13 Mayıs 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 31

13 Mayıs 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 31
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TİYATRO Fransa Nancy'den haber Ne Üniversitelerarası Dün- ya Tiyatro Festivaline katıl- mak üzere yola çıktığını bildirdiği- miz Ankara Üniversitesi Tiyatro Kürsüsü topluluğu, o öğrendiğimize göre, uzun bir kara yolculuğundan sonra, ancak temsil vereceği gün Nancy'ye varabilmiştir. Festival yö- neticileri gençlerimizin yol yorgun- luğuyla, prova yapmadan, sahneye çıkmalarım doğru bulmamışlar ve programda değişiklik yaparak, ken- dilerine dinlenme ve prova imkân- larını sağlamışlardır. Bu sayede Güngör Dilmenin "Midasın Kulakları" oyunu, prova larda son rötuşları yapıldıktan son- ra, 27 Nisan akşamı Nancy Festiva- linde gençlerimiz tarafından oynan- mış ve geniş ilgi toplamıştır. Festi- val şimdi bitmiş olmakla beraber Jürinin karan henüz ilân edilme- miştir. (Bu itibarla topluluğumu- zun, bu yıl, nasıl bir sonuç aldığı belli (o değildir. Milletler Tiyatrosunda Milletler Tiyatrosunda, bilindiği gibi, ban değişiklikler olmuş, kuruluşundan bu yana, Sarah Bern- hardt Tiyatrosunda M. Julien'e ve- rilmiş olan yönetimi, Theâtre de bu tiyatronun müdürü olan Jean Louis Barrault'ya geçmiştir. "Midasın Kulakları" Nancy yolunda 13 Mayıs 1967 Arena Tiyatrosunda "Anastasia" Milyonların unutturamadığı efsane Oyun : "Anastasia", 3 bölüm. Yazan : Marcelle Maurette. . Çeviren : (Guy Bolton'un ingilizce versiyonundan) Ülkü Tamer. Tiyatro: Arena Tiyatrosu (Ankara Sanat Tiyatrosunda). Sahneye koyan : Abdurrahman Palay. Dekor - Kostüm : İsmail Biret. Konu : "Therese Raguin" gibi ünlü romanları ve konuları dramlaş- tırmakta usta olan Marcelle Maurette, Birinci Dünya Savaşından sonra dünya kamuoyunu çok ilgilendirmiş bir olayı sahneye çıkarmıştır bu oyunuyla. Prens Buninin, 1920 Berlininde, Landwehr kanalına kendini atarken kurtardığı kadın, 1918 de, Ekaterinburgda, bolşevikler tara- fından bütün ailesiyle beraber öldürülen son Rus Çarının kızı, Londra bankalarında yatan on milyon ingiliz lirasının tek mirasçısı, Anastasia) mıdır, yoksa bir sahteci mi? Geçirdiği kanlı olaylar sonunda, kimliğim ortaya koyacak belgeler gibi, hafızasını da kaybetmiş görünen bu sefil ve perişan kadın milyonları paylaşmaktan başka bir şey düşünmeyen rus atistokrasisinin Avrupaya kaçabilmiş kalıntıları tarafından. Anasta- sia'nın ta kendisi gibi ortaya sürülecek ama yavaş yavaş hafızasına yeni- den sahibolmaya, rusça konuşmaya başlayınca, hele Çariçeye de kimliğini kabul ettirince, aynı adamlar, kendi uydurdukları yalanın gerçek olabi- leceğine bir türlü inanamıyacaklardır. Para oyunlarına âlet edilmekten tiksinen Anastasia, herşeyin yoluna girer gibi olduğu anda ortadan kay- boluncaya kadar Oynayanlar : “Abdurrahman Palay (Prens Bunin), Altan Karındaş (Anna), Yıldız Alpar (Çariçe), Cenk Güner (Dr. Şerensky) v.s. Beğendiğim : Berlin yalanlarında, küçük bir kulübede yaşayan o ve Çarın hayatta kalan tek kızı olduğunu iddia eden kadının ölümüyle büs- bütün masallaşan bu konuyu işlemekte yazarın gösterdiği ustalık ve incelik. Abdurrahman Palayın -bütün sahne imkânsızlıklarına, yetersiz- liklerine rağmen- oyuna kazandırmayı başardığı çekicilik ve Bunin'de çizdiği o zarif -ve küstah- saray adamı tipi. Anastasia'ya önce bütün ür- kekliğini, zavallılığım, sonra, derece derece, bütün ruh güzelliğini, soy- luluğunu ve ihtişamını veren Altay Karındaşın kolay unutulmayacak kompozisyonu. Yıldız Alparın Çariçede, katılığı içinde duygulu, nüans- lı ve etkili bir oyunla çizdiği güçlü karakter. Cenk Günerin kısacık ro- lüne katmayı başardığı sıcak ifade. Beğenemediğim : Küçük rollerdeki bazı sanatçıların, havayı bozan, gereksiz güldürme gayretleri.. Sonuç : Zevkle seyredilen bir oyun, gerçek bir basan. Lütfi AY 31

Bu sayıdan diğer sayfalar: