26 Şubat 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 33

26 Şubat 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bir başkanın sözleri Futbol federasyona başkanlık koltuğuna oturan Hasan Polat konuşuyordu: «<— Ben kendim — duyduğum hüsranı genç arkadaşlarıma tattır- mayacağım." Hasan Polat maçlarate- mas ediyordu. Sözlerine devam etti: enim zamanımda o kadar az milli maç yapıldı ki, ben ancak bir — defa — Belgrat'ta — Yugoslavlara karşı ay- yıldızlı formayı taşıyabil- dim. Şimdi ise pek çok milli temas temin eder e benim duyduğum hüsranı genç arkadaşlarıma duyur- mamaya çalışacağım. Hasan Polat haklıydı. Onun za- manında uzun yıllar takımımız mil- li maç yapmak imkân bulama- mış, birçok kıymetler bu hazzı duy- adan meşin topa veda etmişlerdi. Bu itibarla çok milli maç oynamak federasyonun ilk hedefi idi. Hasan Polat futbol federasyo- nunun başkam olarak işe başladığı ilk günde federasyon başkanlığı ma- kamında ilk defa basın mensupla- riyle hasbıhal ediyordu. Hakkı Ye- ten, Fikret Arıcan, Eşfak Aykaç ve Cihat Alpan'dan müteşekkil heyet- ten kendisine refakat eden sadece Eşfak'dı. ederasyon başkanının - temas ettiği hususlar arasında ilk nazar- da dikkati çeken cihet memleket futbolunun kalkınmasıdır. Bu kal- kınmanın nasıl yapılacağına gelin- ce; diğer bölgelere nazaran daha mütekâmil bulunan İstanbul futbo- lünün daha ılerıye götürülmesi ya- nında, Anka umur, ana, Bur- sa ve dıger bolgelerınde en az bu seviyeye yükseltilmesine çalışıla- cakmış. Yeni federasyon başkam Türk futbolunu iki şekilde müta- lâa ettiğini de belirtmektedir. Birisi memleket f utbolünde ileri bir bölge olarak beliren İstanbul, diğeri de İstanbul için ham madde - vazifesi gören Anadolu futbolüdür. arada eski federasyon tara- fından ortaya atılan ve müsbet ne- ticesi malüm olan genç milli takım- lar mevzuundaki çalışmaların aynı hızla devana ettirileceği ve bu ça- bir bolgefye ni arasında- federasyon genç milli takımlar mevzuundaki bu et- raflı çalışmayı programında bulun- durmayı düşünürken, genç milli takımımızın Mart ayında İtalya'da yapılacak bu yılki dünya şampiyo- nasına katılamayacak duruma düş- mudş olduğundan Aacaba haberdar Söylendiğine göre eski federas- takımımızın İtalya'- k şampiyonaya iştiraki hakkında" beynelmilel federasyona ve organize komitesine müracaat etmeyi unutmuş ve böylece takımı- mızın bu yılki şampıyonaya ıştırak imkânları azalmıştır. Halbuki iki yıldır çetin rakipleri arasında dun— AKİS, 26 ŞUBAT 1955 SPOR Güreşçilerimiz kampta Hangisini feda edeceğiz ya üçüncülüğü ile dördüncülüğüne ulaşan takımımızın, bu sene şampi- yonada yer alamayışı futbolümüz hesabına herhalde çok büyük bir kayıp teşkil edecektir. Bu arada Hasan Polat, federas- yon heyetini ismen basın mensup- larına takdim ederken, onlardan devirlerinin futbol yıldızları dıye bahsetmiştir. Hepimiz bu fikirde müttefikiz. Eşfak, Hakkı, Fikret za- manlarının hakikaten futbol yıldız- larıydı. Fakat bugün idareci ola- rak böyle bir vazifede ne dereceye kadar muvaffak olacakları husu- sunda peşin bir karara varmak im- kânsızdır. Hep biliriz bir insan fev- kalâde futbol oynar fakat hiçbir sa- man iyi bir antrenör olamaz. Yine bir insan fevkalâde futbol oynar da hiçbir zaman iyi bir idareci olamaz. Şimdilik isme aldanmamak herhal- de en iyisidir. Bir ara kapı açıldı ve toplantı- larda adet olduğu üzere çaylar gel- di. Devam eden toplantıda üzerinde durulan diğer bir nokta da memle- kete uzun vade ile bir antrenör ge- tirilmesidir. Bunun en az iki sene vadeli olması, istifade hasıl olduk- tan sonra ancak bırakılması ciheti- ne gidilmesi hedef tutulacaktır. Fe- derasyonun tasavvuruna göre gelen hoca hem em de genç milli takmalarımızı çalıştıracak, bu ara- da yerli antrenörlerin de yetişmesi- ni temin edecekmiş. Bir de kalifiye hakem, yetiştirmek — üzere yabancı bir "hakem hocanın" getirilmesi var. Tabii bunların tahsisat mesele— si olduğunun, federasyon başk tarafından — ilâve edildiğini bıldır— meye lüzum yo 'Basınsız memlekette icraat ol- diyerek basının ikaz ve ten- kitlerini memnuniyetle — karşılaya- cağını belirten Hasan Polat, basın mensuplariyle tam bir anlayış ha- vası içinde çalışmak arzusunda ol- duğunu da sözlerine ilâve etmeyi ihmal etmedi Güreş Şöhreti feda G ozluklu ve munis bir şahıs: "— İca e biz üç güreşçiyi de beynel— mılel şohretlerıne bakmadan feda e meğe hazırız" Hâdise Pendıkdekı Palmiye ote- linde cereyan ediyordu. Bu sözleri söyleyen zat Güreş Federasyonu baş- kanı Vehbi Emre idi. Bilindiği gibi bir haftadanberi evvelâ İsveç ve — daha Sonra da Almanyada yapılacak olan 1955 Greko-Romen Dünya şa için Güreş Milli takımımız bir hafta- danberi kampta bulunmakta idi. Vehbi Emreyi sinirlendiren ve sert konuş- turan hâdise şuydu: ; Adil ve İrfan Atan kardeşler ile İsmet Atlı kendilerine verilen resmi yovmıyenın haricinde Dara istemişler- di mkân olmadığı kendilerine anlatıldı. Bunun üzerine bu üç güreşçi kampı terk edeceklerini söylediler. Ve netekim ettılerde Bu hadise İstanbul basınında tutuyordu. Sporla alakalı olsun alaksız olsun bü- tün mahfiller üç güreşçinin hareketini hiç de iyi karşılamadılar. Çetin bir im- tihan arifesinde güreşçilerin takındık lan tavır bir şantaj olarak kabul edil- mekte ve alakalıların icap eden zecri tedbirlere bir an evvel baş vurmaları istenmektedir. Güreş Federasyonu Başkanı Vehbi Emre "biz federasyon olarak kampa girmekten mütevellit zarara uğrayanların bütün ihtiyaçları- nı ve zararlarını telâfi ettik.. Bunun haricinde para ısteyenlere bir şey ver- memiz imkânsızdır diyor." Hadise he- nüz bir karara ve bir neticeye baglan— mamıştır. 33

Bu sayıdan diğer sayfalar: