1 Ocak 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 34

1 Ocak 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 34
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

OKUYUCU MEKTUPLARI F ikirlerine saygı gosterdıgımız AKİS ecmuasında, gönderdiğimiz Üni- Versıtelıler Tıyatrosu bıldırısını eleştiren yazı k a kendimizden şüphelen- dık b b yük bir samımıyetle be- mmsedıgımız fıkırler ve tiyatromuz ni- telikleri bunlar mıydı? Dıkkatle tekrar tekrar okuduk ve anladık ki yazmın ha- reket noktası sakattır Çünk 1 Bildiri, —sadece Unıversıtelıler Tıyatrosunun faalıyete geçtiğini ve bu tiyatronun nice . olduğunu haber ver- mek 1ç1n gonderılmıştı ın yazarın da belirttiği gi- bi amemleketın güvendiği ciddi bir te- şekkül» olan M.T.B.., Üniversiteliler Ti- yatrosunu 8 Ocak 1954 tarihinde bir dernek olarak kurmuştur. Bu bakımdan tıyatromuz için kullanılan «perakende- ci», «sümmetedarik teşebbüs» tabirleri tamamıyle yersizdir. Bunu böylece belirttikten sonra bizce sayın yazarın çelişik olan fikirle- rine geçeb iyatromuz için <«... bu kadar buyuk 1ddıalarla işe adım atmak pek aynı yazısındaki bir cümlesiyle verelim: «Gençlik tiyatrolarının faaliyete geçme- lerinin milli kalkınma — hareketimizde çok ehemmiyetli tesırlerı olacağına ina- nıyoruz.» Biz de 1 şeye inandığımız için büyük iddialarla İ iri Çünkü ulusal kalkınmada etkili olmak keyfiyeti, işi, kıyıcığından köşeciğinden tutmakla elde edilemez. Öyleyse bu ka- dar büyük iddialarla işe adım atma pek ciddi bir hareket sayılsa gerek. 2 Tiyatronun — çalışmalarının rkusuz vs ilerici bir yolda — olacağı fikri ile alay ediliyor. Oysa cümlemiz pek kolay anlaşılıyordu. Şöyle ki Za- manımızda sevk ve düşünüşe yer yer muhafazacı anlayış hâkim olma tema- yülündedir. Bunun karşısında, Atatürk'- ün «muassır medeniyete ulaşmak» ile ifade ettıgı terı sevk ve düşünüşün yer- etmek istiyoruz. Tak- ki şeyhülislamlarla, ka- nunlarla uğraşmak siyasal organlara düşer. 3 — Sayın yazarın söz konusu et- tiği meşrutiyetten bu yana yetişen ti- yatro yazar ve sanatkârlarını inkâr et- miyoruz. Ama bunlar Türk tiyatrosunun ancak birkaç safhasıdır, son safhası değil. Bununla yetinmeyip daha iyi bir safhanın doğabilmesi için gereken ze- minin hazırlanmasmda payımıza düşe- ni başarmak istiyo Yal nız şunu da bılıyoruz Anado- luya, söz konusu edilen yazarlar, sanat- karlar seyirciler, kısaca gerçek Türk ti- yatrosu hâlâ intikal etmemiştir. Acaba gelecekte memleketin ileri kademelerini ellerinde tutacak olan üniversite gençle- rinin bu durumu düzeltebilecekleri dü- şünülm İşte bu balamdan Üniversiteliler Tiyatrosu verimli bir tıyatro toprağı ol- mağa çalışacak ve yine bu bakımdan 4 gençlik, tiyatronun her zaman savunu- lacak bir varlık olduğuna inanacaktır. 4 — Anlamadığımız bir nokta da, cümlelerimizin tamamiyle ters olarak yorumlanmış olmasıdır. Meselâ «bağ- sızlık> kelimesi «bağımsızlık» — olarak ele almıyor. Oysaki sayın yazar da bilir, üniversitede orta derecedeki okullarda olduğu kadar okul -öğrenci bağları- sı- faali- alanındakı dagınık gayretlerımızı bırleş— tirmek, e daha mli olmak is- tedik. Aksı halde onlar «bugün burda, yarın şurda, bir bi gün bir başka yerde beliren arzular» olarak kalacaklardı. Burada bir kere daha belırıyor ki, Üniversiteliler Tiyatrosu Derneği «bü- yük iddialarla işe adım atmış pek ciddi bir hareket sayılmıyan» ve <«abuk sa- buk», «kontrolünü kaybetmiş bir kon- santrasyonun tesiriyle» «beyanname dü- zen» bir kuruluş olamaz. Gerçek şu ki, bildirimiz herşeyden önce bir ıyımyet taşıyordu. Sizden, memleketin ciddi tanınan — bir dergisi olarak bunları alaycı bir üslüp içinde yersiz takılmalara konu yapmak yerine, daha geniş bir görüşle hiç değilse çalış- malarımıza yardımcı olmanız beklenir- di yine de bekliyoru İS'in iyiniyetine guvenerek Ü- niversiteliler tiyatrosu baklanda söz ko- nusu yazının uyandırdığı yanlış duşun— celere hakikati gösterebilmemiz için yu- kardaki hususları belirtmenizi derin say- giılarımızla rica ederiz. . Erol Aksoy Üniversiteliler Tiyatrosu Bşk. A KİS dergisinin tarafsızlığı karşısın- da laf edeceklerin suiniyet — sahibi olması lâzım. —Tuttuğunuz yolun çetin fakat zevkli olduğu muhakkak. Her şey- den Önce yazarlarınızın nefis terbiye- lerinin üstün olduğu muhakkak. Her insan politik olaylar karşısında mutla- ka bir tarafı tutar. Tarafsız kalmak zordur. Bu sebeple bir çok dergiler, gazeteler ilk — sayılarında — tarafsız ol- duklarını ilân ettikleri halde Zzamanla ya Milletçi, ya Halkçı, ya da Demokrat olmuşlardır. Bir yayın organının her- hangi bir partiyi desteklemesi suç de- ğildir elbet. Yalnız tarafsız oldukları- nı ilân ettikleri halde zamanla bir ta- rafa kaymaları — açıkçası okuyucularını kandırmaktır. Siz bu çetin yolu son sayınıza kadar — başarı ile yürüttünüz. İnşallah bundan sonra da ayni titizliği gösterirsiniz. Tenkitleriniz insaf ölçülerinin dı- şında değil. Hele kasdi hiç değil. Bir hafta evvel yerdiğinizi bir hafta sonra iyi bir iş yaptığı zaman — methediyor- sunuz. Her şeyi ne kapkara, ne toz embe görüyorsunuz. Ben sevimli der- ginizin yalnız okuyucusu değilim. Ay- ni zamanda dostuyum da. Bu sebep- ten bir iki ufak tenkid yapacağım. Adettir, gazetelere bu yold en mektupların çoğu okunmadan çöp se- petine atılır. Inşallah mektubum bu alışılmış akibete — uğramaz. Tenkıdımı kabul eder veya etmezsiniz. Ben - nemli olan bu iki şıkkın tahakkukun— dan ziyade samimiyetimden şüphe et- memenizdir. 1 Bedii Faik'in tahliyesine se- bep olan mektubu a © dostlarınım bana dim». Falih Rıfkı'nın degerı nerededır" Bunu duşunursek üstüne ak gerekir. laplarmın nazariyesini günlük makale- leri ile yapmıştır. Ben Falif Bey'i mü- talâa ederken bir Halk Partili yazar olduğu için iyi veya kötü diye değer- lendirmem. Falih Rıfkı gerçekten fi- kir namusu —olan nadir münevverleri- mizden biridir. Herkeste olduğu gibi onda da belki şahsi zaaf tümen tü- men vardır. Bundan bana ne? Falih Rıfkı — -Allah gecinden versin- ölünce zaafları da beraber unutulup gidecek- tir. Fakat yazılan kalacaktır. Yazıla- rında inkılaba ve fikirlerine karşı işle- diği suç var mıdır? — Zannet mıyorum ESKİ SAAT yazarı dün ne idi ise bu- gün de odur. Falih Rıfkıyı bu tarafı ile hiç bir münevverimiz ele almak is- tememıştır Halk partililer onu partili olduğu ıçın sevmişler, Demokratlar da halkçı o için yermişlerdir. Bedii Faik meselesinde bir de i nız İâzımdır. gün değildir. Tarzıyemsı mektubu yaz- makla Falih Rıfkı riyası bir muarızına karşı kendinden hakikaten fedakârlık yapmıştır. Ama bu fedakârlık da Be- dit Faik için pek âlâ yapılabilir. 2 — Devlet Tiyatrosu Genel Mü- dürü Muhsin Ertuğruldan memnun ol- madığınız anlaşılıyor. Oysa ki Muhsin ey de memleketimizde anlaşılamamış insanlardan biridir. Muhsin gibi bir in- sana tiyatromuzun ihtiyacı çoktur. Muh- sin büyük bir sanatkâr değildir. Fa- kat büyük bir adamıdır d miyorum maalesef, Muhsin Ertuğrul'a gelinceye kadar, el atılması lazım gelen öyle me- seleler varki tiyatronun 3 — Derginizin bir noksanı da SİNEMA sanatına hiç yer vermemiş ol- masıdır. Oysa ki günümüzün en ilgi çekici sanatı sinema sanatıdır muhak- kak. Sinemaya da yer veremez inisiniz? Dergiye; yeni yılda da y'başarılar ve en halis iyi temennilerimin kabu- lünü diliyerek, selâm ederim. Mahmut Saidoğlu — Ankara AKİS, 1 OCAK 1955

Bu sayıdan diğer sayfalar: