28 Ağustos 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 34

28 Ağustos 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 34
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KİTAPLAR Çağdaş Türk Şiirinden Örnekler (Antoloji. Düzenliyen: o Şahinka- ya Dil. Yayınlıyan: Kemal Volkan. Başkent Yayınlan: 1, 1961, Ankara, 376 sayfa, 10 lira) Başkent (o Yayınevi, "Çağdaş Türk Şiürinden Örnekler" adı altında oldukça hacimli bir antoloji yayınla- mış bulunuyor. Antoloji konusunun istismar edilmeğe başlandığı bir za- manda bir yayınevinin böyle bir yatı- rımı göze alabilmiş olması, Türk ede- biyatı için, doğrusu hiç te küçümse- necek bir fedakârlık değildir. Yalnız, antolojide göze batan birkaç husu- sun burada belirtilmesi, gerek Şa- hinkaya Dil ve gerekse başka anto- loji düzenliyecekler için faydalı ola- caktır. Bir kere, kusurların en büyüğü, 376 sayfalık bir antolojiye tam 106 kişinin doldurulmuş olmasıdır. Dü- şünmek lâzım ki, antoloji kişiyi şa- ir yapmaz. Tersine, gerçekten şair kişilerin antolojiye girmeleri antolo- jJiyi antoloji yapar. Bu mdan, 106 kişinin yansını elemek gerekirdi. Ka- lanları bir daha eleyip, dökülenlerin yerine dışarda kalanlar alınmalıydı. Antolojide öyle adlar var ki, eldeki örneklere göre, bunların şairlikten şu kadar nasipleri olduğunu ispat için kırk tanık gerek. Kendi biyoğrafisin- "Şiir şakaya gelmez. Bütün sa- nat dallarının üstünde, hepsinden zor" diyen Şahinkaya Dil, ne yazık ki antolojiye şiir diye bir sürü "şa- ka"yı tıkabasa doldurmaktan çekin- memiş. Baştan sona şöyle bir karış- tıran kimse, "Eyvah" diyor, "eğer çağdaş Türk şiiri bu ise, çok yazık!" Hele sanat hakkında, şiir hakkında öyle inciler saçılmış ki, bunların an- tolojide bulunması, doğrusu bu, his te antolojinin iyiliğine olmamış. Düzenleyici, çalışmasını şöyle a- çıklamaktadır: "Gül - destemi ölüm- süz ozan Yahya Kemal Beyatlı ile açtım. Çünkü her yönü ile Türk şii- rini yansıtabilecek güçte. İyi, güzel şiir yazanlar vardı, onların çoğunu almadım betiğe. Çünkü iyi, güzel şi- ir yazmanın kişiye birşeyler kazan- dırdığına inanmıyorum. İstiyorum ki, betiğe aldıklarım, şiirimizi etki- sinler. Ortaya (birşeyler kosunlar." Yukarki yargının doğruluğuna her- halde bu sözlerden kuvvetli delil ol- maz! Antoloji bu sözlerin ışığı altın- da incelenince, düzenleyicinin kendi sözleriyle nasıl büyük bir çelişmeye düştüğü açıkça görülmektedir. Çün- kü, şair diye antolojiye alınanların çoğu, değil Türk şiirine şu veya bu yönden tesir etmek, şiirin kıyısından bile geçmemiş kimselerdir. 34 Derleyici, antolojisinin soruştur- ma esasına dayandığım ve bunun bu- güne kadar hiç kimse tarafından ya- pılmamış olduğunu iddia etmektedir. Bu, bir antoloji için belki bir yenilik- tir ama, düzensizliğini mazur göste- recek bir sebep olmaktan uzaktır. Nitekim Şahinkaya Dil, şairlerden çoğunun soruşturmaya cevap verme- diğinden, resim göndermediğinden şikâyet etmektedir. Halbuki buna dua etmesi gerekirdi. 106 kişiden her biri eğer derleyicinin istediği gibi u- zun uzun cevaplar vermeğe kalkışa- cak olsaydı, şiirlerinden de birkaç ar örnek konulacağına göre, antolojinin azından 700 sayfaya çıkması işten bile değildi. Önemli noktalardan biri de, ha- yatların ve şiirlerin hatalarla dolu ol- masıdır. Okuyan, ne hayatlardan bir- şey öğrenebilmekte, ne de şiirlerin zevkine varabilmektedir. Herşey ope- ratörün keyfine bırakılmış, o nasıl isterse öyle yapmıştır. Hani nerdey- se, "bu şairler galiba noktalamadan anlamıyorlar, şunlara hayrıma nok- ta, virgül de koyayım" deyip çıka- cakmış. Bu hususa bilhassa dikkat edilmeliydi. - Metne sadık kalmak şarttır. Düzyazıda neyse de,'şiirin hata götürmiyeceğinin bilinmesi ge- rekir. Biraz titizlik ogösterilseydi, bunların hiçbiri olmazdı. Hele biyog- rafilerle sanat anlayışlarındaki ha- talar -türkçe ve dizgi hataları- sayı- lamıyacak kadar çok. uyan, "ya- u, bu adam daha doğru dürüst iki satır düzyazı yazamıyor, nerde kaldı bunun şairliği!" demekten kendini alamamaktadır. Bunlar, bir antoloji için önemsenmiyecek hatalar değil- dir. Hattâ bu hatalara, derleyicinin antolojinin başındaki önsözünde de fazlasıyla rastlanmaktadır. Meselâ birkaç örnek cümle: "Yok, özel ni- yetle, çıkarılacaksa, yayınlamak daha iyi olmaz mı? ir gül - deste çı- karmak gerçekten sanıldığı gibi, u- cuz, kolay, bir uğraşı, iş değildir." "Onlarda olmıyan bir yön vardı, hep düzenliyen kendi kişiselliğini, özel yargılarım yansıtıyorlardı.", "Çoğu, soruların yanıtını yazmaktan kaçın- dılar." vs... Bu örnekler çoğaltılabi- lir. Kitabın sonundaki "Ek Bölüm" de hiç iyi gitmemiş. Bir antolojiye kimlerin gireceği, kaç şiir konula- cağı önceden hesaplanır, sayfalar o- na göre düzenlenir. Düzeltilmesi im- kânsız bir hata varsa, ön sözde se- bepleri açıklanır ve ikinci basımda bu husus gözönüne alınır. Sonra, ma- dem ki soruşturma esasına göre çalı- şılmış, o halde prensiplere bağlı ka- lınmak gerekirdi. Bir kısmı hayatını yazmış, resmini yollamamış, bir kıs- mı resmini yollamış, hayatım yaz- mamış; kimisi de cevap bile verme- miştir. Biyoğrafilerin çoğunu düzen- leyici kendisi yazmak zorunda kal- mıştır. Bu da ayrı bir düzensizlik yaratmıştır. İddialı bir antoloji için bunlar bilhassa (o belirtilecek kusur- lardır. Bir önemli husus ta şudur: Ma- dem ki kitaba "Çağdaş Türk Şiirin- den Örnekler" adı verilmiştir, o hal- de şairlerin soyadlarına göre alfabe- tik bir sıra tâkip edilmesine hiç te lüzum yoktu. Çünkü esas olan, za- mandır. Türk şiirinin "zaman" için- deki gelişimi, değişimi gösterilmek: istenmiştir. Böylesi bir antolojide ya- pılacak şey, şiirde en eskilerden en yenilere doğru örnekler vermekti. Falan şiir daha yeni yazılmıştır ama, kırk yıl öncesinin türküsünü çağır- maktadır, o halde antolojiye alınmaz, Olur biter. Hiç kimse de derleyiciyi, "falanı niçin almadın?" diye suçlaya- maz. önemli olan, şiirimizin Ahmet Haşimlerden buyana geçirdiği deği- şiklikleri okura örneklerle göstere- bilmektir. Bu yapılsaydı, antolojide bir karakter var denilebilirdi. Ama şu durumda "Çağdaş Türk Şiirinden Örnekler" için karakterden bahset- mek yersiz olur. Göze batan hususlardan biri de, seçilen örneklerin çoğunlukla kötü o- luşudur. Halbuki antolojiye giren şa- irlerin daha başarılı şiirleri bulundu- Şunu şiir okurları, sanatseverler pek- âlâ bilmektedirler. Derleyicinin ne- den kötü' Örneklerle iyi antoloji yap- mağa çalıştığı (oanlaşılamamaktadır. Çağdaş Türk, şiiri bu kadar zayıf ol- masa gerek. Bunların yanında bir takım tek- nik kusurlar da var. Gerek şiirler, gerekse biyografiler için seçilen harf- ler ve puntolar hiç te zevkli değil. Sayfalar âdeta bir aritmetik kitabı- nın sayfalarım andırmaktadır. Baş- tan birkaç sayfa da diğerlerinden ay- rı bir özellik göstermektedir. Biyoğ- rafilerin hemen bitiminden itibaren şiirlerin başlatılması da, sayfa düze- ni bakımından iyi olmamıştır. Hal- buki şairlere ayrılan sayfaların son- larında fazlasıyla boşluklar göze çarpmaktadır. Türkiyede bugüne kadar kusursuz bir antoloji oyayınlandığı iddia edi- lemez. Bunda maddi ve teknik im- kânsızlıklar kadar, odüzenleyicilerin ehil olmayışları da büyük rol oyna- mıştır. Ama ne olursa olsun, kusur- ların ve eksikliklerin Oo gösterilmesi, bu yolda çalışanlara büyük faydalar sağlıyacaktır. Bugüne kadar birkaç antoloji düzenlemiş olan ve daha da düzenliyeceğini bildiren Şahinkaya Dilin kusursuz eserler verebilmesi, belirtilen hususları göz önüne alarak çalışmasına bağlıdır. AKİS, 28 AĞUSTOS 1961

Bu sayıdan diğer sayfalar: