6 Kasım 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

6 Kasım 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

çalışma Oemaresi görülmemiştir. Yaylacılara göre bu ekipin tek ama- cı, sadece önemli yönetim koltuk- larını aralarında paylaşmak, böyle- ce tekrar seçilmeyi garantilemektir. Grup yöneticilerinin oyetersizliğin- den yakman AP Bursa milletvekili Cemal Kulanlı: — Meselâ, Çetin Altan'ın doku- alm in kaldırılması mesele- si... AP'nin bu konuda bu acıklı du- ruma düşmesinin tek müsebbibi, bence, Grup yöneticileridir" dedi. Sandalye kavgası Yeniiiiler her şart altında Süley- n Demirel'i desteklemekte ve bunun karşılığını da bütün yönetim koltuklarını aralarında paylaşarak almaktadırlar. Nizamett in Erkmen, bu hususu: "— Bu arkadaşlar, AP Grupunu ellerinde tutan kişilerdir" sözleriy- le ifade etti. Nitekim son seçimlerde Millet Meclisi Grup Başkan vekilliklerine getirilen Sabit Osman Avcı ve Ay- dın Yalçın, Yeminlilerin değişmez adaylarıdır. Yönetim Kurulu ise, bir tek kişi -Yaylacı olarak tanınan Kemal Ziya Öztürk- hariç, tüm Ye- minlilerden teşekkül etmiştir. Bu sonuç, ilk bakışta, Yaylacılarla Ye- minliler arasında büyük bir kuvvet farkı olduğu intibaını vermekteyse de, oy adedi itibariyle fark sadece 30'dur. Yeminliler için (kullanılan tam liste oy sayısı 52, Yaylacılar için ise 22'dir. Bu rakamlar, aslın- da, AP Grupundaki gerçek Yeminli ve Yaylacı milletvekillerinin sayısı- nı vermektedir. Bu grupların dışın- da, küskünlerden teşekkül eden ve Kemal Doğan Sungur, Naşit Sanca ve Sedat Aksoy'un başını çektikleri, sayılan 35'i bulan üçüncü bir grup gis kazanma yolundadır. Bu üçün- grup -Parti içinde "Üçüncü ka- nabi olanak adlandrıllmaktadır- da dikkate alınırsa, Demirel'in karşı- sındaki parti-içi muhalefetle, De- mirci'm desteği Yeminliler arasın- da bir kuvvet dengesi kurulmuş ol- maktadır. Bir yandan Yeminlilerini sadece parti-içi (köşelere (o yerleş- mekle yetinmeyerek Hükümette de görev almak yolunda yaptıkları baskılar, öteyandan Yaylacılarla Ü- çüncü grupan muhalefeti, Süley- man Demirel'i önümüzdeki yasama yılında hayli terletecektir. Parti- den ihraç olunan Prof. Osman Tu- ran, bu konuda: "— Demirel'i artık, bol keseden savurduğu Bakanlık yaadleri, mu- AKİS halif gördüklerini yurtdışı gezilere götürmek gibi taktikleri (Okurtara- maz!" dedi. Maksut bir amma.. Yasama yılının başlaması sebebiy- le partilerin içe dönük mücade- lelerinden biri de sessiz, fakat sert bir şekilde, CAP Millet Meclisi Gru- punda geçti. CHP'deki Grup Başkan vekillikleri ve Yönetim Kurulu se- çimini, Kemal Satır'ın "Teşkilât, Ortanın Solu görüşünde bizden de ileri gitmiş" sözünün ışığı altında değerlendirmek gerekir. Gerçekten, geçen yıl Feyzioğlu ve ekibinin başı- nı çektikleri sağcı grupla Ortanın Solu ekibinin mücadelesinin yerini u yıl, kırgınlar ve yaklaşan genel seçimlere şahıs olarak daha güçlü girmek isteyenlerle Ortanın Solcu- ları arasındaki mücadele almıştır. Aradaki fark, artık, Ortanın Solu sloganının Parti için faydalı olup olmadığı yolunda bir tartışmayı kimsenin aklından bile geçirmeme- sidir. Gerçi, CHP Millet Meclisi ve Senato gruplarının tümüyle bu ye- ni görüşü benimsediği, Ortanın So- lu felsefesine tam inançlı olduğu İd- dia edilemez ama, yurt gezilerinin ortaya koyduğu kesin gerçek. Teş- kilâtın, ve halkın, Ortanın Solu prensibine sıkısıkıya sahip çıktığı- dır. GÜNERİ CİVAOĞLU İÇ OLAYLAR C. HALK PARTİSİ Mili Şefin kudreti! smet İnönü inatçı bir tavırla, hat tâ çocukça bir inatla: '—» Hayır, istemiyorum. Ben kendi işimi kendim görürüm»”" de- di. Karşısındaki, Genel Merkezin bir yetkilisiydi. Genel Başkanın kızgın olduğu anlaşılıyordu. Ama tartışma, Ortanın Solu po- litikasının bir uygulamasından veya her bir sütununda ayrı hava çalı- nan Ulus'un Allahlık halinden ya- hut partiye, mutlaka, bir "düşünen ekip"in lüzumundan çıkmamıştı. Mesele çok daha basitti: Genel Mer- kezin yetkilileri, Genel Merkezin, 1- nönü'nün de işlerine bakan bir gö- revlisini, Genel Başkana haber- dahi vermek zahmetine katlanmaksızın çıkarmışlardı. Gerçi bu konuda, o sıralarda Heybeliada'da bulunan is- met İnönü'ye telefon edilmişti ama, bu, onun rızasını almaktan ziyada ona durumu haber vermek içindi. Kii İnönü telefonda: -— Canım, ben iki güne kadar Ankara'ya dönüyorum" dediği za- İlâhin SELAMI ERKUT istemediği kurban

Bu sayıdan diğer sayfalar: