27 Ekim 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 27

27 Ekim 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 27
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

larını düşünmektedir. Birlikten do- lacak kuvvetle kendilerini ezenlere karşı gelip haklarını arayabilecekle- rini akıllarına getirmezler. geçim takıntısı gözlerini durumlarını, kurtuluş yollarını göre- mez olmuşlardır. Peki, öyleyse on- ları kim uyandıracaktır" Aydınlar... Hikâyede bir yama gibi duran, fa- kat filmin bütün fikri agırlıgını Ü- zerinde taşıyan rahip (Karl Malden) sosyal dertler üzerine eğilen aydını temsil ediyor. Niçin rahip? Çun— kü a yaşamamıza rağme insanların halâ büyük bir çogunlugu pozitivist düşüncelere sahıp değildir. Halâ sosyal ahlâk yerine dini ahlâk hakimdir. n aydınlanmış küt- leler din adamlarından daha ümitle- rini kesmemişlerdir. Öyleyse din a- damları yeçüçleri meçüçleri bırak- malı, cebrail azrail hikâyeleri yerine bu günün insanının trajedisini bütün insanlığa duyurmalıdır. Gemi am- barında öldürülen bir işçinin başın a rahibin öbürlerine söyledikleri bu düşünceyi ifade eder. armıha geri- len yalnız İsa değildi. İnsanlar o- nun için mum yakmaya devam eder- ken kendi çektiklerini unutuyorlar, bugünün insanının en az onun ka- dar ıstırap içinde kıvrandığını — ha- tırlarına getirmiyorlar. Vinçten dü- şen viski sandıkları altında kalan işçi çarmıha gerilen bir İsa'dır. E- zilmiş, sırtından — geçinilmiş, hakla- rım aramaya kalktığı zaman da ca- nım kaybetmiştir.. Din adamları ö- bür dünya masallarım bırakıp, in- sanlara bu dünyada sulh, suku ve güvenlik içinde yaşamanın yollarım göstermelidir. karartmış, için değişikliğin Rahibi siga- döğüşüyor. — Beseri at atana öbür yana- fim da at formülü ile halledilebi- lecek gıbı değil. İçki, tütün yahut dunya zevkleri basit ihtiyaç Ve in- sani haklardandır. Asıl, yaşama hakkım aramayan yahut başkaları- nın ezilmesine, sindirilmesine göz yu- man insanlar ayıplanmalıdır. Sosyal ahlâk teolojik ahlaka tercih edilme- lidir Büyük armoni Kazan bunu sağlıyabilmek ahlâk — görüşünde bir zorunluluğunu kavramış. ra, içki içiyor; problemler tok ok kuvvetli bir ekip sayesinde Elia Kazan "Rıhtımlar Üzerinde" - nin en güzel filmi olmasını başarıyor. En büyük kusuru olan sinemada ti- yatro yapmak alışkanlığından, si- nematik ifade ve devamlılığı ihmal etmekten- mümkün mertebe — kaçı- nıyor. Film sinematik bir şaheser değilse bite, Terry'nin sevgilisiyle Ur geçitte suikastten kurtulduktan sonra ağabeysinin cesedini bulduğu iki sekans ile sondaki — ayaklanma sahnesi gayet ustalıkla tertıplenmış— tir. Ayrıca gene Terry'nin sevgılı— sine kardeşinin ölümünde parmağı olduğunu itiraf ettiği, konuşmaların vapur, düdükleriyle işitilmez hale getirildiği sahne, sesin dramatik un- AKİS, 27 EKİM 1956 "Denizaltında 20,000 fersah" Yalnız çocuklar sur olarak kullanılışının güzel bir örneğidir. Kazan, istisnasız olarak bütün o- yunculardan mükemmel — kompozis- yonlar elde ediyor. Marlon Brando kayıtsız bir gencin dünya meselele- riyle karşı karşıya gelişini, kendisi- ni bir sosyal davanın önderi duru- munda buluşunu en ölçülü, ifadeli ve canlı oyunlarından biriyle yaşatıyor. Lee J. Cobb ve Eva Marie Saint'in başarılarının onunkinden aşağı lır tarafları yok. Karl Malden adeta gezip dolaşan bir kavram olan ro- ünü beşerileştirmek için elinden ge- leni esirgemiyor. Kazan küçük rol- lerdeki oyuncuların ve figüranların hepsini ayrı ayrı islemiş, hepsini fil- min havasına sokmuş, işyeri önünde bekleşen işçiler, yüzlerindeki zayıf- lık, — zavallılık ifadesi seyircinin ha- fızasında unutulmaz izler bırakıyor. Kazan'ın büyüklüğünü şüphesiz atmosfer yaratmaktaki ustalığı — te- min ediyor. Bunun sırrını da ifade vasıtalarından sağladığı büyük armo- nide aramak gerekir. Filmi çeken Boris Kaufman — "Rıhtımlar — Üze- *SİNEMA" Dergisi Yayınları: 'SİNEMA SANATI W Yazan : Nijat Özün EKİM SONUNDA ÇIKIYOR!., elati : 260 Krş. ürünamt adresi ; P.K, d7ü Ankara * n seyretmiyor rinde"ye yalnız koca bir- gür havası vermekle kalmıyor, dünyan en 1y1 sinema fotografçılarından old bir kere daha ispat ediyor Leonard Bernstein'in dramatık fon musikisi genç bestecinin of Anxiety" adlı ikinci senfonısını kından hatırlatıyor. lazım, çünkü rınde 'ki insanlar da endişe içinde- dirler. "Rıhtımlar — Üzerinde"nin ahlak- realızmınden ağır basıyor. Kaufman'ın nefis fotoğrafları, Leonard —Bernstein'ın tesirli fon musikisi ve kudretli oyun- cularla usun zaman hatırdan çıkma- yacak güzel bir film seyrettiriyor. Jules Verne perdede alt Disney'in, sadece takdim et- tiği bir film olan "Deniz Al- tında 20.000 Fersah - 20.000 Leagues Under the Sea" "Rıhtımlar Üzerin- de"nin yanında çok çocukla — kal- makla beraber fenni roman ve film- lerden hoşlananlar için epey eğlen- celidir.. Kaptan Nemo ve Nautilus'- un maceralarını seyredenler bir de ufak ders alıyorlar, dünyaya barış hâkim olmadıkça atom enerjısının kullanılmaması gerektiğini — öğreni- yorlar. Jules Verne'in 1870'de yazdığı fenni fantaziyi filme alan — Richard Fleischer uydurma — deniz bilgileri Vermekten kendini alakoyamamakla birlikte seyircinin ilgisini uyanık tutmaya muvaffak oluyor. — Rejisör Fleischer cinemascop'u dikkat- le kullanmaya çalışıyor. Bu titizlik yanında, koca perdeye göz - detay plânı alacak kadar cüretkâr dene- melere giriştiği de kaydedilmelidir. İyi bir ritm duygusu filmi aksatma- dan sonuna kadar götürebiliyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: