30 Nisan 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 31

30 Nisan 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 31
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tİ YA İstanbul "Naaiinler"in zaferi Mevsim sonunda, Kent Oyuncuları topluluğunun sahneye koyduğu bir yerli oyun, Karaca Tiyatroyu, şimdi geceli gündüzlü doldurup taşırmakta- dır. Bu talihli «yunun adı "Nalınlar" -daha doğrusu, sahnede söylendiği gi- bi, Ege bölgesi ağzıyla "Nââlinler"- dir, talihli yasarı da Necati Cumah. Oyunun da, yazarınında talihi, Yıldız Kenter gibi yerli oyuna v yun yazarına verilmesi gereken öne- min ne olduğunu çok iyi bilen bir sa- natçının eline geçmiş, onun yönettiği bir sanat topluluğunda, onun gerekli gördüğü şartlar içinde- sahneye çıka- rılmış olmalarıdır. Ödenekli tiyatrola- rımızın bu mevsim sonu, tez elden ve bir çırpıda kurtulmak ister gibi, sah- nelerine serpiştiriverdikleri yerli oyun Jarin haline bakınca, bir özel tiyatro topluluğu olan Kent Oyuncularının tutumu bir "örnek" değeri taşıyor. Bu tutum yerli oyunlarımızın, yabancı o- yunlar kadar özene bezene ele alındı- gı, sahneye konulduğu, oynandığı za- man, olardan hiç geri kalmayan gü- zelliklere sahip olduklarını ortaya koyduğu gibi -halkın geniş ilgisi ke- sin bir başarı ölçüsü ise-, en ünlü ya- bancı oyunlar kadar ilgi çekmek şan- sına sahip oldukları gerçeğini de orta- ya koymuştur. "Nalınlar"ın Kent O- yuncuları sahnesinde gördüğü ilgi, ay- natçıları, Yıldı» ve Müşfik Kenter da- hil, adlarını saydığımız oyunlardaki rollerinden çok daha başarılı, çok da- ha kendilerine yakın bulmuşlardır. Bundan daha tabii bir şey de ta- savvur edilemez. Çünkü Necati Cuma- Imın "Nalınlar"da çizdiği renkli, canlı ve ifadeli tablo, kendi yurdumuzun bir köşesinde kendi insanlarımızın yaşa- dıkları hayatın ta kendisidir. Ele aldı- ğı ve bir komedi havası içinde, güle oynaya işlediği tema, Anadolunun hâ- lâ halledilmemiş meselelerinden biri- dir. Necati Cumalı "Boş Beşik" ve "Mine" adlı ilk oyunlarını geride bı- rakan bir teknik, bir kuruluş, bir öl- çü içinde köylerimizin, kasabalanmı- zın "kız kaçırma" dâvasına beşeri ve iktisadi açıdan ışık tutmuştur. Onun için "Nalınlar"ı zafere ulaş- tıran elbette yalnız Kenterlerin tutu- mu, üstün oyunları değildir. Ama bu tutum, bu oyun, Mahir Canovanın en uyanık, en isabetli, en verimli reji ça- AKİS, 30 NİSAN 196 TR O aşmalarından biriyle birleşince, zafe- re giden yolu çizmiş, oyunun güzellik - lort bir bir ortaya çıkmış, seyirci de bu ortaklaşa sahaya lâyık olduğu ö- nemi vermesini bilmiştir. Pek az oyun, "Nalınlar" kadar, tiyatronun kollektif bir yaratış olayı olduğu gerçeğini is- bat edebilir. Sahnedeki oyun Doğan Akselin böyle bir oyun için da- ha iyisi, daha güzeli düşünülemi- yecek kadar "havalı" dekorlarından, Ulvi Cemal Erkinin bu "hava"yı ta- mamlamak için daha renklisi, canlısı ama bir değil, birkaç küçük döner sah- neden... Buna herhalde Karaca Ti- yatronun teknik imkânlarının yeter- sebebolmuştur, Batı sahnele- rinde, hızlı dekor ve yer değişiklik- lerinde, şimdi birkaç döner sahneyi birden kullanarak elde edilen güzel sonuçlar "Nalınlar" rejisine (yakışır, onu bir kat daha süslerdi. Bellibaşlı rollerden köyün "Şen Dul"u Döndü'de Yıldız.Kenterin-yeni ve çok değişik kompozisyonu, Onu» sanat dünyamızın gerçekten bir "yıl- dız"ı olduğunu bir kere daha ortaya koymuştur. Türk sahnesinin bugüne kadar bir eşini daha görmemiş oldu- ğu bir yıldız... Zekâ, arzu, neşe ve nük- "Nalınlar dan bir sahne "Ayağına giymiş sedef nalını" hayal edilemiyecek kıvrak omüziğin- den gereği gibi faydalanmasını bilen Mahir Canova, "Nalınlar"la en par- lak, en "kalıcı" rejilerden birini ger- çekleştirmiştir. Modemi bir orta oyu- nu tekniği içinde, birkaç parça pano- dan ibaret dekorları mihverleri üze- rinde döndürüvermekle bütün me- kân değişikliklerini en sade ve kestir- me yoldan halletmesini bilmiş, üste- lik oyunun bütününe su gibi akıp gi- den temposu içinde ahengi olan, tatlı bir canlılık sağlamıştır Bir çağlayan canlılığı.. Bu canlılığa daha da tesir- li bir kıvraklık vermek için döner sah- neden faydalanması yerinde olurdu. te taşan varlığını ustaca yaşattığı Döndü unutulmayacak, bu güzel rolü kendinden sonra oynayacak meslek- taşlarına da örnek bir tip olarak mi- ras kalacaktır. Döndü'den sonra "Nalınlar"ın unu- tulmayacak kişilerinden biri de Muh- taradır. Şükran Güngör, kapı komşu- su Akkuzulu'lann, hele ogençkızlan Şener'in başına gelenlere duyduğu İl- giyi, bütün O umutsuz umutları, söy- lenmemiş arzulan, ne renkli'bir oyun İçinde, ne güzel (o ifadelendirmiştir. Şükran Güngör de Muhtar'da bütün yabancı oyunlardaki rollerinden da- ha kuvvetli, daha gerçek bir "yasa- 31

Bu sayıdan diğer sayfalar: