26 Şubat 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

26 Şubat 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Dr. Mükerrem Sarol Partilinin koyusu sonra. Zira bu müzakereler devam ederken - eğer hararetli cereyan edi- yorsa sebebi bunlar başvekilin takip etmesi ve arada kıvılcımların çıkması- dır - hükümet reisinin memleketten ayrılacağına ihtimal verilmiyordu. Fa- kat çarşamba sabahı bir takrirle Ha- riciye vekaletinin bütçesi geri bırakıldı e o gün öğleye doğru Menderes ile refakatindeki heyet hava meydanında Reisicumhur vekili Refik Koraltan ta- rafından uğurlandı. Bu acelenin sebebi ne idi? Alaka- lıların ifadesine göre, Türkiye, ile Irak İngiltere Hariciye vekili Sir Anthony Edenin Bağdadi ve Ankarayı ziyare- tinden evvel aralarındaki paktı imza- lamayı tercih etmişlerdi. Hakikaten, Menderes hareketinden bir gün evvel, yani salı günü İngilterenin Ankara Büyük elçisi Sir James Bowker'i ka- bul etmiş ve kendisile yarım saat ka- nt- ony en'in Mısırda Abdülnasır ile yaptığı temas olmuştur. Bunu takiben Adnan Menderes alakalılara Iraka der- hal gidileceğini bildirmiş ve gerekli emirleri vermiştir. İngilterenin durumu hakikaten merak uyandırmaktadır. (Okuyucula- rımız Dünyada Olup Bitenler sayfa- larımızda İngiltere Hariciye vekilinin ahireyi ziyareti hakkında alaka uyandırıcı malümat bulacaklardır) Her halde Irak ve Türk hükümetleri Eden ile aralarında bir pakt fiilen mevcut iken konuşmayı tercih etmişleri Başvekil Bağdatta çok az kalacak ve muhtemelen cumartesi günü mem- lekete avdet edecektir.. Bu müddet zarfında başvekile kimin vekâlet ede- 10 ceği hakkındaki riyaseticumhur tezke- resi Meclisin çarşamba günkü toplan- tısında okundu. eısıcumhur vekili Refik Koraltan başvekile Adliye vekili Osman Şevki Çiçekdağın vekâlet etmesini onayladı- ğını Meclise bildiriyordu. Din Acıklı bir manzara S ıra kapakları ; vuruluyor, — Kâmil Gündeşler, İbrahim Kirazoğlu'lar, Ömer Bılenler haykırıyor, bazıları da- ha da ileri gidip yerlerinden firlıyor, kürsüye doğru gidiyordu. Bir çok me- bus isyan halindeydi. Demokrat Par- tiyi hararetle destekleyen "müstakil" mebuslardan Hikmet Bayur kendisi- ne talebe diye verilen 15 yaşındaki bir kızın ırzına geçen Sultanahmet ima- mından bahsetmişti. Mecliste Diyanet 1şler1 görüşülü- yordu. İlk sözü eski ara imamı Ömer Bilen hoca almış, dörtte üçü arapça - ama katıksız arapça - tâbirler k a çok hoca, daha çok din adamı kazandırılmasım temenni etmiş, tasviple karşılanarak, hattâ alkışla se- lâmlanarak kürsüden inmişti. Şimdi konuşan Hikmet Bayurdu. Zavallı Hikmet Bayur, bir kısım din adamla- rının - sadece bir kısım - uygunsuz hareketlerini hatırlatmak, bunların 1nkılaplar aleyhinde konuştuklarım söylemek cüretini göstermişti. Ekono- mik kalkınmanın temeli kredi iken İs- tanbul'da, Türkiyenin bu en büyük ve Seri şehrınde bazı hocalar - faizin aleyhinde bulunuyor, bunun haram olduğunu söylüyorlardı. Bazı hocalar sokak kıyafetiyle camiye gelen kadın- ları almıyorlardı. Bazı hocalar ise ön- lerine gelen kızların yaşına başına bakmadan ırzlarına geçiyor, sonra da buna şeriatın müsaade ettiğini söyle- yerek kendilerini müdafaa ediyorlardı. Bunlara karşı ise Diyanet İşleri reisliği maalesef gerektiği gibi reaksiyon gös- termiyordu. Işte, Hıkmet Bayurun — şikâyeti buydu. İsyan havası İsyan havası bundan çıktı. O kadar ki kürsüye akın halinde hatip geldı ve bunlar Hikmet Bayuru maksatlı konuşmakla, din aleyhtarlığı yapmak- la suçlandırdı. Zaten bunların çoğu daha yerlerınden Bay — Sen hiç camıe gıttın mi kı"" — Sen ne anlarsın dinden — Haydi oradan.." — Ne zaman? Tarih söyle-" diye haykırmışlardı. Kürsüden de hoca ve hacıların cümlesini müdafaa ettiler. Onları müdafaa etmelerıne diye- cek şey olmayabilirdi; ama eğer Cum- huriyetin tam bu memlekete din bakımından, etmediğini bırakma- dığım söylemeselerdi Din adamlarım korur yı "eski iktidar" a alabıldıklerıne saldıranlar oldu. Bu 2 senenin 15 senesinin Atatürk iktidarı olduğunu pekâlâ biliyorlardı ve Ata- türklün din ve yobazlık hakkındakı kanaatlerinden de 1craat1ndan da t mamile haberdar Acı olan, Meclıs heyetı umumiye- sinin bu hatiplere ne sıra vurmayı, " hattâ ne itiraz etmeyi hatırından ge- çirmemesidir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: