15 Mayıs 1954 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 15

15 Mayıs 1954 tarihli Akis Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKTİSADİ Yabancı sermaye Seçimlerdeki Rolü on seçim mücadelesinde, — üze- rinde en çok durulan mevzular- dan birini de, muhakkak ki, Türki- ede yabancı sermaye yatırımı — me- selesi teşkıl etmiştir çevrelerınde şiddetle ten- kid konusu edilen Yabancı sermayeyı teşvik kanunu, tersine, D. P. cüle- ri - tarafından hararetle ovulmuştur Hakikat nerededir? Elbette bunun ol— duğu gibi bilinmesi, bugün dahi, her yonden faydalıdır. Hususiyle, umumi ârın devamlı murakabesine tâbi demokratık idaremizde. Türkiye Büyük — Millet Meclisinin 18/1/1954 — tarihinde — kabul — edip, 23/1/1954 de neşrolunan — 6224 sayılı Yabancı sermayeyı teşvik kanununa göre, hükümet, ancak: 1 emleketın iktisadi ınkışafına yararlı olm k, 2 - Türk husus! teşebbüs erbabının çalışabileceği bir faaliyet — sahasında 3 - Ve nihayet inhisar veya hususi bir imtiyaz karakterini taşımamak kaydiyle, yabancı sermayenin memle- kette çalışmasına izin verebilir. Kanu- âmir ve mutlak hukumlerdır ve bittabi riayeti mec- buridir. Sımdı akla gelebilir. ki şartlar 5 içinde gelecek her yabancı ser- mayeye müsaade olunmak lâzım mı- dır? Veya başka bir tâbirle, hükümet, bu üç şartı haiz olarak bir yabancı firmanın Turkıyed sermaye mak için yapacağı her teklifi kabul etmek zorunda mıdır? Elbetteki hayır. Hükümet, kanunun aradığı bütün şartları nefsınde toplayan bir yatırım teklifini kati ve nihai olarak redde- debilir. Çunku bu bir hakımıyet ta- sarrufudur Yukarıda belirtilen şart- ların kâffesini haiz ve — binnetice memleket için son derece müsait gö- rünen bir yatırım teklifi de reddolu- nabilir. Kanunda, hiçbir veçhile, ya- bancı sermaye yatırımı için bir açık kapı politikası yer almış değildir. Esa- sen kanun, hükümete verilen bir selâ- hiyyet kanunudur. Başka türlü olma- sı da doğru olmazdı; çünkü, memleke- tin iktisadiyatı her zaman birbirinden çok farklı şartlar içerisinde İktisadi inkişaf, farklı şartlar cereyan eder. O kadar ki, bugün ka- bul edilen bir teklifin mümasili, bir sene sonra reddedilmek veya bugün reddedilen bir teklif, bir sene sonra kabul edilmek, memleket iktisadiyatı İçin daha isabetli gorulebılır Butun bunlar, önceden tayini caiz kün olm ayan türlü çetin şartlara tabı olarak tetkik edilmek lâzım gelen mev- zulardır. Yabancı — sermaye yatırımı teklifleri, her defasında, ayrı — ayrı, iktisadi hayatımızın şartları icapları ve imkânlarına göre mütalea edilerek AKİS, 15 MAYIS 1954 ve MALİ SAHADA Seçimde Bahis Mevzuu Edilen Meseleler S eçimlerde münakaşa mevzuu olan belli başlı iktisadi me- seleler arasında şunlar vardır: Köylünün borçlandırılması, 2 . Yabancı sermaye kanunu me- selesi, 3 - Petrol kanunu meselesi, 4 - Hayat pahalılığı meselesi. Bunun dışında ortaya atılan me- münakaşası tâli derecede kaldığı için, bız bılhassa 4 mesele üzerinde dur: C umhurıyet Halk Partisi, De- mokrat Parti iktidarının Ziraat Bankası vasıtasiyle köylüye çok faz- la miktarda kredi açtığını, fakat bu krediden daha ziyade büyük işletme sahiplerinin faydalandığını, bir sım köylülerin ise, krediyi 1st1hsal— den ziyade istihlâke sarfettiğini — ve binaenaleyh mahsul satışından çı- karamadıgı için guç duruma düştü- ğünü iddia etmekte ve iktidara gel- dıklerı takdirde — Ziraat Bankası borçlarını odeyeb ilmeleri İçin uzun vadeli — taksitleri raptede ceklerını beyan etmiş bulunuyorla ü Gerçekten Demokrat Parti dara gçig' vakit raat Bankası- nın Zirai ıkrazı cak 337 milyon li- ra civarında n yanında daha evvelki devrelerde ikraz edil- miş kredilerden takriben 65 milyon liralık bır donmuş kredi de devral- mış bulunuyordu Zirai kalkınmaya birinci derecede ehemmiyet veren demokrat iktidar, toprak, traktör, gübre gibi zirai is- tihsal vasıta ve malzemesini artırır. ken tabiatiyle zirai kalkınmada ma- nivelâ rolünü oynayacak zirat kre- diyi artırmağa karar verdi ve 1953 senesinin son aylarında 1 milyar 172 milyona çıkardı. Acaba Ziraat Bankası, ikraz ettiği paraları geriye alamadı mı unun cevabını — ver- mek için bankanın tahsilat nisbetini ele almak lâzımdır. Ziraat Banka- sının son tesbit ettiği ikraz ve tah- silat rakamlarına göre tahsilat nis- beti yüzde 90 dır. Demek oluyor ki, köylünün aldıgı borçları iade ede. memesi, umumi olarak, varit değil- dir. — R ikti- umhurıyet Halk Partisinin erinde durduğu ikinci bir mevzu Demokrat iktidarın acele bir kanun çıkararak yabancı sermayeyi memlekete celbederken, zirai sahayı bundan hariç tutmamaları netice- sinde yabancı sermayenin ziraate bilhassa toprak işletmelerine girme- sine ve dolayısiyle — eski kapitülâs- Dr. Muhlis Ete yonların hortlamasına imkân verme- leri, iddiasıdır Demokrat iktidar, yurdun süratle kalkınmasını sağlamak için istihsal vasıtaları arasında memlekette en kıt olan sermayeyi biran evvel artıra- bilmek için yabancı sermayenın iş- tirakini düşünm bunu sağla- yabilmek — için 1951 yılı baharında muhalefetin de tamamerı tasvibi ile Yabancı sermayeyi teşvik kanunu nu çıkarmıştı. Son aylarda çıkarılan kanun bu ilk kanunun tevsi edilmiş şeklidir. Yeni kanun yabancı - sermayeyi memlekete celbederken, buna hiçbir surette imtiyaz ve inhisar tanıma- mış, buna mukabil memlekette çe- şitli faydalar temin edecek olan bu sermayenin kazancını kendi memle- ketlerine çıkartmayı kabul etmişti. Yabancı — sermayenin memlekete gırebılmesı için hükümetin bu ser- mayenin memleket ekonomisine fay- dalı mevzulara tahsis edildiğine dair kanaat getirmesi şarttır. Bu iş türlü mercilerde tetkik edildikten sonra bir karara raptedilir. Yabancı sermaye şüphesiz ken- dine en kârlı sahalar arar. Ziraate gelirse, daha ziyade zirai mahsulle- rin kıymetlendirilmesi için zirat sa- nayi ile uğraşmağa gelir. Muhalefe- tin zannetiği — gibi, buğday, — pa- muk veya tütünle ziraate Çünkü dünyada bu mahsuller hem mebzul miktarda, e bizden daha ucuz olarak istihsal edılmekte— dir. FEcnebi sermayedar, — kendi memleketınden daha fazla randıman malı ki, —başka sahalara — gitsin; bıran için sırf bizim müstahsillerimi- ze rekabet için gelmek — istendiğini farzedelim, bu takdirde dahi her müracaatı memleket menfaatlerine uygunluğu bakımından tetkik eden çeşitli mercilerle karşılaşacaktır. Nitekim bu şekilde gelen ilk yabancı sermaye, İstanbul Bakırköy- de nebati yağ imal için gelen Hol- landa sermayesidir. Bu suretle pa- muk veya tütünle ziraate gelmez rulan fabrıka ile Türk ayçiçeği müs- tahsilinin mahsulü degerlendırılmış, ugün bir çoklarımızın — kullan (Sana) ve (Vita) yaglarıyle musteh— like sıhhi ve ucuz bir yağ temin et- miş ve kış mevsimlerinde mütema- diyen artan şark yağlarının spekü- lâsyon maddesi olmaktan kurtar- mıştır. Binaenaleyh yabancı sermayenin gelişinden korkmamak, onu önle- mek, frenlemek degıl bilâkis ona memleketin ihtiyaçlarına en uygun (Devamı 34 üncü sayfada) 15

Bu sayıdan diğer sayfalar: