4 Eylül 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 18

4 Eylül 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DIŞ GEZİLER rın parasının adı leva. Levanın de- geri oldukça yüksek tutuluyor. o Bir leva altı türk lirasına yakın. Demek ki türk parasına vurursak, Bulgaris- tanda fert başına düşen milli gelir kâ- ğıt üzerinde 3600 liraya yaklaşıyor. Kiril Zarefe göre Bulgaristanın 1948'den tu yana kalkınma hızı yüzde iş. İki yıl önce yürürlüğe giren tıpkı bizde olduğu gibi, de 7 olarak tesbit edilmiş, yüz- Bulgarlar (omilli gelirlerinin yüzde 22-24'ünü yatırıma ayırıyorlar. Halen demir ve çelik mamulleri ihtiyaçla- rının yüzde 31 ini kendi imkânları ile karşılıyorlar. Plânlarına göre 1970'de kesi leri olarak kalın ki, sanayi mamul- için pazar olasınız, diyorlar." Bulgaristan da aslında bir tarım ülkesi. 1944 de komünist idare iktida- ra gelinceye okadarda bu özelliğini Avrupaya, özellikle Al- domates, ü- züm, tütün ihraç edermiş, O yıllarda Bulgaristanda herhangi bir sanayi da- lı olmadığı için herhangi bir sanayi mamulü ihraç etmeleri de söz konusu değilmiş. Şimdi yavaş yavaş sanayi- leşmeye dönmüşler. Son onbeş yılda zirai gelişme ancak yüzde 3-4 arttığı halde, sınai gelişme 16 misli artmış. Zaten bunun misalleri de yolboyu gö- züküyor Bir-iki büyük sanayi mer- Deliormanda turistik bir otel İç turizm var dış bu ihtiyacın beşte dördünü Bulgaris- tanda kendi imkânları ile giderecek- ler Tarımdan sanayie Bulgaristanda (o Türkiye meselelerini oldukça iyi bilen, hiç değilse belir- li bir açıdan da olsa bu meseleleri ta- kip eden insanlar çok. Bunlar hemen her konuşmada meseleyi okomünizm açısından alıp: Türkiye bu tempoda giderse aha yüz sene kalkınamaz. o Profesör Ea dediniz de ne oldu? Adam size tavsiye ede ede tarım reformu yapma- yı. Avrupanın sebze ve meyva amba- olmayı tavsiye etti. Bu katipalistle- rin bellibaşlı sloganı. Siz tarım ül- AKİS/18 turizm yok kezi dışında, yolboyunda fabrika ba- calarım görme . Plânlama uzmanları ilk hedef olarak 1970 yılın- da tarım mahsulleri ile mamul mad- deleri oihcaatının, bütün ihracatın yüzde 25'ine ineceğini söylemekte it- tifak ediyorlar. Halen Bulgaristanın sanayi mamulleri ihracatı bütün ihra- catının yüzde 40'ı oranında. Bulgarlara Komünist blok içinde en önemli sanayi kolu olarak elektrik motorları sanayii düşmüş. Bu blok kendi arasında bir iş bölümü yapmış: Çekoslovakyada şu, oORumanyada bu. oğu Almanyada filân, Macaristanda falan. Rusyada da fişmekân sanayii ön plânda gelecek. Bu arada, Bulga- nistan da elektrik motorları sanayiin- de gelişecek. (o Böylece de Bulgaristan torna, dizelmotor, elektromotor, güç transformatörü akümülâtör elektro- kar elektrotelfer, harman, makinesi yapıp ihraç edecek. Doğu blokunun ihtiyacını karşılayacak, satabilirse. Batı ülkelerine de bunlardan satacak. Nitekim bulgarlar övünerek: — Biz Türklyeye de elektrik mo- torları, tornalar ve tarım âletleri sa- tıyoruz, Bellibaşlı değil ama, önem- li müşterilerimizden biri de sizsiniz" diyorlar. Sofya yakınlarında, Kremikoftsi bölgesinde 20 bin dönüm arazi üzerin- de de 22 bin işçinin çalıştığı bir me- talürji kombinası kuruyorlar. Bu bir ağır sanayi merkezi. Maden yatakla- rı da hemen bu sahada. Üstelik bir n de büyük şansları var: den cev- heri yatakları açıkta; yâni öyle tü- neller, galeriler açmadan. toprağın üst tabakasını sıyırarak demir cevhe- rine ulaşıyorlar Kan dâvası yok Bulgaristanda tilâfı yok. kan dâvası, arazi ih- İnsanın önce buna ak- lı yatmıyor. Ama, düşününce sebebi bulunuyor. Bir defa Bulgarıstanda toprak mülkiyeti yok. Eh. bu mülkiyet olmayınca da ne arazi ihtilâfı oluyor, e de bunun doğurduğu kan dâvası Topraklar devletleştirilmiş. Devlet a- dına bu topraklan büyük kuruluş- lar halindeki kooperatifler (| işletiyor. Toprak işçisi bir ölçüde memur gibi. Çalıştığı iş günü kadar ücret alıyor. Üst tarafına karışmıyor. Kuraklık ol- muş, sel basmış, mavi küf veya süne gelmiş, umurunda değil. Bunları dev- let adına kooperatif düşünüyor. Tabii, toprak işçisi toprağa bağlı olmayınca da kan dâvasıydı, arazi ih- tilâfıydı olmuyor. Ama, ü topra- ğın sahibi olmazsa, işleri (o alargadan alır, doğru dürüst çalışmaz. "Bunun formülü ne?'" sorusuna ise. doğrusu idarecilerin açık bir cevap vermeleri mümkün olmadı. Sadece bir koope- ratifin yıllık geliri ne kadar çok olur- sa işçilerine düşen paylar da o kadar çok olurmuş. Bir asgari ücret var, gelir çok olursa obu ücretin üstüne prim veriliyor Bir okkacık balım yar Trenle Filibeden geçerken, istasyon- da türkçe konuşanlarla, trende türkçe konuşanlar arasında bir ah- baplık kuruldu. İstasyondakiler: — Türkiyedikelere selâm" dediler. Bulgaristanın her yerinde akrabaları yakınları hiç değilse ta- nıdıkları Türkiyede olan türkler var. Üstelik, bunların bir kısmı da Türki'- yeye gelmek için can atıyor İstas- yondaki okısa duraklama sırasında

Bu sayıdan diğer sayfalar: