26 Kasım 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

26 Kasım 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER C.M.P. ıçınde vaziyet biraz daha müşkildi. Zira ni bir tehlike- li rakip sayanlarıu başında bizzat Os- man Bölükbaşı vardı Osma Bölük- başı parti olarak in C.M.P. yi vuracağını, onun muşterılerını a- yartacagını hiç olmazsa partisinin son yıldaki büyük inkişafını sekteye uğratacağını düşünmekteydi. Bunda haklıydı da.. Hakikaten yeni parti gayrımemnun demokratları mutlaka C.M.P. ye katılmak mecburiyetinden kurtaracak onlara bir alternatif teş- kil edec P. ne gelince bazı milletve- kıllerı 1946 nın CHP. si ile bugünün .H.P. sini ve İsmet Inonusunu bir- birine karıştırmakta, bir kısmı ise muvazaa ithamı altında kalmaktan çekinmekteydi. Ancak bunlar hem sa- a azdı, hem de kültür kompleks- leri yok etmekte en kuvvetli ilâç ol- duğundan işbirliği taraftarı olan Üs- tündağların, Çelikbaşların, Kaı'aos- manoğluların, Erginlerin, Güne rin, Gürelilerin fikrini benımsıyecek- erdi Bu günlerde ilk resmi temasların Hür. P. ile .P. ileri gelenleri ara— sında başlamasına intizar etmek zımdır. Tarafların mutedil unsurla- rı Osman Bölükbaşıyı müşterek cep- heye almak için İsmet İnönü'ne gü- venmektedirler. Bu ilk temaslardan sansasyonel neticeler beklemek hatâ olur. Ancak temel bir defa atıldık- tan ve karşılıklı çekingenlikler ber- taraf edildikten sonra rejim bahsinde ve bilhassa seçim emniyeti mevzuun- da memleket çapında müşterek bir kampanya, demokrasinin selâmet şar- tını teşkil edecektir. Adalet Tevkif hakkı Bu —hafta Çarşamba sabahı Zafer gazetesinin "Meclis Komisyonları" sütununda çok alâka uyandırıcı bir havadis vardı. İktidarın organı o sü- tununda Meclis komisyonlarının gün- demini yazar. Çarşamba — sabahı Adalet komisyonunun gündeminin ilk maddesi olarak "Ceza Muha- kemeleri Usulü Kanunu" — bulu- nuyordu. Lâyihayı meşhur ispat ve ıskat hakkından sonra tevkif hakkı adiyle vasıflandırmak kabildi. Teklif hükümetten geliyordu ve artık meş- hur olmuş bir maddesi vardı ki her vatandaşın, en sudan bahaneyle dahi olsa tevkif edilivermesini mümkün hale getiriyordu. Lâyihanın müzake- resi, Adalet Komisyonunda sessiz se- dasız başlayıvermişti. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanu- nunun tadili gerektiği bir açık haki- katti. Fakat getirilen tadiller arasın- da Almanyadaki nazi sisteminden a- hnan bir tanesi geçen yıl bütün Tür- kiyede derin heyecan yaratmıştı. Baş- ta Akis olmak üzere bir çok gazete- nin açtıkları kampanya hatırlarda- b erçı o yandan bu yana "tevkif hakkı" na bile rahmet okutacak tek- lifler yapılmış, hatta hareketlerde bu- 10 lunulmuştu. Ama lâyihanın Adalet komisyonunda görüşülmeye başladı* ği şu günlerde basının yeniden müte- yakkız bulunmasına ihtiyaç vardı. Bu dikkat, Adalet komisyonuna da- hil olup da tevkif hakkının kanunlaş- mamasına çalışacak kimselerin de i- şini kolaylaştıracaktı. 104 üncü maddeyi tadil eden mad- de öylesine lastikli bir maddeydi ki her hangi bir hâkime her hangı bir şahsı tevkıf etmek imkânını verıyor- yılıyordu. Kimin suç işleyip kimin iş- lemiyeceği hususu kesin olarak tayin edılemıyecegınden, hâkime bir sanı- ğin ilerde suç işliyeceği kanaati vic- daniyesi geldi mi, derhal tevkif ka- rarı verilmesi ısten bile degıl Nuri Özsan Özyörüğün — halefi Lâyiha Meclise sevkedildiği za- man, böyle bir tevkif sebebi işlemiş- ti bile. Bedii Faik ona benzer bir mu- cip sebeple tevkif olunmuştu. Bu, ta- dilâtın gazetecilere karşı kullanılaca- ği şuphesını uyandırmıştı "Suç işle- mesine mani olmak için" bir gazete— ci hapse sokuldu mu artık memleket- te basın hürriyetinden bahsetmek sadece lâtife mevzuu haline gelirdi. Zaten böyle bir hakkın da, basın hür- rıyetının hakikaten lâtife mevzuu ol- duğ azi Almanyasından alındığı hukukçular tarafından ispat edil- mişti. Komisyondaki temayül Komisyondaki — temayül lâyihanın o maddesini hükümetin teklif etti- ği şekliyle geçirmemektir. Ortada bir yanlışlık vardır. — Zannedilmiştir ki tevkif hakkı demokratik memle- ketlerde mevcuttur. Madem ki şimdi bunun sadece nazi Almanyasında bu- lunduğu anlaşılmıştır, o halde geti- rilmesi sebebi ortadan kalkmıştır. Gönül çok ister ki tadil tasarısının sahibi hükümet, o maddenin tadılıni yeniden tadilâta uğratsın! Yo dalet Bakarı o vesileyle çok şıddetlı itirazları ve hücumları üzerine çeke- cektir. Belki böyle bir hak geçen se- nenin bulutlu günlerinde D. P. Meclis gurubunun azalarına, dolayısiyle Tür- ki Büyük illet Meclisine kabul ettirilebilirdi. Ama bugün hava ta- mamiyle gayrımüsait bir manzara arzetmektedir. Iskat hakkından son- ra tevkif hakkmın görüşülmesi bile iktidara büyük zarar verecek, hükü- metin antidemokratik bir yolda ol- duğu ithamlarına yeni ve kuvvetli bir delil teşkil edecektir, Tevkif hakkı geçmemelidir! Dış politika Yeni bir halka Bu —haftanın başında, pazar günü Bağdat hava meydanında bir çok kimse Türkiye Başbakanı — Adnan Menderes'i bekliyordu. Vakit geçmiş, fakat kalabalık Türk heyetini taşı- yan iki askeri uçak gorunmemıştı Halbuki protokala dahil zevatın işi başından aşkındı. Aynı gün Bağdat Paktına dahil diğer üç devletin de -İngiltere, İran ve Pakistan - baş— delegeleri gelıyordu, onları da kar- şılamak lâz Türk heyetı, tam üç saat gecıkmeyle ağdat hava alanına indi. Heyet azalarından biri- nin Associated Press muhabirine bil- dirdiğine göre Adanada yemek yen- miş ve o yüzden gecikilmişti. Fakat iki gün sonra, aynı hava meydanından ayrılanların da dudak- larında bir tebessüm vardı. Ancak bunun manası başkayd Hur dün- yanın savunması ıçın NATO ile SE- ATO arasında yeni bir ıttıfak man- zumesi kurulmuştu. Bağdat Paktının ılk konsey top— lantısı iki gün deva etti. Mütte- fikler, idari bakımdan Atlantik Pak- tı teşkılatına benzeyen bir teşkilât kuruyorlardı. Paktın daimi merkezi Bağdat'ta bulunacak, beş devlet da- imi delegelerle temsil olunacaktı. Da- imi delegeler Büyük elçi payesinde olacaklardı. Paktın ayrıca askeri ve iktisadi organları bulunacaktı. Fakat müzakereler daha ziyade, diğer arap memleketlerinin pakta a- lınmalan için ne yapılması gerekti- ği hususunun müzakeresiyle geçti ve onların durumu görüşüldü. Ürdün ve Lübnan ümid vadediyorlardı. — İngil- tere Dışişleri bakanı Londra'ya do- nerken Beyrut'tan geçip or: d zakere yapmayı uygun buldu. Fakat arap memleketlerini pakta çekmek i- çin en iyi çarenin, paktın bir İsrail tecavüzüne karşı da arap memleket- lerini vikaye edeceği fikrini uyaııdır— maktı ki bilhassa Türkiye işin o ta- rafında ısrarla duruyordu. Konsey ikinci toplantısını nisan ayında Tahran'da yapacak ve o za- mana kadar vuku bulacak gelişme- leri gözden geçirecekti. AKİS, 26 KASIM 1955

Bu sayıdan diğer sayfalar: