27 Ocak 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 34

27 Ocak 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 34
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

çıkladı. Komisyonun bu seferki iddi- ası şudur: televizyona ilân veren ba- zı imalatçılar mallarını güzel, cazip göstermek için göz aldatıcı hilelere başvurmaktadırlar. Reklamı yapılan bir nebati yağın piyasadaki — başka yağlardan daha mı kaliteli, daha mı lezzetli olduğu iddia ediliyor? lamı veren firma yağının televizyon ekranında daha cazip görünmesi 1çın malını, televizyonun ışık ve görünüş şartlarına uyacak şekilde ıslatmakta veya boyamakta, sonra da yağı ek- randa, adı verilmiyen herhangi baş- ka bir yağla kıyaslıyarak — göster- mekte, fakat tabii ki öteki yağ, görü- nüşünü güzelleştirecek herhangi bir muameleye tabi tutulmadan ekrana çıkarılmaktadır. Yahut, gıda madde- lerini buz dolabında bozulmadan mu- hafaza eden kalay kağıdı imalâtçı- larından biri kendi malının öteki kalay kâğıtlarından daha mı iyi olduğunu isbat etmek istiyor? Yapılacak — şey basittir: malı gene, başka bir kalay kağıdıyla kıyaslamak, fakat — öteki kalay kâğıdını buruşturmayı ihmâl etmemek... Buna, reklâmı yapılan kâğıdın içinde muhafaza edilen bir maddenin tazeliğini göstermek için, taptaze bir et parçasını ekranda gös- termek, öteki kalay kâğıtlarının işe yaramadığını anlatmak için de ku- rumuş, bozulmuş bir parça eti onun yanına koymak yeter. İşte, halkın alelade bir reklâm programında bile aldatılmasına göz yummayan — Komisyon meseleye el koymuş ve hadiseyi, soruşturma için, Amerikan Temsilciler Meclisinin Ta- li Komisyonlarından b havale etmiştir. "Bilgi Yarışı" skandallarından — sonra, radyo ve televizyon idarecilerinin ba- şını yeni bir derde sokan bu reklâm hilesi Mmeselesi şimdi — Temsilciler Meclisindedir. Soruşturmalarda Baş- kan Eisenhower"in radyo ve televiz- yon müşaviri, tanınmış aktör Robert Montgomery de şahitlik etmiştir. Bilgi yarışı hilelerinin olsun, "payola" ve reklâm programı skan- dallarının olsun, önemsizliğine bakı- lırsa, büyük başın derdinin ille de büyük olması gerekmemektedir. Rad- yo ve televizyonları hususi teşebbü- sün elinde bulunan bir memlekette, bir eğlence programına veya reklâm ayınına basit ve — Zararsız bir hile karıştırılması hadisesinin, o memle- leketin resmi makamlarınca ele alın- man ve milli bir mesele haline geti- rilmesi, Devletçe işletilen radyolar- da bir milletin ana davalarıyla ilgili mevzulara yalan hile ve tahrifçilik karıştırılmasına omuz silkilmesine, hattâ bunların teşvik edilmesine a- lışmış bir şarklının kolay kolay akıl erdiremiyeceği bir işti 34 sP 0 R Klüpler F.B. nin V.C. ocağı mı? Geçen haftanın sonunda cumarte- si günü Başbakanlığın kapısı ö- nünde neşeli bir grup görenler, Bey- fendinin gene vilayetlik isteyen bir heyeti kabul ettiğini, üstelik vaadde bulunduğunu sandılar. Hele zayıf, kır saçlı, hareketlerin- en Karadenizli olduğu açıkça anla- şılan biri diğerlerinden çok daha faz- la keyifliydi. Belli ki Beyfendi ken- disine pek fazla iltifat etmişti. Esa- sen son günlerde işleri iyi giden bu adam Karadenizlilere has esprileriy- le her toplulukta, ortalıgı kırıp geçi- riyordu. Bu adam D. P. nin transfer kıymetlerinden — Ordu mılletvekılı Atıif Topaloğluydu. — Yanındakilere gelince, onlar da Fenerbahçe kulübü- nün muhalefet cephesini teşkil eden Fenerbahçeliler.. Fenerbahçe heyeti, Başbakana ziyaretlerinin bir "V. C ye iltihak" ziyareti halinde teşhir olunduğunu görünce pek şaşırdılar. Zira aslında V. C. bahis mevzuu bile değildi. Fe- nerbahçeli muhalifler arasında, her yerde olduğu gibi bol miktarda C. H. P.li vardı. Üstelik Fenerbahçedeki cereyan, Galatasaray gibi Fenerbah- çeyi de politikacı idarecilerden kur- tarmak gayretiydi. Halbuki şimdi, bir emrivaki ve bir politikacı ortaya çıkıyordu. arlak ziyareti müteakip Rüş- tü Dağlaroğlunun Ankara Palasta yaptığı basın toplantısına iştirak e- den gazeteciler, Dağlaroğlunu müs- tehzi tebessümlerle dinlediler. Gün- lerden beri "Fenerbahçeli — Muhalif- ler" diye bir grubun olmadığını söy- lüyorlar ve bu kelimenin ağızlara bi- le alınmaması lüzumunu ileri sürü- yorlardı. — Anlaşılan — Dağlaroğluna Beyfendinin de bu kelimeden pek fazla hoşlanmadığını — söylemişlerdi. Anlaşılan kongrede iki Karade- nizli karşı karşıya kalacaktır: Os- man Kavrakoğlu ve Atıf Topaloğlu... İki Karadenizli Galatasaray - Fe- nerbahçe maçı münasebetiyle Kong- reden evvel 19 Mayıs Stadyumunda karşıya geldiler. Kavrakoğlu, Topaloğlunun F.B. heyetini V. C. li diye Başbakana — götürmesinden hiç memnun kalmamıştı. Bunun klüp için zararlı olacağı - kanaatindeydi. Atıf Topaloğlu 1946 dan beri D. P. li Kavrakoğluna fütursuzca "ben Kulü- bü değil, Partimi düşünürüm" dedi. Kavrakoğlunun — gözleri faltaşı gibi açıldı. İnsanlar amma da kolay "Partim" diyorlardı...

Bu sayıdan diğer sayfalar: