13 Şubat 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 6

13 Şubat 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER etmişti. O bakımdan, bir "evdeki he- sap çarşıya uymadı" mazereti mev- cut olamazdı. Olsa olsa, bir "hesabı değiştirmek lazım" tezi Kayserinin bu pek değerli evlâdının zihninde fi- lizlenmiş ve kendisini Hükümetten ayrılmaya sevketmişti. Nitekim, Ce- mal Gürselden hareket serbestliği müsaadesini alınca Turhan Feyzioğ- lu bir kuş kadar hafif, Çankayadan ayrıldı. Gene profesör doğruca bakanlı- ga gitti ve çok sevdiği kitaplarını toplayarak arabasına doldurdu. Dik* kati çeken husus, İstifa haberinin, resmen açıklanıncaya kadar dışarıya sızmaman oldu. Hakikaten, istifa- Peyzioğlu ertesi gün, yani bitirdiği- miz haftanın başında tamamladı. İs- tifa mektubunun Başkan Gürselin eline ulaştığı an, haber başkentin siyasi kulisinde duyuldu. O kadar ki C.H.P. Genel Sekreteri İsmail Rüştü Aksal bir ara. genç mücadeleci arka- daşına: "— Feyzioğlu, yahu, İnsan ha- ber vermez mi?" diye serzenişte bu- lundu. Hani sebep? Ancak, Feyzioğlunun istifası, tıpkı Bakan oluşu gibi pek talihli tarz- da cereyan etmedi. Bakanların, ken- dilerine tevdi edilen vazifelerden ay- rılırken ayrılış sebeplerini açıklama- ları gerektiği tezliJ aklı başında her- kes gibi yıllar yılı savunmuş Feyzi- oğlu sıra kendi i-tifasına geldiğinde bu prensibi unuttu. İstifanamesinde sebep olarak "Kurucu Meclis çalış- malarına daha geniş ölçüde katılabil- me" arzusunu gösteriyordu. Feyzi- oğlu, bitirdiğimiz haftanın sonunda bu ihtimalin cezasını çekti. Bir garip politikanın şampiyonu Kudret -C.K. M.P. nin dehşetli organıdır- genç profesörün İstifasını Başbakan yar- dımcılığına Muharrem İhsan Kızıl- oğlunun getirilmesine bağladı. Kabi- nede bir de C.K.M.P. li Bakan -Tah- takılıç- olduğuna göre doğru haber alması gereken Kudretin attığı şuy- du: Peyzioğlu Başbakan Yardımcı- lığı peşindeydi. Bu olmayınca, Hükü- metten infial içinde ayrılmıştı! Hal- buki Feyzioğluya Başbakan Yardım- cılığı Milli oOEğitim Bakanlığından önce teklif edilmiş, fakat genç pro- fesör bunu kabul etmemişti. Daha sonra, bu Yardımcılık bir defa daha ve ciddi şekilde bahis konusu edil- miş, Peyzioğlu da daha munis dav- ranmıştı. Fakat tutumunun pek mak- bul karşılanmadığını görmesi. Feyzi- oğlunun bu tasavvuru uyutmasına yol açmıştı. Hattâ, Kabinede kal- 6 manın dahi, başta sandığı gibi fay- dalı bir siyasi yatırım olmadığı tec- rübeli potilikacı tarafından hissedil misti. O bakımdan, Kudret endaht- sız sallıyordu. Ama, bir Bakanın va- zifeden ayrılırken gerçek veya sathi, Hükümet Başkanına gösterdiği sebe- bi istifanamesinde alenen açıklama- sındaki kaçınılmaz zaruret bu vesi- leyle bir defa daha ortaya çıktı. Turhan Feyzioğlu, Mili Eğitim Bakanlığını Oo terkederken kendisine bu vazifeyi emanet eden Cemal Gür- sele, o pazar günü Çankaya Köşkün- Turhan Feyzioğlu Sabırsız bir adam deki salonda, sebep olarak 147'ler meselesini gösterdi. Daha sonra da, bunu "hissettirerek açıklamak" tan geri kalmadı. Sabah ola, hayrola Hakikaten, geçen haftanın sonla- rında bir gün uzunca boylu, göz- lüklü, sevimli Feyzioğlu, oturduğu Amerikan stili koltukta geriye doğru yaslandı, sağ iç cebinden çıkardığı Yeni Harman sigarasını kibar bir hareketle yaktı ve sonra muhatabı- na dönere "-Ne yaparsınız." dedi, "vazi- femiz, işte orada bitti". onra gülümseyerek, Yeni Har- manından derin iki nefes çekti. Hadise, Bahçelievler semtinde, 6. sokakta, 41 riumarah evin müteva- zı, fakat zevkle döşenmiş bir salo- nunda cereyan ediyordu. Saat 10 du ve dışarıda yağmur çiselemekteyd.. 6. sokaktaki 41 numaralı evin sakini oturduğu koltuktan ayağa kalktı ve salonda bir yarım tur yaparak sözü- ne devam etti: "— Biliyorsunuz, vazifeye baş- lamadan evvel bir ahdimi Basma açıklamıştım. Ahde vefa gerekti; ge- reğini ifa etmekte tereddüt etme- dim..." Halbuki istifası haberinin duyul- masıyla bir gazeteci çemberinin içi- ne düşen Turhan Feyzioğluyla basın mensupları arasında o günlerde an- -ak şöyle telefon muhavereleri geç- mişti: — Neden istifa ettiniz?" "— Ben vazifemi yaptım. Bileti- miz gidiş-dönüştü!" Aslında her şey, bir rakkamın uğursuzluğu altında gizliydi. yılan hikâyesi otmakta devam etti. İşin içindeki bit yeniği, ancak AKİS için haftanın ortalarına doğru bütün cepheleriyle vuzuha kavuştu. Feyzi- oğlunun istifa sebebi, tahmin edildi- ği üzere affedilen 147 Üniversite öğ- retim üyesiyle ilgiliydi. Yaraya mer- hem çalmaya muvaffak (olamayan mustafi Milli Eğitim Bakam, işin kolayını, sudan bir sebebe dayanan istifa mektubundı bulmuş, köşesine çekilerek hâdiselerin cereyan tarzım seyre koyulmuştu. Hikaye, Feyzioğlunun Bakanlığı kabul ettiği günlerde başladı. O sı- ralarda Miili Birlik Komitesi bir sı- ra toplantılar aktediyor, bu meşhur ve malüm yılan masalını o bitirmek için gayret sarf ediyordu. Aynı esna- da Orgeneral Gürsel yeni kabine ha- zırlıklar ile meşguldü. Günlerden bir gün kabine İlan edildiğinde Feyzioğ- lunun Milli Eğitim Bakanlığına geti- rildiği öğrenildi. Tabii bundan en faz- la memnuniyet duyan 147 Öğretim üyesiyle umumi efkâr oldu. Feyzioğ- lunun siyasi hayatta kendini yıprat- mayacağı gerçeği, üniversiteden gel- miş bir profesör olması, yaranın ona- rılacağı fikrinin kuvvetlenmesine se- bep oldu. Zira 147'lerin affı sırasında Feyzioğlu bunu tasvip etmemiş, va- ziyet almış ve "Rektörlerin istifası" hareketine katılmıştı. Tabii bu, ma- dalyonun bir yüzüydü. Halbuki ma- dalyonun bir de öbür yüzü vardı ki AKİS. 13 ŞUBAT 1961

Bu sayıdan diğer sayfalar: