2 Eylül 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

2 Eylül 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YAYI ORTADOĞU POLİTİKA- SINDA ORDUNUN ROLÜ Macid Hadduriden çeviren, Dr. Tuncer Karamustafaoğlu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Der- gisinden ayrı bası, Şenyuva Matba- ası, Ankara 1967, 20 sayfa. Durmadan kaynayan bir kazan o- lan Ortadoğu konusunda gerçek- ten en ilginç incelemeleri bizzat, bu bölgenin bilim adamları yapmakta- dırlar. Macid Hadduri de bunlardan biridir ve Ortadoğunun siyasal o ve sosyal yapısı üzerinde hayli önemli incelemeleri vardır. "Ortadoğu Poli- tikasında Ordunun Rolü", Macid Haddurinin, 1953 yılında “yazılmış olmasına orağmen, aktüalitesini kaybetmeyen, aradan ondört yıl geçtikten sonra dahi günün olayla- rına ışık tutabilen bir incelemesidir. Ortadoğu ülkeleri olarak Mısır, Su- riye, Irak, Ürdün, Lübnan ve Tür- kiyeyi ele alan yazar, bu ülkelerin politikalarında silahlı (o kuvvetlerin oynadığı ve oynayacağı rolleri, bir bilim adamının açık sözlülüğü için- de, incelemekte ve bu bölge ülkele- rinde gerçek bir demokrasinin ni- çin birtürlü, tam anlamıyla yerle- şemediğini araştırmaktadır. Ankara Hukuk Fakültesinin Ana- yasa Kürsüsü asistanlarından Dr. Tuncer Kâramustafaoğlunun duru bir türkçe ile dilimize çevirdiği bu makalesinde Macid Hadduri, Orta- doğu ülkelerinde gerçek bir demok- rasinin birtürlü yeri esemem esinin bellihaşlı sebebi olarak, teokratik yönetimden süratle demokratik yö- netimlere geçmenin hazımsızlığının rol oynadığını ileri sürmektedir. Macid Hadduriye göre islâmiyet çok tanrılı yunan demokrasisinden bu yana demokrasiyle birtürlü bağ- daşamamıştır. İslâm dininin, softa müslümanlar elinde yenileşme ka- bul etmez bir tavır takınması, müs- lümanları manevi bir buhrana ve DİŞ TABİBİ MUSTAFA GÖREK Atatürk Bulvarı, Bolu No: 84/7 Telefon: 17 lü Kızılay - Ankara (AKİS: 339) 20 NLAR çıkmaza sürüklemiştir. Macid Had- duri bu fikre vardıktan sonra, yo- bazlara göre gerek eğitim, gerek yetişme tarzları dolayısıyla daha i- leri bir dünyanın insanları olan as- kerlerin, kendi deyimiyle ordunun, bu bölge ülkelerinde ister istemez politikaya itildiğini ve çok kere de yönetimi ele aldığını belirtmekte, uzak ve yakın geçmişten örnekler sıralamaktadır. Macid Hadduriye göre, ordunun Ortadoğuda politika- ya karışması, genellikle, gerici oa- kımlarla ouyuşamaması ve bunları önlemek gerekçesiyle olmaktadır. Ortadoğu ülkelerinde güçlü bir ordu kurma fikrinin de çok eski bir. tarihi olduğunu belirten yazar, "Zira o devirlerde" diyor "hüküm- dar kendisini Tanrı, ya da Tanrının oğlu şeklinde ilân etmekle kalmaz, ayrıca başkomutanlığı da deruhte ederdi. Çoğu zaman savaş alanına ordu komutanı olarak katılırdı. İş- te, hükümdarlarla ordu arasındaki bu yakın dostluk arap ve Osmanlı yönetimlerindenberi yüzyıllarca de- vam etmiştir. Ordu komutanlarının halife ve sultanlarla ilişkileri öyle- sine sıkıydı ki, çoğu zaman vezirler ve vezir-i âzamlar bile Divah-ı Hü- mayunda çalışmış subaylar arasın- dan seçilirdi. Bu askeri kişilerin ev- lilik yoluyla hanedanla ilişkiler kur- maları da ender rastlanan bir du- rum değildi." Batı demokrasilerinde ordunun ve subayların iç politika konuları- özellikle (o karıştırılmamasına dikkat edildiğini ve sadece gerek- tiğinde dış politika konularında as- kerin sivil mevkilere atanma sure- tiyle getirildiğini de anlatan Macid Hadduri, Ortadoğuda ise bu duru- mun çok kere tersine işlediğini örnekleriyle belirtmekte, (bunun, Ortadoğu Oo devletlerinde (o aydın kadrolarının en yoğun şekilde ördü içinde bulunması sebebine dayandı- gını ileri sürmektedir. Suriyede ar- dıardına gelen askeri darbeler, 1- rak, Lübnan, Mısır ve hattâ Türki- yedeki 1908 ve 1919 askeri hareket- lerinin de bir tahlilini yapan yazar. makalesini şu hükümle bitirmekte- dir: Ortadoğuda daha uzun yıllar, ordunun iç politikada da, dış poli- tikada da rolü devam edecektir. Tâ ki, teokratik nizamdan demokratik nizama geçişin, ya da islâm dininin yenilenmesi zorunluğu ortaya çıkın- caya kadar." KÜÇÜK BURJUVALAR Maksim Gorkinin oyunu. Türkçe leş tiren, Güner Sümer, Bilgi Yayın- evi, Tiyatro dizisi 14. İsteme adre- si: Bilgi Yayınevi,' Sakarya cad. 8 Ankara. 170 sayfa 6 lira. “Küçük Burjuvalar", yazarı Mak- sim Gorkiye hayli paralıya mal olmuş bir oyundur. İlk 1902'de çarlık devrinde oynandığında, bo- zuk düzeni tenkit eden bu eserden rahatsız olan Çar, Gorkinin Akademi Şeref Üyeliğini onaylamamış, Anton Çehof da Çarın bu tutumunu pro- testo için Akademi üyeliğinden çe- kilmiş, bu yüzden Rusyada büyük gürültüler kopmuştur. Oyun Rusya- da uzun süre ancak sansür edilerek ve polis kordonu altında oynatıla- bilmiş. buna karşılık dış Ülkelerde büyük' ilgi görmüştür. Gorki, bu eserinde, Çarlık Rus- yasının son yıllarının acıklı halini ele çalmıştır ama, eser öylesine in- sani bir hava taşımaktadır ki, bü- rokrasiye ve sefalete boğulmuş her ülkede benzer kahramanları kolay- ca bulunacağı için, dünya çapında bir üne ermiştir. Eseri türkçeye, gerçekten eşine az rastlanır bir ustalıkla kazandır- mış olan Güner Sümer, Gorkinin bu ilk tiyatro oyunu için şöyle demek- tedir: "Küçük Burjuvalar, haksız- lıkların, dengesizliklerin, zorbalığın, kısaca sosyal, ekonomik düzensizli- gin hâkim olduğu her toplumda o gün yazılmış kadar çağdaş ve değer- lidir. Söyleyeceğini büyük çığlıklar atmadan sessizce söyleyen bir o ndur. Çünkü, seyirci (o karşısına getirdiği kişiler inandırıcıdır, yaşar. Duygular, sahnedeki kişilerin oldu- ğu kadar salonda oturan kişilerin de duygularıdır." Ayni zamanda "Küçük Burjuva- lar" oyununu sahneye koyacak bir rejisör olan Güner Sümerin bu ka- nısına biz, henüz oyunu görmediği- miz için, şu kadarını ekleyeceğiz: Kitap öylesine etkilidir ki, sahneye konmadan, sadece kitap olarak o- kunduğu zaman dahi insanı sarıp götürmektedir. İlhami SOYSAL Operatör Doktor MUZAFFER ARGUN Kadın Hastalıkları Mütehassısı Tel: 12 79 49 (AKİS: 340) 2 Eylül 1967

Bu sayıdan diğer sayfalar: