17 Mayıs 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

17 Mayıs 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ABDÜLHAMİT VE» AFRODİT Yazan: İskender Fahreddin Bana bomba atacak olan bu nankör kadının şimdi kafasını koparmalıyım ! Padişah sağ elinin Iki parmağı Uzatarak bağırdı: gözlerini oyarım. Dilinin altındaki baklayı çıkar bakayıml» içak, şimdi Abdülhamit Melâhati bomba verseler Ahdülhamidin ikinci başkâtibi arap izzet Paşanın ifşaatı! — Bu gece gene korkulu bir rüya gördüm, İzzet | Galiba fena haberler var ... — Zatı şahanelerini endişeye düşürecek derecede-mühim hiç bir şey yoktur. “ Fel meseleden de vetice elde edilemedi . Bu - işin altından bir çapanoğlu çıkmasın!? — Efendimize doğrusumu söy- lemek lazım gelirse, diyeceğim ki, bu işde dahili bir parmak var... — Nerden keşfettin? — Bu sabah da ayni beyanna- meden bir tane fakirhanenin ka- pısında buldük. Padişah kaşlarını çatarak dü- şünmeğe başladı. " — Şuraya buraya yapıştırılan bu tehditamiz beyannameler sara- haten — gösteriyorki, — İstanbulda aleyhimizde çalışan kuvvetli bir teşkilât vardır. — Bendeniz de ayni kanaatte- yim. — Bu hainleri acilen derdest edip kafalarını ezmeliyiz, anlıyor musun? İzzet paşa bir müddet yere baktı ve süküt etti. Padişah odanın içinde geriniyordu. — Sana söyliyorum İzzzet ! Bu cüretkârlar kimlerse derhal mey- dana çıkarılmalıdır. Bu irademi şimdi Dahiliye nazırına da tebliğ et... bütün işlerini bıraksın ve bu mühim — meseleyle — meşğul olsun . — Baş üstüne sultanım! İradei seniyelerini şimdi bizzat köleniz tebliğ ederim. — Lâh ayağa düşürmeyini Mesele gayet mahrem - tutulsun.. Ha, az kaldı unutuyordum, sen temin bir dahili parmaktan bahset- miştin, ne dimek istiyordun? —— | —Hiç efendimiz... - Sarayda, zah şahanelerine hiyanet tasay. vurunda — bulunan bir düşman clinin mevcudiyetine kailim... — Hele hele.. söyle! senin bir duyğun var! — Sadece bir şüphe, sultanım! Padişah hiddetle, sag elinin ild parmağını uzatarak bağırdı: oyarım... Şu baklayı / çıkar bakayım! İzzet Paşa, Abdülhami minı arttıran manalı evha- bir tavırla tecrübe, dedi ediyordu; <Yavrum, sana bir atabilir. misin?. — Hın teki şayialara inanmak lâzı lirse, hepimizin hayatı lehlıkedıdır İstanbulda zatı şaha- neleri aleyhinde gizli bir komite teşekkül etmiş. Bu mesele etra- fında yapılan tahkikata göre, bu komite günden güne azasını ve faaliyetini tezyit ediyormuş... — Zaptiye ve Dahiliye nazırla- l idaresi uyuyorlar mı? li gündüzlü çalışıyorlar, — Fakat, bir halt edemiyorlar, değil mi? — şu suretle teşkilâtın çok gizli | tutulduğu tahakkuk ediyor! Padişah elini masaya vurarak tekrar bağırdı: — Sonra, ne yapacaklarmış, bana onu söyle? — Sarayda bir kadın elde et- meğe çalışıyorlarmış... — Bu kadınla ne iş görecekler? — Efendimizin yatak odalarına bir bomba koyarak... Padişah, bomba — kelimesi duyar duymaz, bir çekirge gil yerinden sıçradı. — Sus. Diyerek İzzet ksünden yakaladı: hepiniz uyuyor- bomba — atmağa cüret edecek bu nankör kadının gimdi — kafasını — koparmalıyım! anlıyormusun? — şimdi, — şimdi... Haydi, koş.. kimseye haber ver- meden işe başla! Abdülhamidin gözleri, İzzet paşa Abdülha: çalışar: — Müsterih olunuz Sultanım! - bunu yapmak kolay bir iş degildir. Maiyeti seniyelerinde, efendimize hıyanet edecek bir fert tasavvur edilemez... — Herif, demin bana, sarayda böyle bir parmağın mevcudiyetine kail olduğundan bahseden sen degil rüt idin? — Bendeniz, efendimize hariç- teki şayıaları arzettim... İhtiyatkâr bulunmak şüphesiz hayırlıdır , — Eyvah, demek ki, hariçteki kanaat, benim böyle bir tehdide iğım merkezinde, öyle maruz kal mi ? Padişah İzzet paşanın üzerine * yürüdü : — Haydi çekil karşımdan .. Bu iş hakkında müsbet bir cevap getirinceye kadar gözüme görün- mel | (Mabadı var) 1 | | Halk sütunu Gaip aranıyor. Yedi suna, mükaddem - Kartal kazası icta memurlüğünda. kulunan Ayancıslı İbrahim Kâşif efendinir hayaş ve me malını bülenlerin Un kapanında keresteci Şükrü elendi zade Şukrü beye maltmat Yermelerini insaniyok zarana rica cıle zim, Şükrü zade * Hakkı Şerik aranıyor Mateşebbis, Mal ve mamaskür bir ar Kkadaşa ihtiyaç vandır. Orta mektep me: zanu bulunması şarttır. aculuk işlerinden anly edenlerin her gün ir han N in satları. Çöpcülerden şikâyet Valda camüi / karşısındaki aparlım farda oturan bir kariimizin Yaber ver Hine göre, çüp arabalan © semte uğra: Mıyormuş. Hattâ bazı evlerin, biriken çöplerini yangın yerine döktükleri görü' mekte imiş, Şehremanetinin nazarı dik. katini celbedöriz. Muktedir bir marangoz usta başısı aranıyor Marangorlar cemiyetinden : Poğrama, mobiya, sandal ve motar tekndleri İlali ?bir usta aramaktayız. Kendisine bi Tangoz fabrikasında dolgun yevmiye ile Usta bağşılık vazifesi verilecektir. Talip olanların Galztada comiyet merkezine müracaatları. Zayi Mührümü kaşbettim. Hükmü yoktur. Faşabahçe - İntir köy Xo 19 Büyüyor ve güzelleşiyor Karilerinden gördüğü “Fevkalâde rağbet üzerine Cumartesi 18 Mayıstan itibaren kıt'asını büyülterek zengin münderecatla çıkıyor 1 HAZIRAN YAKLAŞIYOR. Bundan sonra yaltız. yeni yazı kül Tanilecaktır. Onan için bir an evvel ADLER Yazı makinelerini tedarik ediniz. ADLER makinesi Avrupada ilk imal edilen yan makinasıdır. Tarihi imali 1898 dir Bütün dünyada şimdiye kadar 980000 esi mahstıs ve münhasır. İolu için seyvar memur ümüm yazı danı atelyesi müteha: n tahla idare ir Alman mak; mledir Kazanç vergisi Bordroları Her ay Maliye tahsil şübe- || lerine verilmesi mecburi olan müstahdimin bordroları yeni harflerle temiz bir şekilde matbaamızda basılmıştır. İki Akşam kuruş fiyetle yalmız matbaasında satılır. i beyle oğlu H eyin bey, gizli randevu evindeler. de çakır keyif; hattâ, sarhoş! İki- sinin de kucağında birer kadı Yayık ağızla şarkı söyliyorlar, şarap içiyor ve kadınları öpüyor- ev sahibesi, yılışık ini oğuşturarak, odaya e, kadınları, azıcık dışarı . Yalız kalan baba - oğul, aralarında konuşmıya başladılar. Yaşına nazaran pek genç, adeta 30 unda, 35 inde görünen Naci bey, diyordu —e iyi arkadaşız,değil mi,Hüse- yinl Hep beraberiz. Birlikte kazanıp birlikte —yaşıyor ve eyleniyoruz. Aramızdan su sızmıyor.Senin gibi. bir arkadaş oğula sahip olmak, cidden saadet | insan - lara karşı, sanki, aramıza ittifak etmiş, kaynaşıp amalgama olmuş gibiyizl — Hattâ anneme, anneciğime karşı bile, — Vayl Anneni, böyle, başka kadınlarla — aldattığım için, beni Muvahaze mi ediyorsun? — Yok! Hayır.. Muvahaze değill... Ben, insan halinden anla- mm, baba... Biliyorum ki, anmem sana karşı ne kadar müşfik bir arkadaşsa, sende, ona karşı, o derece merbut, muhabbetkâr ve alelümum hürmetkârsın... Fakaaat, Fakati var, baba... — Müptezel, lâkin, doğru bir sözdür: “ Bir çiçekle bahar olmaz! — İnsan, her gün baklava yese bıkar!, derler. Elbette, sen de, - isteç kadar güzel, istedi beli ve sevimli olsun - anneme kendini inhisar ettirmezsin, ettire- mezsin! Buna imkân yok: İnsan- ların taaddüdü zevcata mütema- yil bir bünyesi var.. Ben, bunu, gayet iyi biliyorum.. O halde senin, skandal — çıkarmaksızım, —annemi aldatmanı, gayet tabü, zaruri ve mantıki buluyorum... Çek baba: Dostluğumuzun — ve saadetimizin şerefinel,, A., Buraya tefelsüfe mi, yoksa eylenmiye mi geldik, yahu? Bu ne uzün konuşma böyle?;. Hunu... Melâhat!! Sabihall — Geliyoruz! Şimdi, şimdi. Melâhatle Sabiha, hakikaten de, çok geçmeden, odaya döndü. Gene, içki, şarkı ve öpüşme - fasılları başladı . İçlerinden biri, ansızın, ortaya bir teklif att — Haydi, Maksime gidelim... Oradanda , sabaha karşı, otomo- bille Altınkuma doğru sarkarız. — Kabull — Kabull — Kabul! Fakat.. Hüseyin! Gel, hanımları adesile - kulağına bir şey söyliyeyim. adar ci Ve, Ahmet Naci bey, oğluna | usulca dedi ki: — Yanımızda kâfi derece para yok. Bu gezinti 100 - 200 liraya patlar. Haydi, biz burada iki üç kadeh daha çakıştırıncaya kadar, sen, bir otomobile atlayıp eve kadar sark! Anahtarla kapıyı usulla açıp ayaklarının ucuna ba- sarak, ses çıkartmadan, odana gir; çekmendeki paraları al; ve, gene usulla, evden çıkıp buraya dön. Annen, yalnız olduğu muhakkak yatıp uyumuştur. Şa- yet, uyumamış da, seni görürse, dersin ki “ Bu gece, Boğaz- içine, Rahmi Paşalara, babam- |da beraber gidecektik amma, benim gitmeme hacet kalmı Sade babam gitti. Ben, bir | arkadaşımda idim. Şimdi de, odamdan para alıp bara gi- | deceğim. , Mamafih, annene hiç tesadüf etmeyip bu izahatı da ürermesen daha işabet olurlel Hüseyinciğim. Delikanlı, sek sesle: — Ben, bir — çeyreğe kadar giliyorum! —- diyerek, kadınlarız müsâaadesini aldı. i Ve, babasının tavsiyesi le, bir otor gitti; anahtar kapısın açti — parmaklarımız ucunda yürüye yürüye, bıı lari “tıpırdatıp — pıtirdatmadan , Bedmlka” çkiç Tezll Kİ odasının kapısını itti; - elektrik- leri — bile yakmıyor lıkta, el yordamile — ilerli Paranın bulunduğu masaya laştı. Lâkin, ansızın durdu. Durdu ve ortalığı dinledi. M sanım arkasındaki ve salonla ket odası arasındaki battal kapıd doğru, kulağma, bir. mınıltı, bi homuztu, bir 'soluma çalındı. | Allah, allah! Böyle, gece vakti, boş evde, 'bu, ne olsa ü İnsiyaki “bir hareketle, et bakınmakla beraber, aynı 7: da, elini, arka cebine göt Tabancası oradaydı. Fakat, h Hüseyin, biç bir lâmba yakmad halde, karşıki — yüksek - dıvar kendi evlerinden bir zıya aksedi- yor. Pencereye yaklaştı: kına/ vardı kiş ' bu aşik, ” yanı salondan aksetmekte.. — Demel ki, oranın elektrikleri yanıy Garip şeyi Annesinden - başl kıııı.ııı:ıııı bulunmaması lâzım bu evde, salonu, böyle kim ıyâ.ı.m...? D İhtiyatla balkona çıktı. Balkon, | hem kendi / odasının, hem de salonun — müşterek — balkonel ( Hırsızlama, iki adım attı. Ne, Ahi Ahbhh! Battal kapının önündeki füyü yastıkh yumuşak sedür bunun. üzerine, yü rinde, — annesi,,, —yarı gaçlar. venli eldinda, izrli gha larında, bükle bükle dağımık,, yanaklar, ihtiras alevi ile pençe kıpkırmızı,,, gözler, hi asabiyetin ürpermesile kıvranıyor; — komşu delikanlıl dan birinin kucağında... Netice Sayet, —bu hikâye, “har; evelki nesil, e mensup üdeba te rafırdan — yazılmış “bulunsaydı, | behemehal şöyle biterdi: —| Hüseyin, asırlık terbiyelerin bir tehevvürle taban cebinden çıkardı; annesi — Orospul- | için annesini katle Fakat, şimdi, harbin. getirdiği | keşmekeşler netcesi, herşey- gibi, aklâkta da bir ittirat yok! Şayet, Hüseyine, annesini vurdulsam, | serbest - fikirlileri , fena - halde | öfkelendireceğim; eyer — vurdur. masain , * klasik namus , tarafı tarlarının hiddetini celbedeceğim. |i Binaenaleyh, mevzun, böylece | Berakiyorum; herkes, mensup bo. dundağu kanaate göre bir netice | düşünsünl ğ (Vâ.Nâ) * | kiralık köşk İstiyede Büyükdere cad- desine müntehi Köprü ittisa- linde 15 odalı, gayet geniş bağçe - içinde, havadar bir köşk tamamen ve ya yarısı, senelik ve yahut yalnz yaz mevsimi için kiraya verile- cektir. Telefonla — Beyoğlu 1160 © nümaroya müracaat edilme”

Bu sayıdan diğer sayfalar: