16 Temmuz 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

16 Temmuz 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

den sonra Ankaralının saadeti baş- lar: Burada gecelerimiz serin, aydın- lık, caziptir. Herkes balkonunda bah- çeler içindeki evlerinin terasında bahçesinde veya büyük bir bahçe ci- lan Ankara sokaklarındadır. Hafta sonu tatıllerınde Baraj ve Gölbaşı, gözün görme zevkini tat- min edebilir. Şehrın göbeğindeki Gençlik Parkı da, uzaktan gayet gü- zeldir. Gece pırıl, pırıl yanan bir göle benzer. Ankaranın yazı cidden hoş geçebi- lir, güzeldir. Ama ne de olsa, gitmek gene de iyidir. Güzellik Biçimli kadınlar Bali — adasında bir tetkik seyahatine çıkan Prederik Stare anlatıyor: A- daya indiğim zaman, cidden gözleri- me inanamıyordum; bütün kadınlar gayet ince, zarif, tığ gibi idi.. Orada kaldığım müddetçe, bir tek şişman, hatta topluca kadına tesadüf etme- .. Vazifem bu inceliğin — sırrını keşfetmekti, bunun çok kolay olaca- ğını zannetmiyordum. Vakıa Bali adasında yaşıyan kadınlar ekseriya çok hareketli insanlardı fakat sıhhat— li ve ince oldukları için mi hareket- liydiler yoksa hareketli oldukları ıçın mi inceydiler? Bu münakaşa götü recek bir şeydir. Sıra aldıkları gıda— yı tetkik etmeye gelmişti. Bu tetki- kin neticesinde onların yedikleri ye- meklerden ziyade yemek yeme sis- temleri üzerinde durdum ve kadınla- rın sırrını keşfettimi Bali adasında yaşıyan bir kadın için, yemek yiyor tabirini kullanmak cidden yanlış 0- ü o yemek yemiyor, ye- meklerin üzerinden biraz gagalıyor! Üç övün muntazam yemek sistemin- den tamamiyle bihaber olan bu ka- dın saatte bir, agzına bir şeyler at- maktadır. İlk yemeği sabahın saat altısındadır've kahvaltı ismini ver- diği bu yemekte o büyük bir şeker parçası ile kahvesini içmektedir. Bir saat sonra tekrar acıktığına kanaat getiren kadın, mutfağa girer ve ağ- zına Ur lokma - ama cidden bir lok- ma - soğuk pilâv atar. Bu pilâv muz yaprağına —sarılarak hususi surette pişirilmiş kuvvetli bir gıdadır. Tak- iben bir saat sonra Bali'li kadın gene acıkır.. Bu sefer mükellef bir sofranın başına geçip nihayet yemek yiyeceğini tasavvur etmeyin.. O bü- tün gününü aşağı yukarı, saatte bir ağzına ufak tefek bir şeyler atmak- la geçirir., yediği şeyler kuvvetli gı- dalar olmakla beraber, miktar itiba- riyle çok azdır: Yarım balık yer, bir avuç kuru fasulye yer, bir par- ça et yer.. İste Bali'li bir kadının inceliğini temin eden şey onun sık, sık, az, az emek yemesidir. Çünkü — kandaki şeker seviyesi, iştahımızı ayarlayan beyin hücrelerine tesir eder şayet bu seviye muayyen bir seviyeden a- şağıda ise insan acıkır. Fakat kan- daki şeker bu seviyeyi aşar aşmaz AKİS, 16 TEMMUZ 1955 Bali'li kadın Az gida, güzel endam açlığımız da geçer. Sık sık yemek yi- yen Balili kadınlar, kandaki şeker seviyesini daima icab eden yerde tut- ltukları içindir ki az yerler ve şişman- am Bu nazarıye, evde mütemadiyen abur cubur şeyler yiyerek, yemekle- re el sürmeyen sıska çocukların du- rumunu da izah etmekte Cinsi Hayat "Kinsey” haklı mıdır? Amerikada erkek ve kadın, ların cinsi hayatlarını aydınlat- mak üzere sorulan sualler, yapılan anketler ve bunların neticesi olarak çıkan istatistikler, grafikler en ufak teferruata kadar her şeyi düşünmüş yalnız cinsi hayatın en mühim cep- hesini ihmal etmiştir.. Fizyolojik zevk ele alınmış, çok faydalı 1zahla— ra geçilmiş, gençler ve hattâ yaşını başını almışlar aydınlatılmıştır. Fa- kat şunu söylemek kımsenın hatırı- na gelmemiştir ki, "aşksız ve hissiz bir cinsi munasebet ne kadar bilgi- ye, ne kadar tecrubeye dayanırsa da- yansın daima eksiktir." Vücutlar m anlaşması şart fakat ruhların anlaş- ması işin tem lidir. K n meşhur raporları, ista- tistikleri, grafikleri insanlığa mühim bir tecrübenin neticelerini hediye et- miştir ama cinsi hayatı tıpkı futbol veya bir briç partisi gibi yalnız tek- nikle, tecrübe ile öğrenilen bir oyun sekline sokmakla hata etmiştir. Te- maslar fazlalaştıkça, tecrübeler ve bilgi fazlalaşmaktadır ama, ruhi ve bedeni tatmin ayni nısbet dahilinde fazlalaşmakta mıdır? İşte umumi- yetle istatistiklerde aydınlatılmıyan nokta insan- KADIN Cinsi hayat problemleri ile meş- gul olanlar, kadın rkek münasebet- i tetkık eder münasebetle- rin miktarı ve çeşıdı 'üzerinde — dur- muş, kalitesi ile meşgul olmamışlar- dır. Böylece erkek, kadın bu mevzu- da bir çok insanların endişeleri bes- lenmiş ve kendilerine olan güvenleri sarsılmıştır. ütün bu grafikler, istatistiklere dayanan kitaplar insanlara, cinst mü- nasebetin bilgiye dayandıgı nisbette tatmin edici olduğu hissini vermiş- tir. Halbuki yalnızca mekanik olan, cansız, hissiz bir temas insanlara tu- haf bir acılık, boşluk, — tatminsizlik hissi verir. Cinsi münasebette şart olan Tru- hi ve bedeni tatmin aşk sız kabil de- ğildir. Tek tarafh lülüğe, nasebet, teknik ne kadar kuvvetli o- aima — muvaffakiyet- taraf diğer tarafın ihti- yaçlarını kendi ihtiyaçları kadar kuvvetle hissetmezse, karşılıklı hür- et;, sevgı anlayış mevcut değilse o çiftin, cinsi hayatı, onları beklenilen birlik hissine götüremez.. Buna mu- kabil âşıkların da bilgisiz ve cahil hareketleri, çocukluktan edindiğimiz bir çok yasak fikirleri, baskılar, dini anlayışlar, yanlış düşünceler cinsi hayatta aynı muvaffakiyetsizliği do- gurabilir her insanın cinsi hayat hakkında bılgı sahibi olması şart ol- makla beraber, bir kaç — muvaffaki- yetsizlik neticesi ümitsizliğe düşmek yanlıştır. Bugün merikada kadın, erkek herkes testlere, grafklere is- tatistiklere dayanarak cinsi soğuklu- ğa, iktidarsızlığa, beceriksizliğe dü çar olup olmadığını anlamaya çalışı- endi kendilerini sıkarak- kendilerine olan güvenlerini kaybederek, cinsi hayatlarını termo- metrede ölçer gibi ölçmeye kalkıyor- lar. Bu tatminsizliği bu endişeyi dün- yan insanlar, kendilerini hakiki aşka anlayışa, ruh birliğine terketmiyen insanlardır. Binlerce kitap veya de- ğişik sevgili, onlara fayda vermiye- cektir. Psikoloji ve psikiyatri profe- sörlerinden Dr. Clara Thompson şu enteresan ifşaatta bulunuyor: "On- beş senedir Broadway ve Hollyvood artistlerinin sırdaşlıgını yapmakta- yım.. Dünyada hiç bir yerde, bura- daki kadar aşık değiştirilmez.. nede on, on iki aşk macerası yaşa- yanlar vardır. Bunların tecrübeleri fazla, cinsi münasebet hakkındaki bilgileri tamdır. Fakat, bunlar, iç yüzlerini anlattıkları zaman şaşarsı- nız. Bu aşk mütehassıslarının hemen hemen hiçbirisi cinsi hayatlarında tatmin olamamaktadır.." Bilgisizlik, cinsi hayatı nasıl mah- vedebilirse, hissizliği doğuran fada değişiklikler de aynı neticeyi verir. Aşk bir istatistik değildir. İnsan yaradılışında ormüllere — sığmıyan cazibeler, tabii hareketler, içten ge- len arzular vardır.. Kitaplar kadar bu tabii hisler de sizin hocanız ol- alıdır..

Bu sayıdan diğer sayfalar: