1 Aralık 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 32

1 Aralık 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 32
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Piyes gördüm Oyun: "Sekiz Kadın - Huit Femmes" - (Komedi, 3 perde), Yazan: Robert Thomas Çeviren ve Sahneye koyan: Coşkun Tunçtan Tiyatro: İstanbul Şehir Tiyatrosu (Kadıköy) Dekor: N. Perof Konu: "Tuzak" yazarının, gene "kaatil kim?" sorusunu işleyen ikinci oyunu. Polis piyesleriyle haklı bir şöhret yapmış olan yazar, bu sefer, ge- ne sahneye hiç çıkarmadığı, bir aile reisinin, babanın ölümünden bir ki- şiyi değil, oldukça kalabalık bir ailenin bütün üyelerini sorumlu tutmakta- dır. Büyük bir kar fırtınasının bütün dünya ile ilişiğini kestiği bir taşra konağının oturma odasında, sekiz kadın, polis romanlarım okuya okuya bunları tatbike kalkan onyedi yaşındaki bir kızın uydurduğu bir cinayet olayının düğümünü çözmek isterken birbirlerine girmekte ve ailenin bü- tün kirli çamaşırlarını ortaya dökmektedirler. Bu yüzden, son perde ka- panırken duyulan bir silâh sesi, babanın bu sefer gerçekleşen ölümü -inti- harı- ile seyirciyi dehşete düşürmekte ve oyuna sosyal dram değeri kazan- dırmaktadır. Oynıyanlar: Bedia Muvahhit (Anne, Gaby), Uğur Kıvılcım (Küçük kı- zı, Catherine), Hülya Gözalan (Büyükanne), Melahat İçli (Pierrette), Şa- siye Moral (Chanel), Sibel Göksel (Ezan), Bilkay Tekben (Louise), Ne- zihe Becerikli (Augustine). -8 kadın rolü-. Beğendiğim: Her şeyden ve herkesten önce, hayalettiği cinayete yedi ka- dını da inandırmakta hiç güçlük çekmeyen o afacan Catherine'de Uğur Kıvılcımın gösterdiği üstün başarı. Uğur Kıvılcım bu role, altı ay önce Pariste, aynı rolde çok beğenildiğini gördüğüm, Sylvie Favre'dan daha masum", daha da "inandırıcı" bir ifade kazandırmıştır. Fransız meslek- daşından tek eksiği, belki "yeni dalga" kuşağının özelliklerini, giyiniş ve davranışlarındaki "acaipliği” lâyıkıyla belirtmemesi... Ama bu, ben bir eksiklik değil, bir "başkalık"... Gaby annede Bedia Muvahhitin, köşkün emektar Kahya kadını Chanel'de Şaziye Moralin, sevdiği gençten gebe kal- dığı için yatılı okuldan eve döndüğü anlaşılan Suzon'da Sibel Gökselin öl- çülü, itinalı oyunları.. Genç sahneye koyucu Coşkun Tunçtanın, Jean Vi- lar'ın yanında vaktini boşa geçirmediğini gösteren, hem canlı, hem ağır- başlı oyun düzeni Beğenemediğim Usta Perof'a, oyunun havasına göre kolayca hayal edip yaratabileceği, yeni bir dekor yaptırtmak varken, Pariste Edouard VII Tiyatrosunda gördüğümüz, Roger Harth'ın dekorunun aynen kopya etti- rilmiş olması.. Bütün perdelere hâkim olması gereken kar ve fırtına ha- vasının sahnede "esmemesi"... Genel olarak akıcı çeviride "Taksit taksit" tir!.." gibi -doğrusu, galiba, vâdesi gelmiş senet veya bono olacak- kulağı tırmalıyan küçük pürüzlerin provalarda farkına varılıp düzeltilmemiş ol- ması. Pariste Madeleine Clervanne'ın ön plâna geçirdiği Büyükanne rolü- Lüt nün silinip gitmesi fi AY İstanbul Şehir Tiyatrosunda "Sekiz Kadın" Kopya dekor içinde canlı bir oyun AKİS/32 şık çok müspet yankılar, bizim Yu- Tiyatrosunun ziyaretini iade etmek üzere, Milli Eğitim Bakanlığının da- ren Piraikon Tiyatrosu, bu temasla- rın devam edeceğini gösteriyor. Muhteşem temsiller pa Tiyatrosunun vermiş oldu- gu Sophoklesten "Elektra" ve Eu- ripidesten "Medea" temsilleri için söylenebilecek tek söz, bunların muh- teşem temsiller olduğudur. Dimitrios Rondiris gibi kırküç yıllık sahne ha- yatının dörtte üçünü eski Yunan dra- mım diriltmek, onu bütün dünyaya eski heybet ve ihtişamı içinde yeni- den tanıtmak için harcamış gerçek bir sanat adamının yönetiminde sah- neler yaratabileceğini göstermiştir. Müziğinin her notundan Koronun ve kişilerin en basit el hareketine, dekorunun Yenginden okostümlerinin en küçük kıvrımına, ışığın düşürdü- gü en küçük gölgeye, sanatçıların nefes alışlarına, iç çekmelerine va- rıncaya kadar her şeye sahneye ko- yucunun bulduğu ritmin, kurduğu ahengin hâkim olduğu bu iki temsil takım halinde "yekpare"liğin en gü- zel örneğini vermiş, Yunan trajedile- rinin temsilinde tutulması gerek yo- lu da bir kere daha aydınlatmıştır. Kydoniatisin melodi yüklü, nin kendi sesini bastırmayan tatlı müziği, Madam Loukianın Koronun düşüncelerini, duygularını, tepkileri- ni dile getiren canlı koregrafisi, Ron- cisine yaklaştıran bir ifade taşımak- tadır. Bu ifadeyi rejinin kurduğu dengenin dışına kayar sanmak, Yu- nan trajedisinin sahneye konuluşun- da aylarca, basan yıllarca süren o kılı kırk yararcasına araştırmaların sırrını bilmemek olur. Piraikon Tiyatrosu sanatçıları, hepsi, sunailarımı topyekün trajedi- nin emrine vermiş değerli komedyen- ler. Ama aralarında "Elektra" ile "Medea"yı hayran olunacak bir sa- delik, derin bir içyaşama ile tanrı- vergisi bir altın sesle yaşatan Aspa- sia Papathanassiou var ki kendisini günümüzde Yunan trajedisini en iyi oynıyan, en kudretli sanatçı olarak selâmlamakta ve her türlü gösteriş- ten uzak asil oyunuyla Madam Ko- topuli'leri, Paxinou'ları, Synodinou' ları aşmış olduğunu söylemekte te- reddüt edilemez.

Bu sayıdan diğer sayfalar: