18 Nisan 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

18 Nisan 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MEZARLIK ürkiyede basın hürriyeti var mıdır, yok mudur di- e uzun usun münakaşa edilebilir. Madalyonun bir tatafına bakarsanız, basın hürriyeti vardır; diğer tarafına bakarsanız, yoktur Halbuki Başbakan Men- deresin baharın en tatlı günlerinde ziyaret ettiği Akdenizin öbür ucundaki memlekette basının hürri- yeti mevzuunda en ufak tereddüde mahal — yoktur: Franco İspanyasında basın hürriyetinin zerresi mev- cut değildir. Bu memleketin mevzuatı ve tatbıkatı, diktatörlüğe özenenler için dörtbaşı mamur bir hazinesi teşkil edebilir. İspanyanın başında bulunanlar, Hür Dünya saf- larında bulunan bırçok dıktatorun -meselâ bir Syngh- - Sek'in, bir Diem'in- yaptığı gıbı şeklen de olsa, basın hürriyeti vardır de- meye lüzum görmemektedirler. İspanyanın Basın - Yayın ve Turizm Bakanı Don Gabriel Arias . Sal- gado, re_ıımm basın hakkındaki düşüncelerini açıkça söylemekte "Siz gazetecıler halk efkarını kayıtsız takip edemezsiniz. Ona yardım etmelisiniz. mizlemelisiniz, sevketmelısınız, gerekince konuşma- ksınız, gerekince de susmasını öğrenmelisiniz". "Ba- sın hurrıyetı hatâ hürriyetini doğurmuştur. Basının hafiflikleri, siyasi liberalizm devrinde İspanyada, bu- gün bütün dünyada, sosyal ve politik çozulmenın göz- le gorulur acı meyvalarını getirmektedir" İşte İspanyada, bu zihniyetten mulhem olarak gazeteleri ve gazetecileri demirden bir cendere içine alan mevzuat hazırlanmıştır, 22 Nisan 1938 tarihli Basın Kanunu, e basını "teşkilâtlandırma, ne- zaret ve kontrol" selahıyetlerını vermektedir. (Mad- de: 1). Gazetelerin müdürle n . Tayın Baka- nının tasvibiyle tâyin olunur ve Bakan müdürleri az- ledebılır (Madde: 8 ve 13). Gazetelerin tirajını, sayfa ini hükümet tevhit eder. Gaze tecılerı yetıştır- ek için resmi bir mektep vardır. Bu tebe "reji- me bağlılık belcesi" getiren lise mezunları kabul edi- lirler. Gazetecilik yapabilmek için de Basın Umum Müdürlüğünün defterinde kayıtlı olmak — lâzımdır. Tek kelimeyle İspanyada gazetecıler memurdurlar. Franco idaresinin basın memurları “milletin ve reji- doğnıd doğruya veya vasıtalı şekılde ıtıbannı zedeliyen", "hükümeti küçük düşüren'" veya beyinli aydınlar arasında muzır fikirleri yayan" zılardan dolayı idari bakımdan cezalandırılırlar (Mad- de: 18). İdari müe nara cezasından müdürün azlıne, gazetecilik sıfatının kaldırılmasından gazete- nin kapanmasına kadar gidebilir. Hükümeti — küçük duşurenler ve kafasız aydınlara kötü fikirler aşıla- yanlar, "yalan" haber vayınlıyanlar ayrıca 1 yıldan B yıla kadar hapse küm — edilir! Ama Fran- co rejimi, testi kırıldıktan sonra verılen cezalarla yetinmemiş, he rşeyden evvel testinin kırılmamasını ve basının rejimi kuvvetlendiren bir silâh olarak kul- lanılmasını temine çalışmıştır. Sansür ve gazetelere sık sık gönderilen "direktifler bu endişenin mahsu- lüdür. şartsız te- Gazeteler, 'memur gazeteeller"in İdaresinde ol- malarına rağmen, müsveddelerini Madridde — Basın mum Müdürlüğüne, taşrada Umum — Müdürlüğün temsilcilerine teslim etmek zorundadırlar. Sadece tek. parti Falanjın gazeteleri sansürden geçmez. — Ama gazetelere o kadar çok "direktif” gönderilmektedir ki insan sansüre ne lüzum var diye düşünebilir. Söy- le ki bütün gazetelerde hükümet şekli, Franco'nun ölümünden sonra rejimin ne olacağı, politik ve sos- yal karışıklıklar, grevler, büyüklerin isimlerinin ka- rıştığı skandallar ve diğer daha birçok şey hakkında yazı yazılması yasaktır. "Direktifler sadece — neler yazılmıyacağını değil, neler yazılacağını da tâyin et- mektedirler. Dış haberler sansürden geçmeden gaze- AKİS, 18 NİSAN 1959 SESSİZLİĞİ Doğan AVCIOĞLU telere gönderilmez. Tefsırlerın hangi — istikamette yapılacagı Basın U Müdürlüğü tarafından ince- den inceye tesbit olunur. İcabı hale göre Fransaya, İngiltereye, Amerikaya karşı basında açılan kam panyalar gizli bir orkestra şefi tarafından idare edi- Gazetelere, bizzat kendileri tarafından kaleme a- lınmış gibi gostermek zorunda oldukları hazır ma- kaleler yollan Lberal duşuncelı filozof Ortega y Gasset'nin ö- lümü dolayısile gazetelere yollanan * dırektıfler ba- sma müdahalenin nerelere kadar gittiğini gostermek- tedir. Filozofun ölümü üzerine gazetelere gönderilen “direktif” şudur: "Her gazete Don Jose Ortega v Gasset'nin ölümü dolayısiyle, biri biyografi olmak üzere üç 'makale yayınlayacaktır. Bu yazılar da, fi- lozofun din mevzuundaki hataları belirtilecektir. Or- tega y Gasset'nin hayattaki resimlerinin — yayınlan- ması yasaktır. Ancak cenaze merasiminin resimleri neşredılebıl r” İşte bu amansız sansür ve herşeyi tanzim eden direktifler yüzünden Ispanyol basınında bir mezarlık sükuneti hâkimdir. Bunun için İçişleri Bakanı Alon- so Vega'nın tabırıyle 'İspanya — dünyanın en sâkin memleketidir". Bu çok sâkin memlekette portakal mahsulünün iyi olmadığını yazan bir gazete takibata grar Endülüste çocuk felci salgınının başgösterdi- ğini yayınlıy n bir Malaga gazetesinin yazı işleri müdürü tevkif edilir. Barselonada işçi evleri inşaa- tındaki aksaklıkları bildiren gazeteci hapse yollanır. Franco Ispanyasında ancak belediye — hizmetlerinin tenkidine müsaade vardır. Elektriklerin arada sırada sönmesi, otobuslerde bıleteılerın müşterilere gülüm- sememelerı tenkid edilebilir. Çizmeden yukarı — çık- mak yasaktır. Ispanyanın başındaki kimseler, basının çizmeden yukarı çıkmaması kaidesine o ka d r — alışmışlardır kl dış basında İspanya hakkında çıkan — tenkidlere fena halde içerlerler. New Yı k Times'ın yazdığına gore, içerde kuş uçurmıyan Ba Yayın ve Turizm nı, yabancı memleketlerde yayınlanan yazılar- dan Dışişleri Bakanlığını mesul tutmaktadır. Sinyor Arias - Salgodo'ya göre, eğer dışardakl diplomatlar “gevşek" davranmasa, İspanya aleyhinde — yazılana çıkması önlenecektir! Direktif üzerine çalışmaya alış- mış birçok gazete patronu da, Amerika Birleşik Dev- letleri basınındaki aleyhte neşriyatın orkestra şefli- ğini Amerikan hükümetinin yaptığını düşür. Ama baskılara, sansüre ve direktiflere rağmen İspanyol basınında bir kıpırdama vardır. —Haftalık Ecclesia sansüre kafa — tutabilmekte ve "Haberleri, hıkmetı vucu u haber vermek olan gazetelerın dı- şında evkeden bir basın rejimi nasıl ideal sayılabılır dıyebılmektedır İspanyol basınının kongrelerinde sansüre karşı sesler yükseltmektedir. Genç Katoliklerin organı Signo mecmuası sosyal ada- letsizliklere saldırmakta ve Franco'nun agzınd n dü- şürmediği "komünist tehlikesine karşı ancak insan haklarına âzami hürmet etmek suretiyle savaşılabi— leceğini" haykırmaktadır. o rejimini tenkidde, en ileri mizah mec- muaları gitmektedir. La Codorniz mizah mecmuası, “devleti ağır tahkir" sucundan mahkum olmak pa- hasına da olsa, adaleti temsil eden terazinin bir ke- fesine konan 5 pesetalık kâğıt paranın agır bastıgını gosteren bir karikatür yayınlıyabilmiştir. Ama Fra! co'nun basın Tejimine karşı, en büyük aksulamelı halk gostermektedır Zira şe ehrin nüfusunun iki misli artmış olmasına rağmen, bugün Madrid azetelerının topunun tirajı, Franco devrinden evvelkı günlerde büyük bir Madrid gazetesinin tirajına dahi erişeme- mektedir. Halk "direktifle çıkan gazeteleri okuma- yı reddetmektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: