10 Şubat 1939 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

10 Şubat 1939 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 — YAKIT 16 ŞUBAT 1939 — Oh.. diye hopladı. Sanra Da- yıya yalvardı: — Ah beni burada ne olurdu? — Yoksa gelmek istemiyor mu- sun? — İstemez olur muyum.. Ama. — Aması ne.. Başkumandan s€- ni yanında istedikten sonra #ırtın yere gelmez, Görmüyor mu idin, Kara Halile ne kadar itimat et- mişti. Iliko, ölümden kurtulduğuna memnun olacak yerde ölüme mah küm edilmiş bir insan gibi üzülü- yora benziyordu. — Aman Dâyr, bir çaresini bu- İarsan beni unutma,. Ben burada kalmak istiyorum.. diye yalvardı. Mert, iyi kalpli ve cesur oldu: ğu yüzünden belli olan Dayı: biraksalar — Merak etme, dedi. Bir fırsa- * ki Sünniler elli altmış senedir bi- . İn #bulursam, unutmam. ORDU HAREKET ETTİ Müzaffer Osmanlı ordusu, Tif Ws zaferinden sonra veni zalerler kazanmak ümidiyle harcket et , mişti. Yollar bozuktu. Gidilecek yer- ler iyi bilinmediği için binbir müş külât ile karşılaşılıyordu. Guria'ya akan Kanak çayı civa- rna geldikleri vakit hiç umulmr- yan bir vaziyetle karşılaştılar; Tolmak Han orduyu bekliyordu. Yolda açlık bile çeken ordunun maneviyatı kuvvetli idi, Tifliste geçirilen günlerin verdiği neşe hi 18 devam ediyordu. Kumandan: — Her gideceğimiz yer bizi zengin edecek, rahata kavuştura- cak. Vaadini yapmıştı. Onun için harbe tutuşan yeniçeriler, son gay retleri sarfettiler, İntikam âlmak üzere günlerdir yol gözliyen Tek- , mak Han ordusu, şiddetli hücum- , lar karşısında dağıldı. Birçok âs- ker, birden köprüyü geçmek iste- diğinden muazzam köprü yıkıla- rak yüzlerce insanını nehre dökül mesine sebep oldu. Bu zafer, Osmanir ordusunun . ., yüzünü güldürmekle beraber son derece yorgun düşürmüştü, Gidi , Jecek yolun uzunluğu düşünülür- ken Prens Aleksandr Levan or- duya şu müjdeyi getirdi; i — İran Valisi Şeki ktaşmı tahliye etti, i Bu,'kolayca yeni bir zafer daha kazanmak demekti. Fakat hiç ak“ . la gelmez bir mania çıktı. Yeni: geriler arasında: ı — Avdet, avdet. sesleri yükse- , Jiyordu. » Yeniçerilerin hakları vardı, Bu- nu, bilmiyerek ileri sürüyorlardı. Hiçbir mânası olmıyan zafer ve di- yarı fethetmek uğrunda sayısız in San mahvoluyordu. Buna mukabil . kazanılan bir hiçti. Yahut âz za” man sonra bir hiç oluyordu. i Mustafa Pasa: — Sevgili dostlarım, rim, bugüne kadar ne size, ne de yoşanın kendisine niçin ona herkesten ettiğimi söyle- memiştim, Artık bundan bahsetmemin #rrası gelmiştir. Bu çocuk, benim haya Bindeki başka ve pek sevgili bir sima- Ömrümün sabah başka türlü muâmele yı canlandırmıştır. çağında bezln bir ağabeyim vardı. gözle- rimin önünde ve henüz on yedi yaşın- da iken' öldü. Daha sonraları anladım, ki eğer bu kardeşimi kaybetmeseydim, nım kadar sevdiğim bu kardeş, hayatımı dine vakfetmiyecek, bu barek yola: girmiyecektim. Beni XJise kulluğuna sevkeden bu ıstırap oldu. İşte kardeşlerim Aleksi ona tıpkısma benzediği halde, ruh bakımın- dan o kardeşimin bir tenasühü gibi gö ründü. Ben, bunu bir mucize saymış" tım, Yolumun bitmek üzere bulundu- ğu bir demde önüme tekrar çıkıver- mişti Kendi hizmetine bakan genç papasa dönerek: b alis — Avdetten nekâr var. Bu harp size terakkiler babşedecek, gazilerin evlâdına yevmiye bifer . akçe nafaka ihsan edileçek, dedi, Arkasından onların diri bisleris . ni kamçılamak gayesiyle ilâve etti. — Şeki ve Şirvan eyaletlerinde» zim imdadımızı beklerler. Anları bırakıp gitmek indellah Bu sözler, ogün için yeniçeriler rin seslerini kıstı: — Avdet, avdet, Yaygaraları dindi. Ordu Şekiye doğru gitmek için Kanak şehrine yürüdü. Dayı, boş durmuycrdu. Daima İliko ile başbaşa veriyor, komuşu- yorlardı. Fa kisi de birbirleri- ne İyice ıstinâmadıkları için tâma- miyle açılamıyorlardı. Dayı, esa- sen, Ahıshalı idi. Bi: harpte Er- zuruma göç etmişler, oradan İs- tanbula gitmiş ve Yeniçeri Ocağı- na girmişti. Gürcüce de konuşu yordu. — Şekiye doğru hareket ettik- leri gür; — İlko, dedi, Yeniçerilerin is- yanlarını gördün raü?.. İşte bunu ben senin için yapıyorum. — Benim için mi? — Tabi.. Sana söz verdim, fa- kat Tifliste bırakamadım. Eğer ordu yoluna devam ederse sen bir daha Tiflise dönemezsin.. Eğer is- yan çıkar, asker geri dönerse © vakit sen de kurtulursun... Aliko derin bir iç çekerek dü- şündü: — Potiden kalkacak bir kalyon kaç vakitte Istanbula gider? diye sordu. » — Bunu ne yapacaksın?, — Merak ediyorum.. — Yoksa İstanbula kalyon ile mi gideceksin. — Hayır.. Ben Tiflise gitmek- ten vazgeçtim. İstanbula gitmek istiyorum.. — İstanbula m:?.. Bu da neden? . — Bunu yalnız sana söyliyebi- İirim.. Başka kimseye söylemem. Eğer yeniçerileri senin için isyan ettirdim, demeseydin, sana da Böy lemezdim, beni sevdiğini anladım. — Seni sevdiğimi bilmiyorum, yalnız söz vermiştim. O kadar. Merak ettim, anlat bakalım, İstan- bulda işi ne?.. Karamazof Kardeşler Yazan: Dostoyevski Çeviren: Hakkı Sübs Gezgin w 9, ariz pederle* — Anlıyorsun a Porfir, Ali- nin çök kere alındığını, Ca > tipi — Orada Kara Halili bulaca- be ğım.. — Kara Halil Istanbula mi git- tiğ., — Potiden kalyonlâ İstanbula gitti, Hem kalyonda yedi yüz Kaf . kas esiri var. — Esir, — Evet. En güzel kiz esirleri. — Demek, — Kara Halil, bir askerdeğil, bir esirci idi. Bütün Xızları bera- —18— KAR KA ir KİZLA 1 kaçırdık, sonra bana oyun et- ti, beni bıraktı. — Şimdiye kadar niçin söyle- meğiü bunu?., —Kime.. — Başkumandana.. #liko derin derin iç çekti: — Çoktan söyliyecektim,. Yal- Bız bana bir faydası olmazdı. O kızların arasında kurtarmak için yemin gttiğim bir kız var. Onu elimden kaçırdım. İzmirdeki cinayet Bir şarkıcı kadın yüzünden bir arkadaşını vurdu . * Katil AK Somuş bu hareketine kızımş: — Bunlar senin akrabaairm ise haberin olsun ki bir tanesi dün © gece benimle beraber yattı! Cevabını vermiştir. Münakaşa şiddetlenmiş, tokat, yumruk faslı başlamış, araya gi- ren arkadaşları ile gürültüye ye- tişen bekçi hepsini yakalayarak karakola dâvet etmiştir. Ali, yol- da bir aralık arkaya kalmış, sus- talı çakısını çekerek 'Tahsinin kar- mına saplamış ve kaçımışlır, Bağırsaklarından ağır suretle yaralanan Tahsin derhal hastaha- neye kaldırılmış, Sukuşu da evine .l / girerken yakalanmıştır. Yaralr, kı- Memir, Çfunusi) — Şehrimizde | *i bir müddet sonra harilbeneda çok feci bir cindyet olmuş, Tahsin | ölmüştür. isminde genç bir işçi bağırsakları Cinayetin EN delikli parçalaanrak öldürülmüştür. Ka- miz ağırceza mahkemesinde baş- Wi, sokaklarda gazel okuyarak şar| lanmış, ilk celsede suçlu ilk ifade- k: satan Ali Sukuşu isminde bir| sini tekzip etmiş, Tahsini yarala- sabıkalıdır. | madığını söylemiştir. Gelecek cel- Yapılan tahkikata göre hâdise | 8€de bazı şahitler dinlenecek ve şöyle cereyan etmiştir; AJi Sukuşu, Eşrefpaşada iki me zarlık arasmda şarkı okurken, Tah sin de arkadaşları ile oradan geç- miş, sinemaya girmek üzere yolu- na devam etmiştir. Sukuşu, Tah- sini durdurarak bazı şeyler #or- müş, O sırada yoldan geçen birkaç kadına da tasallut etmiştir. Tah- sin bu vaziyetten sıkılmış? — Bunlar benim akrabalarım: dır; ne diye lâf ediyorsun? etti, Aliyoşayı tercih ettiğim için s€- Şunu haber vereyim ki, Stareçin mi- safirleriyle bu son görüşmesi, parça yazılarak muhafaza edilmişti. Sonra bunları toplayıp kaleme alan A- Teksi Karamazof olmuştu, Bunlara baş ka konuşmaların da karışip kacışmadı- ğını bilmiyorum. Stareç, kendi hayatı- nr anlatırken, söze misafirler de karı” şatak kendi fikirlerini söylemişlerdi. İhtiyar hastanın bazan sesi kesiliyor ve yatağına uzanmak zorunda kalıyor- du. Baba Paisyoş iki defa İncil oku- muştu, Hiç kimse onun nutkunu bitir- meden öleceğine İnanmıyordu. Gündü- Demiştir. Sukuşü, arkadaşının sezmiştim. Bu ıstırabın bana da elem verirdi. Şimdi artık anlıyorsun. Bil, ki oğlum seni de çok sevdim. Aziz misa- firlerim, size kardeşimden isterim, Çünkü hayatımda ondan daha değerli, daha mânalı hiç bir hâdise yok Dahsetmek , parça Takmıştı. sün derin ve rahat liği için taze Bir kuvvetle bu uzun — Sevgili kardeşlerim, ben şimalin uzak kasabalarından bizinde doğdum. Babam kanca asl), fakat balli bir adamdı. Ben, iki yaşında iken önu kaybettiğim için İzendisini hiç ha- tırlamam. Anneme, bir ev ve kimseye muhta çolmıyacak kadar geçinecek br- Ağabeyim Marsel ve benden başka çocukları yoktu, Mar- sel benden sekiz yaz daha büyük, tez canlı, öfkeli fakat iyi yürekli, şaşılacak derecede az konuşan bir yavru idi. Ko- Tejde çok iyi bir talebe olmuştu. An- n:min dediğine göre senli betili olmaz fakat onlarla aslâ kavga da etmezmiş. Ölümünden altı ay önce, henüz on yedi yaşında iken, Moskovadan gelen bir siyasi sürgünle dilşüp kalkmağa başlamış. Bu sürgün, karar verilecektir, izmirde Yeni Yollar İzmir, (Hususi) — Vilâyetimiz- de yapılacak turistik yolların ilk kışını, 1.200.000 liraya 20 Şubat- ta ihale edilecektir. İlk kısımda Karşıyaka, Borno- va, İnciraltı, Ağamemnun ve Te- peköy Selçuk yollar: vardır. İkisi ii Türk, ve ikisi encebi olmak üzere dört müessese inşaata talip olmuş- | 5 tur, konuşmaya ta- birini ihtiyar ve topal ahçı “Efemi,, yi annemin altmış rubleye sattığını hatır- hyorum, İşte malca orta i: ve düz, cağımr usulca arkadaşlariyle Üniversite mubitiyle ilim âleminde pek sevilen değerli bir adammış. Marsel- ansızın hastalandı. dediler. Kendisi orta boylu, ince yapı- gınlığı yüzünden yatağa düşmüştü. Bir hafta sonra doktor, anneme hasta- ğin dörtnal ilerliyen azğın cinsten ol- duğunu ve bahâra kadir yaşayamıya- va haberi duyat duymaz ağlamaığa ko- yuldu ve ağabeyime dini vazifelerini yapmasını rica etti, Fakat Marsel da- rıldı ve kliseye atıp tutmağa başladı. Dayınm hayretten ağzı açık kal mıştı, Uzun urun düşündü. Sonra İlikonun omuzunu okşayarak: — Merak etme, dedi. Bu tehli- keli işte sana arkadaşlık edece- gim. Şimdi yapacak iş, ya orduyu yolundan vazgeçirmek için yeni- çerileri isyan ettirmek, yahut giz- Jice ayrılıp buradan kaçmak.. — Ne.. kaçmak mir. Bunu. İliko bağırarak Dayının böoynu- za atılmıştır. Çok görmüş biradam olduğu yüzünden belli olan Dayı; — Sus.. Sen işi bana bırak.. Dedi, — Demek bana arkadaş olacak- sın?.. — Yeniçeri bir defa söz verir... Ordu, Kanak nehrine geldiği vakit köprünün yıkılmış olduğunu gördüler. Mühendisler: — Bu köprünün yapılması için haftalar beklemek lâzımdır, Dediler. Mustafa Paşa: — Fakat gitmek lâzım., Hafta- larca burada bekleyemeyiz.. Dayının teşviki ile her an isya- na âmade olan Yeniçeriler, gene yaygarayı bastılar: — Biz demedik mi?.. Geri dön- mek lâzım.. Bu yollara can dayan- maz, Avdet, avdet. Mustafa Paşa kızıyordu; — Ordum buradan geçecek, Şe- ki zaferi bizi şereflendirecek.. Kiş yaklaşıyordu. Soğuklar Jamıştı, Dayı, etrafına topladığı Yeniçe- rileret — Kafkasyanm kışları birim kış lara benzemez. Bir adım yol ala“ mayız, aşık, soğdk hepimizi mah veder. ,..- (Devamı var) Tüveten: Çingene geceleri, bu sıralarda ağabeyim Hekimler verem yüzlü idi, Bir soğukal- ğişmişti, rakmaz; bsıldadı. Annem, bu ka- düşmeden önce bir gün sofrada: — Ben; çok yaşayacağın! miyorum. Daha bir yıllık Odasına hizmetçi ka kendisi yakardı. Halhal, cuk önceleri bu işle ala bazan söndürürdü bile. ŞİM — Yak, yak... diyordu: kaddes işinize engel VAKİ a, ABONE TARİFİ i $İ.,, Memleket 1, icinde 49) Aylık * ö 3 aylık 260 g 6 aylık 45 ye 1 yıllık 900 Tarifeden Bslkâ$ 4 Için ayda otuz kuruş Posa birliğine girrii ayda yetmiş beşer KU medilir, ( Abone kaydını bi? N tup ve telgraf üc parasının posta veya”. yollama Ücretini idar? zerine alır, Türkiyenin her posta VAKIT a abone Adres değiştirme 25 kuruştur İLAN Gi Ticaret ilânlarının salirı sondan itibare > falarında 40; iç i | kuruş; dördüncü #8 ikinci ve üçüncüde 2: ( 4; başlık yanı ki dır, gi Büyük, çok devamli renkli ilân verenler? indirmeler yapılır. R rın santim » satırı 30 TİCARİ MAMİYETTE © KÜÇÜK 1LAN Bir defa 30, iki defası 65, dört delete defası 100 kuruştur. ml ilân verenlerin bir vadır. Dört satırı fazla satırları beş sap edilir. Hizmel kupont ye küçük ilân tarifesi indirilir, Ni Vakıt hem Yoğradi ya kendi idare yerindğ Yeki kara caddesinde ya gf altında KEMAİ İlân Bürosa eliyle o, eder. (Büronun telef: vari abon? olun ALEMDAR Sİ IKİ LİN 1 — Şeyhin a$f, 2 — Napoli . - i ap» BUGİN SAKARYA SİNEMASINİ. Güzelliğini . Zebkini » Nefis ve Hariklüdde # hiç bir zaman tmutmıyacağınız on güzel FransiZ AŞK BAHÇELERİ VIVİANE ROMANCE . PIERRE RENOİK Renkli, Danslı, p vam f hammül edebiliyordu. Fakat hiç bek- (den hoşlanmış. Bütün bir kış gece gün © var, ya yok! ed, / lenmedik bir zamanda ansızın öldü. düz ağabeyim, o âlimin yanında kal- Demişti, Gerçekten de di li Ben, bu konuşmaları, Aleksinin top- O mış, Sonra merkezden gelen bir emir: (oldu. Üç gün sonra musti lâdığı şekilde size sunacağım. Bu su- (o le âlim bir vazifeye tayin edilerek Pe- (o başlamıştı. Ağabeyim daha og çetle iş hem daha kısalacak, hem hikğ- ter#burga dönmüş. seye gitti. Evden çıkarken df: ye daha az yorucu olacaktır, Paskalya gelince, Marsel, perhize — Anneciğim bunu sz girmedi. Alaya başladı ve günün bi- Oo yorum. Kliseden benim U! il —.— rinde; şey yok. ” diye devam — Bırakın şu maskaralığı, dedi; Al- Diyor ve annemi ağlatıyor il STAREÇ ZOSİMANIN İah mallâh yoktür bu çok sürmedi. Dışarı çi ” üzüldüğünü TERCÜMEİHALI Bu şözler, annemi, hizmetçileri ve (Oo kalmayınca artık evde si beni titretmişti. Mepsi esir olmak Üze- Oo mağa mecbur olmuştu. H ami) Te dört hizmetçimiz vardı. Bunlardan (omiş, ortalık bahara ane İerle bezenmeğe başlar! si bu yıl geçikmişe benziyerd”” kardeşim bütün gece öksürü bak olunca giyinerek bir mağa çalışıyordu. Onu hi bi oluyorum. Hasta, fakat han büsbütün, şaşılacak ©“ art Meryemana ksn Ama sonra, hastalığı ilerleyince, bun- (lar, ben ifritin biri idim Bi > dan vazgeçerek düşünmesi de artt. o niz bir ibadettir. Hepimi? ” Zaten yakın hir ölüme mahküm oldu- olaba dua ederiz, var). ” ğunu anlamıştı. Matti daha yatağa (Devamı >

Bu sayıdan diğer sayfalar: