14 Nisan 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

14 Nisan 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

sadi suikastçılıkla — itham edilmişti. attâ bir aralık Bakanlar birer birer radyo başına gelerek - Muammer Çavuşoglu dahil - ıktısadı durumun sakatlıklarından — bahsedenlere ateş püskürmüşlerdi. Söyleyenleri suçlan- dıran bir de tebliğ neşredılmış i. Fa- kat söylenenleri yapanlara dair teb- liğ henüz neşredılmemıştır Bari bun- da gecikilmese Dış Ticaret Pamuk piyasası Amerika Birleşik Devletlerinin is- tihsal fazlası tarım mahsulleri a- rasında külliyetli. - miktarda pamuk bulunduğu biliniyordu. 1956 başında 1 milyon balya kısa elyaflı pamuk ih- racatçılara teklif — edilmişti. Şimdi, yetkili Amerikan kaynaklarına na- zaran, bu bir milyondan ayrı olarak, elde 4 milyon balya daha pamuk bu- lunduğu anlaşılmıştır. — Amerika'nın yıllık istihsali olan 15-16 milyon bal- yalık istihsali ile mukayese olunursa dış piyasaları istila edecek olan bu 4 milyon balyanın önemi meydana çı- kar. A.B.D. Tarım Bakanlığı 1 Ağus- tostan itibaren teslim edilmek üzere 4 milyon balyanın ihracını tertiple- mekle meşgul olmaktadır. Bu durum Ege ve Çukurova pa- muk müstahsillerini yalandan ilgilen- dirmektedir. Fiatlarımız dünya se- viyesinden üstün olduğu için elimiz- de stok kalmıştır. Bu üstün fiatlar dahi, bugünkü hayat pahalılığı ıçın- de, müstahsili tatmin etmezken, şim- di fiatlar aşağı doğru gıtmektedır Tarım Satış Kooperatıflerının müda- hale alımları henüz piyasada mües- sir görünmüyor. Öte yandan pamu- ğa doğrudan doğruya prim verilmesi istenmektedir. Bütün bunlar müna- kaşa edilirken, Amerıka, verdiği kre di kolaylıkları sayesinde, pamukları- p müşteri bulabilen — bir meta: hassa Demirperde gerisi memleket- ler pamuklarımızın alıcısı olarak or- taya çıkmaktadır. Fakat bazı politik ve spekülatif müdahelelerle, pamuk fiatlarımızın daima dünya fiatlarının üstünde olması bizim için ağır bir handikap teşkil etmektedir. A. B. D. nin son kararı bizim bu yükümüzü daha da arttıracağa benzemektedir. Bunun için evvela, dünya fiatları ü- erinden pamuk satıcısı olduğumuzu ılan edelim. İç meselelerimiz ne olur- a olsun, ihracatın — dünya pıyasası kanunlarına tabi olduğunu kabul e mekle işe bir an evvel başlamaktan başka çare yoktur. İlk istatistikler Ocak ve şubat 1956 aylarına alt ilk istatistikler neşredilmiş bulu- nuyor. Bu pek muhtasar hülasa el- bette sağlam — neticeler çıkarmağa elverışlı değildir.. Fakat umumi bir mekte ve bilhassa 1055 yılı- nın ılk ıkı ayı ile mukayeseler yap- ma imkanını sağlam. Bu ıstatıstıklere göre ihracatı- AKİS, 14 NİSAN 1956 mız iki ayda 190,7 milyon liraya var- mıştır - geçen devreden 13,5 milyon lira fazla - mukabil ithalâtı- mız geçen seneki devreye nazaran büyük bir değışme gostermeyerek he- men hemen ayni kalmıştır - 206,8 milyon 1lira. Bu vaziyete göre dış ticaret açığı 16,1 milyon liradan iba- rettir ki, bu geçen yılki açığın yarı- sına tekabul etmektedir İstatistik rakkamları dış ticare- timizdeki bir hastalığı açıkça ortaya koymuştur: En büyük ihraç malı- mız olan pamukta tehlike vardı. Ge- çen seneki iki aylık devrede33 mil- yon lira olan pamuk ihracatımız bu yıl 15 milyona kadar düşmüştür. Bu düşme temposu üzdeki aylara da sirayet ederse ortaya hıçte parlak olmayan neticelerin çıkması müm- kündür. Gereken tedbirlerin şimdi- den alınması icab ediyordu. Bu tehlıkeye mukabıl gönüller- de yeni ümidlerin uyanmasına sebep olabilecek neticele! rı de bu muhtasar istatistikten çıkarmak kabildi. Veri- len rakkamlara göre ithalatımızın ti- caret açığı üzerindeki tazyıkı hafif- lemiş gibidir. Bu ithalat piyasamız- daki darlıkların önümüzdeki aylarda da devam edeceğini göstermektedir. Iç Ticaret Standardizasyon Birleşmiş Milletler Teknik Yardım daresi tarafından memleketimize gonderılmış olan standardizasyon ve mbalaj mütehassısı Mr. Noad zirai ıstıhsal bolgelerınde tetkik gezilerine başlamış bulunu; Vazifesi, yaş ve kuru meyve ve sebzelerımızın en uy- gun ambalajlama ve piyasaya arz şekillerini araştırmak, bu hususta hü- kümete tavsıyelerde bulunm ktır. Ambalajlam. ve standartlaştır- ma çalışmalarının bizde yirmi sene- den fasla bir mazisi vardır. Başlıca ihracat maddelerimiz - fındık, üzüm, yumurta, portakal pamuk - emle— ketimizin zirai şartlarının imkân ver diği ölçüde standart tiplere irca edil- miştir. Başlangıçta — bu çalışmaları şüphe ile karşılamış olan tüccarımız sonradan faydalarım teslim etmişler di. İç ticarette' standardizasyon, ih- racat maddelerindeki gibi, muvaffa- Noad kolaylıkla — tesbit edecektir. Hayretle görecektir ki, en uygun ambalajlama metodlarını öğretmek için geldiği bu memlekette herhangi bir ambalaj için lüzumlu maddeler- den eser yoktur man kâğıdı yoktur. reste bulunmaz, kah çivi bulunmaz, ekseriya sargılık kağıt, çuval, kana- vice bulunmaz. Sanılır ki bütün bun— lar hazır da sıra bu malzemeyi ıyı kullanma metodunu bulmaga gel— u durumda hükü- mete yapacağı ilk tavsiye, metodu meselesinden evvel, memle- kete yeter miktarda ve istikrarlı su- rette ambalaj malzemesi getirtilmesi olacaktır. Okuyucu Mektupları DİN HAKKINDA Diyanet İşleri sözcüsünün rad- yodaki konuşmasında halkın hukumete itaate mecbur olduğuna dair sözleri üzerine AKİS, zamanın değiştiğini, 7. degıl 20. aşırda ya- şamakta olduğumuzu yazdı. KİS'le aynı fikirde degılım De- ğişen zaman değil ıdarecılerdır O zaman bir Polatkan, bi me- selesi var mıydı ? Nüfuz tıcaretın- den bahsedılıyor muydu? Kabahat virde bizde mi? İdareciler boyle olunca cemaat ne yapsın? Hasan Kabıl - İstanbul Hak — dinde, bir peygamberın va- ahkam zettiği dıgerı gelmeden değişmez. Hazret edin son Nebi olduğuna inanıyorsak di- ni ıslaha - rma - yeltenenle- yiz. Aynı zamanda, dine uymayıp dini kendımıze uydurmak onu ila- hi bir ahlâk muessesesı olmaktan çıkarmaktır İlahi bir nizam olan din, beşer zekasıyle degışıp parti tuzuklerı haline gelmemelidir. Hafız Fevzi Aksoy - Çayeli * Bütün —gazete ve mecmualarla ü zümre, her nedense, din y bahsi olunca memleket istilaya uğ- olmadığı şüphesine varıyor. De- mokrasiyi beğeniyoruz; onu tatbik edenler kotuye kullanırlarsa hemen demokrasinin düşmanı mı olmamız lâzımdır? İslam dini en eski bir demokrasi olduğu halde onu kö- tüye kullanmışlarsa kabahat kim- dedir Mustafa Hatipoğlu - Adıyaman * MECMUA — HAKKINDA Bu derginin bi mi efkâra ve Meclis erkânına du- yurmasını istirham ediyoruz. Bi- lırsınız, kafa giden yol da mi- deden Zıya Alkan - Ankara * . bu arada hatalarınız da yok değıl Şemsettin Günaltay hak- kındaki kıymetli teşviklerinizin Fa- ik Ahmet Barutçu, İsmail Rüştü t Aksal, Ki Dicleli'ye de teşmilini temenni e- derken belki istikbalin başbakanı olacak kudret ve liyakatte bulu- nan Raşit Hatipoğlunu acaba ne- den bunların haricinde bıraktı- nız? Ahmet Beçene - Manisa * 21

Bu sayıdan diğer sayfalar: