YURTTA OLUP LER sonra, Giresun, Ordu ve yol üzerindeki kazalara Pazartesi tü, 20 arabalık bir konvoyla, kara yolundan gitti, Gi- resun, Ordu ve kazalarda yaptığı ko- nuşmalar aşağı yukarı birbirinin aynı idi. Perşembede konuşurken sert bir tepki ile karşılaştı, Kürsünün sol ta- rafında toplu halde duran bir grup ekmek, iş!” diye ba- ar. Bir şoför, elindeki çamura benze- yen ekmeği havaya kaldırarak, Demi- Tele sordu: — Biz bunu yiyoruz, sen ne yi- yorsun?” AP Genel Başkanı bütün bunları ne duydu, ne de Giresun ve Samsunda al- dığı iddla edilen mesajlari cevapladığı gibi cevaplandırdı, Bunun üzerine bir perşembeli vatandaş, sesini yükseltti: «- Afyonla milleti uyut ,uyut!” Demirelin duymadığı -Veya duymak ıstemediği- bu protesto hareketi, kafi ledeki diğer AP'lileri çok kızdırmıştı: Hayır efendim, halk AP'ye karşı ola- mazdı. O halde bu, suni bir olaydı ve tertiplenmişti, Mesele böyle alınınca, suçlu da he- men bulundu. Suçlu, başta perşembeli; “6 Petrol, layı benim tertiplediğimi nereden çi- kardınız?” Samsun İl Başkanı Mehmet Ali Ulusoy şaşırmıştı, gözünü başka tarafa çevirerek lâfları ağzında geveledi: dığım köylüler söylediler...» Bozacıyı şahit gösteren mMeyhaneci- >: hatırlatan bu izah tarzı, dönüş yol- culuğunda er arasında epey espri konusu oldu. Demirel Pazartesi ge4esi özel uçak- la Ankaraya döndü, Memnün görünü- yordu. Uçakta bulunan bütün yolcula rın yanına gidip, ayrı ayrı hatırlarım sorarak, bir de rverlik örneği verdi , Esenboğaya indiğinde, istediği mizanseni bulunca memnuniyeti daha da arttı. Bütün AP ricali merdivenin önünde hazrol vaziyetinde. Genel Baş kanı -AP'lilerin ifadesiyle, ““Beyfen- di”yi- bekliyordu. Terminalin kapı- “sındaki arabaların sayısı ise 70'den a2 değildi. ' Ali Naili Erdem Son vurgun Partizanlık Al gülüm, ver gülüm Gümerbank İdari İşler Genel Müdür Yardımcısı Bulut Hüsrev Göle, ge- ride bıraktığımız haftanın sonunda birgün, kedisiyle makamında görüşen bir AKİS muhabirine: “« — İnanır mısınız, böyle meseleler aklıma gelince geteleri uykum kaçıyor. uyuyamıyorum” dedi Sonra da, çaresizliğin yüzünde çiz- diği karışık ifadeyle şövle devam etti: “- Sanayi Bakanlığının teklifi ü- zerine Sümerbanka devredilmesi iste- nen fabrikanın mali, idari ve teknik MN incelendi, Ancak, bankalara e şahıslara hayli boreu olan özel te- bii ait bir fabrikanın Sümerbanka devredilmek istenmesi, bizim kârlılık Va verimlilik anlayışımıza" uygun de- ğildir. Bu yüzden böyle meseleleri dü- şündükçe geceleri uykum kaçıyor.” Bulut Hüsrev Gölenin uykusunu kaçıran, halen özel teşebbüsün elinde bulunan Denizlideki Sarayköy Dokuma Fabrikasının, borcuyla birlikte, Sümer- banka devredilmek içim girişilen çaba- dır. Meselenin başlangıcı, bundan iki ay öncesine kadar gitmektedir. AKİS *'Temmuz sonunda sıcak birgün, Sümerbank kd İşler Genel Müdür ardımcısı Emin Girayın telefonu acı acı çaldı, Giray telefonu kaldırdığnda, «arşdaki Ses Şöyle dedi: -— Emin bey, ben Ali Naili Erdem. Hemen yanıma, gelmeniz lâzım,” Konuşma kısa sürdü, AP'li Sanayi Bakanı, meramını bir cümle ile anlat- mışt, Emin Giray, bu konuşmadan sonra apartopar Bakanlığın yolunu tut- tu, Fakat, yol boyunca da içi içini yedi, Genel Müdür dururken, Bakanın birdenbire kendisini yanına çağırması- nın herhalde bir Sebebi olsa gerekti. Giray, Bakanın odasına girdikten sonra mesele aydınlandı Korkulacak bir şey yoktu, Erdem, Denizlideki Sa- rayköy Dokuma Fabrikasının Sümer- banka devredilmesini, bunun için Ban- kanın gerekli çalışmalara başlamasını istiyordu. Bu olaydan kısa bir süre sonra Ba- kan, bu defa da Gsnel Müdür Rahmi Tuncağılı sradı, Erdem, Tumncağılı he- men her gün telefonla arardı ama, bu defaki isteği personel işlerinin dışın- daydı, Ne bir isim yazdırıyor, ne de bir memurun acele tayinini istiyordu. Kar şısındakini etkilemek için, sesinin tw nunu değiştirerek: “— Biliyorsunuz herhalde, Saray köydeki dokuma fabrikasını devralma: nızı istiyorum”' dedi, Genel Müdür, Bakanın bu fütur- suzca talebi karşısında önce hayretin gizleyemedi: — Beyfendi ,bu mesele 440 sayılı kanuna aykırıdır” dedi, sonra şöyle de vam etti: “ — Sizin, borcuyla birlikte devral- mamızı istediğiniz fabrika, iflâs ma- sasina oturmuş bir fabrikadır, Banka- lara ve şahıslara, büyük meblâğlar tutarında borcu vardır. Bu fabrikanın Sümerbanka devredilmesiyle, devlet pa rası kullanılarak, özel teşebbüs iflâs- tan kurtarılmış olacaktır. Üstelik bizim prensibimiz, işletmelerde kârlılık Ve verimlilik esasıdır, Mevzuat gereğince bü talebinizin yerine getirilmesi müm- kün olamamaktadır.” Erdemin ağzından, telzfonu 'kapa- tirken, şu sözler döküldü: “«.- Sizden de bir iş çıkmaz k! Za- ten.” Seçmene selâm (gümerbank Genel Müdürlüğü. Baka- nın bu telefon emrinden kısa bir sü- ra sonra, fabrikanın bulunduğu Deniz- 2 Ekim 1965