29 Ekim 1929 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 17

29 Ekim 1929 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1929 hi lân tefrikamız:16 BİZANSIN S ON GÜNLERİ iskender Fahreddin Yazan: © gece Padişah (Elvira) ya söz verdi, dost- luk muahedesini ertesi gün imzalayacaktı. Fakat, sabahleyin bir karısını Hünkâr Edirni Rüstem bey, muahedeyi tahrif el fenalığın farkındadegildi. Şimdi, işin içine, bir de Safinaz karışmıştı. Elvira geniş bir nefes aldı. Padişahın teminatına inan- imışti. Sofranın başında diz dize eturuyorlardı. Kadehleri boşalmıştı. Elvira doldurdu... Padişah içti. Padişah doldurdu... Elvira içti. — Artık memnunsun, de- gil mi? Elvira baktı. Bir daha içtiler. Ardı sıra bir kaç defa içtiler. Siyasi rollerini oyna- mışlar, birbirlerinden öğre- neceklerini öğrenmişlerdi. Mütemadiyen içiyorlar .. Eğleniyorlardı. Saatler geçiyordu. Daha eğlenecekleri baha kadar içecekler ve sabaha kadar eğleneceklerdil Bizans - dilberi — saçlarını dökmüş ve omuzundaki ince örtüyü yere — düşürerek beyaz vücudunu meydana çıkarmıştı. Bu lâtif munzarayı temaşa et- mekten âsabı gevşeyen Padişahın iradesi elden giti Birbirlerine sarıldılar gülerek — önüne tem Gece, Sultan Mehmet, başını Bizans dilberinin göğsünde din- lendirirken, ilk ve son kararını vermişt — Bizansı mutlaka Fethedece- Kim.. * (Rüstem) bey iş başında... Muahede tanzim — ve tahrir aözde durdu ve istediği maddeyi muahedeye ilâve etmekten çekin- tedi. Muahedeyi rumca yazmışlardı. Rüstem bey bu işi yapma; karar verirken, kellesini ması ihtimalini de düşünmüştü Fakat, sarayda kendisinden ve (Yunus) beyden başka- rumca bilen bir kimse yoktu. Meseleden (Yunus) beyin de haberi - vardı. Her ikisi de birbirinden cesaret alarak, Padişaha ve'devlete karşı bu hiyaneti yapmak fırsatını kul- muşlardı. O gün dostluk mukavelesi elçi- lerin hazurunda (Yunus) bey tara- fından okunacak, evvelâ Padişah, sonra da elçiler imza edeceklerdi. Rüstem bey o sabah (Klio)nun odasına uğradı : — Haberin var mı? — Neden ?.. — Bugün öğleden evvel dostluk muahedesi imzalanacak. — Sahi mi ?! — İlk müjdeyi ben veriyorum galiba ..2. — Teşekkür ederim, Rüstem beyi Klionun yüzü gülmiyordu...kar- v karşıfa oturdular. — Ne var Klio? — Hiç., — Yüzlin gülmiyor.. — Nasıl gülsün... Oynayan ben; | —— Satinaz odasında bel şayia çıktı: Agripasın ede alıkoyacakmış..! etmekle vatanına kaışı işlediyi bey Bizans Gilbi kurtulup sevgilisi: gelememişt parsayı toplayan başkasıl — Rica ederim açık söyle.. Ne var? — Dün gece olup biten işler- den haberin yok galiba...? — Hayı — Sahi mi?! — Vallal — Padişah Elvira ile kadar berabermiş... — Olurya..! aha — Hünkâr Elviradan çok hoş- lanmış. — Peki ama.. bu işde şaşıla- cak ve can sıkacak ne var? Klio kaşlarını çattı.. gözlerinin içinde anlaşılmaz bir ihtiras, ba- kışlarında intikam almak istiyen bir mana vardı. — Canımı sıkacak ne mi var? -dedi.> Sen çocuksun Rüstem bey! Bu vaziyet karşısında, yarın ben onun azametini çekemem. — Nasıl. — Çünkü bu muvaffakıyeti o Vemin etmiş olacak. — Kim ederse etsin!. sizin maksat ve emeliniz, bu işin sizin lehinizde bitmesi değil midir? Bahusus ki, istediğiniz. maddeyi muahedeye ilâve eden benim.. — Doğru.... Fakat, Padişahı imzaya © mecbur etti. Sultan Mehmet müahedeyi — imzalamak istemiyormuş. — Demek, onun israrile imza- layaak, öyle mi? — Evet. Klio heyecanını gizliyemce — Senin hiç bir şeyden rin yokmuş! - dedi - Çengilerle eğlenmekten, etrafta olup biten- leri görmiyor ve işitmiyorsun | Bugün muahede imzalanırsa, biz de yarın gidece; Fakat ... Füket (Elkra) burada kalacak!! (Mabadi var) Bichard ismin #vli (ve güzel ka: olan) bir adam, Xe Catclla isminde ko casına sadik bir ka: dina gönül- veriyor. Fakat cndan yüz bulamıyınca. puodir a getirip bir yalacla Kadını” kandıriyor : Güya, kerdi. kansı ilb kadının koçgsı, hamamlardan bit 'nin karanlık bir oda- sında yekdiğerlerine randevü vermişler. miş. Cultila TarRi ehard, aralarında ka: Tarlaşırıyonlar. Ha karanır odada, Cetolla, koca- sinn a. ak; böylelikle. “nti- kam ahnacak, Ertesi gün, Rice hard, alessabah, hamama Hamam sahibesine epice yüklü bir para verdikten miamdata yerine getirmek dım istedi. Yardım ederse, büyük bir para daha vermeği vadetti. Hamamcı kocakarının da,para ka- zanmaktan gayrı bir. moramı yoktü zaten. — Tam sizin arzunuza göre bir odam varl -dedi. Penceresiz, kapkaranlık. Oraya bir yatak koyarım. Aydınlığın kapıdan gir- memesi için de - tertibat alırım . Hasılı merak etmiyin . » Richard : — Haydi, göreyim seni! Beni mahcup bırakma! -diye kocakarının sırtını sıvazladı Sonra, sevgil sıl sokması lâzımgeldiğine dair tafsilât verdi. Oyunun muvaffakı- yetle oynanacağına kanaat geti- rince, sefayıhatırla yemek yeme- ge gitti. Gelelim, Biçare gafil, den şu kadarcık şüphelenmedi Gönlü gayet kırık bir halde evine Madam - Cat döndü. Kocasının, o gün zarfında işleri oldukça fena gittiği ( | adam, - düşünceli -i ne öptü; ne sevdi ; | sofra başında ve yatakta ona iltifat gösterdi. Kadın, kendiken- dine şöyle düşündü: — * Ah hain aht yarınki randevusunu İştahmı Richar'ın karısına sakla- dığı için benim yüzüme bakmıyor.,, Sabahliyin uyanınca da aynı soğukluk —devam edince hımcı büsbütün arttı. Artık, — zihnini işgal eden yegâne fikir , randevu mahallinde kocasına edeceği kü- fürlerdi. Nihayet,ertesi gün, Mme Catella'nın kocası, saat Tl-de ev- den ayrıldı.Birazsonra sımsıkı ö Doktor Â. kutiel | Elektirik makineleriyle belsoğukluğu, İürar Garlığı, prostat, ademilktidar, bel ggevyek- liği ci ve hrengiyi ağrısız. tedavi öder. Karaköyde Börekçi Tirini sırasında a. nerek, kadın da sokağa fırladı. Adresini Richard'tan aldığı hama- ma gitti. İçinden söyleniyordı — “Ah gidi benim samimi aş- kımı sui istimal eden alçak adam ah! Ona, bir ders vereceğim ki, Hakikatı anlıyınca, kim bilir, ne kadar şaşıracak! Beyninden vurul- muşa dönecek! Hamama geldiği zaman, koca- karı, onu, büyük bir izzetü ikram ile kapıdan karşıladı. Nezaketle önünde iğilerek: — Karanlık —odaya girecek madam siz misiniz, güzelim? -diye sordu. — Evet, — Büyürün, meleğim. Catella, kocası tarafında tanı mamak için, mantosuna ve tüll rine'İyice bürünerek Richard'ın büyük bir sabırsızlıkla kendisini | Kocası niyetîne bışkı erkeğın koynuna giren kadın Koynundaki kocası olmadığını anlayınca, pürdehşet yı ktan fırladı beklemekte olduğu odaya girdi. Delikanlı, alçak sesle: — Sefa geldiniz. sevgilim! - sesini, kadının koca- Sonra, sevgilisini elinden tuttu. Kolları arasına aldı. Binfbir neva- dikten sonra, nihayet ele geçirilen bir kadının koynunda yatmak... Ne zevk! Richard, pürihtiras çır- pınıyordu. Kadın, dün geceki so- gukluktan sonra, bu günkü ateş ne dereceyi buluyor diye şaşıyor- du. Kocası, gerdeğe girdiği gece bile, böyle coşkunluk — göster- memişti. Neden sonra, kadın açtı ağzını: — Koynundakifkadını kim san- dın da böyle kendini kaybetme derecelerine geldin, — bakayım.. Ben senin karınım!.. Anladın mı? Dün gece, sırtımı çevirip uyur- sun da, iştihanı - bugün için sak- larsın ha. Fakat çok şükür ki, emeğin gene yabancıya gitmedi! Şimdiye kadar sana karşı sadık kaldığım için, acındım doğrusu. Bilseydim, vaktile Richard'ı hiç üzmezdim. Doğrusu, fena deli- kanlı da değildi. Benim gibi namus ve gözelliği ile dillere destan bir kadına böyle muame- leyi reva gördüğün için dünyanın en alçak adamı sensini Artık, hayatının sonuna kadar dilimden kurtulamıyacaksın! Rezilâne ha- reketinin cezasını çekeceksinl Richard, kahkahalarla gülme- mek için kendini zor zaptediyordu. Cevap vermemek için, kadını öpmeğe kalkıştı. Fakat, Madam Catella, oun, nefretle itt — Hâlâ — utanmadan — nelere kalkışıyor, bak! Nafile! Kendini affettiremezsin! Ayaklarıma kapan! AF talep et bakalım . Richard, kadının ayaklarına ka- pandı; kendi sesile: — Size bu oyunu oynadığım için beni affediniz, efendiml-dedi.- Ne yapayım? Elime geçmeniz' için bu hileden gayrı çare bulamadım, Bunun üzerine, kadın, pürdeh- şet, yataktan sıçradı. Haykırmak istedi. Fakat, Richard, onr mani oldu. Elini ağzına tıkadı; ve ona dedi ki: — Müteselli olun, efendim. Bu olan işi tamire imkân yoktur. Şayet bağırır çağırırsanız, buraya gelirler; siz bildiklerinizi söylersi- niz, Ben de size iftira ederim “Kendikendine geldi!,, derim.Size inansalar da, bana inansalar da enfaatinize uygun değildir. Onun için, haydi, beni affedin... Kadın, bu sözleri mantıki bul- Erkele vücuduna güzelleştiren Roussel Kemeri Bedeninisi im cdldr. Öceatüi bir masaj tedille zalllatiz — Tlusmef Ka laz Mun aSi et mukavina O a Basebiylesr z0 olunduğu kar Gar üzayabilmesi Sayesinde her lll tarafitemamen do #rultur. Sizi gençleşiler Vücudonuzu yamuşatı ve gıklayenz. Bizan Teşilikde epa TÜeip ver. Giğinizde. karmarn kumu Teheizlr Yailmnı santımevo le Bidlaniz. “Yegâne satiş mahalli: Paristeki Pt İstanbul şubesi : Beyoğlunda Tünel mevkünde | N* 12 Yüti 6 Liradan iziharen. Belsoğukluğu, frengi olanların nazarı dikktine Dr. Horhoroni Fennin en son vsulile kat'i olarak eski ve yeni heksoğukluğu, frengi idrar darlığı, bel gevşekliği ve mesane- vo bilcümle kadın rahatsızlıkları te davi olunur. Beyoğlu Tokatlıyan ya- amnda meklep sokak No, 85 Telef: Fiyaenla sahkin. saatlet meyanında 9 küyük mükafet kazanmıı ölan ye göne saattır. |T dmimi acunlalarız Tstanbalda Çarşıyı kebirde CEZVECİYAN ve mahtamu | HEPSIIHJEII in, ağıı açıldı gayrı bağırmadı. Richard, kendini affettirmek için, onun, ellerini, ayaklarını öpüyordu. Madam Ca- tella, derin bir düşünceye dalmıştı. Buseler yüzüne yaklaştığı zaman, kocasının artık yıpranmış aşkı yanında bu yeni sevgilis'nin taze, mühteris aşkını düsündü. “Oldu olacak! Kırıldinacak! , diyip Ri- ehard'ın buselerine buse ile mu- kabelede bulundu. Hamamcı kadını çağırdılar. Ay- dinlik *bir odaya geçip adamakıllı soyunarak yatağa - girdiler. Bu sefer de karşılıklı rıza ile seviş- tiler. Böyle işler, bir kere başlamıya- görsün! Arkası çorap söküğü gibi gider. Netekim, sizinkilerin ran- devusu da bir kereye munhasır kalmadı. Tadımı aldıkları gi muaşakalarına devam için uzun seneler hamamda buluştular. Lâ. kin, mahirane idare ettikleri bu buluşmalardan ne kadının kocası, ne de erkeğin karısı haberdar oldu. Mütercimi: (Vâ - Na)

Bu sayıdan diğer sayfalar: