1 Ekim 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 23

1 Ekim 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 23
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“AKİS Bolşeviçka, yapacağı elbiselerin ku- > siparişini de bizzat vermemektey- di, Bölşeviçkanın kumaş siparişi diye barla, bir iktisat ve * Bolşeviçka gibi bir müessesede bulun- mamasını yadırgamamak lâzımdır. Gospodina Kuzmietsova: “— Şimdi, bizim ticaret dairemiz birinci plânda önem kazandı, eni çalışma sistemi gözönüne ge- sinlmdi olursa bu yeni dairelerin lü- zumu ortaya kendiliğinden çıkmakta- mağaza var ya. Bunlar artık siparişle- rini Bolşeviçkaya kendileri veriyorlar Diyorlar ki: Bize şu renk, şu kalite k yapılmış şu biçimde Şu ka- dar; bu renk, bu kalite kumaştan ya- pılmış bu kadar elbise lâzım. Ticaret dairesi kollarını sıvıyor ve ham mal- zemenin tesbiti, piyasa şartları ve bunların siparişi için çalışmalara gi- rişiyor. Zira artik mağazalar elbiseleri nasıl doğrudan doğruya Bolşeviçkaya sipariş ediyorlarsa Bolşeviçka da ken- disine bu imâlâtı yapmak için gerekli malzemeyi bizzat sipariş ediyor, Ku- maş fabrikasına diyor ki: Bana şu renk, şu kalitede şu kadar Metre; bu renk, bu kalitede, bu kadar metre ku- maş lâzım. Düğmz fabrikasına diyor ki: Bana şu renk, şu kalitede, şu boyda şu kadar pantalon, şu kadar ceket, şu kadar cep düğmesi lâzım, Astar için aynı şey. pamuk için aynı şey Herkes siparişi kendisi verdiği için, mali tes- lim alırken bakıyor: Arzusuna uyuyor mu, uymuyor mu diya. Artık öyle, her gelen mala eyvallah demek vok. Beğe- nilmeyen mal geri çevriliyor, Bolşeviçka, dedim ya, bir hazır el- bise fabrikası, Ama, bu ağır endüstride de, hafif endüstride de böyle, Piyasa- nm talebi, ticari bir zihniyet çalışma- lara hâkim Müesseseler tabii hâlâ bir büyük çarkın dişlileri, Yani, plân esa- sı zedelenmiş değil, Her şey bir çevcev» içinde toplanıyor, Ama bu yeni sistem- de müesseseler daha bir şahsiyete sa- hip Va plânlamanın malzemesi daha fazla aşağıdan yukarıya doğ'u geliyor. Bunlar yukarda değerlendiriliyor Ve Rusyada yapılan bir baraj dl Siparişi artık alıcılar veriyor plân daha az kâğıt üstünde oluyor, Bu sistem, Bolşeviçkaya -ve tabii aynı usulle çalışan öteki fabrikalara da- başka bazı değişiklikler daha ge- tirmiş, Evvelden işçiler parça başına para alırlarkan bugün, kaç gün gçalış- tılarsa ona göre maaş aliyorlar. Mü- sssesenin kâr fonuna evvelce okârın yüzde 9'ü giderken şimdi yüzde vü gi diyor. Bu, çalışanların özel durumla- rında daha bir iyileşme sağlıyor, Daha çok kimse dinlenme evletine gidobili- vor, İzci kampları kuruluyor, Sosyal hizmetler, müessese çerçevesinde daha iyi görülüyor, İşçilerin primi kâr 10- nundan değil, maaş fonundan veriliyor. Fakat bir işçi “altın elli usta” oldu mu ayrıca kâr fonunden da pata alı- yor, Bu, komünist sistemdeki teşvik metodlarından biri, Müessesenin kâ- rmın o müessesede çalışanlara in- tikali böyle oluyor. Yoksa bu faz- lalık. kapitalist sistemde olduğu gi- bi dağılmiyor oOTabii, müessesenin bir maliki yok, O itibarla artan kârın onun esbin! şisirmesi bahis mevzuu de“ gil O rolde, devletin kendisi bulunu- yor. Fakat fazla kâr, Batıda bazen sa- nıldığı gibi müessesenin emekçileri arasında da taksim edilmiyor. fon Zenginleşiyor, daha fazla sosyal hiz- DIŞGEZİLER met yapılabiliyor, Sistemin kapitalist esaslardan bi başka farkı, satış fiyatlarının piyasi ve serbest rekabet ölçüle'ine göle de" gil, devlet tarafından başka ölçüle nünde tutularak (tayin gdilmesi Tabli bu, büyük kârlara imkân birak. mıyor, Zaten yeni usulün asıl meseles | | de, bu kârdan ziyade Sovyetler Birliğ. , ekonomisinin en DÜYÜK rahatsızlığ || olan stok hastalığını mümkün nisbe" tinde tedavi etmek, Fakat bürokrasi! nin bu tecrübede dahi zararlı bir POj nisbetine sahip olduğu muhakkak. j w gd) e Ben, dütumu bundan yillar önceyi ii nazaran muhakkak ki çok iyileşm!. Beya Sovyetler Birliğinin veni ekonomi! (“ an Sovyetler Birliğinin yeni ekono! danteli incelerken rüslar eşin © bir elbise defilesine götürdüler. Rus ke; ir dınının giyim hususundakı a arzularını Ve imkânlarını daha söylemiştim. Moskova, artık one 4 filelerinin yapıldığı bir başkent hali gelmiştir. Bununla, ruslatın böyle WU) imkâna şimdiye kadar sahip olmadık “| İ larını ifade etmek istemiyorum, Der il Isler bir memleketin imkânlarının fi ik sayılsaydı Türkiye ne kadar parlg || ir dutumda olurdu. Bizde bir muti azınlığın vaktini defilelşrde Ve bol Wi iel m 3'Ekim 1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: