15 Ocak 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 27

15 Ocak 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 27
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

bir isnad mevcut olmadığı gibi gazetenin ilkokullara abone kaydedilnesi mumaileyhin sıfat ve hizmetini de ilgilendir- mez. Çünkü bu , Maarif Vekilliğinin işidir. İşte âmme davacısının delil ve iddiaları bunlardır. İstinadsızlığın delilleri İ ddia makamının 21 inci sayıdan itibaren mecmuadan nak- üker lettiği yazılarla «De Vekili rem Sarol'a akamının nufuzunu, suııstımal ederek sahibi gaze- tey fazla-resmi ilân verdirdiği ve bu gazeteyi i]kokullara resmen abon kayde tirdiği hususları isnad edilmiştir» de- mesi şu bakımlardan istinadsızdır: 1 — Nakledilen hiç bir yazıda Doktor Mükerrem Sa- rol'un sahip olduğu gazeteye hakkından a resmi ilân verdirdiği söylenmemiştir. Bilâkis yukarıda gösterildiği ü- ere gazetesine normalin altında ilân da ilmiş olsa res- mesleğinin urlu gösterilmiştir. ilgisidir ki prensip noktasından mahz 2 gazetesini ilkokullara abone kaydettırdığı de kendisine izafe edilmiş değildir ve bu es kanlığının işi değildir. Binaenaleyh Vekillik i bu dâ sıfat ve hızıııe- dolayısiyle açılan âva vücuh ile d istinadsızdır. Mecmuanın bu nüshasındaki yazılar üzerinde sayın mü- dahil vekilinin mütalâ iddiaları ise sübjektif faraziye- lerdir. asum kelımelere hayalf bir akustik içinde istediği- niz se verdirebilirsiniz. Tecavüzdür dersiniz tecavüz sesi alabilirsiniz. u bizim ne adlii metodumuzdur ve ne de po- zdur. ükerrem Sarol hakkın gibi gostermek, için muekkıl da kullanılan kelimeler ise ne müdafaanın icabıdır ne ada- letin isteridir. * * « Adalet sükünetli © © < . muhakeme içinde bulunabilir. olanlar, tecavüz etmeksizin hâdiseleri konuştururlar. arkadaşımıza Hügo'nun bir sözünü hatırlatmak Bağıran haksızdır Haklı Edib isterim: me davacısı hâdiseleri konuşturmuştur. Ancak Ger- çekte varabildiği netice, yazılar, her ne kadar, galiz cümleleri İhtiva etmiyorsa da Devlet Vekilliği ile ilgili her hâdise ve haberin ele alınarak Devlet Vekilinin şahsını iğneleyen de- vamlı ve sistemli neşrıyat yapıldığıdır. Kanaatleri bu neşriyat 6334 sayılı kanunun tecavüz ve hakaret, için şimdiye kadar bilinen unsurları aramıyan birinci maddesi- nin maksudu olan suçu ihtiva etmektedir. Hakikaten 6334 saydı kanun o derece geniş hükümleri ihtiva eden ve ob- jektif suç unsuru tanımayan bir kanun mudur? Ve yoksa odur ki bu kanunun yeni bir politik adalet kıstası getirdiği mi farzolunmaktadır? Müsaadenizle bir defa da kanunun ne getirdiğini ob- jektif olarak gözden geçirelim: 6334 sayılı kanun ne getirdi? 6334 sayılı kanun, hangi nevi efali suç saydığını taraf- sız adaletin nüfuz edeceği bir vuzuhla tayin ve tarif eylemiştir. Bu kanunun birinci maddesiyle yeni olarak ge- tirdiği maddenin 2 nci ve 3 üncü bendındek suçlardır. Bi- rinci maddenin birinci bendindeki hakaret suçu yeni bir suç değildir. Ceza Kanununda asen mevcut olan ve un- surları bilinen bir suçtur. Ve sırf ahenk temini ve müey- yide ıtıbarıyle müessiriyetini artırmak için bu ka alın- mıştır. (Adale ncümeni gerekçesi ve 7/3/954 tarlhlı Bü- yük Millet Meclisi Zabıt Ceridesi sahife 388, sutuıı 2) n yeni olarak getirdiği 2 nci benddeki suç bar kıracak veya şöhret veya servete zarar verebılecek bır hususun isnadı olup isnad unsuru mevcut olmadık Bir zabıta vak'ası şöhrete veya mahiyette olabilir. Kanun bu ah vakıaların hava- dislerini menetmiyor. Şeref ve haysiyet kırıcı telâkki edi- len neşriyat suç olabilmek için ya maddenin birinci ben- dine göre mefhumları tatbikatla tâyin etmiş bulunan na- haysiyete tecavüz veya hakarette bulunmak şeklin- de olmalı veyahut da ikinci bende göre şeref ve haysi- yet kırıcı bir hususun isnadı mahiyetinde olmalıdır. Ve sonra okunmayan gazete, işlemiyen dükkân.. gibi AKİS, 15 OCAK 1955 kelime- MÜDAFAAMIZ Fethi Ünver Âza leri de kanun lisandan teb'id etmiş değildir. Servete zara- rın unsuru, şerefe taarruz ve tecavüz misillü bazı fiil ve hareketlerle zarar irasıdır (7/3/954 tarihli Zabıt Ceridesi sahife 387, sütun: 2, satır: son) Hangi delil hangi ispat? M uhterem Hâkimleri! Tam bir ob_ıektıvıte içinde bu dâvanın bütün unsurları- nı bu kubben ben soruyorum; güneşinin altına getirdikten sonra şimdi suçu hangi delil ile isbat etmek istiyorlar? Ve edebilmişlerdir? Müekkilim aleyhine açılan dâva, 25/ 11/1954 tarihli ıddıanam eye göre Türk Sesi gazetesinin ilkokullara abone kaydını vesile ederek sıfat ve hizmeti dolayısiyle Devlet Vekilinin itibarını kıracak ve öhretine l neşriyatta 'bulunmaktan iİ tîr. 6334 saydı kanun muvacehesinde bu neşriyata suçtur o kanunun birinci madd sinin birinci Adalet Komisyonunun gerekçesinde belirtil- diği üzere, «namus şeref ve haysiyete ulu orta» yani bilinen şekilde tecavüz veya hakareti veyahut da ikinci bende flöre şeref ve haysiyeti kırıcı mahiyette bir isnadım muhtevi lmalı ır. İddia makamı, göre dâvasını açtığı halde, yazılarda o benddeki surları bulunmadığım görerek sonunda talebini ti onusu neşriyatın, Devlet Vekilinin ma- i edip gazetesine fazla ilân ver- llara resmen one kaydettırdığı u kilde şöhretine ve servetine zarar verdiğini iddia erek adı edilen maddenin 2 nci dine göre ceza tâyinini istemiştir. suçun un- değiştirmiş- ben- Yukarıda, bir demet delil isbat ettik ki dâva ko- nusu yazılarda her iki şekil ve mahiyette bir isnad, ile ne ke- lime ne ibare ve ne de mâna olarak mevcuttur ve ne de ortada Vekilin servetine zarar vermek suçunun hayal Bir yazıdaki için nasıl o yazının bütünü edi- len unsuru vardır. sözlerin suç olup olmadı- ğını tayin bakılmak mesned bulunmaksızın âfâki mânalarına içindeki yazının bütününden, içinde bir mânada suç çıkarmak adalet- istemek olur. ten sübjektif kanaatlerle hüküm İstişmam it- 2

Bu sayıdan diğer sayfalar: