13 Mayıs 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

13 Mayıs 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SOSYAL HAYAT halarından ve bütün binaları en iyi bir şekilde süsleyen yeşilliklerden, iç açıcı çiçeklerden, kısacası her bakımdan tatmin edici dekorasyon ve modern mimariden değil, kimse- siz çocukların evi olan bu yurttaki çocuklardan söz edeceğim. Henüz Kinderheim'a giriyorduk ki, bina- nın çok geniş camlarla sokağa ba- kan büyük yuva kısmında, altı de- giştirilmekte olan bir bebeğin bize gülücükler yaptığını, bizi selâmladı- ğını gördük. Bu, büyük bir mutlulu- ğun işareti ve aynı zamanda bugün kabul edilmiş bir teorinin âdeta if lâsı idi. Denilmektedir ki, geniş yu- valarda yetişen süt çocukları neşe- lerini yitirir, insanları âdeta ilgisiz ve neşesiz bir şekilde ( karşılarlar. Yurt hayatının en büyük sakıncası budur. Oysa, pencereden dışarıya gülücükler yollayan bu çocuk hiç de neşesiz ve mutsuz görünmüyor- du. İhtiyacı olan şefkati bol bol bul- duğu belliydi. Yukarı katlarda, bah- çede, erkek - kız beraber yaptıkla- rına tanık olduğum banyolarda, bahçede top oynayan daha büyük ço- cuklarda hep aynı mutluluğu gör- düm. Sağlıklı, neşeli halleri, mutlu ve bakımlı görünüşleri gerçekten bizi etkiledi. Bu yurtta altı aylıktan onaltı yaşına kadar 160 çocuk var- dı ve 70 kişilik personelle mükem- mel şekilde yönetiliyorlardı. Bu personel daha çok, meslek eleman- Bir alman genci yetişiyor Ham maddesi bilgi 28 AKİS larından müteşekkildi, örneğin, Kin- dergarte'nin başındaki sorumlu şa- htı, pedagoji öğrenimi yapmıştı. Kendilerine bakabilecek çocuklar, onar kişilik gruplar halinde, birer dairede oturuyorlardı. Bu daireleri gezdik ve sıcak, samimi bir ev ha- vasına tanık olduk. Onar kişilik gruplarda kız ve erkek çocuklar ay- nı şekilde ev işlerine yardım ediyor, saksılardaki çiçekleri suluyor, evle- rini kendi yaptıkları resimler ove şekillerle süslüyorlardı. .Küçüklerin odalarında, kendilerine ait değişik ve çeşitli oyuncakları vardı. Her da- ireden, o dairenin "grup annesi" so- rumlu bulunuyordu. Çocuk, kendi nüfus kâğıdında yazılı dinin gerek- lerine uyup uymamakta serbestti. Dönüşü olmayan yolculuk ocuk ve yetiştirme yuvasının he- Ç men yanıbaşında, aynı bahçede gördüğümüz, başları mizanplini, te- miz kıyafetli yaşlı kadınlar ve gene çok temiz giyinmiş yaşlı erkekler dikkatimizi çekmişti. Bunların da aynı site içine dahil "ihtiyarlar e- vi'nde oturduklarını öğrendik o ve bu evi de gezdik. Burada 189 ihtiyar vardı. Binanın aynı site içinde ya- pılmasının nedeni, çocuklarla genç- leri ihtiyarlarla mümkün mertebe yakın tutmak ve irtibatı sağlıyarak, her iki taraf için de normal bir ev hayatı sağlamaya çalışmaktı. Hatta binalar yapılırken, yaşlıların çocuk- lar ve gençlerle meşgul olmaları da düşünülmüştü. Fakat eski belediye başkanlarından, bu çevrede büyük sosyal hizmetleri görülen Graf'ın a- dım taşıyan bu tesislerde bu ilk amacı uygulamak mümkün olama- mıştı. Çünkü yapılan tecrübeler, çok yaşlı kimselerin gençlerle ve çocuk- larla olumlu şekilde meşgul olama- dıklarını gösteriyordu. Şimdi bir- birlerini görmek, selâmlamak ve rastlaştıkça konuşmakla yetiniyor- lardı. İhtiyarlar evinin beş katını da gezdik. Pırıl pırıl odalarda yaşıyan yaşlıların kimisi kitap okuyor, ki- misi bir masa oyunu oynuyordu. A- ma birşey bize acıklı geldi: Durum- ları bozulan ihtiyarlar bir kat yuka- rıya çıkarılıyorlardı. Frankfurta ha- kim, döner bir kale olan Henninger kalesinin çok yakınında hemen aynı hizada idik. Artık kendi kendileri- ne hiçbir iş yapamıyan ihtiyarlar, tıpkı bir serde oturur gibi, bu came- kanlı salonlarda oturuyor ve, göre- 13 Mayıs 1967

Bu sayıdan diğer sayfalar: