4 Eylül 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 33

4 Eylül 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

film çekimlerini bazı şartlar dahilin, de sınırlamışlardır. Türkiye için bu çeşit davranışlar söz konusu değildir. Türkiye, bir kendini tanıtma çabası içinde, gerçeklerden uzak ve gerek- siz bir iyiniyet kaygısını sürdürmek- tedir. Laurentüs'e bütün imkânları gücünün yettiğince verecektir. o Ordu buna hazırdır, İstanbul Belediyesi bu- na hazırdır, oöbür Bakanlıkların bu konuda herhangi bir itirazları yoktur ve başvurulduğunda, onlar da ellerin- dekilerini artlarına (o koymayacaklar- dır. h filimi için Laurentiis, Tür. rulması konusunda italyan yapımcı a- gasının hiç bir zorunluğu yoktur. Ay- rıca, Laurentiis'in yine Türkiyede ku- racağı stüdyonun kendisine bir yara. rı da dokunmıyacaktır. Ama önemli o- lan, bu tür sözler edip "yapacağım, edeceğim"le halk oyunun ilgisini üze- rine çekmektir. Halfon da ayni yol- dan yürümüştü, Kazan da. İkinci James Bond filmi "Rusyadan Sevgi- lerte"nin yapımcıları da Türkiyede bir stüdyo kurmanın lüzumundan durup dururken söz açmışlardı. Türkiyede, yerli film endüst- stüdyolar nin kurulması değil, başlarına gerçek ten bu işi bilenlerin getirilmesi gerek- tir. Laurentiis, elbette bu gerçekleri bilmektedir. Yeniden bir stüdyo kur- manın güçlüklerini, kurulsa bile, bu- nun çalışma imkânından uzak kalaca- ğını da ayrıca bilmektedir Ana problem Türkiyede pr film çevir- mesi, irmek üzere akına başlamaları ve ll akını hızlandırma- ları gelecek yıllarda daha da artacak- tır. Nedeni, türk parasının batı para- larına karşılık daha düşük olması ve batı paralarının Türkiyede daha çok alış gücüne sahip olmasıdır. Üstelik, görüntü ve mekân olarak da, çiğnen- miş sakızların dışında bir özellik ta- şımaktadır. Yani Türkiye, batılı baş- ka ülkelere göre, film çevrimi açısın- dan en uygun ülkelerin başında gel- mektedir. Bundan başka Türkiyede bir sinemacılar sendikası ancak sözde vardır ve tabii, gücünü kabul ettir- mekten uzaktır. O yüzden, her önü- ne gelen, rahatlıkla bu topraklarda film çevirme imkânına sahiptir. İlgi- li makamlar ise, "bizi kimbilir ne gü- zel tanıtacaklar! Aman, yardım ede- film de ran a bizi güzel göstersinler! güzel gösterince, batılı seyirciler, çi kalkın, bu fil- min çevrildiği ülkeyi görmeye gide- lim diyeceklerdir" hayâli içindedir- ler. Meselâ Fatih filmi için bu çeşit ümitler, bu defa da Laurentüs'e bağ- lanmıştır. o İstanbul surları dışında kurulacak yeni bir eski İstanbul için, Bakanlık ve Belediye büyük yardım yapacaktır. (o Laurentiis'in söylediğine göre, bu dekor eski İstanbul, film çev- riminden sonra Belediyeye bırakılacak ve Belediye de gelen turistlere bu- SİNEMA nu gösterip, ayrıca bir gelir sağlaya- caktır! Buna âmin denilebelir mi? Be- lediyenin bundan çok daha önemli ka- mu hizmetleri vardır ve bir film için kurulacak dekora yardım, en sonra düşünülecek bir iştir. Ayrıca, daha ayağının tozuyla, il- gili Bakana başrol teklif ederek cid. diyetinden insanı şüpheye düşüren bir yapımcıdan fazla birşey beklememek, dağın fare doğurması kabilinden bir sonuçla karşılaşıldığında da katiyyen şaşırmamak lâzımdır AKİS/33

Bu sayıdan diğer sayfalar: