9 Temmuz 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

9 Temmuz 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

, sör Nissenin tekzibini okur- n inle ahlâkın, ihtissla insanlığın iş Çi hâlâ terketmemiş oldukla- kere daha hatırladım, MİRİ" isüdm iamsi" 5 alis “onra öirafında dalgalanan de- 4 verdiği cevapta diyor ki: için bir ücret al Mefmazar ettiğimi tebarüz et- etmek isteyişimin sebe. Mesleki talim ve terbiyesini üs- N alma olduğum geneliği düşün. Söz belki pek çoğumuza alel tir... Çok basit, hattâ ya- anlar bile olacaktır. Fakat ben profesörün bu sözle. Mite için almacak “büyük: bir dersin bulunduğuna kâniim, Nihayet araya, araya bulduk. 9 Zaman Tıbbiyede hoca idi. her gün geliyor, söyle bir *diyordu, > bey kolaylık olsun diye re- de bedelini dahn evvelden alır- tün yine geldi, hastamıza bak- vin kadar ilâç ve tedavi üc- Şimdi, dedi, ben gideyim; ak- nüşte ilâçları da getiririm, has- * Uyusun biraz... sokak kapısından henüz basit, kuvvetli, kahir bir haki: tamız ölmüştür kim geri dönmedi. Ve bir daha bı Misali verdiğimden dolayı bazı çelki hiddetlenirler, buna Türk ti hakkında toptan verilmiş bir H di bi tamim benim aklımdan geç- i “üstün bir kütle fertlerinin İ 2 tii örtbas etmeğe ve kendi. mutlaka Melek dişe göster- | değiliz. Mecbny. ada geçen hâdisenin acısı dedir, Bugün, bu satırları ya- ihtisasiyle insanlığını, ilmi i dayan tek insana karşı nef- il Orum, Fakat bu nefretim bir | için vasıta addedil. | k ty hâdise demagokun elin- Yeki elek ve vatan müdafa. | İN gigi almamalıdır. Renliteyi Sa, görmelidir. 4 mey. Mutlaka püre müikyasiyle Mai zamanlarda meslek | j iyattan evvel m da | ü ERE İ Bir müddet evel, Ayasofyada| vw Bu satırlarla bu keyfiye- | ti evden bir vaveylâ koptu: | diye bir tamim de yaparlar, | kendi fertliklerini aşmıyan | dil ahlâkını birleştirmeğe mu- | i kapalı birer bekleme mahalli ya- “Yerebatan sarayı,, yanındaki bir evde toplanan birkaç arkadaş iç- kili eğlenti yaparken, aralarında kavga çıkmış, bunlardan Ahmet efendi, arkadaşı Talât efendiyi öldürmüştü. Bu cinayet davasına| bir müddetten beri İstanbul ağır ceza mahkemesinde bakılıyordu. Muhakeme dün neticelenmiş, I müdeiumumi Kâşif Bey ceza is temiş, müdafaa yapılmış ve akşam | üstü karar bildirilmiştir. | Reis vekili Kemal, aza Sakıp ve Abdurrahman Şeref Beyler ta- rafından sözler birlikte olarak ve- rilen karar mucibince, Ahmet efen vürle arkadaşı Talât efendiyi öl- dürmekten on beş sene ağır hapse mahküm edilmiş, vakada tahrik mahiyeti görülmesi, yaş küçüklü- ğü ve af kamunu dolayısiyle bu ce- za yedi seneye inmiştir. Ağır ceza mahkemesi, bundan © On sekiz kişilik tayyare geldi İstanbul — Triyeste seferini Ağırteza “Yerebatan Sarayı,, yanındaki cinayet davası, neticelendi! dinin suçu sabit olmuştu. Tehev-! yapacak olan tayyare dün sabah saat 11 de şehrimize (o gelmiştir.! İ sına aittir. mayasız. Dün tayyareci kaymakam Meh met Ali Bey, Sarıyer jandarma kumandanı Yakup Hilmi Bey ve bazı davetliler yeni tayyare ile İs- tanbul üzerinde uçmuşlardır. Tay-' yare birkaç gün içinde ilk seferini yapacaktır. Tramvay şirketi yeni | bekleme mahalleri yapıyor Belediye ile tramvay şirketi arasında yapılan son bir müzake- re neticesinde Bebekte, Çapada, Topkapıda ve Edirnekapida üstü Yeni tayyare on sekiz İ pılması kararlaştırılmıştır. Yakin- da yapıya başlanacaktır. Haber verildiğine (o göre, gene| belediyenin talebiyle, şirket Maç- ka — Bayazıt ve Şişli — Sirkeci arasında işliyen arabaların mik- tarını birer misli çoğaltmıştır. era yarra snr 40 v0 P AE EKE ea için Profesör Nissenin hareketini bir ti- mesleki ahlâkı da GM, bir zarurettir. Pro - Yer aldy nda, bu ahlâk dava- “eğ mr ve bunun bir ders diğini görüyoruz. Bunun — Deri Efendi, von 1 Vi 31 İ w ih ÖDEHRi caret davası değil, bir insanlık ve mes- leki ahlâk dersi diye kabul etmelidir. Tayyare Acro ekspres kumpanya-| i lunmuş ve bundan dolayı, şirketin başka bir öldürmeğe tam davra - nış davasını da dün akşam kara- ra bağlamıştır, Bu davada, Lütfi efendinin, nir) kâhlamak istediği Mufide hanı - mın bu işe razı olmaması üzerine, kızı öldürmeğe davrandığı, üzeri- ne beş el silâh attığı iddia edili - yordu. Mahkeme, vakanın faili Lütfi efendi olduğunu sabit o görmüş, önce on beş sene olarak tesbit edi-, len ceza müddeti, fiilin teşebbüs! mahiyetinde kalması, tahrik, yaş! küçüklüğü, af kanunu gözetilerek sırasiyle on, sekiz ve nihayet beş! sene dört aya indirilmiştir. Her iki davada da şahsi davacr- lar yöktu. Tazminat isteğinde bu- Tunulmuyordu. Bu itibarla taz” minat hakkında bir karar veril memiştir. Faizcinin ölümü Ağır ceza mahkemesi, dün sa- Mahküm oldular Vapurculuk şirketi mü- dürü ve kaptanı Vapurculuk şirketinin yeni al- dığı Tarı vapurunda bundan bir müddet evel kaçak şampanya bu- meclisi idare reisi Ruşen Bey, va-| purun süvarisi o Aziz bey, ikinci! kaptanı Nüzhet Bey, kamarot Hak kı efendi ve şirket memurlarından Balıkçıyan efendi muhakeme altın. na alınmışlardı, evelsi günkü mah- kemelerinde de Ruşen Bey ile Ba- lıkçıyan efendi dokuz ay, Aziz Beyle kamarot Hakkı o efendi de! dört buçuk ay hapis ve dört yüz on sekiz lira para cezasına mah - küm edilmiş, ikinci kaptan Nüz- het Bey ise beraet etmiştir. Mah- keme de olanlar tevkif © edilmiş, Ruşen Bey ise apandisitten rahat-! sız olduğu için hastahanede kak| mıştır. Ruşen, Aziz, Hakkı ve Balıkçı- yan Beyler kararın kabili temyiz olmasından istifade ederek ayrı ayrı kararın temyizini istiyecek - lerdir. | Mide, Barsak ve Karaciğer rabatsızlıklarına Sadri Etem .«. Muhakkak Türkiye Müsevileri- ni düşünceye sevketmiştir... İ unlamış olsalar gereki. Efendi ».. Artık tamamiyle Türklerle harsi mii İ masebetierini sıklaştırmak, bir Tür eviâdi da gibi memlekete müfit olmak lâzım geldiğini! ! Meri kid di mini | miş, faizci ise haciz koydurmak- luların ne istediği sorulmuş, piya- nist Friç Plaçki tahliyesini istemiş, fakat kabul edilmemiştir. Eliza -; bet ise yalnız şanlısı ile beraber geçirmek istedi- ğini söylemiştir. ta memurlarının ve morfin mese- ve Kampe mektup mazel Dorenin dinlenmeleri ve piyanist Plaçkinin evinde bulunan Nasıl bu zihniyet farkı nereden geliyor... bah dâ bir müddet evel Ferikö- yünde Menteş Kasavi isminde bir yahudi faizciyi öldürmekten renç- per Arnavut Zihni efendinin mu - hakemesine devam etmiştir. Zihni efendi, bu faizciden pa- ta almış, bunun için kefil göster- miş, parayı zamanında ödeyeme- yince, faizci, kefil olan bakkalın Feriköyündeki dükkânında - bulu-| nan mallara haciz o koydurmağa davranmış. Bakkal, rençpere ha ber göndermiş, rençper gelmiş, a-| lacaklıya yalvarmış, biraz daha| mühlet istemiş, “Beni ( kefilimin yanında mahçup < bırakma! de- ta ısrar etmiş. Bunun üzerine Ar-| navut, bıçağını çekmiş, yabudiyi vurmuş. : Muhakeme, şimdi Zihni efen- dinin yaşının hukuk mahkemesin - ce tayini safhasındadır. Bu iş, da! ha halledilemediğinden, dün sa-. bahki muhakeme kalmıştır. Ermeniler bir tayyare alacaklar Ermeni vatandaşlarımızdan A. ram Geseryan, Kevork (| Malhas, Serkis Kınacıyan, Vahan Dikici - yan, Sisak Ağartmacıyan, Aris İn- ciyan, Levon Ziver, Mimar Kafaf- yan, Garbis Arzuyan efendilerden mürekkep bir heyet, memleketimi- zin hava kuvvetlerine yardım et - mek ve tayyare alıp orduya hedi- ye etmek için aralarında bir tay yare yardım derneği teşkil ederek faaliyete geçmişlerdir. —— . Eroinciler mahkemede Dünkü sayımızda zabıtanm üç eroinciyi daha yakalamağa (mu vaffak olduğunu yazmıştık. Yaka- lananlar sekizinci ihtisas mahke-! mesinde dün sorguya çekilmişler! ve tevkiflerine karar verilmiştir. Kararın tebliğinden sonra suç” gündüzlerini ni- Mahkeme zabı | esi hakkında Habeşistandan Kar) yazan mal- DAK gaya, 3 — VAKIT 9 TEMMUZ 1934 SOHBETLER i Anlıyamadım da.. Türkiye Himayei Etfal Cemiyeti, Temmuzun 19 uncu gecesi, plâj gazi- nolarından birinde, Kadıköy şubesi menfaatine bir kır balosu tertip et- miş, Elime tesadüfen geçen bu balonun, bir davetiyesi, beni hayli düşündürdü; Davetiyenin bir yanı Türkçe, öbür ya nı... Fransızça, Siz olsanız düşünmez misiniz? A. caba bu öp Türk cemiyeti, neden da- vetiyelerinin bir yanını Fransızça yaz- muştr? Buna neden lüzum görmüş tür? Sebebini anlamağa çalıştım. Her halde dedim, baloyu tertip edenler 2- rasında, ecnebiler vardır. Cemiyet, lü- zumsuz bir cemile göstererek, daveti- yelere Fransızça da yazmış. Heyeti tertibiyeyi teşkil eden hanım ve beye- fendilerin isimlerini okudum. o Aralas rında ecnebi olarak yalnız Madam K. Vitol var. Eğer bu Madama bir cemile yapmak istenilseydi, davetiyelerin ya- rısı İngilizce yazılmak lâzımdı. Sebebi bu değil. Ya nedir? Ha, tamem. Bu davetiye ecnebile- re de gidecek. Baloya iştirak etmek is- tiyen ecnebilerin, gelip gitme vapur saatlerini bilmesi lâzım. Davetiyelerde hususi bir varupun Köprüden kalkma ve gazinodan dönme saatleri yazılı... Amma Türkçe yazılı, Bunun Fransız- ça yazılmadığına bakılırsa, davetiye- nin yarısı bunun için de Fransızça ya- zılmamış. Ya neye sarılmış? Ben de yok yere düşünüyorum. Hi- mayei Etmal Cemiyetine her münase- betle lütuf göstermiş, yardımda bu- İ Tunmuş ecnebiler var, Nasri ki, bu ha- yır cemiyetine İlütuf göstermiş ve mu- avenette bulunmuş olanlara, Cemiye- tin Kadıköy şubesi reisi, davetiyeler. de bunu açıkça söyliyor: Muhterem efendim, diyor; her münasebetle, Ce- miyetimize karşı ibraz buyurulan lü- tüf muavenetine zamimeten, huzuru. i muzla şerelyap — buyurulmaklığımizı,., (Tanzimatı hayriye üdebasınin ruhları şadolsun!...) Bittabi Cemiyet ayni söz- leri, scnebilere de söylemek ister,. Da- vetiyenin Fransızça o kısmına baktık. Bu sözler orada yok. Ya öyleyse?.. Hani, bir kaç kere üst üste anlatı- Jan fıkrayı bir türlü anlamıyarak gül. miyen zat nihayet gülmüş te: “Gene anlamadım da, ona (o gülüyorum!” Demiş. Ben de, Himayci Etfal Cemiyetinin balo davetiyelerinin yarısmın neye Fransızça yazıldığını bir türlü anlıya- İ madım da, bu yazıyı onun için yazıyo- rum! Selâmi izzet Ihraç eşyasını tetkik için Prag konseyyesi Avni ve Mos- kova konseyyesi Mümtaz Beyler ihraç eşyasının tetkiki için İzmire gitmişlerdir. İskenderiye ateşesi Mitat Bey de dün Türk ofiste Mr sırla ticari münasebette bulunan tacirlerle bir toplantı yapmışlar - REYONKARANİSAM örn yi, edenin tal MADENSUYU yn ört temi eserini | ... Acaba şimdiye kadar bu vatan- şların bize ısımamadıklarının sebebi, ie sağla, Görüvor? dır. Mitat Bey bugün ve yarın Türk ofiste Suriye, Lübnan ve Hicaza ihracat yapan tacirleri dinliyecektir. Dehri Efendi — Nereden olacak mirim... Kendilerini hâlâ saltanat dev- inde zannettiklerinden...

Bu sayıdan diğer sayfalar: