21 Ocak 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

21 Ocak 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ADALET Davalar Bir an meselesi Dünyanın en alâka çekici dâvala- rından biri, şu günlerde İstanbul- da cereyan etmektedir. Dâva bir mi- ras davasıdır ve bahis mevzuu olan, milyonlarca liralık, bir servettir. Kar- sı karşıya gelmiş olan iki taraf, Cey- lâni ailesi mensuplarıdır. Zira servet, bundan bir yıl kadar evvel ölmüş bu— lunan Galip Ceylaniye aittir. Ceylani ailesinin hazin hikâyesi hafızalardan henüz silinmemiştir. İs- tanbul sosyetesinin bu tanınmış aile- si, büyük bir felâkete uğramıştır. A- ilenin reisi ve asıl servetin sahibi Ga- lip Ceylani büyük iş adamlarımızdan biriydi. Yanında karısı, kayınvalide- si ve çocuğu bulunduğu halde senelik tatilini Avrupada geçirmek istemiş ve orada bir otomobil tutarak yola şıkmıştı. Arabayı şoför kullanıyordu. şte, Cote d'Azur'e yaklaşıldığı za- mandır ki feci bir kaza vuku bulmuş Demokrat Parti, iktidara geldıgı zaman tahakkukuna çalışacağı şeyleri bilindiği gibi meşhur progra- mında teker teker saymıştır. Bun- ların en başında gelenlerinden biri de "Kaza birliğinin temin edileceği" vaadidir. Demokrat Parti 1950 Mayısın- danberi iktidardadır. Fakat Türki- ye'de henüz kaza birliği mevcut de- gıldır Sıvıller kendi mahkemelerıne, askerler ise "adli amir" lere bağlı- dırlar. Adli amirlik müessesesi fiyle bir müessesedir ki orada adli âmir bu- lunan "kumandan" hem sorgu ha- kimidir, hem savcıdır, hem de hâ- kimdir. Adli amirlik müessesesi öyle bir ki askeri hâkimler de vardır. Fakat meslekten yetişmiş ve husust ka- nunlarına göre adli âmirin refaka- tinde bulundukları her ne kadar kaydedilmiş ise de bu hâkimlerin rolleri mevcut müessese muvacehe- sinde kendilerine adli âmirin sade- ce hukuk müşaviri bulunmalarından ileri bir yetki vermemiştir. Bir da- vada, bilhassa duruşma safhasına ilk ve son tahki- katta adlii amir tamamen âmiri mutlakdır. Bilindiği gibi sorgulan adii askeri hâkimler (hukuk mezu- nudurlar) yaparlar ve gereken mu- ameleyi kumandana (hukukçu değil- dir) arzederler. Meselâ maznunun tahliyesini adii hâkim talep etmiş- tir. Fakat adli âmir kendi mulaha— zasına istinaden maznunun mevku- fiyetinin devamına karar verebılır Meslekten bir hukukçu olan hâkim böyle bir hal karşısında ancak mü- ve otomobil, içindekilerle beraber bir uçuruma yuvarl nmıştı. halline gidildiğinde Galip Ceylanı, karısı, kayınvalidesi ve çocuğu, şo- förle beraber ruhlarını teslim etmiş bulunuyorlardı. Hukuki mesele bun- dan sonra çıkmıştır. İlk kim öldü ? Ortada büyük bir servet kalmıştı. akat servetin varisleri kimler- di? İstanbulun 12 nci Sulh Hukuk Hâkimi Dr. Suphi Duru'nun şimdi çözmekle mükellef bulunduğu mese- le budur. Zira servetin kimlere kal- ması gerektiği, kazazedelerin ölüm sırasına bağlıdır. Halbuki, zavallıla- rın yanına ilk canlı insan vardığında hepsi ölmüş bulunuyorlardı. Eğer Galip Ceylani karısından evvel öl- müşse mirası evvelâ karısına, on- dan da karısının akrabalarına kal- mak gerekir. Fakat ilk ölen Bayan Ceylani ise, o takdirde Galip Ceylani- nin serveti üzerinde karısının akra- balarının hiç bir hissesi yoktur. Me- ADLİ AMİR talaasını tezi kereye ılıştırmekle ye- inmek mecburiyetindedir. Adli amirlik muessesesının mem- leketimizde bugünkü haliyle deva- mına ar mkan bulunmadığı a- çık bir hakikattir. Bunun sebeplerini bir kaç maka- leye dahi sığdırmaya — kalkışmak beyhude bir gayret olur. Ancak biz burada bir iki esaslı noktaya temas etmekle iktifa edeceğiz. - < a Bilindiği — gibi Turkıye Cumhuriyeti hudutları içinde tevkif yetkisi herhalde hakim veya mahk emeye a- ittir. Halbuki "adli amir" bu husus- ta mutlak yetkiye sahiptir. Yetkisi Cumhuriyet savcısından da, sorgu hâkiminden de, hattâ bazı haller- de mahkemelerden de üstündür. Üs- telik bu geniş adli yetkilere sahip olan adli âmirlerin asıl vazife mes- lekleri de askerliktir Bazı Kanun tahsıllerı hukuk 0- lan savcılardan, sorgu hâkimlerin- den esırgedıgı vatandaşın hurrıyetı üzerindeki tasarruf yetkisini - as- keri mahkemelere bir çok hallerde sivillere de adalet tevzi ederler - ad- t âmire nasıl fazlasıyla verebılır" Kaldı anayasamızın 8 inci maddesi de bu hususta pek kesin bir hükmü ihtiva etmekte ve aynen şöyle demektedir: "hakkı kaza, mil- let namına usulü ve kanun daıresın— de müstakil muhakım tarafından is- timal olunu Hangi mustakıl hakim ? Askeri hâkimlerin sicil ve terfii kumandama elinde — bulundukça, memleketin önemli bir unsurunu sele burada bitmemektedir. Bir de kayınvalide ve bilhassa küçük çocuk- meselesi vardır. Eğer son ölen çocuk sa, Bayan Ceylaninin akrabaları o- nun mirasından istifade etmek hak kına sahiptirler. Zira çocuğun anne tarafından yakınları da mirasa gire çeklerdir. Fakat Çocuk anne ve bil- hassa babasından evvel ölmüşse, o zaman servet gene Galip Ceylaninin varislerinde kalacaktır, İş, bu yüz- den son derece karışık bir hal almak- tadır. Bahis mevzuu olan servet mil- yonlarca lıralık bulundugundan, ta- raflar bir bulmak için çırpın- maktadırlar Ortada, Bayan Ceylani ailesinin ümit bağladığı bir husus vardır. Ga- lip Ceylani ve karısı, aşağı parçalanmış, unmuşlardır, Bu, ikisinin de aynı anda ve derhal öldüklerinin delılıdıı' Halbuki çocuk lan, biraz daha az zedelenmiş vazi- yettedir. Bu, çocuğun en son öldüğü- nün bir işareti sayılabilir, ancak cid- di bir delil teşkil etmemektedir. Wü- cutların durumundan ölüme sebebiyet verecek noktaların durumu da bir karara varabilmek için son Hikmet BİL teşkil eden asker kıtlenın adalet ba— kımından sükün ve huzura kavuşm: sı dikkatleri çeken bir noktadır Bır askeri hâkimin kararlarının yüzde yüzü tasdik veya nakzedilmiş olsa dahi, terfi ve tefeyyüzüne zerrece tesırı yoktur. Hâkimin ehil ve liya- katli olduğunu yine kendi mesle- ğinden yüksek dereceli — hâkimler takdir edebilir. Kumandan ise hâ- kim değildir Keza As Mu. Usulü Kanunu- nun 206 ncı maddesi anayasamızın 59 ncu maddesine açık olarak aykı- rıdır. Zira As. Usul Kanununun bu maddesinin bir fıkrasına göre, dâ- va olunan fiil sahtekârlık, hırsız lk:, emniyeti suistimal, yağm rip curuml inden biri olduğu veya askeri sırlarla, hükümetin emniyeti ile alâkadar bulundugıı takdirde sanık adli âmirin muvafakat edece- ği avukat veya dava vekilini müda- fi tayin eder, demektedir. Şu hale göre müdafaa hakkının kutsiyeti de tanınmamakta veya tahdide tâbi tutulmaktadır. Adli âmir, sava durumunda olduğuna göre, hiç bir sebep göstermeden kudretli bır vukatı böyle bir suçla maznun kimsenin davasna sokmayabilir. Avukatı davaya sokmadıgı için de adli âmirin hareketini tahdit cek biç bir madde adı geçen ka- nunda yoktur. Ordudaki Askeri adif hâkimler sivil teşkilâttaki hakimlerin ı tamamen haizdirler. Sivil ha- kimlerle askeri hakimler arasında kıyafet (cübbe), ilim, isim ve tayin şeklinde iştirak vardır. Fakat adlı âmir nezdindeki durumları ise ar- AKİS, 210CAK 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: