19 Haziran 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

19 Haziran 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Halk artık İsmet Paşayı nereğe görse etrafını sarıyor, bir arabaya bindi mi, onu havaya kaldırmaya çalışi- yor, yollarda. alkışlıyordu. Aslına bakılırsa hunda C,H.P. nin mârifetinden fazla D.P. ye hakim bulunan iptidai zihniyetin rolü vardı. Bir kaç yıl içinde D.P. rakibi C.H.P, den kendisi için bir Frankeştayn yaratmıştı, Sonra da, ona bakıp korkusundan çılgınlıklar yaptı, leri ortalardaydı. Sonradan, resmi tefsirler buna “miletin asil heyecanı” gibi şatafatlı sıfatlar uydurmuşlardır. Fakat hareketin hiç bir asaleti yoktu. Taksimden itibaren cadde, geçilecek gibi değildi. Ben arabadan indim, önden yürüyerek Erdala vol actım. Kumaşların üstünden Tünele kadar övle gittik. Bu sırada etrafımızda, elleri sopalı ve haydut kılıklı kimseler bir yandan onu bunu kırıvor.diğer taraftan amansız bir servet düşmanlığı vapıyorlardı, “Onbinlerce lira kaza- nıyor, iki paralık malı dünya kadar pahalıya sa tıvorlar” sözlerini o gece kulaklarımla duydum. Bu, D.P. nin Görülmemiş Kalkınmasna karşı büyük kütlelerin ilk tepkisi oldu. Artık Kıbrısı da, rumları da herkes unutmuştu. Tek arzu, hak- sızlıklarla burulmuş kalpleri dolduran tahrip isterisiydi. Nitekim o gece, İstanbulda tahrip edilmedik sey bırakılmadı. , , Tünelden Şişhaneye indik, oradan, Ata- türk Köprüsü yoluyla : Fenere geldik. Polisler ve askerler Patrikhaneye giden yolu kapatmış- lardı. Aksaraya çıktık, Beyazittan Vilâyetç geldik. Ben, Basın Kartımı göstererek içeri gir- dim, Valinin odasında Dr. Namık Gedik bir kol- tuğa adeta serilmiş, şaşkın ve kararsızdı. Anka- ra volunda olan Başbakan Adnan Menderesten Sıkı Yönetimin ilân edildiği haberi ben Vilayet- teyken geldi. Harekâtı bir korgeneral idare edi- yordu. Askere ateş emri verilmişti. Fakat asker ateş etmiyordu. Zaten halk orada, burada askeri alkışlıyor, onun »özü “önünde tahrip ve yağma 1v0 hareketini sürdürüyordu. Vali Fahreddin Kerinı Gökay işi askerlere bırakmıştı. Dr. Gedik de öyle. Bir kaç gün önce Muhalefete şimşekler yağdıran adam, şimdi süt dökmüş kedi gibiydi ve bir şeye karışmıyordu. Vilayette bir süre kaldım, sonra ayrılıp tekrar otomobile girdim. Şehrin bir kaç yerini daha dolaştık. Her yerde durum aynıydı. :Ka- ranlık yüzlü adamlar, onlara katılmış ve ca- pulcu oldukları belli kadınlar ganimetlerini kol tuklarının altına sıkıştırmış evlerine dönüyor- lardı. İstanbul belki de tarihinin en feci gece- lerinden birini geçirmişti. Her taraf yangın yeri halindeydi. Hükümet, Devlet ortadan kalkmıştı. Kimse ne yapacağını bilmiyordu. Duvarları .rumlar aleyhinde yazılar yazılmıştı. Fakat on- ların yanında zenginlere, servete milyonerlere çatan cümleler eksik değildi. Menderesin ifti- harla ilân ettiği her mahalledeki onbeş milyone- rin halk vicdanında ne derin yaralar actığı o sabaha karsı, gün ağarırken ve biz Taşlığa dö- nerken kendisini bütün çıplaklığıyla hissettiri- yordu. Varoşlar, sehre inmişti. Gelecek yazı: ki Koraltanla acaip bir mektuplaşma

Bu sayıdan diğer sayfalar: