8 Aralık 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 9

8 Aralık 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

manya, Fransa, İsviçre, İtalyadan getırılmıştı Baraj kısmı- nın yapılması almanlara bırakılmış, fakat inşaat baştan sona kadar Ay- dın M, Sezginer adında İstanbul Tek- nik Üniversitesinden yetişmiş bir genç yüksek mühendis tarafından i- dare edilmişti. Nutuk faslı Butun açılış törenlerinde olduğu gi- bi Sarıyarda da nutuklar söylene- cekti. Nitekim bindirilmiş tören kı- tası baraja geldiğinde kitayı — teşkil eden zevat, hazırlanan kürsüyle bu- run buruna geldi. Kürsünün arkası- na bir bez germişlerdi. Bezin üzerin- Belçika ve HARİCİ SİYASET gelen petrol olmaksızın Avrupada orduların harekete geçemiyeceğini, fabrikaların atıl kalacagını billerden gemilere kadar kil vasıtalarının işlemez hale gele- ceğini bilmektedir. Nasıra göre, Avrupanın mukadderatı, Arabistan topraklarından çıkan siyah mayie bağlıdır. Petrolün bir iktisadi ve siyasi tazyık silâhiı olarak kullanılabilme- si için iki şart vardır. Birinci şart, petrol kuyularım ve borularım elde tutan arap devletlerinin siyaset- lerini Mısır hükümetine göre ayar- lamalarıdır. Nasır, Arap Birliğinin bu imkânı kazandıracagmı ümid et- miştir. İkinci şart, Kanal ve petrol meselelerinden doğacak ihtilâflar- da, İsrailden ve Avrupadan yapıla- cak müdahalelerin zamanında du durulabilmesidir. Birleşmiş Millet- lerin veya Rusyanın himayesi saye- sinde, böyle bir müdahalenin de Ön- lenebılecegını hâdiseler — göstermiş- tir. Nasır, Süveyş kanalı ve petrol kaynakları' üzerine bina ettiği spe- külasyonu, büyük bir maharetle he- saplamıştır. Batın siyaset adamları, adetâ bir satranç üstadının, karşı- sında açmaza düşen birer oyuncu mevkiinde kalmışlardır. Mısır hükü- metinin Süveyş kumpanyasına el koymak suretiyle yaptığı tahrike Batı devletleri kapıldıktan sonra, ancak iki ihtimal bahis mevzuu ola- bilirdi Birinci ihtimal, çekilen pro- testolar ve yapılan teklifler kabul edilmeyince, İngiltere ve Fran- sanın emri vakie boyun eğmeleri idi. Bu takdirde Mısır prestijini yükselten bir zafer kazanacak, ka- nal hasılatına tamamen el koyabi— lecek ve petrol mevzuunda yeni ih- tilâflar çıkartmağa çalışacaktı. İ- kinci ihtimal, İngiltere ve Fransa - nın kanal mıntakasına seferi kuv- vet göndermeleri idi. Bu takdirde kanalın tıkanması ve petrol borula- rının tahrip edilmesi, Avrupada bir iktisadi buhran yaratacak ve Batı memleketleri ağır zararlara uğra- AKİS, 8 ARALIK 1956 da Sakarya zaferimizin kutlu olması temenni ediliyordu. Biraz sonra, Eti- bank Umum Müdürü -kanunen bir memur- konuştuğunda bahis mevzuu Sakarya zaferinin hangi zafer oldu- ğu ortaya çıkacaktı. Nitekim Cevdet Aydınelli konuşmasını şöyle bıtırdı .su Sakarya nehri üzerinde bugü elde ettiğimiz ikinci Sakarya zaferı kutlu oldan". Ağızların apaçık kal- mamasına imkân yoktu. Sakarya za- feri!. Bilhassa genç subayların ka- nıyla sulanan ve günlerce devam e- den muharebeler sonunda, memleke- tin hayatının kurtarıldığı zaferi. Bay Aydınelli bunu, hazır altın, yardım yacaklardı. İşgal kuvvetleri, ya Bir- leşmiş Milletlerin talebi üzerine çe- kilmek mecburiyetinde kalacaklar, yahut Sovyet Rusyanın ihtilâfa bil- fiil karışmasını göze alacaklardı. Netice ne olursa olsun, Avrupalılar aleyhine tecelli edecekti. Süveyşte askeri harekât — başla- dıktan sonra, Bağdat paktına dahil devletlerden dördü. İran ve Irak hükümet merkezlerinde toplantılar yapmışlardır. Bu toplantılar vesile- sıyle neşredilen tebliğler, Orta Do- u buhranının hakiki sebep ve ma- hıyetıne nüfus edebilmekten çok uzak kalmıştır. Tebliğlerde Mısırın haksız bir tecavüze uğradığı belir- tilmekte, açıkça Arap Birliği cep- hesi tutulmakta ve İsraile karşı müeyyideler derpiş olunmaktadır. Dört devlet adamının Bağdaddan ayrılıncaya kadar, hâlâ arap âle- mini destekliyerek pakt lehine bir hava yaratmak Üümidinde oldukla- rı, alınan kararlardan sarahatle an- laşılmaktadır. Fakat hakikate uy- mayan bir teşhisten ilham alan Bağdad toplantıları, gayet tabii olarak, vaziyetin düzelmesine hiz- met etmemiştir. Tek netice, Türki- yeye zararı dokunmayan bir devlet nezdindeki elçinin geri çağrılma- sından ibaret kalmıştır. Süveyş hâdisesi, siyasi, ve iktisa- di hayatta, kolay giderilemiyecek ihtilâtlara zemin hazırlamıştır. İn- giltere ve Fransa, gırıştıklerı aske— ri harekât netıcesmde adetâ "k di ekonomılerım abluka altına dü- şürmüşlerdir." Bu iki devletin siya- si prestiji, ehemmiyetli nisbette sar- sılmıştan Avrupa ekonomisi, istih- salin azalmasına ve dolar muvaze- nesinin bozulmasına sebebiyet ve- recek bir darlık içinde bunalmıştır. Amerika ile İngiltere arasında, cid- di bir ahenksizlik hasıl olmuştur Büyük Britanya Orta Doğudaki mevkiini kaybetmıştır Türkiye, Fi- listinden elçisini geri çektiği halde, arap âlemini tatmin etmeğe mu- vaffak olamamıştır. Halen Doğu buhranında rol oynayan dev- letler asasında, uğradığı askeri he- YURTTA OLUP BİTENLER dolar ve yabancı teknikten büyük öl- çüde faydalanarak yapılan bir ba- rajla mukayese etmekten çekinmi- ordu. Etibank Umum Müdürü bu meal- de konuşan tek hatip olmadı. Kürsü- ye gelenlerin Aarasında kendilerini, biraz sonra baraj gölünde yarışacak Galatasaray ve Fenerbahçe fiıtaları sananlar çıktı. Zira onlar da parla lâflar yarışına giriştiler. İşçi mümes- sili etiketi altında söz alan zat "Son yıllar zarfında büyük bir faaliyetle meydana getirilmekte olan fabrika- lar, yollar, barajlar, limanlar saye- sinde biz işçiler işsizlik demlen müs- Dr. Feridun ERGİN zimete rağmen, yalnız âkim olduğu mektedir. Bugünkü ihtilâfın tarafları mem- nun edecek bir hal tarzına bağlan- ması kolay degıldır Rus nüfuzu- nun Orta ğuda kuvvetli köprü başları temın etmesı vaziyeti son derece güçleştirmektedir. Kanal te- mizlendikten ve sefere açıldıktan onra, dâvanın kendiliğinden hara- retini kaybedeceği ve Avrupa ihti- yaçlarının karşılanabileceği düşü- nülmemelidir. Orta Doğulu devlet adamlarının haleti ruhiyesini bilen- ler, tatmin olunmadıkları müddet- çe, onların kanal ve petrol dâvala- rını her vesile ile körükliyeceklerini tahmin edebilirler. Orta Doğu rus nüfuzuna bırakılamıyacağına göre, tek hal çaresi, Mısırın iktisadi ta- leplerini karşılayacak ve aynı za- manda petrol mıntakalarını müşte- rek bir emniyet nizamı içine alacak formüller bulmağa münhasır gözük- mektedir. a Doğu meselelerinde, Türki- yenin vaziyeti gayet sarıh olmak gerekiri Yaşadıgımız hâdiselerde, Türkiyenin syası ve iktisadi men- faatleri, diğer Avrupa memleketle- rinden pek farklı değildir. Petrol buhranından, bütün Avrupa kıtası Mısırın du- dikkati çek- kadar, Türkiye de müteessir ol- maktadır Orta Doğuda Rus nüfu- zunun yayılma temayülü ise , Tür- kiyeyi her memleketten fazla alâ- kadar etmektedir. Türk hariciyesi- nin Orta Doğu dâvalarım NATO'da ki müttefikleriyle ayni zaviyeden mütalaa etmesi ve Bağdad paktı- na dahil bazı devletlerle beraber mevzii bir politikaya - sürüklenme- mesi, mutlak bir Zarurettir. Sü- veyş ve İsrail meselesi, Türkiyenin ancak ve yalnız Birleşmiş Milletler ve NATO çerçevesi içinde hal tarz arayabileceği mevzulardandır. Buh- ran devam ettiği müddetçe, Birleş- miş Milletler camiasından müstakil olarak arap âleminde yapılacak teşebbüslerin müsbet bir haleti ru- hiye ile karşılanamayacagmı kolay- ca takdir etmek kabild

Bu sayıdan diğer sayfalar: