarını vesikayla ispat etmele- rini isiamişlerdir. Dün temas ettiğimiz şekerciler son | vazıyet hakkında şunları söylemişler dir: — Alpullu şeker fabrikası mü - dürü Hayri bey evvelki gün gazete - lere verdiği beyanatında, fabrikanın elindeki normai şekerin tükenmesine sebep olarak alâkadarların her ihti. Mali düşünerek farla şeker almaları. mı göstermistir. Halbuki Oböyle bir şey yoktur. Şekerli maddeler âmillerin den başka ilerisini düşünerek şeker 2- lan kimse yoktur. Halluki böyle bir gey olmus elsa bunu evvelâ bizim yaps mamız icap ederdi. Apne fabrikası erkânr bundan bir müddet evvel gene © gasetecilere verdikleri beranatta IAakal üç aylık Mtiyaca tekabül edecek kadar ellerin- de şeker oldeğunu #«5ylemislerdi. Ba medi; halde Alpullu bn defn da İs Mklâkin fazlalığından sekerinin bitti. ei ve elindeki malın da devniri hü » atme'e ve cihet; askeriyeye olan ta - #hhüdatma ancak k et edebileceği.| si ilân etti. l Bir ay evvel üç aylık ihtiyaca kâfi şekerleri olduğunu söyliyen Alpullu şeker fabrikası erkinmm © zaman! devairi hTimete ve cihetj askeriyeye) olan tanhhüdatınr hesap etmediklerini! Türk - Yunan Muhtelit Mahkemesinde Türk - Yunan mahkemesi dün- kü içtimaında 12 dava rüiyet et- miştir, Bunlarm on biri talik e- dilmiştir. Andonyan isminde bir Yunanlı tarafından İzmirdeki em- lâkine mukabil 2800 altın Türk lirası verilmesi hakkında bükü- metim> aleyhine açılan dava reddedilmiştir. erme saanen ere een rinin kazançları 25.000 Sterlindir. Maugham, Wodahouse, Hut - © chinson, Arlen, Openhayim ve Deeping senede 15 er bin Sterlin ” Galsworttey, Gilbet Frankaw, © Ben Travers, Filip Gils'in muhar- virlikten senelik kazançları on bin! Sterlinden fazladır. Muharrir Şenif, (Yolculuk s0-| nu) ünvanlı eserinden 50.000 Ster | lin almıştır. Noel Coward, (Acı ter) adlı operetinin ilk tabından 30.000 Sterlin almış ve bilâhara © bu para 100.000 Sterline varmış - o tar. Bu eserin Amerikada da tabı! onun telif hakkını 250.000 Ster- — line çıkarmıştır. Hut chinson (Kış gelirse) iinvanlı eserinden 70,009 in kazanmıştır. Wells, tarihin umumi çerçe - — vesi ünvanlı eseri için 80.000 Ster Tin telif hakkı almıştır. —— Lew Wallace, (Ben Hur) ese- “ri için 80.000 Sterlin telif haklar “almış bulunuyordu. © Kadın muharrirler içinde de bay- © Ki mühüm para alanlar vardır. Ed- - Ba Farber'le Fanni Huerst senede — B0 ar bin Sterlin kazanıyorlar, | ve | yada kâfi şekerimiz vardır İ nm okkenda sekin Imruş yükselmiş ok “wvazıyetimizi “Şekerciler iddialarında i ısrar ediyor ri 12 vagon şekeri zannelmiyoruz. Alpullu fabrikası bu n ihdas ettiği bu Ovazıyetle biri # bir mevkide bıraktı. Fabrika ess'ilari hükümeti üç aylık ihti. şeklinde temin etmemiş olaydı hükümet hesa - bını ona göre yapacak ve kontenjanı ihtiyaca göre tesbit edecekti, Halbuki Alpullu bu hususta böyle hareket et» medi, Alpullu ba gün meydana getirdiği vazıyetten İstifade edecek ve Uşaktan getiriyorum diyerek 34,5 liraya sattığı şekerlerini 42 liraya satacaktır. Fab. Tikanın bu İşteki hüsnü niyet; Trale- yada yapacağı satışla da anlaşılacak tır, Fabrikadaki şekerlerin Trakya » nm ihtiyacı için ayrıldığını osöyliyen fabrika mümessilleri acaba bu şeker. leri kaç kuruştan satacaktır? İşin daha garip bir tarafı vardır: Alpullu, İstanhulda 34,5 liraya sat- tığı şekerleri Trakyada 37 liraya sat-! maktaydı. Aradaki bu iki buçuk lira fark için de Trakya tilccarı şekeri İs- tanbuldan alsa 31,5 liradan alacak. Fakat bunun için Trakyaya (kadar navlun ücreti ödiyecektir. Binaena- leyh bizim aldığımız fazlalık bü naysl landan ziyade tutmaz. Tarımda bir ince hesap yapıyor ve hareketini ma- zur göstermek istiyordu. Fabrikanın bu hareketi karşısmda Trakya Hecarlarımın İstanbuldan şe ker almıya başlamaları özerine fabri- ka 37 Nradan yarım lira (indirmiye mecbur olmuştu. Buda fabrikanm bu gün Trakyada şekerlerini kaça sa- Macağına bir misal olabilir. Muhsle kak olan bir şey varsa o da şekerli me vat Amillerinin bu gün müşkül bir mevkide kaldıkları ve şeker fiatları- m duğu keyfiyetidir.” Biz vekâlete bildirdik. Ümlt ederiz ki hü- kümetimis buna bir çare düşünecek ve bulacalığır, Şekereflerin ba söyledikleri hakkm. da Alpullu şeker fabrikası mümessil. lerinin de dün ne diyeceklerin! öğrensl mek istedik. Fakat söz sövlemiye sa- Tihiyettar kimseyi bulamadık. a a a Otobüs işletmek imtiyazı etrafında Haber verildiğine göre, elek- trik şirketi direktör! M, Hanses, Ankarada Nafıa Vekdletiyle te- maslara girişmiştir. Direktörün bu temaslarda İstanbulda otobüs işletmek imtiyarrm talep ettigi söyleni'mektedir. otobüslerin son zamanlarda tranvaylarla rekabe- ti, şirketi çok sarsmıştır. 18 Şubat 937 Kambiyo Frnsiz Fringi 1 Ingiliz İran Re. Te Türk İran Diger erronee Kor Nukut v0 Prank (Fransız Oisteriin "İngiliz MPolar “Amerika Lira Tİraiya — -—- BORSA HARICI Alam gi Mecidiye 4 Bankomat | 31 İ Smetema, ve Dvorgek'm eserleri — 28,25 Takvim — Cüma 19 Şuba 2 ind ay 1932 19 Şevval 1350 Senenin geçen güüleri 5i kalan günler 313 Güneş — Dopuşu 6,57 Fanı (7.45 Namaz vakitleri — Sabah $31 Öğle 1299. ikindi 1522 Akşam (746 Yatsı 1914 imsak 518 Hava — Dün hararet derecesi azami 1, nsgari nakıs çarımdı. Bugün hava ka palı olacak. rüzgir Mutavasıt süratte poyrzdan eşcerktir. Kar yağması iht mali de vardır. Rady Istanbul — 18 den 19 « kadır gramolon (930 dan 20,30a kadar Vedia Rıza hanimin iştirakilesaz 2030 dan 2le kadar Habibe Molla 21 den 22 ye kadar F. Inci hanım iştirakile sez, $3den 22303 kadar tango. Hellsberg — (2744 m 75 kilo vat) 920 Jimnestik — 13 Belinden ma- kil — 1745 konser — 20,15 halk gar clan — 31,15 Berlinden nakil Viyana — (5182 m 20 kilovat) 18 orkestra — 20 felsefe konferansı — 2035 koro ve sazlar'a Bethoven'in “Mis sa Solemnis, eseri — 23 ses konseri, Lahti — (1796 m 54 kilovat 18.25 akordeon — 90 or.estra — 21,25 hafif musiki, Budapeşte — (550 m. 23 kilo yatı 1015 konser - 1305 konser — 18 radyo konser — 21 konser — 2215 Macer halk şarkılam — 23,30 konser ve operadan nakil Roma — (4! m 75 kilovat 1345 konser — 1830 ses konseri — 18,45 konser — 92 bir oneret Varşova — (1411 m. 158 kilovat) 18,18 konser — 21 15 filermeninin sen fonik könseri — 2350 dans, Bükreş — (2905 m 16 kilovat) 13,48 haber — 18 orkesra — 19 ba ber — 2040 şarkı — 21 viyolonsel 40 Ie — 3148 piyane 860 —- 2245 ke man se, Praga — (486 m 60 klon 19,0 haber — 20 MİN tyatrodın ne kil — 20.20 musiki Moskova Stehlkovn — (1208 m.) 17.20 dan 23 e kadar naki Yarın 20 Şubat Hellsberg — (2:44 m 75 kile. vat O3U Şimnastk — 1240 Berlinden akil 1405 orkestra — İ7,lö kon- set — 20 şarkı ve piyanoşla babrat — 2 0 keman reslişi — 91.15 balk şar kılar — 9320 Berlinden nakil. Viyana — ($1â2 w. 90 Kilom 14 korser — 16,95 çocuklar İçin tiyat ro — 1745 orkestra — 2030 solo şar. kı — 1 diyete — 23 Perlinden nakfi Budapeşte — (550 m 93 kilo- vat) T0,(1S kanser — 1305 konser — 19 opera erkestrisı tnrafhındam opera pars çalan — 204 Urbach, Lehar, Po'ger, Nagvpal, Jarsi ve Rombergin eserlerin. den parçalar — 20,45 tiyatte — 2430 Tsgin orkestrası. Roma — (441 metre, 75 kilovat 1345 konser — 1830 şarkı konseri — 1845 ortesirn — 92 opera Varşova — (1411 m. 158 kilavari 1835 konser: Monluszko, St Ssens, Bilinski, Moskovski «. s v. 8 den par çalar — 19.30 gençlik konseri — 21,15 hafif musiki — 93,10 Chopen'im eser leri — 2350 dans Bükreş — (3905 m. 16 kilovat) 13,45 haber — 18 mesiki 19 ha ber — 19,10 orkestra — Yi carbant — 22.18 Viyana havalan — 2245 hiber, Stokholm — (4:6m 75 kilovan | 17 hafif musiki — 2050 skeç — 2150 dans, Eeromunster — (4666 m. 60 kilovatı 1630 armonik konseri — 20 | çanlar — 23 suvare, mosiki, konferans, haber ve dans. Praga — (485 m. 60 Kilovan orkestra konseri; Fibieh, Ostroil radyo film. Meskova — (1491 m 49 kile. var) 18 işçi gazetesi — 1830 Kıml or. du gazetesi — 19 köylü garetesi — 2030 radyo gezetesi. Matbaamıza gelen eserleri Darllibedayi mecmuası 27 inci sayısı çıkm, Müsahip zade | Celti beyin orta ovunn hakkındiki ha uralarım, Alman fivatro #mrhine dele bir tetkik yasını, M Kemal beyin veni #in'ac İsmi makalesini, Akın piyesine #it resimleri ve san'at haberlerini muh tevidir. Tavsiye ederiz. * serininde siren derhal — Nasıl diyeyim bilmem. Sizin! hastalığınız onun hususiyeti değil. Maamafih kendisi çok âlicenap ve çok âlim bir zattır. Margi telefonu kapatınca doktor Sordu: — Nasıl, şimdi inandınız mı? — Evet, — O halde bana hastalığınızın nâs 8ıl başladığını, nasıl ve ne gibi tedavi- lerde bulunduğunuzu anlatınız baka « yım. — Neye yarar ki, hiç bir ümit yok. Doktor omuzlarmı silkti: — Ölüm de böyledir. Ondan ümit yoktur. Fakat insan yaşadıkça ümit mevcuttur. Bir çok kereler, hastala - rm can çekiştikten sonra kendilerine geldikleri ve yaşadıkları görülmüş - tür. Asabı basarmızda, herhalde kü“ çük bir hayatiyet var ki deminki elek trik şuaatmı hissettiniz. — Yani, ne kadar ihtimal vardır dersiniz. Doktor tereddüt etmeden: — Binde bir, dedi cümle asabiye- niz yerinde Niçin âsabı basarız zo» yıflamış, niçin faaliyetini yapmıyor? — Binde bir ihtimal? — Fakat srfrr değil, Ve mademki! ihtimal sıfır değildir, bir hastanın nev mit olması doğru değildir, ve hasta bu ihtimale karşı tedavide devam et » melidir. Benim prensibim bu. Vakıa! henüz akademiye bildirmedim ama, bu böyle. Siz de, Margi olmanıza rağmen benim tecrübelerime esas olan birisi olabilirsiniz. İlim ve tetkikat karşı - sında, bütün İnsanlar birdir. — Ye bu, çok doğrudur. — Binsenaleyh sunllerime cevap! vermenizi rica ederim. Artık bu sefer Oviyak hepsini an» Tattr. Hastalığınm nasıl başladığını, en mütahasem doktorlara müracaat et tiğini söyledi. Doktor Suvarof: — Stirkininle bir neticeye varmak kabil değildir. ğ — Peki binde bir ihtimal vardır di- yorsunuz. — Buna da teşebbüs için bu şato“ yu birakıp Parise gelmeniz lâzımdır. — Asla! — Tetkik etmekte olduğum husu » st şırmgaları ancak İâboratvarımda yapabilirim, iki üç, baran daha fazla, gün tetkik etmekliğim Tâzrm, Halbuki burada anenk bir kaç saat kalacağım. — O halde asirim Mösyö, sizden te essürle ayrılacağım ve bu binde bir ihtimali tecrübe etmiyeceğim, — Haksısarmız Mösyö. — Bunu bukabil size karşı yapmak variyetinde olduğum fena kabulü u - mutturmak İçin yemeğe kalmanızı risi ea edeceğim. Otomobilim sizi trene yetiştirebilir. — Hayhay. Kabul ediyorum. — Hem de, şu noktayı halletmedik. Acaba benim namrma size kim tele- fon etti, Esrarengiz bir mesele değil mi? — Hakikaten öyle Bir mftahassıs| gönderen bir hırmz kadm. Hergün ras Tanır şeylerden değil. Bununla bera « ber sukut etmiş kimseler arasında da merhametli olanlara rasşelinebilir. Nerede kaldı kj bir âmanm hali in. nm merhâmetini çok tahrik eder, Asa ba bu kadın da böyle bir tesir altında mı kaldı? Yemek esnasında hep bu meseleyi konuştular. Fakat hiç bir neticeye vâ- sil »lmak kabil olmadı. Fransada yüz! bin kişiden fazla adam doktora tanri yordu, Rus şivesine (gelince, bizzat! Margi de bunun taktit edilmek sure - tiyle yaprlahileceğin; söylüyordu. Dektor Suraref giderken, nihayet, İkisi de, hrrszm bir İyilik yapmak “ww yetiyle telefon ettiğine karar vermiş-i derdi, Dekter gittikten bir müddet sonra! kont Kastelmeyran amcası ziyarete| geldi. Margi, hadiseyi anlattı. Kont; — Garip, dedi, çok garip. Fakat; ariz ameacığım, doktorun tavsiyesini yapmadığımız İçin sizi haksız buluyo- rum, l İhtiyar bir türlü fikrinden vazgeç- miyordu; — Binde bir fhtimalle ne olur kü, İl dedi... — Amea, ne olursa olsun ben sizin Parise Nakiedem ta. » ve bu ihtimali de yoklardım, ilem mf zuu bahsolan şey göz olduğuna nazi” ran... Tereddüt bile caiz değil, AMG” cığım, çok rica ederim Parise gidiniz Sizden bunu muhabbetim namma İS“ tiyorum, — Teşekkür ederim yavrum, Hel? bir düşünürüm. — A... Size bir şey söyliyecektin az kalsın unutuyordum. Burada dost” larımdan birisine randevu ( verdi Mühendis Lartig isminde bir genç» — Burası da senin efin, pek âlâ b liyorsun. Bana bir tek oda kâfi, — Yani onunla görüşmek istemi” yor müsünüz? . — Evet. — Bilâkis, onunla görüşmelisinis Çok zeki bir adamdır. Hem de hafiyeliği yapmak istiyor. Geçenleri? bizde, yemekte bir hadise oldu da O münasebetle... Belki sizin de işini ze yarar. — Şatoya nasıl gelebilecek? — Kendisine sörledim. Oto! garajının yerini tarif ettim, Sonra 9 hilden ya seslenecek, yahut da bir k#” yık bulup gelecek.. Hem neredeyse £# lir, sonra da beraber bir av yeri gör” ceğiz, belki de satın alırım. İhtiyar Margi (Av) kelimesini d0“ yar duymaz eli ayağı titremiye dı. Bu eski ve müthiş avcı, yeğeni de kendi dimarlarındakj averlık kat” nı görmekle memnun olayordu.Şİ: hayalinde ormunları görüyor, hatt” orman kokusunu his bile ediyor oluyordu. Kont, inatçı bir sesle: — Kararınızı verdiniz değil dedi, Parise gideceksiniz! * — Düşünürüm dedim ya. Bir müddet sonra mühendis Laf” tig geldi. Margi, kendisini neş'eli bi surette kabul etti, Zekâsının şiddi le mühendisin, kıymetli bir olduğunu anlamakta gecikme! Kont: Ameamaa polis hafiyeliği istidad” nız olduğunu anlattım, dedi. < — Evet, sadece tatil vaktini mek için bir istidat. — Size esrarengiz bir vak'a ver#* ceğiz. Geçen akşam, yemekte biraz bab setmiştim. — Hatırlıyorum. Kaybolan hırs kadının hikâyesi, Margi: — Bu hadiseden, dedi, belki bir #* tee çıkarabiliriz. Doğrusunu İster” niz sakin ve malâl hayatıma bü hadis? bir kaç dakika içinde e kadar giz şeyler getirdi ki, bu kadından $İ* kâyetçi de değilim. — Mazmafih, bu, sizin tedbirler “ manıza mânj teşkil etmiyor, — Elbette. Gündüz olsun gece öl” sun kimse şatoya hiç olmazsa beş La şi tarafından görülmeden giremez. B* nun için bu Rus kadınmmn burası? yaklaşmasını canı gönülden istYO” rom. Mühendis hayretle sordu: — Ras kadını m? Fakat szi5i* Kont bundan hiç bahsetmemiştin. — Belki de unutmuşumdur. pe sen amecnm da buna ehemmiyet vE” rilyor ve kadmm mahsus Rus Şi ni taklit ettiğini zannediyor. — Evet, ferknlâde güzel taklit yor. — Enn izini şaşırtmak için yar mış olabilir. — Tetn en tuhafı körlüğüme ve Vİ lime 6 kadar aerdr ki, bana di dan meshar bir Alim; gönd de söyledi, “Âlimle hır hoş hir hikâye serlevham değil m — Evet, fakat bu o merhameti fırsat bulup Iaçmak için değil “— di? İ — Öyle, zira kactı. g8 — Nereden ve nasıl kaçtığını” miyor musunuz? 72 Hayın. Asıl garibi, bu İŞ bir Rus, sahlei bir Rus âlimi, Suvarof buraya geldi. e (Pitmesi) Dozum ve Kadın b tahıkar! mötehassısı Doktor Hüseyin Naşit Türbe, eski Hilâ'iahmer bin". ” Ne, 10Tel, 22622 eye

Bu sayıdan diğer sayfalar: