2 Eylül 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 15

2 Eylül 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS nüz de kanunsuz. Durum ne ola- cak?" sorusuna şu cevabı verdi: — Valla, bilmiyorum! Bizim bu işlerimizi hukuk müşavirleri bilir- ler Talihsiz Genel Müdür, — O halde, hukuk müşaviriniz- le görüşmeme izin verir misiniz?" diyen gazeteciye menfi cevap ver- miş, resminin çekilmesine de mü- saade etmemiştir. Ancak Ankara- dan şehirlerarası (telefonla temas kurulabilen Bankanın Baş Hukuk Müşaviri (oOMacit Sanoğlu ise, bu haftanın başında (Pazartesi günü, izinden yeni döndüğü için mesele- yi incelemek fırsatını bulamadığını ifade etmiştir! o Bankanın oldukça önemli mevkide bulunan bazı me- murları, mesele açıldığında, "Yok canım, kanun tamamen ilga edilme- di, sadece birkaç maddesi ilga edil- di" demekte, fakat kendilerine Res- mi Gazete okununca, "Allah allah... Allah allah..." diye hayret nidaları salmaktadırlar. "Error communis. Fafat iş, hayret etmekle bitmemek- te, duruma bir çare bulmak ge- rekmektedir. Prof. Bülent. Nuri E- sen,garip ve nadir bir durumla kar- şıkarşıya bulunulduğunu belirtti ve meseleyi şöyle izah etti: "— Teşkilât Kanunu ilga edil- miştir. Şimdi Banka baygın durum- da, fakat aslında ölmüş değil. Nü- fus kâğıdını kaybetmiş ve yeniden çıkarmak zorunda bulunan bir a- dam düşünün. İşte, Banka şimdi o durumda. Teşkilât Kanunu olmadı- ğı için, İdare Meclisi yok, Genel Müdür yok. Ama Bankanın hükmi şahsiyeti ortadan kalkmış olamaz. em, ortada bir hizmet var, bu hiz- metin görülmesi gerekli. Bu bakım- dan, muameleler yapılacak, huku- ken, Meclis açıldıktan sonra çıka- cak tashih kanunu ile yürürlüğe gi- recektir. Memur maaşlarını da dö- ner sermayeden ödeyebilirler.." Prof. Esen, hizmetin devamına, Roma Hukukundan gelen "Error communis facit jus" prensibine da- yanılarak imkân bulunabileceğini i- iade etti. Bu lâtince hukuk prensi- bini Prof. Esen, türkçeye şöyle çe- virdi: "Herkesin yanlışlığı hak do- gurur." Bu prensibin çok nadiren uygulandığını ve bu uygulamaların da ilginç olarak hukuk tarihinde geçtiğini ifade eden Prof. Esen, Bi- rinci Dünya (o Savaşı sıralarında Fransada geçmiş bir olayı örnek verdi: 2 Eylül 1967 YURTTA OLUP BİTENLER Denizcilik Bankasının Şehir Hattı gemileri Jstim arkadan gelecek mi? — Birinci Dünya Savaşında Fransanın alman işgaline uğrayan bir bölgesinde belediye reisi orta- dan kayboluyor ve, hukuken nikâh kıyma yetkisi belediye reisinin oldu- gu için, evlenmek isteyenler müş- kül durumda kalıyorlar. Bu şuada bir adam çıkıyor, 'Ben nikâh kıya- rım' diyor ve tam dört yıl, o hava- lide bütün nikâhları kıyıyor. Fakat savaştan sonra, bu şekilde evlenen- lerden bir erkek, tutuyor itiraz edi- yor, 'Benim evlenmem batıldır. Ni- kâhımı, kanuni yetkiye sahip bu- bunmıyan birisi kıymıştır' diyor. A- damın iddiası, şekli hukuk bakımın- dan doğrudur. Fakat, eğer bu iti- raz kabul edilirse müthiş bir karı- şıklık başgösterecektir. Zira, o dört yıl içinde o havalide yüzlerce nikâh kıyılmış, çocuklar doğmuş, veraset ilişkileri meydana gelmiştir. Fran- sız Temyizi, bunun üzerine, 'Error communis facit jus'u uyguluyor ve rastgele bir adamın kıydığı bütün o nikâhları muteber sayıyor. Böyle bir olay, bizim Milli Müca- dele günlerinde ocereyan etmiştir. Galiba Manisada, tapu memuru or- tadan kaybolmuş, bir adam da ta- pu dairesine kendiliğinden oturmuş ve bütün muameleleri yapmıştır. Sonradan, onun yaptığı muamele- ler de muteber sayılmıştır. Şimdi, Denizcilik Bankasının tashih kanu- nu çıkıncaya kadar yaptığı muame- Man de bu şekilde kabulü gere- r.. Görüldüğü gibi, Denizcilik Ban- kasını düştüğü acayip durumdan kurtarmak için kırk yılda bir -o da savaş, işgal gibi olağanüstü durum- larda" uygulanan bir Roma Hukuku prensibine ihtiyaç vardır! Halbuki Türkiye ne savaş halindedir, ne de işgal altındadır. Ama Türkiye, ger- çekten nâdir rastlanacak bir tip o- lan Demirelin ve onun partisinin yönetimindedir. Bu garip meselenin kendisine başka bir yönden de ilham verdiği- ni ifade eden Anayasa Profesörü E- sen, durumun yarattığı o ilginç nok- tayı da şöyle belirtti: "— Şimdi Parlâmento, bir konu- da, ister istemez, kanun çıkarmak zorunda! Bu da enteresan bir du- rum.." Meclisin üzerinde hiç bir kuvve- tin olmadığını durmadan tekrarlı- yanlar, kendi hataları ile kendilerini yalancı duruma düşürmüş 'Olmak- tadırlar. Ortaya öyle bir durum çık- mıştır ki, Denizcilik Bankasını kur- taracak tashih kanununu çıkarma- mak Meclisin elinde değildir. Gö- rülmektedir ki, Meclisin üzerinde de bir kuvvet vardır. Bu kuvvet, Zo- runluluk haline gelen kamu ihtiyaç- larıdır. Meclisler, hukuk sistemleri, rejimler... Bütün bunlar, milletle- rin ihtiyaçlarını iyi şekilde karşıla- mak için yaratılmış vasıtalardır. E- ger bunlar vasıta değil de, -AP'nin kabul ettirmeğe çalıştığı gibi- gaye olsaydı, Meclisin kapalı olduğu dev- rede Denizcilik Bankasının bir tek iş yapamaması ve Meclisin de tas- hih kanununu çıkarmak zorunda bulunmaması gerekirdi. 15

Bu sayıdan diğer sayfalar: