15 Ocak 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 29

15 Ocak 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 29
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KADIN Terbiye Çocuklarımızın cinsi terbiyesi A şağı yukarı, her anne ve baba, im- kânları nispetinde terbiyeli bir ço- cuk yetiştirmeğe, onları okutmağa, on- lara istikbal — hazırlamağa gayret eder- ler. Fakat bütün bu vazifelerinin yanın- da hiç olmazsa, bunlar kadar mühim bir başka vazifeleri olduğunu ekseri ha- tırlamak istemezler: Çocuklar m bir de cinsi terbiyesi vardır. Ve bu, onların hayatlarına, saadetlerine tesir edecek kadar mühimdir. O kadar mühimdir ki bugün, birçok muvazenesiz, bedbaht hastalarının tedavisi- ne bu yoldan gidilmektedir. «— Benim meselelerden ha- yoktur, bunları düşünmez» diyen anne ve baba, bile bile kendini aldat- makta ve tabiata karşı gelmektedir. Çocuklar 2 yaşlarından itibaren er- kek ve kadın arasındaki farkı meraka başlarlar, 4 ve 5 yaşlarına geldikleri za- onların bir meraktır. Bu merak, dünyaya ait öğrenmek merakıdır ki buna, udunu nımak ve hayatın başlangıcım bilmek de dahildir. Çocuğunuz size «neden insanın evlenmeden çocuğu olmuyor?» diye bir sual sorduğu zaman emin olun, neden yağmur yağıyor? diye sorduğu zaman kadar temizdir. le bir sual sizi korkutmasın, bi- sevindirsin ki çocuk bunu okul- daki büyük arkadaşlarına size sormuş, size itimat etmiştir. yalan söyliyerek itimadım kırmayın meselâ «çocukları zembille Allah gök- ten indirir» demeyin. Çocuk yalanınızı ergeç anlıyacak ve size karşı inancı sarsılacaktır. büyüyünce anlarsın fena yolda tahrik bu gizlilik kafasını işletmeye başlıyacak ve onu yoracaktır. En tehli- keli şey, körpe bir kafanın tatmin ol- mıyan suallerle kurcalanmasıdır.. Böyle huzursuz bir anında, çocuğun karşısına ne çeşitli akü hocaları çıkar bilir misi- niz? Sınıftaki büyük çocuklardan tutun da hçıya, hizmetçiye fırsat kollıyan ahlaksızlara kadar.. Bu duruma rübeye kalkışır fakat gizli birşey yaptı- ğı için de kendi kendinden nefret eder, kendi kendini menetmek istedikçe ar- zuları, artar.. edeceğiniz bir üçüncü nok- ta da çocuğunuz size böyle bir sual sorduğu zaman u cinsi hayattan iğ- rendirecek, ürkütecek şeyler mektir. Bu sebepten muvazenesini bu- lamamış, saadetini kuramamış ne çok AKİS, 15 OCAK 1955 insanlar vardır.. em ki her çocuk bu mesele ile meşguldür, ergeç her çocuk anne ve ba- basına sualler soracaktır. Yapılacak en doğru hareket, çocuklar bu sualleri sor- zaman, onlara gayet tabii bir şekilde hakikati anlatmak, onları tatmin ederek, mesele haline sokmalarına mani olmaktır.. Bunlar çocuklara tabii şekil- de anlatıldıkları zaman, çocuklar bun- ları yağmur gibi, kar gibi tabit bir hâ- dise' olarak karşılarlar, tatmin olur ve bir daha bu yolda kafalarnı yormazlar! Çiçeklerden başlıyarak izah et- mek hiç te güç bir mesele değildir.. Hayvanların çiftleşmesi de hiçbir ço- cuğun gözünden kaçmaz. Böyle bir hâ- dise ile karşılaşıldığı zaman aile, çocuk- larını uzağa kaçıracaklarına onları sey- retmesine müsaade edip şunu ilâve et- melidir : Çocuğa cinsi terbiye Usta bir hoca — Hayvanlarla insanlar — arasında bir fark vardır.. Hayvanlar rast- gele çiftleşirler. İnsanlar için zevk duy- lik, babalık, aile bağı gibi manevi zevk- ler üzerinde durulmalıdır.. Bilhassa kız çocuklarını doğumdan ürkütmemek tarttır.. Çocuklar ekseriya 8 -7 yaşlarında iken anne ve babalarına mühimce bir sual sorar, şayet bunun cevabını ala- mazlarsa susarlar.. Bu sükut, yukarıda da, izah ettiğimiz gibi tehlikelidir. Çün- kü çocuk muhakkak ailesinden başka bir hoca bulmuş demektir. Mamafih çocuklar, daha ileride 9-10 yaşlarında bir kere daha anne ve babalarını yok- lar, bu en çok İnandıkları insanlardan en çok merak ettikleri şeyleri öÖğren- mek isterler. Bu ikinci fırsatı da kaçı- ran anne ve babalar çocuğun itimatsız lığım kazanmış demektir. ailesinin — bazen yalan soylıyebıldıgıne şahit olmuş, hem de onların gizli ve çir- kin birşey yaptıklarına kanaat getire rek onlardan tiksinmeye başlamıştır. Size burada hakiki bir hikâye an- latalım: Cinsi soğukluktan, muztarip bir genç kadın şahsen, şunları, anlatmış- tız nem benim tamamile temiz yetişmemi arzu etmişti. İlk mektebi bi- tirirken ne ilkah, ne de babanım rolü hakkında en ufak bir fikrim yoktu.. Ço- cuk nasıl doğar bilmezdim. Ahumda bir yara izi vardı. Anneme, bunun neden olduğunu sorduğum zaman, -seni doğu- rurken dişini alnına takılmış ve iz bı- rakmış- demişti. Annemin agzından çık- tığıma inanmıştım.. Halbuki bu iz for- sepsle, doğarken olmuştu. Hiç unut- mam, birgün sınıfta derse kalkmıştım. Yeni gelen bir hoca, «kızım alnına ne oldu?» diye sordu. Ben kahkahalarla gülen bir sınıfın önünde şu cevabı ver- miştim; — Annemin ağzından doğarken dişi takılmış!. Bütün sınıf günlerce benimle alay etmiş ve nihayet bir arkadaşım bana hakikati anlatmıştı.. Çok ıstırap çekmiş, annemle göz göze gelemez olmuştum Hele annemle babamın yatak odalarının önünden geçemezdim. Onlardan tiksin- meye, nefret etmeye başladım, bu hâl senelerce Ve senelerce devam etti..» çocuklarınız hakikaten cinsi meselelerle alâkadar — görünmüyorlarsa, onların sual soracağı ana kadar SİZ izahlara girişmeyin.. Ancak bu, çok ge- cikirse, o zaman suallere fırsat ve ze- min hazırlamak icab eder. Çünkü bu taktirde, ya çocuklarınız, bunun gizli onlarda bu hisler röfule olmuştur yani bunu o kadar içlerine atmış, şekil de- ğiştirtmişlerdir ki artık — mevcudiyetini hissetmez olurlar fakat bu, şuur altında mevcuttur ve birçok muvazene bozuk- luklarına sebebiyet verir: En tehlikeli durum budur. Buna nasıl mani olmak, çocuğa nasıl normal bir cinsi terbiye vermek icab ettiğini ikinci bir yazıda izah edeceğiz. Sosyete New-York'da bir rüya gecesi M anhattan'ın WALDORF - ASTO- İ otelinin büyük balo salonu beyaz boyanmış yapraklar ve yaprak- ların arasında parıldayan pembe ışıklar- la süslenmişti. New York'un senelik, genç kızların sosveteye takdim balosu yapılıyordu. Smokinli delikanlıların Tre- fakatinde beyazlar giymiş genç kızlar, sahnede biraz acele yürüyor, reverans yapıyor ve bir bakıma ev sahibeleri ad- dedilecek güzel bir kadının — masasına Sosyeteye takdim ise yanındakilere, 18 yaşımday- ken on seneden beri çalışan ve bir sürü 29

Bu sayıdan diğer sayfalar: