28 Ağustos 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 30

28 Ağustos 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 30
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

RADYO İdarecilik Karamanın ko Simsiyah (o bıyıklı, uzun boylu, orta yaslı adam, pencereleri Hilton O- teline bakan odaya girince içerdeki- ler gülümsemekten kendilerini ala- madılar. Pek sevdikleri bu arkadaş- lannın arasıra savurmadan' edeme- diği meşhur palavralarını hatırlamış- lardı. Adam, dan: " etrafındakilere (o aldırma- — Buldum'" diye söze başladı. Bir an durdu ve devam etti "— Bir banda alınan seslerden işe yaramıyanları atıp, kullanmak is- tediğiniz sesi temiz olarak radyodan yayınlamanın yolunu buldum. Yeni bir makine icat ettim." Bu sözler oodada bulunanların yüzlerindeki gülümsemenin donması- na sebep oldu. Mucidin yeni icadı hakkında yapacağı açıklamayı me- rakla beklemeğe koyuldular. Fakat mücidin hiç te öyle bir niyeti olmadı- ğı anlaşılıyordu. (Nitekim sözlerini şöyle- bitirdi: — General Fisenhower'in hava alanında banda aldığımız sesi uçak gürültüleri arasında kaybolmuştu. Ama yeni makinem sayesinde Eisen- hower'ın sesini ve uçak gürültüsünü birbirinden ayırdım. Radyodan terte- miz yaymayabilirsiniz. Buyrun!" Masanın üstüne bir bant koyan mücit, arkasından hayretle bakmak- ta olan radyo idarecilerine aldırma- dan odayı terketti. Hâdise Amerika Birleşik Devlet- leri eski Başkam Fisenhower'ın ge- neral bulunduğu günlerde, Türkiye'- yi ziyareti sırasında İstanbul Radyo- sunun Program Müdürlüğü odasın- da geçmiştir. Bir gün önce General Eisenhower uçaktan iner inmez Ye- şilköy Hava Alanında bir beyanat vermiş ve o sırada banda alınan be- yanatın uçak o gürültüleri arasında anlaşılmaz bir hale gelmesinden ötü- rü radyoda yayınlanmasına imkân bulunamamıştı. Ne var ki, bir ya- ajansının radyo kısmı şefi olan siyah o bıyıklı, uzun boylu, orta yaşlı ve Kıbrıs lehçesiyle konu- yayınlanmasını sağlamıştı! Üstelik yeni bulduğu ma- kine sayesinde İstanbul Radyosu idarecilerinin ağızlarının bir karış a- çık kalmasına da sebep olmuştu! Aslında, aynı banda aynı anda alman sesleri teknik bakımdan bir- birinden ayırmanın, mesela gürül- 30 tüleri atıp, kullanmak istenilen se- si temiz olarak yayınlamanın imkânı yoktur. Böyle bir makinenin günün birinde yapılacağını - düşünmek bile bu islerden anlıyanları kahkahalarla güldürmeye yeter. Fakat, yabancı haber ajansının şefi, belki de radyo- culuğumuzda eşi görülmemiş bir pa- lavra savurmus ve General Eisenho- -er'm gürültüsüz bir yerde aldığı beyanatım, güya ilk beyanatının te- mizlenmiş şekliymiş gibi İstanbul Radyosuna o yutturuvermiştir. . İşin aslı meydana çıktığı zaman bu koca- man palavraya sâdece gülünmüş ve kimse, radyo idarecilerinin böyle bir yalanı yutabilecek kadar bilgisiz ola- bileceklerinin üstünde durmamıştır. Önemsenmeyen bu nokta, radyoları- mıza oynanan oyunların devamına yol açmakta gecikmemiştir. Gerek radyo idarecilerinin veya programcı- larının saflığından, gerekse radyola- rı kıvrandıran imkânsızlıklardan ya- rarlanan kimseler, çeşitli oyunlarla işi haddinden fazla ileriye götürmek- ten kaçınmamışlardır. ..Sonra çıkar oyunu Bu oyunlardan en ağırı muhakkak ki geçen aylar içinde Ankara Rad yosuna oynananı oldu. AKİS'in en in- ce teferruatına kadar ortaya serdiği bu oyun, günün birinde Ankara Rad- yosuna Haydın'ın "İtfaiye Müziği" adı altında bant üzerinde gönderilen eserle başladı. Radyo, iyiliksever din- leyicisinden aldığı bu bandı ve bant- la beraber gelen açıklamayı, bir öğle yayınında olduğu gibi programa koymaktan çekinmedi ve bu suretle de klâsik müzik dinleyicilerine karşı mahcup duruma düştü. Çünkü iyi- liksever dinleyicinin gönderdiği bant- taki müziğin Haydın'ın değil, çeşitli bestecilerin Oo eserlerinden Oo Ankara Radyosuna bir oyun Oynamak için bir araya getirilmiş olduğu ancak yayından sonra anlaşıldı. Ne tuhaf- tır ki, bu kötü oyunun Ankara Rad- yosundaki kurbanlarına hiç bir şey yapılmadı! Buna karşılık, sahasında profesörlük belgesine sahip, yıllarca işine emek vermiş bir idarecinin gö- revine son verildiği duyuldu! özün kısası, rında bilgisizlikleri Türkiye radyola- en canlı örnek- masına sebep olmaktadırlar. Bu arada, radyolar da dinleyici- lere oyun oynamaktan geri kalma- mışlardır! Meselâ, yine aylarca önce bir gün, meşhur "Olaylar ve Yankı- ları" saatinde pek önemli bir yanlışlık yapılmış ve iş -Allahtan- pek hafif atlatılmıştır. O günlerde Ankara Radyosunda eleman kıtlığı vardı. A- KİS'de her zaman belirtildiği gibi, bir kişi birkaç işi birden yapmak zo0- runda kalıyordu. İşte, durumun sıkı- şık olduğu birgün, nasıl olmuşsa ol- muş, spikerin eline "Olaylar ve Yan- kıları" programının bir gün önceki metni tutuşturulmuştu! Aksi gibi, nöbete gelen spikerler her gün de- giştikleri için, o akşam nöbette olan ciddiyetle aynı konuşmayı ikinci defa ve kelimelerin üzerine basa basa o- kumuştu! Durumu anlıyan bir - iki dinleyici Radyoevine telefon etmeyi Derivit Tabii A ve D Vitaminli YARA VS YANIK MERHEMİ merhemdir. DERİVİT pomat, deri yapmakta müessir olmak üzere tertiplenmiş, uzuz zaman tesiri tecrübe edilerek hazırlanmış faideli Mı iltihabı önleyici re gideren yeni . o DERİVİT nerelerde kullanılır? İ İltihaplı iltihapsız bütün yaralarda, » larda, Ekzema, Sivilce, Ergenlik, Traş yaraları, idonmalarda, güneş yanmalarında. Emzikli kadınlarız tekmil yanık- pişik meme ve karın çatlamalarında Dış kulak yaralarında ameliyat sonrası yaralarında el ve yüz çatlamalarında sünnet yaralarında emniyetle kullanılır. ECZANELERDEN ARAYINIZ AKİS . Reklam — 124 AKİS, 28 AĞUSTOS 1961

Bu sayıdan diğer sayfalar: