28 Mart 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

28 Mart 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

tulması için italyan bankaları aynı cins hazırlıkların için- dedirler. Bunlardan biri, bir İtalyan bankası tarafından yutulmamak için bir yunan bankasına iltihak etmek ar- zusunu göstermiştir... İtalyan bankalarının bu suretle İz- n para piyasasına hakim olmak istedikleri yunan hü- kümeti tarafından müşahede edilmektedir. Bu bakımdan yunan hükümeti böyle bir italyan hakimiyetinin önlen- mesi için gerekli tedbirlesin alınması lüzumuna kanidir." Amerikanın davranışı Mour m 0 Anadolu üzerinde bir talebi Başkan Wilson, italyanları hiç sevme- diğinden yunan ehe yakındır. Wilson'un hedefi, pren- siplerine uyan, yani Batı Anadoludaki yunanlıları os- manlı hakimiyetine terketmeyen bir hal çaresi bulmak- Ama yanındaki amerikan heyeti ve amerikalı müte- hassıslar çok daha serttirler, yunan tezine iltifat etme- ik Or Venizelos bunu, Anadoluda faaliyet göster- olan amerikan misyonerlerinin tesirine atfetmekte- dir ve onlara çok kızmaktadır. Kr yunan kilisesi va- sıtasıyla bu misyonerlerin Am valarına ve merkezlerine şiddetli protesto sirin göndertmektedir Konferansın Yunan Meseleleri Komisyonunda ame- rikalı Mr. Westermann yunanlıların verdikleri rakkam- ları yalanlamıştır. Zabıtlara göre Mr. Westermann şöyle demiştir: “— Bir yunan ekseriyeti sadece İzmir sancağında vardır. Talep edilen topral eyeti umumiyesinde nispet 90 63 türke karşı 9032 yunanlıdır. Bu istatistikler 1908'de Aydm vilayetinde yapılan askeri yoklamalardan alınmıştır. Bunlar sonradan amerikan misyonerlerinin raporlarıyla düzeltilmiştir." Aynı Mr. Westermann Amerikaya döndüğünde, 1920- 21 kışında vatandaşlarına şunları anlatmıştır : “— İzmirde il ali büyük ekseriyeti, a- merikalı misyone an tütün şirketi, ingiliz Freshfield ve ithali mali hep, tamirin yunanlılara ve verdiği netice! raf karasına hakim olan bir Büyük Yunanistan kurulmuş olacaktı. M. Venizelos Lozandaki müzake- relerimiz esnasında kendisinin Yu- nanistanı ne halde ve ne ümitler i- çinde bıraktığını (AKİS'in notu: M. Venizelos (o Yunanistanda 14 Kasım 1920 seçimlerini o kaybederek işba- şından uzaklaştırılmış, ancak yunan hezimetinden sonra yeniden sorum- luluk alarak barışı sağlamak üzere Lozan Konferansında (memleketini temsil etmiştir) ve şimdi ne vazi- yette onu müdafaa etmeye çalıştığı- nı samimi bir teessürle hikâye ederdi. Bu teessürleri esnasında okendisin- den sonra gelenlerin hem meseleleri bilmediklerini, hem fena idare ettik- lerini söylerdi. Ayrıca Müttefiklerin kendisini rica ve minnet ile İzmire davet ettikten sonra terkettiklerini anlatırdı. Tabii bütün bu konuşma- larımız, tarih içinde iki milletin çe- tin imtihanlardan geçtikten sonra artık gelecekte birbirine bağlanmış olarak yaşamaları gerektiğini samimi olarak takdir etmek kararına bağla- nırdı. irk- Yunan anlaşması bu mace- e türk milletinin hatırasında kalacak. Türk-Yunan münasebetleri onun de- in ve u yaralarından müte- essir olarak Milletlerin hayatın- da bu derin teessürler daima tamiri en güç olan yaralar bırakmak tehli- kesini taşımışlardır, taşıyacaklardır. rıs olaylarının bir özelliği de büyük ölçüde bunların, Türkiye ve Yunanistanın kaderlerinin pirbirinin yaranda ve yakınında olduğu gerçe- Şini kayi kavramak istida- dında olmayan sorumsuz sergüzeşt- çilerin tesirinde bulunmasıdır. oKü- çük, kaba kuvvet zevki, küçük inti- kam hırslan insanın aklını gerçek- ten durduracak misaller v,e örnekle- rini her gün vermektedir. Bunların gelecek zamanlara bırakacakları de- rin teessürlerin neticeleri kestirile- mez. İki misalle bu olayları iyice anlat- mak isterim. esmen Birleşmiş Milletler kuv- vetlerinin Kıbrısa yerleşmeye çalış- tıkları ve bu kuvvetlerin komutanı- nın Adada bulunduğu bugünlerde türk köylerindeki türk ev- E .Ş m adır. ler için hazırladığı sistem budur. başka misal: Lef köşede türk cemaati kısmından kadın-erkek iş- çiler ingiliz üslerinde çalışmak için sabahleyin yola çıkıyorlar. Yolda Kıbrıs Polisleri bunları durduruyor. P Yanlarında, ardımcısı adı al- tında sildin lbnlRE vardır. Kadın polisler kadınları ve erkek polisler erkekleri arıyorlar. ra ç çal şeylerini a ü gizli yerlerine bakıyorlar, yiyecekle- rini döküyorlar, sigaralarım alıyor- lar. Kadınların mahrem kısımlarının görülmesini ve yoklanmasını silâhlı yardımcılar söz a eğlen- ce konusu yapıyorlar. Akşam dönüş- lerinde tekrar aynı muayene tekrar- lanıyor. Bunun adı Polis Muayenesidir. Pol uayenesinin etinin ol ingilizlerin yardımıyla yapıldığı gibi İŞ Iletler UVV: in ımıyla destekleneceğini ümit edebiliyorlar. Kıbrıs idaresinin iç naatini ifade edebiliyorlar. Bu olayların ne neticeler verece- ğini ve Türk-Yunan münasebetleri- nin istikbaline nasıl bir istikamet çizeceğini artık kimse tahmin ede- mez. AKİS 19/27

Bu sayıdan diğer sayfalar: