12 Haziran 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 9

12 Haziran 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KIBRIS OLAYLARI için gönderilmişlerdir. Bu süre sona Kuvvetlerin Adada gör- netice aldığı ve nasıl bir inanca var- dığı da orada anlaşılacaktır, Ama asıl, bir yandan dostlarımız Amerika ve İngilterenin, diğer taraf- tan büyük kuzey komşumuz Sovye” Rusyanın toplantıda nasıl bir tavır takınacakları, hangi fikirlerle ortaya çıkacakları, oneyi odestekleyecekleri türkler için merak konusudur. Sövyet Rusyanın Enosise karşı olduğu bilin- mektedir. Enosis istikametinde bir ge- dişme istidadı rusları hemen -Makâarlo- sün gerisinden alıp, tabii bunu asja kabul etmeyecek Ada türklerinin ar- rı.suları büsbütün karıştırmaktan, hiç şüphesiz büyük zevk alacaklardır. Papandreu şimdi Batılhlara “Doğu , Akdenizde Batılıların menfaatini - sa- “ vunan bir aslan” postu içinde görün- “ meye çalışmaktadır, Adamcağızın tek endişesi, Kıbrısın bir komünist haki- miyeti altına düşmesini önlemektir! Bunun çin bulduğu yol da, Adanın Yunanistana katılmasıdır. Papandreu Sovyetlerin buna karşı olmasını, söz- lerinin bir. delili gibi bazı 'Batilılara satmaya bile muvaffak Olmaktadır Yunanlıların iyi tanındığı 'Türkiyede bü manevralar ibretle seyredilmektedir « Ama Amerikanın bu kadar kaba bir oyuna gelmek istidadını taşıması daha da fazla ibretle temaşa edilmek- tedir, anlayacak midir ve anlayabilecek mi- dir? Amerikanın, dünyanın dört bir köşesinde, sadece < anlayışsızlığı veya geç anlaması yüzünden na kadar &i- kişık halde olduğunu bilenler, onun Vletnamdaki Ve bütün Güney Doğu Asyadaki inanılmaz 'çırpınışlarını gö- renler Türkiyede elbette ki fazla i- mitli değillerdir. Endişe ,bu anlayış- sızlık* Veya geç anlamanın bizim böl- gemizi de bir “daimi huzursuz bölge” haline getirmesidir. “Daimi huzursuz bölgeler” o hale kendi kendilerine gel. memişlerâir. Bugün hal çaresi olarak, sâdece türkler ortaya bir teklif getir. mektedirler : Federasyon! Her halde Güvenlik Konseyinde ne lerin olup. biteceğini. beklemek bugün kasına getirecektir. | Ama Sovyetler, Makariosu kışkırtmak ve ona cüret vermek suretiyle, zaten bulandırdıkla- İnsanlar gibi milletler de, çuvaldızı başkasına Üntnme- dan önce iğneyi kendilerine batırmalıdırlar, Böyle bir deneme yaptığında, acaba Amerikanm canı acunayacak Şimdi, bakınız. Amerika ile Panama arasında bir andlaşma vardır. Bu andlaşma Amerikaya bazı haklar tanımaktadır, Kanal bölgesi bu andlaşma gereğince Ame- rikanın idaresindedir. Bu bölgenin savunmasını amerikan askerleri deruhte etmektedirler. Bu bölgede bulunan balk, amerikan vatandaşı görür, Hattâ bir de, me$- “bar “Bayrak Meselesi" ” vardır, Bank Hükümeti bir gün bu andlaşmayı tek taraflı olarak feshettiğini ilân etse Amerika ne yapacaktır? Ame- rika bu andlaşmanın kendisine verdiği haklari kullana- caktır. Dikkat edilsin: Amerika Panamayı istilâ etmeye veya Panama topraklarının bir parçasını, meselâ Kanal Bölgesini ilhak etmeye kalkışmayacaktır. e Panamanın taksimini derpiş etmeyecektir, Hayır! Sadece, mevcut ve Panama bunu kabul ettiği gün de Amerika müdahalesi sona erecektir. Farzediniz ki böyle bir durumda, NATO müttefiki | Fransadan bir ses yükseldi, General de Gaulle dedi ki: “Benim Panamaya karşı, bağımsızlığını garanti eden va- zifelerim vardır, Amerika müdahalesini ben harp Sebebi sayacağım!” Ne der acaba, buna Mr, Johnson? Acaba der mi ki; “Devletler NATO katılmakla birbirleriyle harp etmemek taahhüdü altına » Onun içir, madem ki Fransa böyle bir vaziyet alıyor, © halde pek Her şeyin, ancak bir müdahaleyle halledilebilecek hale geldiğini Amerika — — Amerika ne derdi? “ manın bağımsızlığını tehdit eden kim? Benim istediğim, Kıbrıs konusunda türklerin yapacak- ları en akıllıca iştir oAnkara bunu yapmaya niyetlidir. âlâ, ben hakkımı kullanmam, Panamanın andlaşmayi tek taraflı olarak bozmasına boyun eğerim. Fransaya canım 1 eda!” Yoksa, Mr. Johnson şöyle mi der: “Olur mu böyle saç- ma şey! Panama Fransavla Garanti Andlaşmasını imza- larken veya Birleşmiş Milletlere alınirken benimle ara- sındaki andlaşmanın sartları bilinmiyor muydu? Pana- mevcut andlâşmanın yürümesi O kadar! Fransaya ne oluyor? Hiç böyle zibidilik görmedim. ” Ne der acaba, buna Mr. Johnson, Acaba der mi ki: “Ben bu hakkımı kullandığım için Rusyanın tecavüzüne uğrarsam, NATO pek âlâ beni savunmamaya kalkışabilir. Baksana, Fransa bile bana hak vermiyor. Aman; hem bir dünya harbine yol açmak tehlikesi var, hem de ben Rusyayla Ger kalabilirim, Onun için, müdahale filan etmeyeyim Yoksa Mr. Johnson söyle mi der : “NATO üyeleri bir miktefikleri tecavüze uğradığında okimin haklı, kimin haksız olduğu münakaşasına girişeceklerse ve buna göre karar vereceklerse NATO yandı! Biz Kübaya müdahaleyi düşünürken müttefiklerimizden nasıl vaziyet alacaklarını sorduk, Meselâ Türkiye. üzerine düsen görevi tereddütsüz yapacağını bildirdi, Hem de ilk günden ve bem de en tehlikeli noktada bulunduğu halde Bir ittifakın gerektir- diği budur, Başka tümü müttefiklik olur muymuş?” Amerika böyle mi derdi, söyle mi derdi, bu bir spe- külasyondur. Ama muhakkak an bir husus vardır, Eğer bir müttefiki kendisiyle bu sekilde ve bu tonda konuşma- ya kalksaydı Amerika bunu çirkin, çok çirkin bulurdu. ra ARİS 40

Bu sayıdan diğer sayfalar: