17 Eylül 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 7

17 Eylül 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

berdar bulunduğunu soylemesınden sonra, istifa eden İçişleri Bakanı Dr. Namık Gedik'in heyecanlı ve si- nirli bir tavırla sırasını vurup elini kaldırdığı görüldü. Namık Gedik söz istiyordu. Fakat kifayet — takrirleri Onlar reye konuluyordu ki Menderes kürsüye geldi. Başbakanın ne söyliyeceği merakla bekleniyordu. vardı. Adnan Menderes — konuşuyor Adnan Menderes yumuşak bir ko- nuşma yaptı. Fuad Köprülünün muhalefet hakkındaki telmihlerinin ne kadar mutedil bir lisanla yapıl- dığını belirtti. Muhalefet sözcüleri sanki hareketleri hükümet terviç et- miş gibi konuşmuşlardı. — Başbakan yardımcısını bu üzmüştü. Kendisinden evvel söz alan bütün milletvekilleri gibi Adnan Menderes de hadiseyi en acı şekilde takbih et- ti. Muhalefetin bu mevzudaki hare- ket hattı şayanı şükrandı. Onu be- lirtti. Örfi İdareye hakikaten lüzum vardı. Başbakan emniyet kuvvetleri- nin sanki vazifelerini hiç yapmamış gibi gösterilmelerini doğru bulmadı. Kusurlar, ihmaller, hatalar olmuştu. Ama emniyet kuvvetlerı hareketsiz kalmamışlardı. Bunların çoğu vazi- felerini yapmışlardı. Nıtekım başba kandan evvel yardım da - biz kendısının 150 kişiyi nasıl yakalayıp kamyonlara doldurttuğunu ve sev- kettirdiğini anlatmıştı. Hakikaten o akşam İzmitten dönerken Fuad Köp- rülü çapulcularla bizzat ve bastonuy- la mücadele etmişti. Başbakan Ad- nan Menderes "— Mesuller vardır, ama hadise de tarıf ve tasvir edıldıgı gibi değil- dir' Menderese göre hadise "bir gençlik, bir talebe gurubunun hare- kete geçmesiyle" başlamıştı. Bu ta- lebe cemiyetleri, Kıbrıs cemiyeti ve bu kabil teşekküller ise bir takım muzır eşhasın, muzıir faaliyetlerin meşruiyet kisvesini ve siperini teş- kil etmişti. tasvir etti: "Hadiseye tekaddüm eden günler- de ve haftalarda, bütün gazeteleri o- kudunuz. Elde silâh vazife gören Em— niyet Müdürü, Emniyet memuru, tün Zzabıta kuvvetlerı hadısenın 1lk başladığı zaman, gençhk kitlesinin ilk harekete geçtiği anda, onu bastır- mak en kolay bulunduğu bir sırada, acaba bunu bertaraf etmekle haklı ci- lan bir hareketi tenkid vazifesini mi yapıyorum, yoksa bunlara bir müsa- maha nazarı altında hareket serbes- tisi vermek suretiyle mi vatani vazi- femi, hamiyet vazifemi ifa ederim gi- bi bir tereddüdün mefluç edici te- siri altında kalmışlardır. Düşman, düşman kılığı altında gelseydı şeytan rahmani kılığa bü- nüp de karşımıza çıkmamış olsay- dı elbette hadise böyle olmazdı. Hâ- dıse başladığında tamamiyle nezih bir ebe ve gençlik topluluğu şeklınde cereyan etti. Haberimiz yok muydu? Vardı, neden önlemediniz dıyeceksı— AKİS, 17 EYLÜL 1955 Başbakan vaziyeti şöyle Adnan Menderes İstifası — istendi niz. Önlemek için kâfi kuvvetlerimiz mevcutta. Fakat hadise bir anda öy- lesine inbisat etti ve yaratılmış olan psikoz o derece müessir bir şekilde bütün zabıta kuvvetlerini ilk anda hareketsiz bıraktı ki, milletçe milli bir felâkete maruz kalındığını, haki- kalen bir baskına uğran ildiğini ka- bul etmek lâzımdır Adnan Menderes daha fazla iza- Fuad Köprülü 150 çapulcu yakaladı YURTTA OLUP BİTENLER hat vermek zamanının gelmediğim i- lâve etti. Fakat Türkiyenin politikası Yunanistanla dostluğu devam ettir- mek olacaktı. Buna lüzum vardı.İs- tikbalimiz, ikbalimiz ve emniyetimiz bunu icap ettiriyordu. Alınan kararlar Bundan sonra kifayet takrirleri o- kunup kabul edildi ve kararlara geçildi. Yalnız bundan evvel söz alan İzmir Milletvekili Mehmet Ali Sebük polisin vazifesini yapm olduğunu belirtmeye lüzum gordugunu söyledi. Kınalıadada cereyan eden bir hadise- den bahsetti. - Anlaşılıyordu ki Meh- met Ali Sebuk Kınalıada sakinlerin- dendir - . Milletvekilinin ifadesine göre gece vakti çapulcular kayıklara dolar. Kınalıadaya — gelmişlerdi.; Maksatları orayı da Istanbulun dıger yerlerine çevirmekti. Fakat' kendile- rini komiser kıyıda karşılamış ve şöyle demişti: ' "— Başka ekipler sizden evvel geldiler ve vazifelerini yaptılar. Size lüzum önebilirsiniz." Bunun üzerine çapulcular başka istikametlerde! denize açılmışlardı. Mehmet Ali Sebüğün, polis ensti- üsünün eski bir hocası sıfatıyle po- lısın Vazıfesını yapmış olduğuna dair misal vereceğini söyliyerek anlattığı bu hadise tebessümlere yol açtı Evvelâ Örfi İdare kararının tas- diki vardı ki Meclis bu kararın zaru- retine olan inancını müttefikan ifade etmişti. Fakat iki muhalif partinin- iki takriri vardı. Cumhuriyetçi Mil- let Partisi Örfi İdarenin her yerden, C.H.P. ise Ankaradan kaldırılmasını istiyordu. Bu talepler demokrat mil- letvekillerinin ekseriyetiyle reddedil* di. Başkan Refik Koraltan daima "kahir ekseriyet" tâbirini kullanıyor- du. Bu söz havayı kısmen neşelen- dirdi. Bundan sonra Örfi İdarenin devam müddetini tayine sıra geldi. Sabahleyin Meclis gurubu, Başbakan yardımcısının Mecliste ifade ettiği- ne göre altı aylık bir müddet üstünde mutabık kalmıştı. Kars milletvekil- lerinin müddetin bir ay olmasını is- tiyen takrirleri de "kahir ekserıyetle reddedildikten sonra D.P. s gu- rubu başkanı Hulusi Koymen ve ar- kadaşlarının Örfi Idarenın altı ay devamını talep eden rırlerı gene ynı "kahir ekserıyetle kabul edildi. Fakat İsmet İnönünün bir takriri daha vardı. Muhalefet lideri Mecli- oplu halde kalmasını 1stıy0rdu Mechsın toplu h lde bulunması mil- lete itimad cek ve milleti kendi etrafında toplayacaktı Başkan Refik Koraltan celseye 15 dakika ara ver- di. Demokratlar kendi aralarında bir karara varacaklardı. Son celse On beş dakika sonra celse açıldığın- da İnönünün takriri okundu Muhalefet lideri kürsüye geldi. Tak- riri niçin verdiğini ilk konuşmasında izah etmişti. Fakat şimdi hükümet hadiselerden haberdar bulunduğunu açıklamıştı. Bu açıklama, İnönünün kanaatince takririnin kabulü için 7

Bu sayıdan diğer sayfalar: