27 Ekim 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

27 Ekim 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Erkek gibi kadın Silâhların — terki Evet, ileri memleketlerde kadın er- keğe tamamiyle müsavi olduğunu is- pat etmiştir. Zekâsı, entellektüel ka- biliyeti erkegınkınden asla aşağı de- ğildir. Kadın erkeklere mahsus işleri bazan erkekten de daha büyük bir muvaffakiyetle — başarabilmiştir. Ha- -atını kazanmış, seyahat etmiş, harpte ve sulhta erkeğe müsavi bir fizik kabiliyeti, cesaret ve ifade gös- terebilmiştir. Enerjisi bakımından da kadının erkeğe gıpta edecek bir du- rumu mevzuubahis değildir. Şu halde ? Bu halde bazı kadınlar kendi kendile- rine yeter olduklarını düşünmüş ve bu kanaati iyice benimsedikten son- ra, erkeğin karşısına onu Ürküten, şaşırtan ve kaçıran yepyenı bir şah— siyetle, pozlarıyla çıkmışlardır. İşte hata buradadır. Çunku kadın birçok sahalarda erke- ğe müsavidir ve bunu ispat etmiştir ama, en katı ve en sert kadın dahi his sahasında gayet zayıftır. ma ve sevgiye, bir erkek himayesine muhtaçtır. Bu sahada erkekle müca- dele etmek, ona aşkı ilham edecek yerde onu mağlüp etmeğe çalışmak kadını olsa olsa acı bir yalnızlığa ve bünyesine tamamıyle aykırı bir' ya- lancı hissizliğe mahküm edecektir. Kadın birçok sahalarda — erkeklerle müsavi — şartlar altında — çalışabilir. Fakat bu hiçbir zaman bir erkek ve kadın mücadelesi şeklinde olmamalı- dır. Erkekle kadını birbirine rakip veya düşman olarak görmek hatala- rın en büyüğü değil midir? Kadınla erkek birbirini tamamlayıcı iki un- surdur. Birbirinin sahasına tecavüz etmeleri, saadetin şartı olan ahengi ortadan kaldıracak ve hisleri daha kuvvetli olan kadın bu vaziyetten en 24 çok zarar görecektir. Kadınm insan haklarından tam an ile istifade etmesi, çalışması sayesınde istiklâli- ni kazanması onun kadınlığını öldür- mesi için bir sebep değildir. Dışarıda çalışan kadının evine daha büyük bir hasretle döndüğü bir hakıkattır Ev işlerinin eski, iptidai seklinden kurtu- lup yeni ve medenı bir zihniyetle ele alınması, kadının evinden uzaklaştı- ğına bır delil degıldır Bu, kadınlar- aki "zamana ayak uydurmak" ka- biliyetinin bir tezahurudu Kadın dış hayatta ne. derece mu- vaffak olursa olsan, onun saadeti evi- sin içinde, kocasının ve çocuklarının . Bunu bıldıgı müddetçe, dıkça onu teşdit eden hiçbir tehlike mevcut değildir. Bir müttefik: Moda Işte bu sahada kadına kadınhgını hatırlatan en büyük müttefik ' da"dır. Moda her sene değişir. l—[er sene kadınlara binbir yenilik getirir. Onun tek gayesi vardır: Kadınları güzelleştirmek ve onlara kadınlıkla- rını unutturmamaya gayret etmek.. En ciddi kıyafetle bile kadın, kadın olduğunu hatırlatacak ufak bır tefer- ruata müracaat etmelidir. Bu tefer- ruat yalnız etraftakiler için değil kendisi için de elzemdir. Çünkü bu teferruatı ararken, kadın olduğunu kendisi de sık sık hatırlıyacaktır. Buluşlar e I şte bunun içindir ki 1956 - 57 mo- dasında en çok dikkati çeken bir hususiyet te kadınlık ifade eden de- taylara verilen ehemmiyettir. Meselâ, bir büro kıyafeti görüyoruz. Bu kıya- fet dar bir etek ve uzun kollu, kapalı yakalı yumuşak bir sveter'den iba- rettir. Bu Kıyafeti giyinen kadın saç- larını teferruatsız bir topuz halin- de ensesinde toplamıştır. Fakat beli- ne doladığı bir püsküllü kuşağı kâlp biçiminde bir iğne ile tutturmuştur. Bu kocaman kalp çok uzaktan görül- mektedir, Acaba gayesi, kadının her- şeyden fazla kalbine ehemmiyet ver- diğini ifade etmek, midir?. Bir başka muz derisinden yapılmış çok nefis bir klâsik" el çantası görü- yoruz. Bu çantayı taşıyacak olan ka- dının zevkine ve kibarlığına doğrusu bir kadın elinin değdiğini de etmek istemiş ve bir sapma anahtar- lık şeklinde yaptırdığı bir deniz böce- ği kabuğunu takmıştır. Bu kabuğu yazı geçirdiği plajdan getirdiği mu- hakkaktır. Muhakkak olan birşey de onun herkese güzel bir yaz gününü hatırlatacağıdır. Bir başka kadın ge- ce dansa giderken dümdüz siyan bir etek, dümdüz usun kollu ve açık bato yakalı bir sveter — seçmiştir. Yalnız sveterin yakasında siyah saten kur- delelerden yapılmış bir süslü kenar vardır ve tam omuzuna eski kaman- dan kalma incili, yakutlu, kalp biçi- minde bir pantantıf takılmıştır. Mo- del Christian Dior'undur. Buluş ta u sade modeli astın alan kadının.. Gene Parisli bir meşhur ayakkabıcı kafiyen kırılmaz topukları bularak kadınlara büyük bir yardımda bulun- muştur. Fakat kadınların bu aşınmaz ve eskimez ayakkabılardan çabuk bıkacağım düşünerek onlara ayakka- bılarla beraber sık sık değişebilen tokalar, küçük saten fiyonklar ver- meği de ihmal etmemiştir. Bir genç kız düz siyah kumaştan yaptırdığı gece çantasına anneannesinden kal- ma, taşlı küçük bir saat ilâve etmiş- tir. Dolapta kapalı duran bu eski sa- ati bir kuyumcu iğne şekline sokmuş- tur. Böylece genç kız, muayyen bir Saatte evinde bulunmak mecburiye- tinde olduğunu kavalyesine sevimli bir şekilde anlatmak imkânını bul- ü Moda Mantolar H er kadının kış için bir mantoya ihtiyacı vardır. Isıtıcı, şık ve gü- zel bir manto kadın gardrobunun te- mel kıyafetlerinden birisini teşkil e- der. Fakat kadınları en çok kararsız bırakan, onları en çok düşündüren şey de bir manto yapmaktır. Kadının yeni bir manto ihtiyacı ev bütçesin- den mühim bir paranın ayrılması de- mektir. Asıl mesele bu da değildir. Kadın bir manto yapacaktır ama bu- nunla her yere gidebilecek midir? Yapılacak şey her yere gidebilen de- ğil, ihtiyaca en çok cevap veren man- Bir spor manto Cesaretli -hatlar AKİS, 21 EKİM 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: