27 Ocak 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

27 Ocak 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA Fransa İnsanlık hakkında İ şkence: 1 — Temiz olmalıdır. 2 — Genç şahısların önünde ya- pılmamalıdır, 3 — Sadist kimselerin önünde de yapılmamalıdır. — Bir subay veya mes'ul bir şa- hıs tarafından yapılmalıdır, İnsani olmalıdır, guya çekilen şahıs maz" yani sor- "konuşur konuş- -arzu edilen itirafta bulunur bulunmaz- sona ermeli ve her halde hiç bir iz bırakmamalıdır." Bu metin, Cezayirde Philippevil- le şehrindeki Jeanne d'Arc Yıkıcı Faaliyetler Eğitim Merkezinde bir Yüzbaşı tarafından verilen derse ait- tir. Yüzbaşı Fransız Ordusunun, ya- ni Alman Ordusunu İkinci dünya Harbinde işkenceler yapmakla it- ham etmiş olan bir memleketin men- subudur. Bu eğitim merkezinden me- zun olanlar DOP -Korunma Hare- kât Müfrezesi- denilen ve mensupla- rı siyah veya haki üniformalar gi- yen özel bir birliğe iltihak etmekte- dirler. Bu birlik uçakla taşınmakta ve lüzumlu —yerlerde — milliyetçileri kullanılmakta- "konuşturmak"için dır Bu birliğin mensuplarının ve o e- ğitim — merkezinin ogretmenlerının Fransız Ordusuna ve insan hakları- nın banisi Fransaya leke sürdüğü, bizzat kendisi istilâcının işkencesine mâruz bırakılıp yakılarak katledilen bir büyük kadının, Jeanne d'Arc'ın ismini ve hatırasını kirlettiği mu- hakkaktır. Fransayı sevenler bütün banlardan en az Fransızlar kadar utanmaktadırlar. Fakat, Fransanın şerefi -milliyet- çi kesmekle meşgul katil generaller tarafından değil- hür Fransız vatan- daşları tarafından yine de yüksek- te tutulmaktadır. Bu kimseler, -mil- liyetçilerle işbirliği yapmak ithamı- na bile aldırmadan- insan haklarını savunanlardır. Fransız Ordusunda — kullanılan bu çirkin işkence metodlarının var- lığını açıklayan da bunlardan biri olmuştur. Bu adam, bir papazdır. Varlığı, sadece mensup olduğu dıne il, bütün insanlığa şeref — ver- Fakat, varlığıyla 1nsanlı— Chretien'de yapılmıştır. Temoignage Chretien'de bu açık- lamalar yapılır yapılmaz Savunma Bakanı Guillaumat, dergiye der- AKİS, 27 OCAK 1960 General de Gaulle Şeytanla dostluk hal bir mektup —gönderdi — ve bu mektubun metnini basına açıkla- dı. Ne tuhaftır ki emrindeki kuvvet- lerin işkence yaptıkları ithamı altın- da bulunan Savunma Bakanı, Te- moignage Chretien'i gene de na- mussuzlukla itham etmiyor, aley- hinde takibat açılacağını ve — kapa- tılacağını bildirmiyordu! Savunma Bakanı sadece derginin ithamlarını yalanlamağa — gayret ediyordu. Fa- kat, bu yalanlama gayreti tam bir fiyaskoyla neticelendi. — Guillaumat'- nın mektubunun neşredildiğinin ertesi günü meşhur Le Monde gazetesi, Sa- vunma Bakanının, Jeanne d'Arc O- kulunda işkence dersleri okutuldu- ğunu inkâr edemediğini, Temoigna- ge Chretien'in bu olayı — "maksadı mahsusla" anlattığını — söylemekle yetmdıgmı yazıyordu. Le Monde'a göre "Eğer M. Guillaumat'nın dedi- ği gibi, işkencenin Savunma Bakan- lığı ve Cezayirdeki — Başkomutanlık tarafından teşvik görmediği doğru olsaydı, Jeanne — d'Arc Okulundaki bu tedrisattan — askeri makamların haberdar olmaması gerekirdi. Bunu kabul etmek ise imkânsızdır. Öte yandan, Bakan bize bu Okulun bir- kaç ay önce kapatıldığını bildiriyor. Eğer Bakan Okulun kapatılma se- beplerini açıklamış olsaydı, hakika- tin meydana çıkmasına daha — çok hizmet etmiş olurdu. İşkenceyi teş- vik etmediğini söyleyen Bakanın ya- lanlamalarının ciddi bir ağırlığı ola- bilmesi için, bu okulda ders görmüş olan yedek subaylara gördükleri iş- kence dersleri rağmen bakanlığın OLUP BİTENLER bu usülleri asla desteklemediği de resmen bildirilmeliydi." Hristiyan Olsunlar! akat, Fransanın "bugünkü prens- leri"nin ne kafada olduklarını an- lamak için, bizzat Başbakan Michel Debre tarafından tavsiye — edilmiş olan ve Savunma Bakanlığının ya- yınladığı Süvari Dergisinin 28.inci sayısında çıkmış olan şu sa- tırları okumak yetecektir. "Her ihtilâl harbi polis metodla- kullanılmasını gerektirir. U- mumi Asayiş — Komitesi olmasaydı Fransa 1793 istilâsına dayanamaz- dı. Eğer G. P. U. olmasaydı Stalin, zaferini kazanamazdı... Cezayir is- yanı iki medeniyetin bırbırıyle ça- bebiyle Fransızlardan nefret iptidai ahalinin gelişmesi, zor me- todları kullanılmadan mümkün ola- maz. Derinden derine dinine bağlı olan Kuzey Afrikada modern hayat anlayışını ve Avrupa — medeniyetini yerleştirmek hristiyan dinini bu a- haliye kabul ettirmeden kabil de- ğildir. Çünkü, sadece hristiyan dini sayesindedir ki hürriyet ve terakki fikirleri — yaşayabilir." Fransanın ne hâle geldiğini an- lamak için bu satırları okumak ha- kikaten kâfidir. Bir tarafta, bir pa- paz çıkıyor ve kim olursa olsun in- sanlara işkence yapılmasını — mah- küm ediyor. Öbür tarafta ise, -kendi- si katolikliği kabul etmiş fakat ba- bası yahudi- bir Başbakan, XX. in- ci asrın ortasında, koskoca bir küt- lenin dininin G.P.U. metodlarıyla de- ğiştirilmesini istiyor! Aynı Başbakan Milletlerarası Kızıl Haç Teşkılatının Cezayirdeki toplama ve esir kampla- rında işkence yapıldığına dair rapo- runu yayınlayan gazeteleri toplattı- rıyor; sonra da -ilâç için- bu rapora büyük önem verdiğini ilân ediyordu. Ve General de Gaulle, işte bu Frânsa- yı büyüklük siyasetine lâyık görüyor- du! Büyük vasfına lâyık Fransa, hiç şüphesiz, Debre'lerin ve Guillaumat'- ların Fransası değildir. FFransa bir gün büyük vasfına hakikaten lâyık o- lacaksa bu, işkenceci haçlı prensleri sayesinde değil, fakat herşeye rağ- men orada yerleşmiş olan ve uğruna Temoignage Chretien'lerin, Le Mon- de'ların, — L'Express'lerin yılmadan mücadele ettikleri — basın hürriyeti sayesinde olacaktır. er Karışıyor. kat, geçen haftanın sonunda Ce- zayirde işler büsbütün karıştı. Ge- neral de Gaulle'ün 16 Eylül demeci 25

Bu sayıdan diğer sayfalar: