2 Ağustos 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 6

2 Ağustos 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HUKUKİ DİKTATÖRLÜKLER G eçen hafta içinde dunyanın bü- yük ajansları, yeryüzünün dört köşesindeki halk kutlelerını mem- nun eden bir hadiseyi haber veri- yorlardı. Arjantinde — Peronun bü- tün serveti devlet tarafından müsa- dere edilmişti. Daha doğrusu, mü- sadere edilen sakıt diktatörün ik- tidara geçmesını müteakip yaptığı iktisaplardı. eronun göz ka- maştırıcı servetı bunlardan müte- şekkü olduğuna göre hukukun in- celikleri yanında hakikatin — ışığı kütleler üzerinde daha tesirli sin- . Arjantini senelerce ' gomlek— sızlerı gomlekl ndireceğim" diye bir çiftlik ağası zıhnıyetıyle ıdare eden adamın nesi var, nesi yo linden alınmıştı. Hem sadece mem- leket dahilindeki mallarıyla ıktıfa olunmamıştı. Peronun Arjantin dı- şındaki serveti hakkında da müsa- dere kararı verilmiş, hattâ gürültü- apkının metreslerine bol kese- den dagıttıkları da kararın şümulü- ne girmişti. Bu arada esmer güzeli sevgili de -Peronun metresiyim di- ye, bu fahişenin çalımından geçil- miyordu- kopardıklarını iade ede- cekti. İhtimal ki genç kadına dos- tundan kalacak tek hatıra yaşlı, yağ dolu, güzel kokulara bürünmüş bir vücudun tatsız hayalinden baş- ka şey olmayacaktı. Otomobiller ve apartmanlar uçup gıdıyordu Pe- un İâyığının bu olduğunda da, zerrece şüphe yokt! Arjantinde Aramburu ve arkadaşla- memlekettir. Bu bakımdan bugün- kü idarecileri tecrübeli kimselerdir ve bugune adar yaptıkları, Güney Amerikanın başka totaliter devlet- lerinin talıhsız halkı için ibret teş- kil edecek mahiyettedir. Bu millet- ler, diktatörlerini — devirdiklerinde Arjanti mburu ve arkadaşla- rının davrandıkları gibi davranma- hdırlar ki bir takım sergerdelerle onların hempaları cürümleri ce- zasız kalmayacağını işin daha ba- şında anlasınlar. Bugün Arjantinde, Peronun emrile bir takım tıynetsiz- ler tarafından mahküm edilmiş ma- sumların hapishanelerdeki — yerleri boş değildir. Aramburu ile arkadaş- ları hürriyet uğrunda' çalışanları hücrelerinden çıkarmışlar, oralara hürriyete karşı mücadelesinde Pe- rona destek olan şerefsizleri tık- mışlardır. Milletin kendilerine ver- diği reylere ihanet edenler ve tota- literliğin meşru manzarasını temin için Peronun istediği kanunlara parmak kaldıranlar o deliklerde ce- zalarını , çekmektedirler. Peroncu milletvekilleri şimdi biner mahpus- turlar. Bütün haksız iktisaplar gibi onların da çalıp çırptıkları yanları- na kâr kalmamıştır ve Peronun ser- MESELELER vetinin akıbetine onların da servet- leri maruz bırakılmıştır. Zaten, ya- pacak başka bir şey de yoktu. Arjantinin yeni idarecileri anla- mışlardır ki müstakbel diktatörle- rin cesaretini kıracak olan, eski dik- tatörlerin akibetidir. Aynı şekilde o diktatörlere uşaklık edenler de ce- zalandırılınca, yedi uşakların bu- lunması güçleşecektir. Eğer Pero- un bendeleri gasbettikleri servet- lerın üzerine konmuş bırakılsalar- dı, eğer o paraları sessizce, fakat rahatça yemelerine müsaade edil- seydi yarın başka bir maceraperest mutlaka yeni bendeleri görülmemiş kolaylıkla bulurdu. Bir zulüm ida- resi yıkılınca, onun bütün mesulleri yıkıntının altında — kalmalıdırlar. İşte, Aramburunun tezinin bu oldu- ğu anlaşılıyor. Arjantinde büyük bir — temizlik yapılmıştır. Temizlenenlerin başında elbette ki başkalarının hürriyettle fütursuzca oynayan ve kararlarını aldıkları hukuk bilgisine Köre de- ğil, Peronun bazen işaretini — sez- dikleri, hattâ bazen tahmin ettik- lerini sandıkları arzularına bakarak veren hakimler gelecekti. — Adalet tevzi etmek için bir kürsüye çıkıp sırtlarına cübbe geçirenler, mesuli- yetlerini bilmeliydiler. Nitekim es- kiden masumların yattıkları hücre- lerin yeni sakinleri arasında bir çok savcının, bir çok hâkimin bulun- uğunu öğrenmek hiç kimseyi şa- şırtmamalıdır. Disiplinin en ziyade revaçta olduğu ordu dahilinde bile kanunsuz emirlerin yerine getiril- mesi bin türlü şarta bağlanmışken, adalet dağıtmakla vazifeli olanla- rın şahsi kinlerin, şahsi hiddetlerin, şahsi plânların âleti haline gelme- yi kabul etmeleri bundan başka ne- tice veremezdi ve vermemeliydi. Di- er Güney Amerikalı milletlerin, başlarındaki belâdan kurtuldukla- rında -ki bir gün mutlaka kurtula- caklardır- aynı şekilde hareket e- deceklerinden herkes emin olabilir. Eğer bir iktidar kendisinden evve mevcut olan ve beğenilmeyen bir rejimin adamlarını kullanmakla i- şe başlarsa, yeni iktidara başın- dakilerin hakikt arzusunun eski re- jimi kendi idarelerinde kurmak ol- duğu sır sayılmaktan çıkar. Nite- kim Aramburu Perona klarnet e- denleri hizmetine almayı — reddet- miş, onları sadece cezalandırmamış, ayrıca hepsini —ebedi şerefsizliğe mahküm etmiştir. Zira, nihayet samimi bir peronist icabında takdir dahi uyandırabilir. Am eronun kim, peronizmin ne olduğunu anlamış, ikisi hakkında da hükmünü vermiş bulunan, onla- YIKILINCA Yusuf Ziya ADEMHAN rı kapalı kapılar arkasında tenkid edenler küçük men' nfaatler veya u- tanç verici cesaretsizlikler, ya da ufak hesaplar yüzünden zulüm ale- ti olmayı kabul etmişlerse onların ancak ve ancak suratlarına tükür- mek gerekir. Aramburu'nun yaptığı da işte budur. Küçük menfaat, utanç verici ce- saretsızlık ufak hesaplar Bu din leril alıkle rih boyunca kendı- leıı "ne pbld ki" ye savunmaya kalkışmışlardır Onla ra verilecek cevap t tekti Ması insanlara zulüm yapmayı reddede- dildiniz! Hem aslına bakarsanız, sevgilerini â/ola iten de öyle ma eğildir. Maişet, oluk çocuk, işten olma endişesi! Acaba hayatlarını kırdıkları insanların da bir maişet meselesi mevcut olduğu- nu, onların da çolu çocuğa sahip bulunduklarını, hepsinin bir iş yap- tığını hatırlarına getırmışler midir ? Arambu unlara, bütün bu mese- leleri omurlen boyunca hapishane- de düşünmek fırsatın, vermekle dünyanın en hayırlı işini yapmıştır İnsan hak ve hürriyetlerini Peron rejimi gibi katleden bütün totaliter idarelerin yıkılmasından sonra, ya- ılacak olan budur. O katil karar- larını infaz edenler, kararı veren- den dahi daha çok suçludur. Kara- verene mazeret bulunabilir; alet olanlara asla! Cezalarını görmelidir- ler ki yerlerine yenileri türemesin, başka rejimler de soysuzlaşmasın. ihtiraslar değişik tipleri şaşırtma- sın. İhtimal ki baldı demokrasilerde cemiyetin diktatörlere karsı muafi- yetinin hakiki sebebi budur. Arjan tinde peronistler temızlendıgı gibi Almanyada da naziler demokrasinin ilk hışmına uğrayan sınıfı teşkil etmiştir. Her yerde artık aynı usül- lerın tatbik olunacağına intizar et- k lâzımdır. Alçakca sebeplerle alçaklıklara âlet olanlar cezalannı -ergeç- mutlaka çekecekler ve ma- sum insanlara çektirdikleri hepsının burnundan fitil fitil gelece ramb, un yaptığı intikam, atana değil, bir vazifenin yerine getiril- mesinden başka şey değildir. İşte yeryüzünün dört köşesinde sahtekâr bir devlet adamının, ba- şına geçtiği memleketi babasının çiftliği sanan bir sevk düşkününün iktidar yılları boyunca çaldığı ve çalınmasına göz yumduğu servetle- rin, o servetlerin hakiki sahibi o- lan millet tarafından istirdadı bun- dan dolayı —memnunluk uyandır- mış, bundan dolayı en kıymetli ders yerine geçmiştir. AKİS, 4 AĞUSTOS 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: