27 Ocak 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 30

27 Ocak 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 30
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KİTAPLAR SANERA (Suzan Sözenin romanı, İnkilâp Kitabevi, Hamle Matbaası, İstanbul 1959, 176 sayfa, 500 kuruş). zan Sözen adı son yıllarda ameri- anvari reklâmlarla parlamış bir ad. Kendisinden "Türk Saganı" diye bahsediliyor. Fransızların — meşhur romancısı Collette'ten sonra birden yükselen ve neslinin hikâyesini yazan Françoise Sagan'a benzetilerek ve- rilmiş bir isim. Ancak Suzan Sözen kendisine "Türk Sağan" 1 denilme- sinden hoşlanmıyor. Nev-i şahsına münhasır bir şahsiyet olmak iddia- sında. Doğrusu bunu beceriyor da. Yazdığı romanların edebi kalitesinin hakikaten Françoise Sagan'ınkilerle uzaktan, yakından bir ilgisi yok. Su- zan Sözen daha ziyade bizim meşhur "Daktilo Kızlar Romancısı" Esat Mahmut Karakurt tipinde romanlar yazıyor. Üstelik Esat Mahmut gibi son derece de velüt. Gençlik yılla- rını daha yeni arkada bırakıp orta yaşa henüz girdiği halde kitap ha- linde neşredilmiş eserlerinin sayısı yedi. Bunların da altısı roman, biri şiir kitabı Kitap halinde yayınlanmış tek şi- ir kitabı "Pas Damlası"nda Suzan Sözen ihtiraslı bir kadının hislerini dile — getiren bir şair olarak b dan on, onbeş tirasından başka bir şeyin geride kal- masına imkân ve ihtimal yok. Suzan Sözenin şimdiye kadar yayınlanmış olan Rahika, Kiralık Ruh, Sahibini Arayan Kadın, Sana Döneceğim, Be- ni Unut, Sanera ve halen bir gaze- tede tefrika edilmekte — olan Siyah Zambak adlı Tromanlarında ise, tek Damlasındakl Sözenin yazdığı tarzdaki romanları, piyasadaki kadın romancıların hemen hepsi şimdiye kadar bol bol yazmış- lardır. FFotoğraflarının göz zevkini son derece okşayan fotoğraflar ol- bunların bütün gazeteler tara- fından paylaşılmasına yetiyor. Sa- nera ışte bu güzel romancı hanımın son eseri. Saneranın hikâyesi kısaca şu: Sa- roman kahramanlarının adlarını da kendisi uydurur-. 176 sayfalık ro- manda Saneranın yaşı hakkında bir fikir edinmenin imkânı yok. Sanera 20 yaşında bir genç kadın mıdır, 30 una gelmiş bir dişi midir, yoksa 40 30 ında bir azgın mahlük mudur? Bu suallerin cevabını, kitabı başından sonuna kadar dikkatle okuyan bir in- san için vermek mümkün değildir. Sanera bekâr mıdır, evli mi, dul mu? Bu sualin de cevabını romanda boşu- na, araştırıp durun! omanda çizilen tipe göre Sanera güzel, hem de son derece güzel bir kadındır. -Suzan Sözenin bütün ro- manlarındaki kadın kahramanlar ve -bizzat Suzan Sözen gibi-. Sanera ma- ceraperest bir kadındır -Suzan Söze- nin bütün romanlarındaki kadın kah- ramanlar gibi.- anera son derece şehvet düşkünü bir kadındır ve yata- ğını paylaşmak için arabacıdan şo- före, şoförden krala kadar hiçbir er- kek arasında fark gözetmez. -Suzan Sözenin diğer romanlarında yarattığı kadın kahramanlar gibi— —Sanera için mühim olan, kendisini kolları a- rasına alacak, sıkacak, ezecek, hır- palıyarak sevecek bir erkeğin mev- cudiyetidir. Bir erkek olsun da, bu kim olursa olsun. İster bir kayıkçı, ister zenci bir çiftlik amelesi, ister milyoner bir salon adamı, ister vahşi bir şeyh, ister bir yamyam kabile re- isi. Sanera kitapta bütün bunlarla yatar. Yeter ki Sanerayı erkekler ar- zulasınlar, ona, şayet tatmadığı zevk- ler, şehvetler varsa tattırsınlar. Romana adını veren Saneranın asrımızda yaşayan bir kadın olduğu, kitabın sadece bir yerinde zikredili- yor. Suzan Sözen devrik değil, yıkık cümlelerle yazdığı romanının bir ye- rinde boş bulunmuş ve zamanla me- Suzan Sözen Güzel romancı kandan kurtulmak arzusunu unuta- rak Saneranın yaşadığı devrin "tay- yare devri" olduğunu açıklamış. De- ki Suzan Sözenin Tromanının kahramanı günümüzün kadınlarından biri. ının ve medeni durumunun ne olduğu belli olmayan Sanera, ne- reden ve nasıl başladığı meçhul bir yolculuğa çıkar. Bir vapurla bir li- mandan ayrılmış, bir başka limana gitmektedir. Ancak ne vapura bindi- ği, ne de yanaşacağı limanın adı bel- lidir. Suzan Sözenin tâbiri ile Sanera "Kozasından yepyeni kanadı ile gü- neşe çıkan bir kelebek" gibidir. Ge- çen seneleri ve vapura bininceye ka- dar geçirdiği hayatı geride bırakmış- tır. O, başı belli olmayan bir hayat- tan, sonu belli olmayan bir hayata doğru giden genç ve maceraperest bir kadındır. Onu geriye bağlayan hiçbir bağ, hiçbir hatıra yoktur. Her- şey onun için yaşadığı andadır. Onun için ne ahlâk, ne cemiyet kaideleri bahis mevzuudur. İki saat ara ile hem babanın, hem oğlun koynuna girebi- lir. Yeter ki bundan zevk alsın. Evli ve evine bağlı bir kocayı baştan çı- karmak için türlü cilveler yapabilir, yeter ki erkeği arzulasın. Kendini Tanrısına hasretmiş bir din adamını baştan çıkarmak için saatlerce ö- nünde çırılçıplak kıvranabilir. yeter ki istesin. Sanera kadın değil, şehvet— tir. Şehveti için yapamıyacağı şey yoktur. Tek kelime ile Sanera şey- tanın kendisidir. İşte Suzan Sözenin çizdiği Sane- ra tipi. Bunun dışında romancı, Sa- neranın boyu posu, saçının rengi, te- ninin parlaklığı hakkında herhangi bir açıklama yapmak lüzumunu his- setmemiş. Sanera için, güzel demekle yetinmiş. Mazisinin defterini kapatmış Sa- nera bindiği vapur bir limana gelip demir attığında rıhtıma çıkar. Çıkar kendisini — arkasından seyreden genç bir kaptan kalır. Sanera kaptanın mah- zun olmasına rıza — göstermez, geri döner ve kendisini ona ikram eder. Böylece kitabın daha ilk sayfasında vuslat başlar. Kaptanın gönlünü ya- pan Sanera bu sahneyi şöyle anlatır: "Dün geceyi vapurun genç kaptanı ile geçirdim. Ansızın, son dakikada, rıhtiımdan ayrılırken aklıma geldi onunla buluşmak. Yeni bir şehir, ye- ni bir muhit, serbest, tamamiyle ba- ğımsız, genç, sıhhatli bir kadın. Ta- bii bir davranış değil miydi bu?" Sanera, vapur — kamarasındaki maceradan sonra indiği şehrin Ra- soldor adlı oteline yerleşir. -Tabii otel adı da Suzan Sözenin bütün ro- manlarındaki isimler gibi muharrire- nin muhayyilesinde yarattığı bir isimdır— Otelde genç ve güzel kadın AKİS, 27 OCAK 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: