2 Eylül 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 7

2 Eylül 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS tıya katılmak üzere evinden çıkan Demirci, burada gazetecilere, "O- layların muhasebesini yaptık" de- di. Bu ön gelişmeler, Milli Güvenlik Kurulu toplantısını son derecede önemli bir hale getirmişti. Milli Gü- venlik Kurulu toplantısından önce de Çağlayangil, saat 11'de, Ameri- kan Büyük Elçisi Parker Hart'ı ka- bul etmiş, bundan başka Atinadan acele çağrılan Büyük Elçi Turan Tuluy ile görüşmüştü. Doğrusu, Pazartesi günü Ankara- da siyasi gelişmeler pek hızlı ve çe- şitliydi. Kıbrıs konusundaki tutum çok değişmişe benziyordu. Bu hızlı değişikliğin sebebi, herhalde, Kıb- rıstaki bazı gelişmeler değildi. Kıb- rısta son Zamanlarda çok önemli ve türkler aleyhinde sürüyle olay olmuştu ama, Türkiyede bu kadar ciddi bir faaliyete bu yüzden pek rastlanmamıştı. Demirel Hükümeti- ni bu telâşlı faaliyete sevkeden, Tür- a tepkilerin kontrolden çık- asıydı, ki, gerçekten bu haftanın başında böyle bir ihtimal vardı. Hükümet, hiçbir şey yapmasa da, şu birkaç "günü çok şey yapıyor gö- rünerek geçirmeli ve olayları fren- lemeğe, meseleyi tekrar küllendir- meğe çalışmalıydı. Bu bakımdan pek gösterişli ve hızlı faaliyetlerin halkoyuna karşı bir "faaliyet göste- risi" olması da mümkündür. Halkoyu harekete geçirilmişti, başlıyan hassasiyet, yayılma ve şid- detlenme eğilimi gösteriyordu. Mü- cahidlerin ve onlarla birlikte gaze- tecilerin Sükan polislerinin copla- rıyla ve tekmeleriyle dövülmesi, De- mirel Hükümeti için pek talihsiz ve basiretsiz bir davranış, olmuş, "Hal- kın uyutulan, afyonlanan ilgisini u- yandırmağa ne pahasına olursa ol- sun kararlıyız" diyen omücahidler, ilk etapta, amaçlarına fazlasıyla e- rişmişlerdi. Türk halkoyu, Süleyman Demire, lin eğlenceli gezileriyle (omeşgul ve Kıbrıs konusu gazetelerde ikinci, hattâ üçüncü plâna itilmişken, bir- denbire böyle heyecanlı ve sert rüz- gârların esmeğe başlaması, geçen hafta Çarşamba günü cereyan eden olaylarla ilgilidir. O gün, Ankara- daki Kıbrıslı mücahidler bir protes- to yürüyüşü düzenlediler ve poli- sin ölçüsüz derecede gaddar tutumu ile mesele bir meydan dayağı halini aldı. Bu arada gazetecilere de da- yak atılınca, işler oçığımdan çıktı. , 2 Eylül 1967 YURTTA OLUP BİTENLER Başkentte mücahitleri coplayan Toplum Polisi Eski devir hortluyor mu? Polisin -ve olayları o anlarda Em- niyet Müdürü Abdurrahman Lami ile devamlı telsiz irtibatı kurarak ve ânında direktifler vererek izleyen İçişleri Bakam Faruk Sükanın-, o- layların bu şekli alması hakkında- ki mazereti, “"mücahidlerin izinsiz yürüyüş yapmaları, komünistlerin ve provokatörlerin onları tahriki sonucu polise hücum etmeleri" idi. Polisin ve Sükanın mazeretinin ikinci kısmı olan "mücahidlerin po- lise hücum etmeleri" hususu ger- çekten komiktir. Tam tersine, hü- cum eden, Toplum Polisi olmuş- tur. Hem de mücahidlere, "Maka- riosun piçleri", "ingiliz piçleri" di- ye küfrederek!.. Mücahid avı Olaydan sonra iki yönlü bir faali- yet başladı. Hükümet, görev ya- parken, yaka numaralan sökülmüş polislerden dayak yiyen gazeteciler yüzünden basınla arasının tehlikeli şekilde (o açılmasından endişe edi- yordu. Bu sebeple, gazetecilere kar- şı bir "özür dileme" yarışı başladı. Mücahidlere karşı ise tam bir sin- dirme politikası izleniyordu. Olaydan hemen sonra Vali ve Emniyet Müdürü, Ankara Gazete- ciler Cemiyetini ziyaret ederek Ü- züntü bildirdiler, Aman, ne ka ıdar üzülmüşlerdi! Hem, dayak ei ga- zetecileri polis tanımamıştı. Suçlu- lar derhal tesbit edilecek ve cezala- rını göreceklerdi. O kadar üzülmüş- ler, o kadar üzülmüşlerdi ki... Ye- ni yöneticilerinin elinde aktif bir ni- telik kazanmış bulunan Ankara Ga- zeteciler Cemiyeti ise, suçlu polisle- rin -görünüşte de olsa- yöneticiler tarafından tesbitinin arzulandığı kendilerine bildirilince, orijinal bir buluşla bir sergi düzenledi. Sergi, dayak yiyen gazetecilerin ve fotoğ- rafçıların ll ile hazırlandı. O- layları pek güzel belirten resim ve yazılar, geniş bir panoya yerleştiri- lerek, Kızılayda Pikniğin önüne ko- nuldu. Toplum Polisinin yaptıkları bu sergide açıkça görülmekteydi. Ankaralıların çok büyük ilgisiyle karşılanan bu sergiye yöneticilerin. ne kadar tahammül edebilecekleri de merak konusuydu. Tahammül ancak bir gün devam etti. Serginin e eN pe b günü, Ankara t Başkam Beyhan ei telefon ederek, "— Serginizi gördüm. Toplum Polisi ağır şekilde teşhir ediliyor. Sanıyorum, birkaç gün de durdu. Artık kaldırmanız o mümkün mü?" diye nazikâne sordu. Cemiyet Başkanı, serginin üç gün için konulduğunu, süre dolunca kal- dırılacağını bildirdi. Öteyandan polis, mücahidlere "yıldırma politikası" uyguluyordu. Ankarada müthiş bir mücahid avı başlamıştı. Polisler, bir yerde tanı- dıkları bir Kıbrıslıyı derhal karako- la götürüyorlar ve çekilen fotoğraf- lardan teşhis ederlerse, tutukluyor- lardı. Kıbrıslı öğrenenlerin Malte- pedeki yurtlan çok sıkı bir tarassut altındaydı. Sivil polisler binayı ve 7

Bu sayıdan diğer sayfalar: