14 Temmuz 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 14

14 Temmuz 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

T Antibiyotikler Tehlikeli deva eryüzünde hiçbir şey mükemmel değildir. Güzellerin yanında çirkin- ler, lâcivert gozlulerın yanında çıplı- ler ,mızra saplanacak vü- cudların ında ka nbur ve çarpık- lar, gul fıdanının yanında deve dlke- katır rnagı vardır. ri Biz laçlarımızın da iyi hayırlı, şıfalı te- sirleri yanında çarpık ve zararlı ta- rafları mevcuttur. Meselâ sıtmanın bir zamanlar yegâne devası sayılan kinin bazan insanı öldürecek kadar zararlı olabilir. Bir tek kinin almak- la, hattâ kinini diline sürmekle kan işiyen ve ağır kansızlıklara uğrayan hastalar biliriz. İkinci Dünya Sava- şında pek moda olan ve milyonlarca insanın hayatım kurtaran sülfamidle- rin bazan hastaların kaybedilmesine B rin veya thiamine de denilmektedir. Yine B kompleksının içinde B vita- mini yanı lact flavil riboflavine var- dır. itaminin eksıklıgı hindide dermatıt farede gelişme gecikmesi, insanlarda ağız kenarlarında çatlak- lar, gözde fazla kanlanma, barsak bozukluğu, yağ hazmında ve mü- rülmesinde zorluk, yağlı ishal, stea- torrhe ve sprue dediğimiz hastalık tablolarını yaratır. B kompleksinin i- çinde nıcotylamıde, acide nıcotınıque, PP faktörü veya pellagra preventive factor dediğimiz bir madde dah a var- ır. Bu vitaminin halinde hayvanlarda kara dıl hastalıgı (black tongue-disease) insanlarda dermatit, ağız iltihabı, mide-barsak bozuklukla- rı, psikozlar, sinir iltihapları, pareste- zilerle ıkar. B exander Fleming laboratuardâ İnsanlığın 'hizmetinde ve hekimin mesul durumlara düşme- sine sebeb olan on ikiden fazla kötü tesiri yazılmıştır. Yenı antibiyotikler de hiç zararı olmi her zaman faydalı ve mükemmel ilâç- lar değillerdir. Onların da birçok za- rarlı ve tehlikeli tesirlerinden bahse- dilmektedir. Bunlardan birisi artık ö- zel bir önem kazanmağa başlamıştır. Bu yeni hastalık tamamen B komp- leksi vitaminlerinden mahrum kalan insanlarda görülen bir hastalığı an- dırmaktadır. B kompleksi denilince birçok vıtamınlerden müteşekkil bir rup — anlaşılır. Bu grupun ıçınde Beriberi denilen ve kabuksuz pırınç yıyenlerde gorulen bir hastalığa iyi gelen B' vit ardır. Buna Anti- nevrıtık antıberıberık vıtamın, aneu- 14 B* vitamini, acide — pantothenigue, gibi başka maddeler de vardır. Ko- numuzla ilgisi olmadıgından bunlar- dan söz açmıyacağız. Yukarda anti- biyotiklerin bazan B kompleksi ka- ransına benzeyen arızalar yaptığını söylemiştik. Hakikaten böyle kimse- lerde mükozalarda yaralar, dilde ilti- hap ve atrofi, ağız kenarlarında per- leche, ağız iltihabı, farenjit, cheilite, seks organları hizasında kaşınma ve iltihap görülür. Hatta dil siyahlaşır. Geniş tesir sahası olan chlortetracy- cline (aureomycine), chlorampheni- col (chloremycetine) ve oxytetracy- cline (terramycine) gibi antibiyotik- ler bilhassa bu hastalığın ortaya çık- masında rol almaktadırlar. Bazen pe- nıcıllın de böyle hastalık tabloları ya- tabilirse de nisbeten nadırdır Bu belırtıler daha çok ilâcın ağızdan a- lınması halinde ortaya çıkmaktadır. Fakat bu kesin bir kaide değildir. Deneyi arsaklarımızda tabii olarak misa- fir an ve bize pek zararları dokunmıyan hattâ faydalı olan bir takım mikroplar vardır. Bunların a- rasında Coli basilini, Proteus vulga- ris'i, bacterium aerogenes, alkalige- nes fecalis, bacillus mesenterieus ve bacillus vulgaris'i sayabiliriz. Bu mik- roplar B kompleksine giren birçok vi- taminleri, B1, B2 vitaminlerile, acide nicotinigue ve biotine'leri in vitro ya- ni deneysel olarak tüpte yapmaktadır- lar. Hayvan deneylerinden alman so- nuçlara göre de B kompleksi vita- minlerinden mahrum gıdalarla bes- lenen fareler kendi kakalarını yemek- ten menedilmezlerse B kompleksi ka- ransı göstermezler. Buna benzer de- neyler insanlarda da yapılmıştır. B1 vitamini kıt olan maddelerle besle- nen insanlar beriberi'ye yakal ma- mışlar ve gıdalarında B1 vitamini bu- Tunmadığı halde abdeslerinde bu mad- denin çıkarılması devam etmiştir. Normal insanların da hergün idrar- larında gidalarla aldıklarından fazla acide nicotinigue — bulunduğu görül- muştur Şu halde in vivo, hayvanlar- da; yine in vivo insanlarda ve in vitre laboratuvarda yapılan deneylerle bar- saklardaki mikropların yani flore in- testinale'in B kompleksi biyosentezi- ni yaptıklarını kabul etmek gerek- mektedir. Bu flor entestinali; bakte- rileri tahrip eden ajanlarla yani an- tibiyotiklerle kısmen veya tamamen yok etmek mümkündür. Cerrahi mü- dahaleler sırasında, barsaklarda tesi- rini gösteren antibiyotikleri kullan- mak suretiyle bu amaca ulaşmağa ve bazı ameliyat ihtilatlarını önlemeğe çalışılmaktadır Dört şahısta BI vita- mininden mahrum bir gıdaya 18 ay devam edılmış karans belırtılerı olma- mış ve feçesde BIl vitamininin mev- cud olduğu görülmüştür. Sonradan bu hastalara succinyl-sulfathiazol verilin- çesde B1 vitamininin tamamen kaybolduğu tesbit edilmiştir. Ralmon- do ve arkadaşları; farelere ağız yo- lundan veya entramusküler rram- ycin, aureomycin, veya chloroamphe- nicol verdikten sonra acide foligue, acide nlcotlnigue, B12 vitamini ile B kompleksinin öbür faktorlerının (Bl , B2 vitaminleri) idrarda ciğerde fevkalâde azaldıgım etmişlerdir. B vitamini kompleksin- den mahrum besinlerle beslenen fa- relerde normal gıda alanlara nazaran bu tesir daha da belirli olmuştur. Şu halde antıbıyotıklerın ya B komplek- leksi biyosentezini kosteklıyerek bir çok hastalık belirtilerinin meydana çıkmasına sebeb olduğu anlaşılmak- tadır. Terramycin, aureomycin ve chlo- roamphenicol aldıktan sonra feçesle acide foligue, acide hiootinigue, B6 ve BI12 vitamini —boşaltımının iyice azaldığı görülür. Yetersiz ve eksik gI- AKİS, 14 TEMMUZ 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: