21 Ocak 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 5

21 Ocak 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Çıftlıkte başlayıp Çıftlıkte bıten seyahat böylece turizmden başka mâna daha alıyordu Başbakanın An- karadan hareketi arefesinde "Mende- res işlerinin çokluğu yüzünden maa- lesef güzel otelinizin açılışında bu- lunamıyacak' mesajın Vehbi Koç ıçın bu, hakıkaten pek hoş bir sürpriz oldu İnönü heyulası Başbakan Mecliste, 6-7 eylül hadi- seleri dolayısiyle muhalefetın müş- terek taarruzuna h muştu. C. Uf p. adına Nüvit Yetkın Hür. P. adına Fevzi Lütfi Karaosmanoglu, C .adına Osman Bölükbaşı - mu- halefet takımının en şutör elemanla- rından ü - Adnan Menderese şid- detle hucum etmişler, onun hakkında Meclis tahkikatı açılmasını istemiş- lerdi. Ancak, o celsede çok garip bir rol degışıklıgı olmuştu. Bir evvelki cel- sede, üç sabık bakan hakkında tah- kikat açılması hususu görüşülürken ıktıdar şoyle demişti: Gerçi biz, ortaya bir delil ge- tirmiyoruz. Ama bazı dedikodular dolaşmaktadır. Bunların mahiyetinin anlaşılması için tahkikat istiyoruz." Buna mukabil muhalefet itiraz etmişti: "— Yahu delilsiz tahkikat açılır mı? Dedikoduların mahiyeti anlaşıl- sın diye böyle bir karar verilir mi?" Cuma günü ise, 6-7 eylül hadise- leri için Meclis tahkikatı için talepte bulunurken muhalefet şöyle diyordu: — Gerçi biz, ortaya bir delil ge- tirmiyoruz. Ama bazı dedikodular do- laşmaktadır. — Bunların mahıyetının anlaşılması için tahkikat istiyoruz." Buna mukabil iktidar itiraz edi- yordu: "— Yahu, delilsiz tahkikat açılır mı? Dedikoduların mahiyeti anlaşıl- sın dıye böyle bır karar erılır Ama Adna res, mutad veçhıle bütün bunlardan habersiz gö- runuyor bir "İnönü heyulası" nın te- siri altında bulunuyordu. Ipler İnönü- nün elindeydi, Muhalefeti İnönü ida- re ediyordu, kendisini devirmek için İnönü şimdi de bu tahkikat talebini ortaya atıyordu. İnönü, İnönü. buki D.P. ye, geceleri ruyasında İnö- nüyü görmeyen, soğukkanlı, hadise- leri sükünetle ölçen bir lider lâzımdı. Bir lider ki kaleyi içinden fethetsin, İnönüye başka memleketlerde başba- kanların muhalefet liderlerine yap- tıkları muamelenın eşini yapsın, onun koluna girsin ve "gel arkadaş, parti- ler üstü meselelerde karşılıklı görüşe- lim" desin. O zaman "İnönü heyulası" iğne yemiş balona dönerdi. Ama, bu- nun için de metin sinir lâzımdı, kompleks sahıbı olmamak lâzımdı, peşin hükümlere kapılmamak lâzım- dı, cesaret lâzımdı, kendine emniyet lazımdı. Adnan Menderes ise bocaladı dur- du, O kadar şaşırdı ki bizzat teşvik ettiği, teşci ettiği, yardım ettiği "Kıb- rıs Türktür" Cemy i C.H.P. nin kurdurduğu gibi garip bır iddiayı or- AKİS, 21 OCAK 1956 Dr. Namık Gedik Unutulmaz bir gecenin hatırası taya atacak kadar ileriye gıttı, arka- dan sıyası edebiyatımıza "avucu yalayın" gibi mutena tabirler hedıye etti, .nihayet devam eden tahkikata tesir edebilecek mahiyette sözleri ağ- zından kaçırmak vaziyetine — düştü. Örfi İdare Komutanlığı raporunu ver- diği zaman, hadiselerin "manevi me- sul" Jlerinin kimler olduğu —görüle- cekti! "Mânevi mesul!" Şimdiye kadar bilinen, Örfi İdare Komutanlığının Dr. Fahreddin Gökay Sır küpü YURTTA OLUP BİTENLER "maddi mesul" leri aradığıydı. Vazi- fesi de buydu. Bunun için, bu istika- mette çalışmıştı. "Manevi mesul" de ne demekti7 Adnan Menderes sözleri arasında "manevi mesul" terin kim- ler olduğunu da bildirdi: Muhalefet ve basın.. Böylece tahkikatın iklimi- ni hazırlıyordu. Ümidi, tahkikat va- zifesini üzerlerine alan askerlerin ve- recekleri raporda böyle bir istikame- ti takip etmeleriydi. Halbuki İstan- bulda devam eden tahkikatın bu sey- ri takip ettiğini gösterecek en ufak bir belirti yoktu. Bilâkis her şey gös- terıyordu ki askeri makamlar "mad- esul" teri aramakla meşguldür- ter ve Danıştayın tevsii tahkikat tale- bi bunun neticesidir. İstanbul valisi- nin kendisini müdafaa mecburiyetin- de bırakılması bir çok hakikatin or- taya çıkmasını sağlıyacaktı. İşte Adnan Menderes, Meeclisin o celsesinden sonra ani bir 'kararla Çiftlikten trene bindi ve tahkikatın devam ettiği İstanbula gidip Fahred- din Ketim Gökayla yılın esrarengız adamı - uzun uzun görüştü. O gece kim hakimdi ? Maddi — mesuliyet bahsinde çozule— cek düğüm, 6 eylül gecesi işleri valılıkte kimin idare ettiğiydi. Zira ortada bir ihmalin ve beceriksizliğin mevcudiyeti açıktı. Polise kim ku- manda etmiş, başbakanın valiye alın- masını emrettiği tedbirlerin alınma- ması ve alınanların da işlememesi kimin hatası yüzünden olmuştu? Ü- zerlerine mesuliyet yüklenmek iste- nen ve hadiselerin ertesi günü işten el çektirilen üç kıymetli general/vazi- yetleri AKİS'te bahis mevzuu edil- dikten on gün sonra Mi avunma Bakanı Şem'i Ergin tarafından vazi- felerine iade olunduklarına göre me- suliyet sivil makamlara yıkılıyordu. İstanbulun sivil âmiri ise valiydi. Tâ ki o gece işler, valilik odasında bulu- nan İçişleri Bakanı Dr. Namık Ge- diğin elinde olsun... Her şey yılın esrarengiz adamının konuşmasına bağlı kalıyordu. F. K. G. geçen hafta içinde de konuşmadı. Hâdise, esrarım muhafaza ediyordu. C.H.P. Kurultaya hazırlık Bir — müddetten beri Ankarada Mit- Paşa caddesi ile Ziya Gökalp caddesi üzerindeki bahçelikli sarı bir evin komşuları bu eve girip çıkanla- rın arttığını görüyorlardı. Hakikaten C.H.P. Genel Merkezi heyecanlı gün- lere mahsus bir kalabalığı kendisine çekiyordu. Girip çıkanların ekserisi, bir zamanların tanınmış sımalarıydı Bir kısmı bakanlık, çoğu milletvekil- liği yapmıştı. Sonradan, karanlık sa- atler gelip çattığında bunların ekse- risi manen olmasa bile fiilen partiden uzak kalmayı tercih etmişlerdi. Ama güneş ufukta tekrar belirmişti. Her gecenin bir sabahı olduğu hakikati bir defa daha deneniyordu. — Şimdi, bahçelikli sarı ev yeniden doluydu. 5

Bu sayıdan diğer sayfalar: