29 Nisan 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 23

29 Nisan 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 23
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tİ Ankara “My Fair Lady" hazırlanıyor İkinci Dünya Savaşından sonra A- merikadan Avrupaya, oradan da bütün ülkelere yayılan ve opereti tahtından indirmiş olan bir tiyatro türü vardır: Müzikal. Bu türün dün- ya seyircisinden gördüğü ilgi gün- dengüne öylesine (genişlemektedir ki, öncülüğünü yapmış olan Ame- rikada, şimdi, bir endüstri halini aldığı söylenebilir. Müzikal besteci- leri, yazarları, prodüktörleri, elve- rişli gördükleri çekici konuları, ö- zellikle sahne edebiyatının ünlü e- serlerini, müzikal haline getirmek i- çin birbirleriyle yarış etmektedirler. Shakespeare'in "Hırçın Kız"mdan çıkardıkları "Kis me Kate", Thorn- ton Wilder'in "Çöpçatan"mdan mey- dana getirdikleri o "Hello, Dolly!" bunların başarılı örnekleridir. Ama hepsinin başında, New York'ta on, Londrada sekiz, Batı Almanyada beş yıl kapalı gişe oynandıktan son- ra, Sovyet Rusya dahil, dünya sah- nelerine yayılmış -ve XX. yüzyılın hâsılat rekorlarım kırmış- olan "My Fair Lady" gelmektedir. Bu müzikal de, öbürleri gibi, sahnede büyük başarı kazanmış bir tiyatro oyunundan -hatta bir şaheserinden-, Bernard Shaw'nun "Pygmalion" ko- medisinden, meydana getirilmiştir. İşte Devlet Tiyatrosu, "Kiss me Kate" denemesinin gördüğü rağbet- ten cesaret alarak, şimdi, özü ka- dar şekli -hele müziği- ile ondan da- ha önemli, sanat değeri daha ağır YATRO basan bu eseri mevsim sonuna ye- tiştirmeğe hazırlanmaktadır. Eserin özellikleri: hiciv.. "My Fair Lady"nin bütün dünyada gördüğü geniş ilgiyi sağlayan unsurların başında, şüphesiz, çağı mızın en başarılı müzikal bestecile- rinden biri -belki de en önemlisi- o- lan Frederick Loewe'nin müziği gel- mektedir. Ama bu tatlı müziğin ya- nısıra Bernard Shaw'nun çekici metnini de, eserin kazandığı uluslar- arası başarıda, önemli bir faktör o- larak saymak gerekir. "Pygmalion"u müzikal haline getirmiş olan Alan Jay Lerner, genellikle, mi Shaw'nun diyalogunu, özellikle tesini muhafaza etmiştir: Bilindiği gibi eser, "güzel konuşma" ve "eti- ket" meraklısı olan ingiliz aristok- rasisinin ince bir hicviyesidir. Ay- rıca bilimsel, sistemli bir çalışmay- a ii sokak Ez oi ay bir "lady" kadar "güzel konuşma'"yı ve "kibarlaşına" yı ye. iddi- asının canlı bir ispatıdır. Shaw'nun eserini ve Loewe'nin müzikalini sos- yalist ülkelerin sahnelerine çıkaran da bu yönü olmuştur. Dil ve fone- tik bilgini yakışıklı Higgins'in, Co- vent Garden kapısında, içek satar- ken rastladığı v ve ayak takımın ko- nuştuğu "coekeney"e ya lem cak kadar yakası paçası açılmamış o acaip diliyle ilgilendiği kenarın dilberi Eliza Doolittle, altı aylık bir çalışmadan sonra, çıkarıldığı kibar sosyete inle gerçek pr üşes gi- bi karşılanır, hayranlık uyandırır. Hatta yabana bir dil uzmanı onun gerçek bir ingiliz (o olamıyacağını, Todd Bolender "My Fair Lady"yi hazırlıyor İngiliz aristokrasisinin hicvi 29 Nisan 1967 hiçbir zaman bu kadar iyi ve güzel çünkü ingilizlerin kendi dillerini konuşamadıklarını ileri sürer. ...ve sınıf farklarını silen aşk Hisgins kendisi gibi fonetik ma raklısı olan dostu Albay Pickrins ie giriştiği bahsi kazanmıştır. AA- r deneme konusu olarak kul- andığı, konağına aldığı, kibar haya- tı ve âdetlerini öğrettiği, ipek ve el- maslarla süslediği sokak kızı da, bü- tün güzelliğini ve kabiliyetini mey- dana çıkaran hocasını sevmeğe başl- lamıştır. Sevdiği adamın kendisine bir kadın gözüyle bile bakmadığını görünce, bütün o pahalı elbiseleri mücevherleri başına atıp gider; Hig- gins de, o zaman, onsuz edemiyece- gini, yarattığı kadına farkında ol- madan kendisinin de ne kadar bağ- landığını anlar ve işler tatlıya bağ- lanır. "Pygmalion"un, yazıldığı 1912 yıl lındanberi dünya sahnelerinde oyun olarak gördüğü ilgide, kibar sosye- teye mensup genç bir bilginle bir sokak kızı arasında gelişen ve sınıl farklarım silen bu gönül macerası- nın da büyük payı olduğu bir ger- çektir. Nitekim üç yıl önce Lâle O- raloğlu Shaw'nun eserini "Bir Ka- dın Yarattım" adıyla oynadığı za- man, seyirciyi çeken, biraz da, ko- nunun her ulustan her seyirciyi et- kileyen bu- duygusal yönü OMUŞİUT, Çıkan ve çıkarılan güçlük Çün eyt Gökçer, "My Pir A yi yıllardır -hattâ "Kiss me Kat den önce- Devlet Tiyatrosunda vE namak istemiş, ama copyright me- selesiyle ilgili (O birtakım (güçlükler buna imkân vermemişti. Şimdi bu güçlükler ortadan kalkmış, eserini yurdumuzda oynanması izni alına- bilmiştir. Ama bu sefer de başka güçlükler ortaya çıkmış, Opera ve Bale bölümünün yeni bağımsız Ge- nel Müdürü, "My Fair Lady" içini lüzumlu orkestra, koro ve bale ele- manlarını vermemiştir. Bunun üÜze- tine, eseri oynayabilmek için, Cü- neyt Gökçer, Devlet Senfoni Orkes- trasıyla Devlet Konservatuvarı Bale bölümünün yüksek devre öğrencile- rinden yararlanmak, Koro için de dışardan imtihanla yeni elemanlar bulmak zorunda kalmıştır. Bereket versin, "My Fair Lady" de koro ve m "Kiss me Kate"deki kadar ge- makta, oyun ve bellibaşlı rollerin icrası ön plânda gelmektedir. Todd Bolender yönetiyor Nevit Kodallı ile Sevgi Sanlının di- limize çevirdikleri, iki bölümde 18 tablosu -ve 28 müzik sahnesi olan "My Fair Lady"yi sahneye koymak, danslarım da düzenlemek üzere 23

Bu sayıdan diğer sayfalar: