21 Ocak 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

21 Ocak 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KADIN Kış modası Keseye uygun mu? gibi giyinebilirdi. de izin vardı. Bu sene dağda, hattâ şehirde, so- ğuk günlerde, en çok moda olan şey, ısıtıcı, kalın bir yün kazak ve bu yün kazagın yakası ile birlikte çıkan yün bir kapüşondu. Dağ otellerinde kadınlar, belden büzgülü, brötelli köylü eteklıklerı siyah parlak iskar- pinler, eteklıklerle aynı renkte ince yünden örülmüş uzun çoraplar giyi- Bu çiçekli köylü eteklikleri- nin altından fistolu eski zaman ça- maşırları görünüyordu. Dağ otelleri- nin bu rengârenk kıyafetleri o kadar hoşa gitmişti ki, bir çok Parisli ha- nım bunları kendilerine ev kıyafeti olarak seçmeye başlamışlardı. Renkli takkeler, o kar gibi beyaz, kalın ce- ketler, turuncu sarı, mavi, kırmızı, menekşe rengi bluzlar içi kürklü ya- rım botlar, renkli eldivenler.. Bütün! bunlar cazip şeylerdi ve kadınları en olgunlarını bile - çocukluk çağı- nın sevinçli günlerine götürüyorlardı. Hani insanın turuncu, yeşil, sarı çiz- gili eldivenlerini gıyıp 'de bahçede kar topu oynadığı günlere Her türlü fanteziye Geceleyin ise, dag otellerinde ka- dınlar daha çok zarıf sveterlerle pan- talon giyiyorlardı. ir kadının bu kıyafetle bile ne derece kadınlığını muhafaza edebileceğini ifade etmek için pırıl pırıl yanan, vücuda suples veren erkek yakah lame sveterleri i- cat etmişlerdi. İngiltere Bir kral yetişiyor İngilterenin müstakbel kralı yedi yaşına basmıştı ve İngiliz basını, 24 bu küçük çocuğun tahsili ve terbıyesı ile yakından alâkadar olmaya başla- mıştı d yaş, diğer çocuklar için bir şey ifade etmiyebilirdi. Fakat b bir müstakbel kral için hemen hemen olgunluk çağıdır. Evet bu yaşta, prensler, üniformalarını seçerler. Ve işte İngiltereyi, Prenses Margaret hâdisesinden sonra, şimdi en çok alâ- kadar eden şey budur.Acaba Prens Charles babası gibi kolunda, kraliyet donanmasının işaretini mi taşıyacak yoksa annesi gibi muhafız alayının tüylü şapkasına mı sadık kalacak? Çünkü bu küçük prensin şimdiden muhafız alayında yüksek bir rütbe hakkı vardır , bugüne kadar henüz kararını bildirmiş değildir. Dadısı Aggie, nun henüz, hiç bir silâha karşı bir tercih hissi beslemediğini ifa miştir. Küçükken o şekerleri, fıllerı ve Hint masallarını severdi. Ama bir- çok amiraller ve generaller küçükken aynı sevgiyi göstermişlerdi ve gös- termekte de devam ediyorlardı. Şu- halde işin içinden çıkmak imkânsızdı. Mürebbiyesi Miss Peeples'in düşün- cesine gelince, küçük Prens üç teker- lekli bisikletine binip koridorda rast- ladığı insanları çiğnemekten vazgeç- tiği anlarda, çalışmayı ve ciddiyeti seviyordu. Ama bu da denizcilerin ve karacıların müşterek vasıfları olabi- irdi. Denizci mi, karacı mı? Yalnız baba asının, onun denizci ola- rak yetişmesım canı gönülden ar- zuladığı muhakkaktı. Küçük yaşın- dan beri, ona yüzme öğretiyor, onda denizcilik aşkını uyandırmak için çır- pmıyordu. Müstakbel kral, Clarence House'daki havuzda yüzen küçük ge- milerle alâkadar olunca babanın se- vincine diyecek yoktu. Ama biraz sonra o, küçük atma binmek isteyin- ce, Philippe'in kaşları ' çatılıyordu. Buna mukabil muhafız alayı mesut- Ve bu kuçuk adam şımdıden siyasi olmayı öğrenmiş, doğum gününde, kimseyi hayal sukutuna — uğratma- mak 1ç1n ekose kıyafetini giyinmişti. un tam sekizer tane vaftiz an- nesi Ve vaftiz babası vardı ki, Pre ses Margaret, Norveç Kralı, bunların arasında idi. Sekizi de çocuğun istik- bali hakkında, kendilerine sorulan su- allere çok muhtelif cevaplar yermiş- lerdi. Bu cevaplar birleştirilince şu netice elde edilmişti: Prens Charles Kanada'da . bahriyede, bir müddet kalmalıydı. Bunu Avustralya'da bir hava stajı takip etmeliydi ve daha sonra da, hava ordusunda, İngiltere- de çalışmalıydı Pek açıklamamışlar— dı ama, her halde ona havacıhgı tav- siye eden Prenses Margare Fakat millet cidden beyhude ye- re telâş diyordu. Çünkü küçük kral henüz karar vermek niyetinde değil- di. Hakiki bir çocuk Annesine gelince, onun her mesele- de bitaraf kalması, icap ediyordu ve bu yüzden, fikri sorulmuyordu. Fakat onun en çok kuvvetle istediği bir şey vardı: Oğlunun, bütün çocuk- lar gibi, hakiki bir çocuk olması.. Bu da, protokolle bir türlü bağdaşamı- yan bir arzu idi Bu sene Prens Charles, bir kere dadısı ile metroya binmişti ve an- nesini en çok mesut eden hâdise bu oldu. Çünkü bir mucize olmuştu: kimse onu tanımamıştı ve çocuk ra- hat rahat, istediği gibi gezmişti! Haftada birkaç kere Charles ken- di yaşındaki çocuklarla dans dersi al maktadır ve bu çocukların kendisine: Altes, diye degıl 1sm1 ile hi- tap etmelerı rica edilm Çocuklar,- Charles da dahıl olmak üzere, bu işe çok memnun olmuşlar- dır. Aksi takdirde Prens çocukları ü- zerine bindiren bir at alamıyordu. Vakıa o annesinin İngiltere kraliçesi olduğunu nihayet öğrenmişti ama, Allahtan pek İngiltere nedir bilmi- yordu. Mamafih, bütün dikkate rağmen etiket onun üzerindeki tazyikini de göstermeye başlamıştır. Onu e üzen ve hiç sebebini anlıyamadıgı bir şey varsa o da kız kardeşi Prenses Anne'ı artık iki yanağından öpeme- mesi idi. gördüğü yerde eskisi gibi sevinç ve sevgi tezahürleri gösteremiyor, bir- den ona atılamıyordu. Duruyor ve önünde eğilerek selâm — veriyordu. Scotland Yard'a gelince, ne kadar gizli olursa olsun, onu göz hapsinde gö tutuyordu. O daha şımdıden kral gi- İ Ailenin en büyük merak ise, ço- Prens ve Prenses öpüşemiyorlar ! AKİS, 21 OCAK 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: