19 Haziran 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 30

19 Haziran 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 30
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hürriyet Meydanındaki Gençler B irkaç gün önce, saat 17 sularmda, Ankaranın tarihi Hürriyet Meyda. nından geçiyordum. Her zamanki gibi hayat dolu idi, Havaya, insan- havasından kurtulanlar, otobüs alper uğrayıp ucuz seyahat pro- jeleri kuranlar, mevsim yeniliğini bütün güzelliği, bütün sıcaklığı ile ya- şamak isteyenler, büyük - küçük (Oumutlür besleyenler, umudu, istediği olmayıp da bunları seyredenler, kadınlar erkekler, yaşlılar gençler, işi olanlar ve olmiyanlar gine hep Hürriyet Meydanindan geçiyorlardı. Bu arada, köşebaşlarında şüpheci bakışlarla birbirlerine bakan gençler gör- düm. Bunlar, birkaç gün önre birbirlerine giren, memleket meselelerinin tartışılmasını sokak kavgasına döken gençlerle onların ar'Kadaşlarıydı. lar, Bir süredir birbirlerine nispet vapar gibi sattıkları dergi ve gazete- leri ellerinde göremedim ama, şüpheci bir halleri vardı: uzaktan birbir- lerinin hareketlerini kolluyor, birbirlerini iiyorlardı, Bana, herşeyden önce, çok çocuk göründüler, Dönüşte bir arkadaşın evine uğradım. Üniversiteli olan oğlu ilgine bir olay anlattı: Hürriyet Meydanında olayları seyrediyornmmuş, bir genc yanına sokulmuş. “Ağabey, geçmiş olsun” demiş, Çocuk önce şaşirmiş. sonra birden, gözündeki çürüğü halırlıyara'k, “İnanmıyacaksın ama, ben dö; değilim. Gözümü, yalnızca evde Kapıya çarptım" demiş, Gülüşmüşler. Öteki genç açılmış: “Bana da Kuva-i Milliyeci filân dedi- ler ama, ben de desadüfen gelmiştim buraya, Öyle bir sey değilim. Yal- nizca aşırı cereyanlara karsiyim. Seni Dönüşümeii sanmıştım. Konuşmak Gençler bu tanışmadan sonra tartışmaya b lar. Sonucta iki- sinin de aşırı cereyanlara karşı olduğu, ikisinin de demokrasi içinde kal. kınmaya, birinin daha Hiberal, diğerinin daha devletçi bir ekonomik sis- teme inandığı meydana çıkmış, dost olara ayrılmışlar, Bütün demokratik sistemlerde, aşırı cereyanlara kapılmış bir miktar insanın, bu arada gençlerin bulunduğu bilinen bir gerçektir. Bunlar, de- mokrasinin kendilerine tanıdığı hak ve hürriyetlerden faydalanarak, as- nda bu hürriyetlere karşı olan doktriner fikirlerini oyavmak. taraftar - Kazanmak isterler, Hürriyet rejiminin en büyük faydası, bu gibi aşır!cı- > ların su yüzüne çıkmasına imkân vetirken, bunların ne kadar azınlıkta kaldıklarını da meydana çıkarmasıdır. Bir miktar genc Mürriyet Mev- geçenleri birkaç gün meşgul etmiş, fikir mücadelesini yumruk kavgasına götürmüştür. Ama bu davranış ne kamuoyu, ne tüy gençliği, ne basin, ne de herhangi bir siyasi teşekkül tarafından destek gşörmüş- tür. Bu gençler yapayalnız kalmışlardır. o Zaten dikkat edilecek olursa, meselenin biraz ilgi çekmesi daha çok Hükümetin bec gençler belki gerçe&ten aşırı cereyanlara kapılmuşlar, belki pig ni. lere âlet olmuşlar, belki de yumruklaşmadan konuşmasını bilmedikleri, dolayısıyla a için bu duruma düşmüşlerdir. Ama bunlar herhalde türk geneliğini temsil etmemektedirler, O türk geneliği ki haklı bir dâvanım savunucusu olduğu zaman, tarihi Hürriyet Meydanında yal- vuz Ankaralıların değil, bütün türk milletinin kalbini fethetmiştir ve da- ima gerçek yolunda birleşmek Üzere, dek bir vücut halinde, devrimlerin nöbetçisi olarak beklemektedir, Jale CANDAN ? Md yona büylk-yetki vermişti. Bu komis- şöonuri Ilk kararına göre çocuğu önle yici malzeme ve klâsik flâçlar ser- best olarak satılacaktır, ağızdan alı- nan haplar ve spiraller ise 6 merkezde denenecek, o böylece bu merkezlerden halka İntikal edecektir. Ankara Do ğumevi bu merkezlerden biridir ve uy- gulamaya (o başlamıştır. Gönüllü te- şekküller kanalı ile halka daha geni! çapta intikal şekline de, propaganda gekline de gine bu komisyon karar ve- recektir. Dernek üyeleri, Dr. Fişeği büyük bir merakla dinliyorlardı Demek &' iş, bu komisyonun kararım beklemeği kalıyordu Dinleylcilerden biri merakla sordu “ Ya bu komisyon kanun üstün de ve kanun aleyhinde kararlar verir. se?” Dr. Fişek güldü ve: «-- Sanmam...” diye cevap verdi, Gerçekten de konuya biraz girebi- len herkes, ona inanıyordu Dekorasyon Yapon kösesi Bütün Avrupayı saran yeni bir mo- da, evleri, terasları ve balzonları süsleyen japon köşeleridir, Japon kö- selerinin başlıca özelliği, akla gelebi- iwceği gibi, japon bibloları ile süslü bir dekorasyon değildir. Japon köşelerini yapan şey, japon usülü . yastıklardır Bu yastıklar yanyana gelince rahst bir şilte, sik bir kanape vazifesi gör- mektedir. Bunlar bildiğimiz klâsk şeylerle, meselâ pamuk, kuş tüyü v.s ile değil, modem kauçuk ile dolduru!- muştur. Kumaşlar öyle bir desene sahiptir ki, yanyana gelince bir bütün olmak. tadır, Ama bu kumaşlar da tıpkı yas- tıkların içi gibi modern kumaşlardır. Çoğu zaman düz zemin Üzerine geo- metrik ee çizilmesiyle mevda- na gelmi; Japon köşesinin Ismini yapan şey daha çok, bunu doğuran fikirdir. Bu köşede ayrıca eşya yoktur. Yer yas- tıkları, kısa ayaklı bir büyük kare masa, cicili-bicili birkaç teferruat, kö- şeyi “tamamlamaktadır, 19 Haziran 1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: