17 Eylül 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

17 Eylül 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KADIN Cemiyet Ruth Ellis'in heykeli Kadınların her hareketi fazla alâ- ka çeke Bunu söyliyen bir İngiliz hâ- kimi idi. Sevgilisini öldüren Ruth lis'in asılması, öyle büyük bir heye- cana ve dedıkoduya sebebiyet ver- mişti ki, hukuk adamı yüzlerce hadiseye şahit oldum diyor- du. Ruth Ellis'in yaptığını yapan ü r ve kimsenin oynamamıştır. Fakat iste Ruth Ellis bir kadındı! O asılalı, henüz bir kaç gün ol- muştu ki Tussand müzesini gezmeye gidenler onu karşılarında gördüler.. Güzel, şık, sevmeğe ve mesut olmaya hazır vaziyette, balmumundan yapıl- mış heykellerin caniler pavyonunda, ebediyete intikal etmişti. Halk arasında, onu seyrederken hâlâ aglıyanlar vardı. İngiliz hâki- minin sözüne inanmamak mümkün değildi! Kadınlar, her şey olabilirler- di ama cani olmak onların i işi değildi. Sosyete Yuzu gulmıyen kraliçe tayyare, gece yarısı İstan- ula uğramıştı, onu görmek için gıdenler oldu. Fakat daha evvel in- miyeceğini bıldırmıştı Tayyarenın geçirdiği ufak bir arızaya rağmen, arzusunda inat etti, inmedi, fakat her nedense, onun İstanbula uğrama- dan' geçeceğini bildirenler, şu kaydı ilâve etmek lüzumunu duymuşlardı, "Kraliçe hasta değildi". O Fransada da, aynı yalnız kal- Diğer resmi Bir çocuk 26 Kraliçe Süreyya seyahatte Gülmiyen güzel kadın mak, karşılanmamak arzusunu gös- termişti. Cote d'Azur'e gittiği zaman kendisine ' çiçek getirenleri hiç de, sempatik bir çehre ile karşılamadı. attâ memnuniyetsizliğini ifade et- ti. Hele fotoğrafçılar sanki onun bir numaralı düşmanları idi. Vakıa kraliçe Süreyya resmi bir ziyaret yapmıyordu Gezmek, din- lenmek, rahat etmek istiyordu ama ne deniz skisi, ne en güzel eğlence yerleri, revüler, ahbapları onun bir saniye gulmesıne vesile olamıyordu. Cote d'Azur'dan kalkan küçük bir gemi, onu Korsikaya götürmüş- tü, oradan Capri'ye gidecekti. Her gıttıgı yere "Ce" deyip kayboluyor, sanki, içini kemiren uzuntunun keş- fedilmesinden korkuyor! İran Şahı onu resmınden beğen- N Ve derhal evlenmışlerdı İlk karısından erkek çocuğu olmadığı bahanesiyle ayrılan Şah, bu izdivaç- la İran tahtına bır varis kazandır- mayı ümid ediyor! İşte bu bekleme muddetınce kra- liçenin taç giyme merasimi hep ileri bir tarihe atıldı. Henüz hazırlıklar tam değildi ama bu gecikme bir çok dedikodulara yol açıyordu. Şah a— rısını seviyordu, seviyordu ama kek evlât sahibi olamayışı yuzunden birçok devlet adamları onu boşalm yeniden evlenme tazyiki altında tu— tuyorlardı. Bu dedikodular ne dere- ce doğru idi? Kraliçe Süreyyanın, zaman zaman geçirdiği sinir bozuk- lukları ve şahın, her fırsatta kendi- sine gösterdiği sevgi işaretleri, bu tazyikin cidden — mevcut oldugunu fakat sevişen bu çifti ayıramıyacağı- nı ifade ediyor Onların son Amerika ve Avrupa seyahatlerinde, tedavi altında kaldık- ları ve çocuk sahibi olabilmek için tıbbın her imkânını kullanmaya az- mettikleri artık kimsenin — meçhulü değildi.. Onların çocuksuzluktan başka, hiç bir dertleri, üzüntüleri, anlaşma- mazlıkları yoktu. Şah karısından ay- rılmıyacaktı. Bunu dünyaya ispat e- decek en kuvvetli delil de, Kraliçe- nin, mMuazzam bir törenle taç giy- mesi olacakt Tören hazırlıkları Tören hazırlıkları başladı, bir hay- li ilerledi. Tarih tesbit edildi. Son- ra birdenbire bu tarih gene ileri a- tıldı. Kralıçe seyahate çıktı. aten hazırlıklar tam de- ğil mıydı" Toksa tazyik artmış mıy- dı? Şah sevdiği kadını tahtına feda etmek veya tahtsız krallar arasına katılıp, onu takip etmek zorunda mı kalacaktı * Vakıa ölen kardeşinin bir oğlu vardı ve bu çocuk İran tahtının res- mi varisi idi. Fakat ne İran devleti, ne de saray, kardeşi ölmeden bu iz- divacı tanımıştı. Bir ara Şah, bu çocukla tanıştı o- nu benimsemek, onu Saraya mal et- mek istedi. Onda aşkının bir halas- karını buluyordu. Fakat çocuğun Fransız annesi çetin bir mücadeleye girişti ve çocuğunu terketmedi. Bu ümid de, artık suya düşmüştü. Ec- nebi bir kadının yanında büyüyen, gayrı resmi telâkki edilen bir izdi- vaçtan olma bu çocuk İran devleti- ni tatmin etmiyordu 'İşte güzel Sureyya, bu üzüntüler- den kurtulmak, istirahat etmek için seyahate çıkmıştı Kimseyi görmek istemiyordu ve gülmüyordu. Yalnız kendisine uğur getirecek olan kıpkır- mızı bir gül demetini alırken gulum— sedi. Bu demeti küçük bir kız veri- ordu Ebedi aşkı temsil eden bu koyu kırmızı güllerden birçoklarını krali- çe muhafaza etmiş ve bir an için şan- sinin değişeceğine, Allanın en büyük lütfuna mazhar olacağına inanır gi- bi olmuştu. AKİS, 17 EYLÜL 1955

Bu sayıdan diğer sayfalar: